hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kanal D CEO'su Özge Bulut Maraşlı: 'Türk dizilerinin pazarı 350 milyon dolar'

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    Türkiye Yatırım Zirvesi'nde konuşan Kanal D CEO'su Özge Bulut Maraşlı, Türkiye'nin ilk TV dizisini 2001'de 1 dolara sattığını hatırlatarak, "Bugün Türkiye'de üretilen dizilerin satışının pazarı 350 milyon dolar seviyesinde. İhracatçılar Meclisi dizi ihracatına ilk defa bir ödül verdi. Kayıtlı ihracatımızla en yüksek ihracatı yapan marka ödülünü aldık" dedi. Maraşlı, fikir birlikteliğinin, Türkiye'de yatırım ortamını farklı bir yere taşıyacağını belirtti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Türkiye Yatırımcı İlişkileri Derneği (TÜYİD), "Yatırımcı İlişkileri Zirvesi"nin bu yıl altıncısını düzenliyor. Zirve kapsamında "Türkiye'nin hikayesini anlatmak" başlıklı oturum, InterContinental Oteli'nde gerçekleştirildi. Ali Saydam'ın moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda Kanal D ve yapım şirketleri CEO'su Özge Bulut Maraşlı, ELİG Hukuk Bürosu Kurucu Ortaklarından Gönenç Gürkaynak, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Genel Müdürü Görgün Taner ve TURKVEN Kurucu ortaklarından Seymur Tarı konuştu.

    Enflasyon ve yatırımlar ilişkisi nedir?

    'Türkiye'de üretilen dizilerin satışının pazarı 350 milyon dolar seviyesinde'

    Özge Bulut Maraşlı, oturumda yaptığı konuşmada Türkiye'de ilk defa dizi satışının 1 dolara yapıldığını ifade ederek, şunları söyledi: "Yıllar evvel, 2001 yılı olduğunu söylüyorlar. Bunların kayıtları resmi olarak İhracatçılar Meclisi tarafından tutulması da yakın tarihlere dayanıyor. Fakat 2008 yılında resmi kayıtlara göre 10 milyon dolarlık bir satıştan bahsediyoruz. Bugün Türkiye'de üretilen dizilerin satışının pazarı 350 milyon dolar seviyesinde. İhracatçılar Meclisi dizi ihracatına ilk defa bir ödül verdi. Kayıtlı ihracatımızla en yüksek ihracatı yapan marka ödülünü aldık. Kanal D'nin yıllardan beri üretmiş olduğu yapımcılarla el ele verip ekrana getirdiği izleyicilerin ilgisine sunduğu pek çok dizi var. Bu diziler bizim kütüphanemizde yer alıyor. Kütüphanedeki bu dizilerin aslında dünyada olduğu gibi aslında biraz pencere gezmesi gerekiyor. Dizilerin satış hakları, telif hakkı ve mülkiyetleri bizim elimizde. Bu dizileri yurt dışına pazarlıyoruz. Hepsi yapımcılarımızla gelir paylaşımı esaslı gidiyor. Biz yapımcılarımızın adına da bu dizileri satıyoruz ve yurtdışı gelirlerimizi de onlarla birlikte paylaşıyoruz."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    'Son 10 yılda üretime dayalı yatırımlar Türkiye ekonomisi için yeterli değil'

    2008 yılında pazara çıktıklarında dizilerin Ortadoğu ülkeleri tarafından satın alındığını belirten Maraşlı, şöyle devam etti:

    "Çünkü İstanbul muazzam bir şehir Türkiye inanılmaz modern bir tablo çiziyor. Kültürlerimiz yakın kendiliklerinden gelip bizi buldular. Daha sonra Latin Amerika onları izledi. Doğu Avrupa onları izledi. Bugün Doğu Avrupa da onları izledi. Bugün Doğu Avrupa'da bir ülkeye gittiğinizde size şunu sorabilirler, eğer eş zamanlı yayınlanan bir dizimiz varsa. 'Acaba, falanca dizinin sonu ne olacak?' İranlı bir hanımla tanıştım Hollanda'da bir kafede oturuyoruz, yan tarafta bizi dinliyormuş. 'Siz Türk müsünüz?' dedi. 'Siz de mi Türksünüz?' dedim. 'Yok ben İranlıyım' dedi. Nasıl 'Türkçe konuşuyorsunuz?' dedim 'Dizileri seyrediyorum' dedi. Kültür dediğiniz şey seyahat ediyor. Kültürün seyahatinde de sunduğunuz hizmet hakikaten çok önem taşıyor. Türkiye mevcut sosyal görüntüsü ve sizlerin ilgisine sunulan diziler aslında dünyada farklı kültürler tarafından kabul ediliyor. Bizim toprağımızda bir hikaye zenginliğimiz var. Üniversitelerle de birlikte araştırıyoruz. Bunun yanında prodüksiyon kabiliyetimiz bize bugün bu pencereyi açtı."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Trilyonluk fonlar Türkiye'de

    'Dünyada yeni bir trend var: hikayenizi anlatma'

    Türkiye'nin dünyada satılan diziler sıralamasında Amerika'dan sonra şu anda ikinci sırada olduğuna vurgu yapan, "Dünyada yeni bir trend var, hikayenizi anlatma trendi. Hatta bunun için üniversitelerde dersler veriliyor. Türkiye'nin hikayesini dört bir taraftan sanat tarafını da Görgün Bey'in burada temsil ettiğini düşünüyorum, hikayesini İKSV gibi kuruluşlar anlatıyor. Yatırımcılara yani gelip direkt yatırım yapmak isteyenlere Seymur Bey hikayeyi anlatıyor. Biz hikayeyi ürettiklerimizle anlatıyoruz. Açıkçası direkt temasta bulunduğumuz kişiler hikayeyi ne şekilde anlattığımızı, hangi özgür değerlerle hangi global değerler etrafında dolandığımızı nasıl sürdürebileceğimizle ilgileniyor. Gönenç Bey'in anlattığı hikaye en zoru zaten. Bütün değindiği alt başlıklar dönüp dolaşıp hepimizin anlatmakta güçlük çektiği yerlere değiniyor" diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Moskova'daki simge gökdelene 'Dünyanın En İyisi' ödülü

    'Fikir birlikteliği yatırım ortamını çok farklı bir yere taşıyacaktır'

    Maraşlı, sözlerini şöyle tamamladı: "Benim şöyle bir dileğim olur aslında. Türkiye'nin hikayesinin temsilini yapan bütün sivil toplum kuruluşları nezdinde önce oradan başlaması gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki devlet nezdinde… Türkiye'nin hikayesini yazmak ve nereye doğru gittiği üzerinde bir fikir birlikteliği üretmek, Türkiye'de yatırım ortamını çok farklı bir yere taşıyacaktır. Hepimize düşen bir sorumluluk var. Hikaye anlatmak konusunda, Türkiye'nin hikayesini anlatmak konusunda bir adım atmaya da vesile olmasını umut ediyorum."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ekonominin duayenlerinden Bitcoin yorumu

    'Aynı zamanda Türkiye'yi anlatıyoruz'

    2009'da kurulan bir meslek örgütü olan TÜYİD'in Yönetim Kurulu Başkanı Nursel İlgen de "Borsa İstanbul'un piyasa değerinin yüzde 66'sını temsil ediyoruz. Halka açık şirketler çoğunlukla bizim üyemiz. Yatırımcı ilişkileri fonksiyonunda çalışan farklı sektör temsilcilerinden oluşan bir derneğiz. Bugün burada farklı sektörlerden, farklı kademelerde çalışanları bir araya getirdik. Çok güzel bir ortam, çok ciddi bir katılım var. Son gelişmeleri hem masanın diğer, hem de bu tarafında oturanlar karşılıklı birbirleriyle görüşüyorlar. Dünya trendlerini tartışıyorlar" diye konuştu.

    Türk şirketinden Balkanların tekstil merkezine 35 milyon euroluk yatırım

    Zirvenin temelinde yatırımcı ilişkilerini geliştirmek misyonuna dayanan temanın bulunduğuna işaret eden İlgen, şunları söyledi: "Yatırımcı ilişkilerini yeniden kodlamak, İvme kazanma zamanı' bugünkü temamız. Bu da esasında iki tane eksene oturuyor. Birincisi yatırımcı ilişkileri mesleğini geliştirmek. Bunun daha stratejik bir yönetim sorumluluğu haline dönüşmesini sağlamak. İkincisi de şirketlerin sermaye piyasalarında ihraç ettikleri sermaye piyasası araçlarını gerçek değerlerine ulaşması için daha fazla rol alması gerekliliği. Burada biraz daha üst yönetime, yönetim kurullarına görev düştüğünü görüyoruz. Sermaye piyasalarının derinleşmesi için çalışıyoruz. Türkiye'yi yurt dışında tanıtıyoruz. Yerli yabancı tüm yatırımcılara biz şirketlerimizi anlatırken aynı zamanda Türkiye'yi anlatıyoruz."

    Mobilyaya dizi dopingi: 300 bin dolar harcıyorlar

    İnovasyon vurgusu

    İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, yaptıkları çalışmalardan bahsederek, güncel sanat etkinliklerinde "Nasıl daha etkili olur?" sorusunu düşünerek hareket ettiklerini anlattı. İKSV'nin yaptıklarının Batı toplumlarında öne çıkarılmasının nedeninin, bu toplumlarda bir özeleştiri mekanizması olmasına bağlayan Taner, "Türkiye'nin hikayesi ne olmalı? Türkiye'nin hikayesi bilim ve inovasyonu ne kadar yerleştirebildiği ile doğru orantılı. Bundan sonra hikayemizin temel taşı bunlar olacak. Bu iklimi oluşturup o artı değerli işi yaptığınızda bizim yaptığımız iş, sanat, bu yaratıcı düşünce gelişsin diye uğraşıyoruz. Bunu yaptığınız zaman önünüz açık demektir" dedi.

    TV sektörünün en güçlüleri yeni diziler için bir arada

    Taner konuşmasının sonunda, "Ortak akıl ve bir arada hareket çok önemli buluyorum. Hukuk ve eğitim bunların olabilmesi, daha ileriye gidebilmemiz için sürdürülebilirlik ve şeffaflık. bunlar hikayenin temel taşlarını oluşturacak. Çünkü hepimiz biliyoruz ki; eğer hikayemiz ayaklarını yere iyi basmazsa şimdi belki bu hikayenin alıcısını buluruz ama sonra ama uzun dönemde çöker" dedi.

    Taner ayrıca bu yıl gerçekleştirdikleri İstanbul Bienali'ni yaklaşık 450 bin kişinin gezdiğini söyledi.

    Emmy jürisindeki tek Türk CEO Özge Bulut Maraşlı geceyi anlattı

    'Eğitim ve hukuk en başta'

    ELİG Hukuk Bürosu Kurucu Ortaklarından Gönenç Gürkaynak, Türkiye'nin potansiyel bir ülke sahibi olduğunu herkesin değerlendiğini belirten Gürkaynak, "Bu potansiyeli bir şeye dönüştürme işinde de bir eğitim bir hukuk bacağı olmak durumunda. Eğitimi ve hukuku en başa koyuyorum. Çünkü hukuk öngörülebilirliği sağlayacak. Eğitim de içerik de olmasını sağlayacak" dedi.

    Gürkaynak, yatırımın büyüme ve refah için önemine işaret ederek, "Yatırım, istihdam ve ticaret büyümenin üç unsuru. Buna güven getirecek olan hukuksa eğer o güveni getirecek hukukun da yapması gereken bir tanecik iş var. Bizde en eksik olan şey. O da şeffaflık getirecek. Neyin niye olmakta olduğunu insanların bilmesini sağlayacak" şeklinde konuştu.

    'Orta ve uzun vadede Türkiye cazip bir yer'

    TURKVEN Kurucu Ortaklarından Seymur Tarı da TURKVEN olarak 17 yıldır Türkiye'de yatırım yaptıklarını belirterek, şunları anlattı: "24 tane yatırım yaptık. 5 milyar doların üzerinde para getirdik. Markalara da çok destek olduk her zaman çok önemli olduğunu düşündük. Markalarımıza iyi bakmamız lazım, zor yaratılıyor. Markalarımıza gerçekten yatırım yapıyoruz çok uğraşıyoruz. Türkiye'nin birkaç tane kıblesi var. Genç nüfus var, az borcumuz var. Ne kadar kötü denirse densin hane halkı borcu Türkiye'de yüzde 20'nin altında 18-19 civarı. O yüzden yabancılar bunları biliyorlar zaman zaman Türkiye'ye gelmiyorlar. İşte 15 Temmuz gibi olaylar olduktan sonra bir iki sene uğramayabiliyorlar ama geri kalanını anlatınca orta ve uzun vadede Türkiye cazip bir yer. Geçen sene sonbaharda çok büyük bir yatırımcıya 'kusura bakmayın böyle oldu burası düzelecek inşallah' dedim. O da 'Bizim Filipinler'de de yatırımımız var. Orasının da kendi maceraları var. Orada da var burada da var. Bir anlattı dünyayı biz burada çok kendi içimizde yaşıyoruz. Dünyayı okuyunca her yerde bir şeyler oluyor. Biz de kendi sızılarımızı yaşıyoruz burada."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow