hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Son dakika... Kıbrıs Barış Harekatı'nın 46. yılı: Nasıl planlandı, nasıl uygulandı? | Video

    KAYNAKCNN TÜRK

    "Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece, bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir." Bu sözler Mustafa Kemal Atatürk'e ait. Bugün Kıbrıs Barış Harekatı'nın 46. yıl dönümü. O dönemde ne yaşandı? Detaylar inceleme haberimizde...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    HAREKAT NASIL PLANLANDI, NASIL UYGULANDI?

    Kıbrıs'ta darbe oldu. Atina Kıbrıs'ta Yunan Cumhuriyeti ilan etti. "Cunta ateş ile oynuyor, bu enosis sayılır." Türk gazetelerinin manşetleri böyleydi. Bir sabah ansızın Türk askeri adaya çıktı. Kıbrıs Barış Harekatı ile adadaki Türk toplumu yok olmaktan kurtarıldı.

    KIBRIS'TA ENOSİS DARBESİ SONRASI DÜĞMEYE BASILDI

    1974 öncesi Kıbrıs hep gündemdeydi. Acaba Türkiye müdahale eder mi? Bu soru herkesin aklındaydı ama o müdahale bir türlü olmuyordu. Kıbrıs, Türkiye'de son 20 yılın en önemli gündem maddelerinden biriydi. 50'li yılların ortasında başlayan Türk-Yunan gerilimi, adada tansiyonu yavaş yavaş yükseltiyordu. Aslında tam 10 yıl önce Türkiye Kıbrıs'a müdahale edecekti. Kıbrıs'ta çatışmalar artmıştı, Rum tarafı silahlanma kararı aldı. Atina'nın desteği tamdı. O sırada Ankara önemli bir çıkış yaptı. 2 Haziran 1964 tarihinde Türkiye, Kıbrıs’a çıkarma yapma kararını açıkladı ve hazırlıklara başladı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    1964 MÜDAHALESİ JOHNSON MEKTUBU İLE DURDURULDU

    İşte o dönemde o ünlü mektup geldi. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Lyndon B. Johnson, Başbakan İsmet İnönü’ye 5 Haziran 1964 tarihinde mektup gönderdi. Mektup çok sert ve kaba bir üslupla yazılmıştı, hatta küçük düşürücü ifadeler vardı.

    JOHNSON MEKTUBU ERKEN UYARI OLDU

    Johnson mektubu, Ankara için erken uyarı oldu. O mektuptan sonra hazırlıklar hiç durmadı. Türkiye hem iç karışıklıkla hem de Kıbrıs gündemiyle boğuşuyordu. 12 mart 1971 muhtırası sonrası 1973 Ekim'inde yapılan seçimler sonucu sandıktan ilk defa sol çıkmıştı. Halk, Bülent Ecevit'i seçmişti, fakat milletvekili sayısı tek başına iktidar olmaya yetmiyordu. Süleyman Demirel'in Adalet Partisi ikinci olmuştu, fakat CHP ile bir koalisyon yapılması imkansızdı. Zira iki parti birbirine tamamen karşı düşüncelere sahipti. En sonunda Ecevit, Milli Selamet Partisi lideri Necmettin Erbakan ile görüştü, koalisyon kurulmuştu. Bu beklenmedik bir gelişmeydi. O koalisyon kısa sürecekti ama Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli operasyonu o dönemde yapılacaktı.

    TÜRKİYE KENDİ İMKANLARIYLA HAZIRLANDI, DÜĞMEYE BASTI
     
    Takvimler 1974'ü gösterdiğinde MSP-CHP koalisyonu birbiriyle zıtlaşıyordu. Temmuz ayına gelindiğinde bu gerilimi rafa kaldıracak bir gelişme oldu. Kıbrıs'ta darbe yapıldı. Yunanistan desteğiyle Rumlar, Kıbrıs'ta III. Makarios'u devirdi, Samson iktidarı silah zoruyla aldı. Böylece enosis, yani Kıbrıs'ın Yunanistan'a katılmasının ilk adımları atılmıştı. Türkiye harekete geçti. 10 yıllık hazırlık boşa değildi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    HEM HAVADAN HEM DE DENİZDEN ADAYA MÜDAHALE EDİLDİ

    İlk operasyon 20 Temmuz'da başladı. Akdeniz, alçak uçuşla geçildi. Uçaklar radara yakalanmamak için alçaktan uçuyordu. C130, C160 ve C47 uçakları havadaydı. Saat sabah 06:05'i gösterdiğinde gökyüzü Türk paraşütçüleriyle dolmuştu. Her şey netti, hangi paraşütçü hangi sırayla nereye atlayacak o bile belliydi. Paraşütçüler Lefkoşa yakınlarına inecekler ve Girne'ye çıkartma yapan birliklerle buluşacaklardı. Kıbrıs'ta temmuz sıcağında tarlalar sapsarıydı. Buğdaylar biçilmiş ve tarlada kalmıştı. Cehennem gibi bir sıcak vardı. Mehmetçiğin damakları sıcaktan birbirine yapışmıştı ama mücadele sürüyordu. Baskın sağlanmıştı ama kolay olmayacaktı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    KIBRIS'TAKİ TÜRKLER SEVİNÇ VE COŞKUYLA KARŞILADI

    Kıbrıs'taki Türk halkı Mehmetçiği sevinç ve coşkuyla karşıladı. Halk artık Rum çetelerinin tacizinden kurtulacaktı. Ancak ilerleyen saatlerde harekatın hiç de kolay olmayacağı ortaya çıktı. İndirme yapan askerler diğer birliklerle birleşmek için dağları aşmak zorundaydılar. Ancak Beşparmak Dağları'nda Rum taarruz ateşi stratejik bölgeyi de kullanarak başladı. Düşman imha edilerek bölge temizlenerek ilerlenmeliydi. Mehmetçik karanlıkta hava ve deniz desteği olmadan Rum çetelerle adım adım çatışarak hedefe ilerledi.

    Türk paraşütçüleri Lefkoşa'nın kuzeyine inerken, denizden çıkarma Karaoğlanoğlu plajına yapıldı. Aslında Rumlar da şaşkındı. Türkiye'nin 1963 ve 1967'deki gibi adaya müdahale edemeyeceğini düşünüyorlardı. Rumların karşı taarruzu 20 Temmuz akşamından 21 Temmuz sabahına kadar sürdü. Fakat Rum birlikleri başarı sağlayamadı, Türk kuvvetleri mevzilerini korumayı başardı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    21 Temmuz’da tekrar ilerlemeye devam eden 4. Paraşüt Taburu, Rum birlikleri tarafından saldırıya uğrayan Kıbrıs Türk Alayı ile birleşerek Lefkoşa Havalimanı ve Kaymaklı bölgesine taarruza başladı. 22 Temmuz'da 3. Paraşüt Taburu'nun taarruzu sonucu Deliktepe'nin ele geçirilmesiyle Türk birlikleri önce Girne’ye girdi, daha sonra da Lefkoşa’ya yöneldi. Ateşkes başlamadan Girne-Lefkoşa hattı birleşti.

    KIBRIS'TA 2. HAREKATIN PAROLASI: AYŞE TATİLE ÇIKSIN

    Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından 22 Temmuz 1974 tarihinde ateşkes ilan edildi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu müdahalesinin sonucunda adadaki cunta hükümeti yönetimden çekilmek zorunda kaldı. Ankara'da bir zafer havası vardı ama temkinli olunmalıydı. Türk ve Yunan tarafları Cenevre'ye davet edildi. Türkiye, Kıbrıs üzerindeki bütün türklerin güvenliğini sağlamak istiyordu. Adadaki Türk köyleri hala tehdit altındaydı. Görüşmelerden bir sonuç çıkamayacağını anlayan Dışişleri Bakanı Turan Güneş, Ankara'yı aradı ve o tarihi cümleyi kurdu: ''Ayşe tatile çıksın.'' Ayşe, Turan Güneş'in kızının ismiydi, 2. harekatın parolası olarak bu cümle seçilmişti.

    KIBRIS'TA RUM VE YUNAN TARAFI BOZGUNA UĞRADI

    Harekat, doğuda Mağusa ve batıda da Lefke'ye kadar ulaşılarak bu bölgelerin ve işgal edilen Türk köylerinin kurtarılmasını amaçlıyordu. Kısa sürede başarıya ulaştı. Türkiye, 16 Ağustos tarihinde belirlenen hedeflerine ulaşınca ateşkes kararına uydu. Adanın yüzde 35'i ele geçirilmiş ve bölgede yaşayan Türk halkı güvene kavuşturulmuştu.

    Harekat Rum ve Yunan tarafı için büyük bir bozgundu. Türkiye'nin şehit sayısı yaklaşık 500'dü. Kıbrıs'taki mücahitlerden de 70 şehit vardı. 270'in üstünde masum Türk sivil de Rumlar tarafından öldürülmüştü. Ama Rum tarafının zayiatı 4 binden fazlaydı. 10 binin üstünde de yaralıları vardı. Adaya ikiye ayrıldı ama Türkler artık güvendeydi. Tüm tepkilere rağmen yıllar sonra 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu.

    Harekat sonrasına gelince, Başbakan Ecevit'in Afyon'da başlattığı haşhaş üretiminin ardından Amerika'nın Türkiye'ye uyguladığı ambargo, daha da genişletildi. Türkiye silah ambargosuyla karşı karşıya kaldı. Enerji açısından da sıkıntı çekti. Petrol ambargosu uygulandı. Ambargoyu delen ülke Libya'ydı. Türkiye'nin petrol ihtiyacının büyük bir kısmı, Muammer Kaddafi liderliğindekli Libya tarafından karşılandı. Ayrıca, Türkiye'de ABD'ye bağımlı olan silah ihtiyacı gözden geçirildi ve Türk savunma sanayii kuruldu.

    Kıbrıs Barış harekatını yapan 37. hükümete gelince, petrol krizi, hükümetin icraatlarını sekteye uğrattı. Pahalılık ve işsizlik hükümetin en önemli gündem maddesi oldu. 12 Mart dönemindeki pahalılık, işsizlik, devalüasyon ve baskının, kurulan bu hükümetle sona ereceğini düşünen kesimler hayal kırıklığına uğradı. CHP-MSP koalisyonu sadece 11 ay sürdü.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow