hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    İçme suyu krizini kökten çözecek proje

    KAYNAKCNN TÜRK

    İçme suyu krizinin çözümü okyanuslarda olabilir mi? Bilim insanları, okyanus üzerindeki nemi toplayıp bundan içme suyu elde edebilen bir teknoloji geliştirdi. Teknolojinin mucitlerinden Prof. Dr. Praveen Kumar, devrim niteliğindeki buluşu CNN TÜRK'e özel anlattı. Dış Haberler Muhabiri Hilken Doğaç Boran'ın özel röportajı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    HİLKEN DOĞAÇ BORAN: Okyanusun üzerindeki nemi toplayıp bundan içme suyu elde etmek, su sorununu kökünden çözmek için mükemmel bir çözüm. Bunu tam olarak nasıl başarmayı planlıyorsunuz?

    PROF. DR. PRAVEEN KUMAR: Bu erken araştırmada fizibilitesi olduğunu kanıtladık. Okyanusların üzerinde içme suyu elde etmeye yetecek kadar nem olduğunu ortaya koyduk. Bu aşamadan çıkıp uygulamaya geçme sürecimiz olacak. Çalışmalarımız bunun dünya çapında uygulanabileceğini gösteriyor. Bunun farklı iklimlerde uygulanabileceğini kanıtlamak için okyanusa kıyısı olan farklı büyük şehirleri inceledik. Dünyanın büyük nüfus merkezlerine ev sahipliği yapan birçok kurak ve yarı kurak bölgede yapılabileceğini de ortaya koyduk. Sıradaki aşamada burada topladığımız veri ve gözlemlerimizi temel alarak ölçeği küçültülmüş prototipler geliştirmeye başlayacağız. Bu fikirlerimiz test edeceğiz. Daha sonra büyük ya da tam ölçekli geliştirmeye geçeceğiz. Yani bu tasarım aşamasından geliştirme aşamasına geçiş sürecindeyiz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    HİLKEN DOĞAÇ BORAN: Anladığım kadarıyla projenin sürdürülebilirliği ortada. Ama küçük ölçekli bir şekilde başlayacağınızı söylediniz. Bu makinelerden biri, teknik olarak kaç kişiye içme suyu sağlayabilir? Örneğin New York ya da İstanbul gibi megakentlerin ihtiyacını karşılamaya yeter mi?

    PROF. DR. PRAVEEN KUMAR: Okyanuslarda mevcut şartlar üzerinden yola çıktık. Büyük bir cruise gemisi büyüklüğündeki bir yapı tasarladık. Bu ne kadar içme suyu üretir onu hesapladık. 200 metre uzunluğunda 100 metre yüksekliğinde bir yapının yılda ortalama 500 bin kişiye yetecek kadar su üretebileceğini bulduk. Tabii ki bölgelere göre bu sayı değişebilir ama ortalama sayı yarım milyon. Bunun iki açıdan ölçeklendirilebilir bir proje olduğunu düşünüyoruz. Bir kere her yapıyı ihtiyaca ve ekonomik duruma göre küçültmek ya da büyütmek mümkün olacak. İkincisi de bu yapılardan ihtiyacı karşılamak için ne kadar gerekiyorsa o kadar konuşlandırabilirsiniz. Büyük bir şehrin açıklarında 10 gemi bulunduğunu düşünün. Bu büyük bir sayı değil. 5 milyon kişinin ihtiyacını karşılar. İstanbul’un nüfusunun 15 milyon olduğunu düşünürsek, ihtiyacın tamamını karşılamak için 30 gemi gerekir. Büyük ihtimalle zaten ihtiyacın tamamını karşılamaktansa, katkıda bulunmak gerekecek. Su tedariğinin yarısının mevcut kaynaklardan sağlandığını varsayarsak, 15 gemi ile İstanbul’un ihtiyacına katkıda bulunulabilir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    HİLKEN DOĞAÇ BORAN: Verimden söz ettiniz. Elde edilen su miktarı dünyanın farklı noktalarına göre değişebilir dediniz. Okyanusa kıyısı olmayan bölgeler için ne düşünüyorsunuz? Örneğin Türkiye Akdeniz ve Karadeniz arasında. Elinizdeki mevcut tasarımlarla bu bölgede böyle bir nüfusun su ihtiyacını karşılamak mümkün mü?

    PROF. DR. PRAVEEN KUMAR: Dediğim gibi dünyanın neresi olduğuna göre farklılıklar olacağını vurgulamak önemli. Mevsime göre de değişiklikler olacaktır. Örneğin yazın buharlaşma fazla olduğu için nem de artıyor. Ama bu kolayca çözülebilir. Büyük bir su rezervi yapıp, aradaki farkı buradan kapatabiliriz. Yani şu anda optimizasyon yapmamız, neyin işe yarayıp yaramadığını denememiz lazım. Bunlar için standart mühendislik projeleri mevcut.

    HİLKEN DOĞAÇ BORAN: Son bir sorum var. Bu teknoloji ne zaman erişilebilir hale gelecek? Bu projenin iklim kriziyle mücadele ve yenilenebilir enerji üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    PROF. DR. PRAVEEN KUMAR: Öncelikle iklim krizi sorunuzu yanıtlayayım. Bu projenin heyecan verici yanlarından biri de bu. Bu yola çıkarken amacımız, inşa ettiğimiz yapının 30-40 yıl sonra da kullanılabilir olmasını sağlamaktı. Çalışmalarımızda şunu bulduk: İklim kriziyle birlikte sıcaklıklar da artıyor. Hem atmosfer hem de su yüzeyi ısınıyor. Bu yüzden buharlaşma ve havadaki nem de artıyor. Bu suyu toplamak mümkün. Yani projemiz iklim değişikliğinin etkisini hafifletmeye yardımcı olacak. Su ihtiyacı arttıkça bu teknoloji faydalı olacak. Bence sahadaki denemeleri rahatça 2 yıl içinde tamamlayabiliriz. İnşa süreci için de gerekli bilgiye ve tecrübeye sahibiz. Okyanuslarda petrol kuyusu platformları yapıyoruz. Dev cruise gemileri yapıyoruz. Mega yapılar inşa ediyoruz. Yani bunu inşa etme süreci bizi zorlamayacaktır.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow