İsrail'de Başbakan Benyamin Netanyahu, yargının yetkilerini kısıtlayan düzenlemesinde protestolar sonrası geri adım attı. Dünyanın gündemindeki eylemleri ve İsrail'deki son durumu Kudüs Rum Ortodoks Kilisesi Başepiskoposu Atallah Hanna ile konuştuk. "Bu muhafazakarlar ile laikler arasında kavga yaşandı" dedi, İsrail'in Filistin politikasını eleştirdi. Mehmet Şimşek'in özel röportajı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

"BU MUHAFAZAKARLARLA LAİKLERİN KAVGASI"

Öncelikle sizin aracılığınızla Kudüs'e ve Kudüs'ün doğu ve batısındaki Filistin davasının savunucularına selam göndermek istiyorum. Hristiyanlar da dahil tüm Filistin halkının Ramazan'ını tebrik ediyorum. Çünkü büyük bayramlarına hazırlık yapmak için Hristiyanlar da şu an oruç tutuyor. Hristiyanlar ve Müslümanlar olarak hepimiz oruç tutuyoruz. Bu oruç günlerinde başta Filistin ve Kudüs şehri olmak üzere dünyanın her köşesinde acı çeken mazlumlar için Allah'a dua ediyor ve yakarıyoruz. Aslında ben siyasi analist değilim. Ama İsrail’de yaşanan olaylarla ilgili şunu söyleyebilirim. Buradaki anlaşmazlık muhafazakar Siyonistler ve laik Siyonistler arasında yaşanan sorunlardır. Bu iki grubun tek ortak noktası Filistin halkına karşı olan düşmanlıkları ve onlara karşı tutumlarıdır.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

"İSRAİL'DE YAŞANANLAR IRKÇILIK VE FAŞİZMDİR"

Bununla birlikte bizim açımızdan şu anki hükümetin öncekinden bir farkı yok. Burada farklı olan şey faşizm ve ırkçılığın tamamen netleşmesidir. Biz önceki hükümetten diplomatik sözler duyuyorduk. Barıştan ve iki halk için iki devletten bahsediliyordu. Bugün ise açıkça kullanılan ırkçı bir dil görüyoruz. Bu işgalin gerçeği ve siyasetidir.

"KİMİN İKTİDARA GELDİĞİNİN ÖNEMİ YOK"

İsrail'de hangi grup iktidara gelmiş veya kim başbakan olmuş biz Filistinliler için bir şey fark etmiyor. Biz haklarımıza ve Kudüs'e tutunuyoruz. Kudüs bizimdir. İslam'ın ve Hristiyanlığın önemli kutsalları burada bulunuyor. Bizim için Filistin'in başkentidir. Biz burada yaşıyoruz ama aslında Kudüs tüm inananları kalbinde olduğu gibi bizim de kalbimizde yaşıyor. Filistin davası Müslümanların, Hristiyanların ve tüm özgür insanların davasıdır.

"İSRAİL POLİSİ FİLİSTİNLİLERİ KIŞKIRTMANIN PEŞİNDE"

Aslında Ramazan'da ve diğer zamanlar tüm Filistin halkına yönelik saldırı ve provokasyonlar hiç durmuyor. Fakat Ramazan'da Müslüman kardeşlerimiz itikafa girmek ve ibadet etmek için Mescid-i Aksa'ya gidiyorlar. Bunlara yönelik saldırıların daha da şiddetlendiğine şahit oluyoruz. Bu yapılanlar provokatörlüktür. Biz Filistin ve Kudüslüleri kışkırtmak istiyorlar. Bunlar Hristiyan bayramlarında da yaşanıyor. Hristiyanların bayramlarında asker ve polislerin sayısının arttığına şahit oluyoruz. Bu önemli günlere müdahale etmeye çalışıyorlar. 

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

"İSRAİL FİLİSTİN'E AİT HER ŞEYİ ALIYOR"

Filistinliler defalarca vatanlarını bırakmayacağını vurguladı. Bizim sorunumuz "iki halka iki devlet" sorunu değildir. Şu an yaşanan şey Filistinliler tamamen bitene kadar tüm Filistinlilerin tasfiye edilmesidir. 1967 toprakları dahil yerleşim yerleri, yeni imarlar ve toprakların çalınması bunun göstergesidir. İsrail'in, "iki halk için iki devlet" fikrini, siyasetiyle öldürdüğünü düşünüyorum. Tüm bu işgal ve ırkçılığın gölgesinde bu fikrin bittiğine inanıyorum. İşgal, her şeyi almak istiyor. Bize hiç bir şey bırakmak istemiyor. Ne 3'te bir devlet ne de 10'da bir devlet. Filistin’in tüm topraklarını çalmak ve Kudüs'e hükmetmek istiyor. Kudüs'te evleri yıkılması, toprakların istila edilmesi ve vakıflara karşı olan düşmanlık, İsrail’in barış ve çözüm istediğine işaret etmiyor. Burada kin ve ırkçılık var. Onlar Filistin davasını bitirmek istiyorlar. Bazı zamanlar İsrailli diplomatlar çözüm ve barışta söz ediyorlardı. Ama gerçekte öldürüyor, tutukluyor, kuşatıyor ve toprakları çalıyorlardı. O yüzden siyasi konuşmalar başka, sahadaki uygulamalar başkadır. Biz sahada düşmanlıktan başka bir şey görmedik. Bu neden biz Filistinliler, haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Topraklarımızı, Kudüsümüzü ve kutsallarımızı terk etmeyeceğiz.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

"FİLİSTİNLİLERİN BİRLİKTE HAREKET ETMESİ LAZIM"

İsrail'i kimin yönettiği çok önemli değil. Netanyahu istifa etse dahi ondan sonra gelecek olan kişinin ondan daha iyi olacağına inanmıyoruz. Hepsi Siyonist ve hepsi Filistin halkına düşmandır. Filistin halkı için hangi partinin iktidara geldiği ve kimin başbakan olduğu önemli değil. Filistin tek devlet olduğu zaman bu Filistin'in iç meselesi olur. Filistin'in tüm sorunlara ve tasfiye çalışmalarına karşı birlikte hareket etmesi lazım. Netenyahu'nun istifa etmesi veya etmemesi beni çok ilgilendirmiyor. Çünkü çok iyi biliyorum ki İsrail’in kuşatma fikri ırkçı bir fikirdir. İsrailli gruplar arasındaki rekabet ideolojik uçaklar arasındaki rekabet gibidir. Yani muhafazakar ve laiklik arasındaki rekabet gibi. Netenyahu’dan önceki hükumet dahil gerçekten hepsi Filistinlilerin düşmanıdır. Hepsi aynı, değişen hiç bir şey yok. Açıkçası ben İsrail'in değişeceğine inanmıyorum. İsrail, ırkçı bir devlettir ve böyle de kalacaktır. Değişmesi gereken Filistinlilerin ve Arapların duruşudur. Biz Filistinliler bir olursak güçlü oluruz. Varlığımızı, Kudüsümüzü ve kutsallarımızı o zaman koruyabiliriz. Bu nedenle İsrail içindeki her hangi bir değişiklik beni ilgilendirmiyor. Bizim önceliğimiz Filistinlilerin birliğidir. İşte o zaman haklarımızı daha güçlü bir şekilde savunabiliriz.

"İSRAİL HRİSTİYANLARA DA DÜŞMAN"

İsrail'in düşmanlığı ve ırkçılığı cami ve kilise arasında yani Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında fark gözetmiyor. Hem Müslümanların vakıf ve kutsallarında düşmanlık yapıyorlar hem de Hristiyanların. Hristiyan vakıflar aleyhine komplolar kuruluyor, Yağmalanıyor ve sahiplerinden çalınıyor. Bu gün Filistin’de Hristiyanların nüfusu yüzde biri geçmez. Düşün ki Filistin Hristiyanlığın beşiğidir. Değerli kardeşim, Hristiyanlık batıdan doğup yayılmadı. Aksine Filistin’de Beytüllahim'de doğup yayıldı. Burası Hristiyanlığın beşiğidir. Siyasi nedenlerden, işgalcilerden ve başka nedenlerden dolayı Hristiyanların nüfusu azaldı. Yüzde 1'den daha az bir sayı kaldı. biz bu topraklarda kalan Hristiyanlar olarak imanımıza, aidiyetimize ve vatanımıza sıkı sıkıya bağlıyız. Biz hiç bir batılı ülkeden himaye istemiyoruz. Bizi koruyan halkımız, aidiyetimiz ve bu kutsal topraklardaki derin köklerimizdir. Diğer tüm Filistinliler gibi bizler de vatanımızda azınlık değiliz. Bu sıfatı kesinlikle kabul etmiyoruz. Biz Filistin halkını asıl parçasıyız ve Filistin davasının savunucularıyız.

"KALBİMİZ TÜRKİYE'DEKİ DEPREMZEDELERLE"

Gerçekten kalbimiz Türkiye ve Suriye'de depremzedeler birlikte onlarla dayanışma içerisindeyiz. Biz bu depremde zarar gören acı çekenlerin yanındayız. Onlar insanlık açısından bizim kardeşlerimizdir. Bizim onlarla dayanışma içerisinde olmamız gerekiyor. Sadece lafta değil, Filistin halkı şu an içerisinde bulunduğu zorluklara rağmen depremzedelerin yanında durdu. Türkiye ve Suriye'de depremden zarar gören kardeşlerimize yardım toplayıp gönderdiler. Bu yardımlar tüm Filistin halkının dayanışma, sevgi ve kardeşliğin mesajıdır. Allah'tan bize merhamet etmesini diliyorum. Ve yine Allah'tan depremde evleri yıkılan ve yakınlarını kaybedenlere merhamet etmesini diliyorum. Onlar bir anda bir çok sevdiğini kaybetti. Oradaki üzüntüyü insan aklının alması mümkün değildir. Çünkü gerçekten çok büyük bir üzüntü hakim. Her zaman depremzedelerin yanındayız.