hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Mertcan kulüp başkanı hakkında dava açtı

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    Türkiye geçtiğimiz hafta Şanlıurfasporlu futbolcu Mertcan Çam’ın kulüpte dövülmesini konuştu. Mertcan’ın ifadesine göre, ödenmeyen alacakları için şikayetçi olması nedeniyle kulüp başkanı Emin Yetim ve yanındakiler kendisini darp etmiş, canını inşaata kaçarak ve ardından kenti terk ederek kurtarmıştı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bizzat görüşüp güvence verdiği Mertcan ve ailesinin şikayeti üzerine başkan Yetim gözaltına alındı, soruşturma sürüyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Olay gecesi Şanlıurfa’dan kaçtığı araba ile geldiği Erzincan’dan ağabeyi Yiğit Çam tarafından alınıp memleketi Trabzon’a götürülen Mertcan, ısrarlara karşın yaşadıklarını bütünüyle anlatmamıştı. Hürriyet Gazetesi'nden Süleyman Arat, Mertcan Çam'ın Trabzon'daki evine konuk oldu. Genç futbolcunun anlattıkları polisiye film senaryosunu aratmayacak kadar vahimdi. İşte Mertcan Çam'ın yaşadıkları: 

    "5 Aralık günü akşam 19:00'da antrenmanımız vardı. Soyunma odasına gittim, hazırlanırken başkanın adamı geldi ve "başkan seni çağırıyor" dedi. Çok acele etmemi istedi. "Kesin federasyon kağıdım geldi, beni kadro dışı bırakacaklar dedim." "Başkanın odasına gittiğimde TFF'den gelen tebligatı gördüm. 'Bu ne lan..' diye bağırdı ve ben sadece 'Başkanım' diyebildim. Kuvvetli bir tokat attı. Ben kızdığını bir tokatla geçiştireceğini düşündüm. 'Büyüğümdür bir şamar vurabilir, sonra konuşacaktır' diye düşündüm. Ama her şey yeni başlıyormuş." “Başkan ansızın bir yumruk attı. Yumruk kulak arkama geldi. Yere düştüm. Yerde, ‘Başkanım yapma n’olursun’ diye yalvardım. Dinlemedi, tekme atmaya başladı. Yüzümü koruyarak yere kapaklandım. Belime, boşluklarıma gelen tekmelerle soluk alamıyordum. O vurmaya devam etti. 2-3 tekme daha attı." "Yağmurluğumun kapşonundan tutarak kapıya doğru sürükledi ‘Seni köpek kulübesine bağlayacağım ulan it’ diye bağırıyordu. O arada ağza alınmayacak bir sürü küfürler daha etti. Aileme bana küfrediyordu. Kapıya kadar sürükledi. Ardından ikinci başkan Giray Küçük ve şoförü geldi. Ben ayırıp beni kurtaracaklar sandım ama yanılmışım.” "Adını bilmediğim şoför var gücüyle bir tokat attı. Tekrar düştüm ağzımdan kan geldi. Giray başkan da tekme atmaya başladı. Boşluğuma ve ayaklarıma tekmeler aldım. Kulüp müdürü Mustafa Müsri de olayları baştan sona görmesine rağmen sadece izledi, ne ayırdı ne de müdahale etti. Sadece ayaklarını gördüğüm biri geldi, beni ellerinden almaya çalıştı. Onun sayesinde boşluk yakaladım ve kaçmaya başladım."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Ben kaçarken başkan bağırıyordu: "Yakalayın ulan iti, kulübeye bağlayın." Sporcu olduğum için beni yakalamaları imkansızdı. O ara güvenlik kapısı normalde kapalı olmasına rağmen açıktı. Kendimi dışarı attım, başkan ve adamları peşimden geliyordu. Bir inşaata sığındım. Onlar karşı tarafa yöneldi. Gizlice bakıyordum, ellerinde fenerlerle beni su kanalında arıyorlardı. Karanlıkta 15-20 dakika gizlendim." "Ne telefon ne kimliğim vardı. Soğuktan tir tir titremeye başladım. Aklıma sürekli kullandığımız taksi durağı geldi. Koşarak 15 dakikada durağa gittim. Ahmet amca dediğimiz bir şöfor vardı. "Hayatım tehlikde, başkanlar beni dövdü. Beni kaçırman lazım" dedim. O da "Bizi az önce kulüpten aradılar, 'mertcan'ı sakın bir yere götürmeyin dediler' dedi." "Taksi durağından 20 dakika daha koştum. Başka bir taksi gördüm, şapkayla kafamı kapatarak bindim. Arkadaşımın dükkanına gittim. Güvenliğim için beni odalardan birine kilitledi. Telefonundan ardadaşım İbrahim Demir'i aradım. İbrahim'e telefonlarımı, cüzdanımı, kimliğimi ve eşofman katımı getirmesini söyledim. Eşyalarıma ve telefonuma el koyup odamı kilitlediklerini söyledi. Başkan ve adamlarının kendisini sıkıştırarak laf almak istediklerini söyledi. Arkadaşın arabasıyla korku içinde yola çıktık. Erzincan'da polise sığındım. Ailemi aradım. Süleyman Soylu'nun haberi oldu. Emniyete gittim, davacı oldum. Darp raporu aldım. O arada ailem de yola çıkmış geliyordu. Beni aldılar ve Trabzon'a döndüm."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     “Geçen yıl ismini vermek istemediğim tanınmış bir futbolcu da kümeye düşme maçımız olan Ş.Urfaspor-Elazığ maçının devre arasında başkanla tartıştı. Başına geleceği anladığı için oyundan çıkmak istedi. Hoca onu değiştirdi. O da hemen giyinip havalimanına doğru taksiyle kaçtı. Ama yakalanmamak için Urfa havalimanına değil, Diyarbakır havalimanına kaçtı. Kaçmasaydı büyük ihtimal başına benim başıma gelenden daha beter şeyler gelebilirdi. Zira benimki sadece paramı hakkımı isteme konusu, onun olayında küme düşme durumu da vardı. Hayatı bile tehlikeye girebilirdi.” (Bu futbolcu Batuhan Karadeniz... Mertcan Çam, adını vermek istemedi ancak o dönemle ilgili yaptığımız küçük bir araştırmada futbolcunun Batuhan Karadeniz olduğunu belirledik.) “Şanlıurfaspor veya halkıyla en ufak bir problemimim yok. İki senedir onların sayesinde para kazandım, isim yaptım. Problemim o üç şahısladır. Mutlaka cezalarını çekmelerini istiyorum. Asla geri adım atmayacağım. Benzer olayları diğer arkadaşlarımın da yaşamaması için işin peşini asla bırakmayacağım. Çünkü ailem beni oraya emanet yolladı, onlar emanete ihanet ettiler. Ben 22 yaşında bir çocuğum oysa başkan ve adamları 45-50 yaşında insanlar. Bunu bir çocuğa nasıl yaparlar? Kendi çocuklarına yapılmasını isterler mi? Benim annem, babam, abim perişan oldular. Ben hakkımı istemekten başka ne yaptım?" 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Teknik direktörümüz Ali Tandoğan maalesef bana da aileme de destek olmadı. Korkmuş olabilir. Olaydan haberi olmadığını söyledi. Ama yalan. Ortalık yıkılırken nasıl haberdar olmaz. Antrenörlüğe yeni başladığı için kariyerinden korkmuş olabilir. Ama tüm futbolcu arkadaşlarım bana destek oldu. Hepsi lehime ifade verdiler. Hepsine cesaretlerinden ötürü ayrı ayrı teşekkür ediyorum." “Ben futbolcuyum. İşim bu. Şimdi, başka kulüpler beni suçlu ve ortalığı karıştıran adam olarak görüp istemezler mi diye korkuyorum. Oysa kim olsa daha fazlasını yapardım. Kaçmayacaktım da beni köpek kulübesine bağlamalarına izin mi verecektim?" “İki yıldır TFF 2. Lig Beyaz Grup takımı Şanlıurfaspor’da oynuyorum. İlk senenin parasını tam alamadım. 88 bin liram kaldı. Onu da TFF’ye bildirmiştim. İkinci yıl bunu bile bile tekrar benimle sözleşme yaptılar. Sözleşmenin şartlarına uymadılar. 100 bin lira vermişlerdi. 170 bin lira alacağım içerde kaldı. Geçtiğimiz yılı da dahil edersek 170 bin artı 88 bin lira alacağımın peşine düştüm.”

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow