hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Lavrov'a Afrin yanıtı: 'Kime teslim edeceğimizi biz biliriz'

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Afrin açıklamasına yanıt verdi, "Kime teslim edeceğimizi biz biliriz. Zamanı gelince Afrinlilere teslim ederiz" dedi. Erdoğan partisinin grup toplantısındaki konuşmasında da Türkiye-Rusya ve İran arasındaki yakın işbirliğini devam ettirmekte kararlı olduklarının altını çizerek, "Bununla beraber şunu da söylemem lazım; Duma'da, Doğu Guta'da katliam yapanları kınıyorum, lanetliyorum. Kimden gelirse gelsin bu katliamı yapanlar bedelini ağır ödeyeceklerdir" ifadesini kullandı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan konuşmasına geçen haftaki faaliyetlerini anlatarak başladı. Sanatçılarla birlikte Hatay Reyhanlı'daki Oğulpınar Hudut Karakolu ziyaretine değinen Erdoğan, sözü CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na getirerek sert eleştirilerde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması satırbaşlarıyla şöyle:

    'Şimdi duydum ki Hatay'a gidiyormuş. Günaydın'

    "Tabii bu durum birilerini rahatsız etmiş olmalı ki, oraya giden sanatçılarımıza olmadık ifadelerle hakaret etmeye kalktılar. Gerek biz gerekse sanatçılarımız hak ettikleri cevabı kendilerine verdik. Buna rağmen nasıl olur da bu ülkenin bir s anatçısın askerine desteğe giden sanatçıya kem söz edebilir. Aklımız almıyor. Bununla kalmadı tabii şahsıma olan hakaretler yine tavan yaptı. Yine bunlar karşısında maalesef zaman zaman 'Bunlara gereken cevabı siz vermeyin biz verelim' diyen arkadaşlarımız var. Tamam da sözün şiddeti önem arzediyor. Bunlarla ilgili olarak bulunduğumuz makam bu hakaretleri kabul eden makam değildir. Bulunduğumuz makam o kişilere akıllarının alacağı şekilde gerektiğinde cevabı vermesi gereken makamdır. Şimdi duydum ki Hatay'a gidiyormuş. Günaydın. Ne oldu? O zaman yapman gereken bir şey var. Postalın eksikse sana postal da gönderelim. Olur ya parka falan eksikse onu da gönderelim. Şunu bir defa bilmen lazım: Bu ülkede biz askerimizle doğduk, askerimizle yürüyoruz. Mehmetçiğimizle doğduk, Mehmetçiğimizle yürüyoruz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bay Kemal'e rağmen Zeytin Dalı Harekatı'nı yaptık

    Afrin'de ne işiniz var, merkezine kadar sakın girmeyin' diyen kimdi? Siz değil miydiniz? Biz size rağmen Fırat Kalkanı Harekatı'nı; Bay Kemal'e rağmen Zeytin Dalı Harekatı'nı yaptık. Bu sabah itibarıyle 4 bin 071. Her halde gözyaşı dökmeyi unutmazsın. Onlarla zaten kol kola yürüdün, şimdi de gözyaşı dökmeyi ihmal etme. Kuzey Irak'ta etkisiz hale getirilen sayısı 337, yurt içinde etkisiz hale getirilenlerin sayısı 165. Bu mücadele sonuna kadar kararlılıkla devam edecek. Tek terörist kalmayıncaya kadar devam ettireceğiz. Aksi takdirde şehitlerimize bunun hesabını veremeyiz.

    CHP ittifak için İYİ Parti ve ANAP ile görüşecek

    Yenikapı davetine önce 'hayır' dedi

    Şu anda Bay Kemal ve onunla birlikte işbirliği yapan koalisyon ortaklarının böyle bir derdi yok, onların bu noktada hassasiyeti yok, onlar bundan anlamaz. Onların niyeti bu ülkeyi bölmek, parçalamaktı. Bay Kemal sen Hakkari'de miting yaptığın zaman bir tane Türk bayrağı var mıydı? O zaman bu malum partinin desteğiyle gittin miting yaptın. Sende o güç, irade yok; olsaydı biz seni oradan tanır, bilirdik. 15 Temmuz darbesi sonrasında Yenikapı mitingi için davet gönderdiğimizde önce 'Hayır' dedi, baskılar aldı, bunların sonucunda son akşam 'Tamam' dedi.  Bunları milletime anlayayım ki, herkes cibiliyetini anlasın. Karakter başka bir meseledir. Bu davada özellikle devletine darbe yapacak, bu darbeye karşı tavır almak ayrı meseledir. Onun böyle bir meselesi yok. Adalet Yürüyüşü yapıyor değil mi, orada kimler var. Terör örgütleriyle kol kola yürüyor. Bunun hesabını sorma zamanı geliyor. Sandık önümüze geldiği zaman bunun hesabını sormaya var mıyız?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bozdağ: Kılıçdaroğlu'nu ifade vermeye davet ediyoruz

    Akkuyu Nükleer Santrali

    Salı günü ülkemiz açısından tarihi bir hadiseye şahitlik ettik. Nedir bu? Türkiye'de bir ilk ve bu ilki kim yapıyor? AK Parti iktidarı yapıyor. O da Mersin Akkuyu'da Türkiye'nin 60 yıllık rüyası olan ilk nükleer güç santralinin temelini Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile birlikte canlı bağlantıyla attık. 4 etabı olan bu güç santralinin yatırım bedeli yaklaşık olarak 22 milyar doları bulacak. Akkuyu Nükleer Güç Santrali t üm reaktörleriyle devreye girdiğinde Türkiye'nin elektrik tüketiminin yüzde 10'unu tek başına orası karşılayacak. İlk ünitesini 2023 yılında devreye almaya hedeflediğimiz bu santral ile Türkiye dünyada az sayıdaki ülke arasına girmeyi başarmış olacaktır. Ondan sonra inşaallah ikinci, üçüncü projemiz arka arkaya devreye girecek. En son teknolojiyle üretilecek bu santralin milletimize hayırlı olmasını istiyoruz. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kılıçdaroğlu: Ayrımcılık değil, huzur istiyoruz

    'Duma'da, Doğu Guta'da katliam yapanlar bedelini ağır ödeyecekler'

    Türkiye-Rusya ve İran arasında bir dönüm noktası olan zirveleri ve aramızdaki yakın işbirliğini devam ettirmekte kararlıyız. bununla kalmıyoruz. İnşallah üçüncüsü Tahran'da olacak. Bununla beraber  şunu da söylemem lazım; Duma'da, Doğu Guta'da katliam yapanları kınıyorum, lanetliyorum. Kimden gelirse gelsin bu katliamı yapanlar bedelini ağır ödeyeceklerdir. Bununla ilgili görüşmelerimizi de sürdürüyoruz. Dün Sayın Putin ile bir telefon görüşmem oldu, görüşmeler aynı şekilde devam edecek.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    'Durdurdum' de, vallahi gelip tebrik edeceğim'

    Polis teşkilatımızın kuruluş yıldönümünü bugün kutluyoruz. Bunca yıldır verdiği şehitler, şehitlerimize rahmet, ailelerine sabırlar temenni ediyorum; polis kardeşlerime de Allah'tan başarılar niyaz ediyorum.

    Proje bazlı teşvik sistemi

    Dün külliyemizde yaptığımız törenle proje bazlı teşvik sistemini tanıttık. 2011 yılında hazırlıkları tamamlanan 19 firmaya ait 23 projeye ilişkin teşvik belgelerini sahiplerine teslim ettik. Yatırım bedeli 135 milyar TL, doğrudan istihdamı 34 bin kişi, dolaylı istihdamı 134 bin kişi olan bu projelerle ihracatımızı 6 milyar doların üzeride artırıyor, ithalatımızı da 12 milyar doların üzerinde azaltıyoruz. Böylece geçen yıl 47 milyar doları bulduğu için eleştiriye uğradığımız cari açığımızda 19 milyar dolarlık bir iyileştirmenin temelini atmış bulunuyoruz. 

    'Gabon 3 tane önemli FETÖ'cüyü teslim etti'

    İnşallah Kırgızistan'daki FETÖ'cüleri de bitireceğiz. İşte en son Gabon 3 tane önemli FETÖ'cüyü onlar da ülkemize teslim etti. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar peşlerinden gideceğiz. İşte Kosova'dan 6'sını, Gabon'dan 3'ünü aldık. Milli istihbaratımız kovalıyor. Bakalım gerisi nereden çıkacak?

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: Doğu'yu ihmal etmeyin

    Kılıçdaroğlu'nun Romanlarla buluşmasındaki konuşmalarına tepki

    Her defasında şu ana muhalefetin başındaki zatı 'artık dikkate almayayım, zırvalarına cevap vermeyeyim' diyorum ama milletimize olan sorumluluklarımız en azından bazı konularda bizi harekete geçmeye bırakıyor. Bu zat geçtiğimiz günlerde Roman vatandaşlarımızla bir araya gelmiş. İyi de etmiş, ihtiyacı var. Grup kürsüsünde kendin çal, kendin oyna misali zırvalayacağına, hiç değilse gerçek hayatın içine girmiş. Tabii niyet bozuk olunca her nasılsa bu zat en makul işi bile skandal haline getiriyor. Geçmişte Suriyeli sığınmacı kardeşlerimiz için sıkça kullandığı nefret dilini bu defa güya Roman kardeşlerimizi tahrik etmek üzere yeniden devreye almış.

    Kılıçdaroğlu'nun Suriyelilerle ilgili sözlerini sıraladı

    Biliyorsunuz bu zat 2014 yılında Suriyeliler dilenci, 'çocuklar dilenci, kadınların ne olduğunu araştırın' demişti. 'Vatana ihanet demek, 1.5 milyon Suriyeliyi ülkeye sokmak demektir' laflarını edebilmişti. Aynı zat 2015 yılında 'Kusura bakma' deyip 'Suriyelileri kendi ülkelerine geri göndereceğiz' demişti. 2016 yılında bu defa 'Suriyelilerin yer altı dünyasının aktörleri olup, düzenimizi bozacağını' söylemişti hatta hızını alamayıp demokrasi bakımından Suriye'yi Türkiye ile karşılaştırmıştı.

    'Suriyelilere harcanan paraya kafayı taktı'

    Bu yıl ise, Suriyeli sayısına ve bunlar için harcanan paraya kafayı taktı. Suriyeli sayısının ne kadar olduğunun bilinmediğini iddia ediyor, halbuki ilgili kurumlara sorsa günü gününe tam sayısını alabilir. Suriyelilerin kendi vatanları için savaşmadığını iddia ederken Cerablus'ta, Dabık'ta, Afrin'de şehit olan binin üzerindeki ÖSO mensubunu bu adam yok saymıştır. İşte Afrin'deki ÖSO'nun komuta kademesi ziyaretime geldiler, konuştuk. Arkadaşlarımın takdimlerini aldım, sonra kendilerini uğurlarken birer hediyem vardı. Enteresan komutanlardan bir tanesi, rütbesi albay. Dediler ki, 'Bu komutan cephedeki en fedakarlardan bir tanesi; ameliyatla karnını aldılar.' 'Nasıl bir şey? Açın bir göreyim' dedim. Açtılar. Hakikaten tamamıyla bu kısım operasyonlar geçmiş, sadece o değil, omuzdan kalçadan her taraftan mermiler almış. Fakat sevgili kardeşlerim durmamış daha sonra tekrar cepheye gitmiş. Şu anda yine cephede. (Salonda slogan atanlara: Sürekli sloganla konuşmamızın hassasiyetlerini de bozmayalım.) Bakıyorum kolunda  Türk bayrağı, öbür tarafa da Suriye bayrağını koymuş: Ey Kemal sende bunlardaki cesaret, ruh, iman var mı? Sen ancak olsa olsa adamlarını Esed'e gönderirsin, en sonunda da sen onun yanına gidersin.

    'Benim askerimin hayatı ucuz değil' yaygaraları basmıştı

    Biz nasihat ettik olmadı, olmayınca ilişkilerimizi kestik. Bizim askerimizin oralara niçin gittiğine kafası basmadığı için 'Benim askerimin hayatı ucuz değil' yaygaraları basmıştı. Daha da ötesi Suriyeliler için harcanan 31 milyar dolara göz dikecek kadar açgözlü olduğunu da göstermişti. Suriyeliler için harcanan paranın ne anlama geldiğni bilmeden çiftçiden, hastanelerdeki vatandaşlara kadar üzerimize salmaya, böyle bir çalışmaya yapmaya çalışması da garabetti. Uluslararası kuruluşlardan gelen parayla Suriyelilere verilen 250 liraya tahammül edememiştir. Suriyelilerin işsizliğin sebebi olduğu ve diğer hezeyanlarını saymıyorum.

    'Benim doğduğum büyüdüğüm mahalle, Roman kardeşlerimledir'

    Şimdi de Roman vatandaşlarımızı Suriyeli sığınmacıları kıyaslayarak, tamamı yalan tamamı yanlış iddialarla karakterini bir kez daha ortaya koymuştur. Onun ahlaka ve insanlığa sığmayacak ifadelerini burada tekrar etmeyeceğim. Yarın Külliyemizi, milletin evini ziyaret edecek Roman kardeşlerimizle birlikte bu şahsa hak ettiği cevabı vereceğimize inanıyorum. Bak bakalım AK Parti Roman kardeşleriyle nasıl bütünleşiyor? Şunu da söyleyeyim, arkadaşlar benim doğduğum büyüdüğüm mahalle, Roman kardeşlerimledir. Orada doğdum, büyüdüm, ilkokulda sınıf arkadaşlarım, aynı camiye gidip geldiğim Roman kardeşlerim var. Kasımpaşa. Biz böyle yetiştik. Benim mahallemde Arnavut'u da Roman'ı da vardı; hiçbir ayrım yok. Biz bunlara yabancı değiliz. Çünkü biz bir şeye inanmışız; 'İnananlar kardeştir'. Bitti. Öyle kavim, kabile böyle bir ayrım yok. Vatandaşımız sıfatıyla tüm haklardan ve özgürlüklerden istifade eden Roman kardeşlerimizle, hayatlarını kurtarmak için ülkemize sığınan Suriyeli mazlumları karşı karşıya getirmekten medet uman bir  siyasetin bu ülkede yeri olmadığını bu zata milletimizle birlikte göstereceğiz. 

    CHP'ye: 'Tepeden tırnağa faşizm akan bu partinin devri kapanacak'

    Lafa gelince sosyal demokrat olduğunu söyleyen fakat ayak tırnağından saç teline kadar her tarafından buram buram faşizm akan bu partinin ve başındaki zatın devri inşallah yakında kapanacaktır. Hiç endişe etmeyin. Dünyada ırkçı siyasetin tırmanışa geçip de huzura kavuşan bir ülke yoktur. Almanya'da Yusuf'umuza yaptıklarını gördüğünüz değil mi? 20 Alman polis üzerine çöreklendiler. Ama o, o haliyle bile oradan gerek şahsıma, gerek türkiye'ye mesajını gönderiyordu. Diğer Türk işçisi orada çekim yapıyor, 'Çek kardaş çek' diyor ve 'Bunu da Türkiye'ye gönder' diyordu. Kendisiyle görüştüğümde de 'Sonunda biz kazanacağız' diyordu. Mesele bu, inanmak. inanıyorsanız muhakkak üstünsünüz. 20 tane polis, orada 1 tane Türk'ü alt edemiyor? Niye? 'İmandır o cevher ki, ilahi ne büyüktür/ İmansız olan paslı yürek sinede yüktür'. Olay bu. Almanya'da Türk, İngiltere'de Pakistanlı, Amerika'da Müslüman düşmanlığı yapılmasından hiçbir fark yok. 


    Erdoğan'dan istismar açıklaması: Sıkıysa bu yola tevessül etsinler

    Çocuk istismarıyla ilgili düzenleme 

    Gözümüzün nuru çocuklarımız bizim geleceğimizdir. Eğitimden sağlığa kadar her alanda en güzel hizmetlerle çocuklarımıza aydınlık bir gelecek hazırlamanın gayreti içindeyiz. Üzerine titrediğimiz çocuklarımızın risklerden korunması, özellikle fiziksel, ruhsal, sosyal açıdan sağlıklı gelişimlerinin sağlanması bizim için çok önemli. Hele hele masumiyetin simgesi olan çocuklarımızın istismara uğramasına asla tahammül edemeyiz. İsrail'de 8 aya mahkum ettikleri kızımızı gördünüz değil mi? Ona yaptıkları sözlü tacizdeki duruşu gördünüz değil mi? Mesele bu. Odada bir başka bayan polis yok. O erkek ama o tabii görünüşte erkek, onu da söyleyeyim size. Onların karşısında nasıl asil duruyor, asaletle davranıyor ve duruşundan onlara asla taviz vermiyor. Evelallah kadınımız da erkeğimiz de işte bu duruşunu taviz vermeksizin sürdürecektir. Bir insanlık suçu olarak gördüğümüz çocuk istismarının önlenmesi için her türlü  tedbiri almakta kararlıyız. Hem suçu önleyecek tedbirlerinin alınması, hem de suçun ardından cezaların verilmesi ve rehabilitasyon programlarının uygulanması şarttır. İşte bu amaçla ilgili bakanlarımızdan oluşturduğumuz komisyon vasıtasıyla yoğun bir çalışma ortaya koyduk. Sonuçta ortaya 'Çocukların İhmal ve İstismarının Önlenmesi Acil Eylem Planı' çıktı. Bu planda koruyucu ve önleyici tedbirlere ilişkin kapsamlı hususlar yer alıyor. Milletimizin vicdanını yaralayan çocuk istismarıyla ilgili kapsamlı tasarı da Meclis Başkanlığına sunuldu. Bu tasarıda çocuklara nitelikli istismar suçunun üst ceza sınırı 20 yıldan 40 yıla kadar çıkartılıyor. Suçun nitelikli olması halinde ceza müebbete veya ağırlaştırılmış müebbete kadar da yükseltilebilecek. Ağırlaştırılmış müebbet cezası alan kişi 50 yıl, müebbet hapis cezası alan kişi 40 yıldan önce cezaevinden çıkamayacak. Sıkıysa bundan sonra da bu yola tevessül etsinler. Artık bundan sonra bunların ömürleri cezaevinde geçer, orada çürürler. Çocuklara yönelik istismar suçunu işleyenler için kimyasal kastrasyon yöntemi ayrıca uygulanabilecek. Çocukların mağdur olduğu olaylarla ilgili yayın kısıtlaması veya yayın yasağı konulabilecek. 

    Cinsel suçlar, uyuşturucu imal ve ticareti, müstehcenlik, fuhuş gibi suçlardan mahkum olanların çocukların yoğun olarak bulunduğu yerlerde çalışması veya işletmesi yasaklanabilecek. Çocukların adli süreçlerde mağduriyet yaşamaması için en azından büyük ilçelerde 1 yıl içinde Çocuk İzleme Merkezleri kurulacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yürütülen Aile Sosyal Destek Programı çerçevesinde hane ziyaretlerin desteklenecek, bunlar araştırmalarla desteklenerek, çocuklara yönelik risk haritaları oluşturulacak. Ailelere, öğretmenlere verilecek eğitimlerle bu konuda bilinç güçlendirilecek. Bunlar ve diğer tedbirlerle çocuklarımızın güvenli ve sağlıklı bir şekilde hayata hazırlanmasını hedefliyoruz. Milletimizden bilinçli davranmasını ve kurumlarımıza yardımcı olmasını diliyoruz. 

    Dağda aradığımız teröristlerin Avrupa'nın caddelerinde dolaşmasından bıktık

    Almanya'da başkonsolosluğumuz sürecin içerisinde takibini yapıyor. Bizi üzen şey şudur. Alman makamları terör örgütüne bu kadar yumuşak davranırken, o terör örgütünün karşısındaki samimi bir Türk vatandaşına bu zülmü niye yapar? Onlar terör örgütü yandaşı olarak gösterilerini rahatça yapıyor ama öbür tarafta ona karşı çıkan bir Türk vatandaşı engellenebiliyor. Dünyanın bir başka tarafında gittik, Amerika'da aynı şeyle karşılaştık. Hollanda'da, Belçika'da aynı şeyle karşılaştık. Al birini vur öbürüne. Hiç birbirinden farkı yok bunların. Terör örgütü yandaşları attıkları sloganlarla, taşıdıkları pankartlarla PKK veya FETÖ yanlısı olduklarını açıkça söylüyorlar. Herkesin gözü önünde yaşanan bu tür hadiselere, itiraz ettiğimizde de güya sivil toplum kuruluşu olan saçma sapan vakıfların, derneklerin adını veip, olayı meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Demokrasinin ve özgürlüklerin kalesi olduğunu iddia eden Avrupa'nın terör örgütlerinin oyuncağı olduğunu görmenin üzüntüsü ve öfkesi içindeyiz. Bizim dağda aradığımız terör örgütü mensuplarının Avrupa'nın caddelerinde karşımıza çıkmasından artık bıktık usandık. Geçmişte rahmetli Özdemir Sabancı'nın katillerinin ülkelerinde gezmelerine izin verenler, şimdi tüm şehirlerini teröristlere ve terörist sevicilere tahsis etmiş durumdadırlar.

    'Avrupa ülkeleri sonlarını kendi elleriyle hazırlıyorlar'

    Maalesef baktığımız yerden Avrupa'yı şu şekilde görüyoruz: Avrupa'da demokrasi sadece Türkiye'ye karşı olanların hakkıdır. Avrupa'da özgürlükler sadece Tükiye'ye hakaret edenler içindir. Avrupa'da ülkemize yönelik her türlü düşmanlığı gösterme hakkına sahipsiniz. Buna karşılık Türkiye'nin lehine en küçük bir faaliyete kalkışırsanız salon iptalinden, sınır dışı tehditlerine kadar acaip bir yaptırım listesiyle karşı karşıya bulunursunuz. Türk milleti bu tür tehditlere Allah'ın izniyle pabuç bırakmaz. Ama Avrupa ülkeleri şunu iyi bilsinler ki, kendi sonlarını kendi elleriyle hazırlıyorlar. Bugün Türkiye'nin başına bela oldukları için ülkelerinde tuttukları terör örgütleri önünde sonunda nefretlerini ve namlularını onlara çevirecekler bunu iyi bilsinler. Terörizmin doğası budur, kendisini besleyen eli gün gelir mutlaka ısırır.

    Avrupa'da yaşayan Türklere çağrı: Yeni vatanınıza sıkı sahip çıkın

    Buradan Avrupa'daki vatandaşlarıma sesleniyorum: Bulunduğumuz ülkelerde gurbette değil, birinci sınıf insan haklarına sahip olarak yaşayacağınız yeni vatanınızdasınız. Anavatanınız bakidir. Siz yeni vatanınıza sıkı sahip çıkın. Bunun için yaşadığınız ülkelerin vatandaşlık hakkından mutlaka faydalanın. Eğitimden iş kurmaya kadar imkanlarından mutlaka yararlanın. Ana dilinizden, inancınızdan, kendi içinizdeki dayanışmanızdan asla taviz vermeyin.  Ama yaşadığınız ülkenin dilini ve sosyal ortamını da mutlaka en iyi şekilde öğrenin. En önemlis de siyasette mutlaka etkin olun, oranın siyasetini PKK'lılara, DHKP-C'lilere bırakmayın. Siz etkin olun. Girin o alanlara. Bizzat siyasi partilerde ve siyaset mekanizmalarında yer alın. Bölücü örgüt yandaşlarının en büyük avantajları, sayıları az olsa da belli yerlerde kümelenerek siyaset mekanizmasında söz sahibi olmalarıdır. Ülkesine, milletine, bayrağına, ezanına bağlı vatandaşlarımız birlik olduğunda siyasi partiler ve siyasetçiler üzerinde onlardan on kat, yüz kat daha etkin olma potansiyeline sahiptir."

    Lavrov'un Afrin açıklamasına yanıt

    Cumhurbaşkanı Erdoğan grup toplantısından çıktığında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erdoğan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Afrin'in Suriye hükümetine teslim edilmesi açıklamasıyla ilgili, "Bu çok yanlış bir yaklaşım. Biz Afrin'i kime geri vereceğimizi çok iyi biliyoruz. Öncelikle Suriye'de şu anda başka ülkelerin el altında, kontrol altında tuttuğu yerlerin Suriye'ye teslimi konuşulsun. 'Oraları rejim verdi' ifadesi bizi ikna etmez. Biz, yeri geldiği zaman Afrin'i, Afrinlilerin kendisine bizzat teslim ederiz. Ama bunun zamanı bize aittir; onu da biz belirleriz, Sayın Lavrov değil" dedi.

    Erdoğan, "Bugün, 'görüşmelerimiz devam edecek' dediniz. Putin ile de görüştünüz, Trump ile görüşecek misiniz?" sorusu üzerine, "Ararsa görüşmemek için hiçbir sebep yok. Gelişmelere göre gerekirse ben de ararım" ifadesini kullandı.

    'Biz de izliyoruz'

    Doğu Guta'da yaşananlar üzerine ABD Başkanı Donald Trump'ın, "Ben de bir karar alacağım." sözlerinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Biz de izliyoruz şu anda, bakalım" ifadesini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Guta'da yaşananlara ilişkin ABD Başkanı Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmesinin olup olmayacağı sorusuna, "Biz sürekli zaten Sayın Putin ile bu tür görüşmelerimizi yapıyoruz. Sayın Trump ile aynı şekilde yapıyoruz. Yine yaparız." yanıtını verdi.

    'Özel. Özele girmeyin' 

    Erdoğan grup toplantısındaki konuşmasının sonunda Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ı yanına çağırarak kulağına bir şeyler söylemişti. Basın mensupları, Erdoğan'ın Yılmaz'ı yanına çağırarak ne sorduğunu öğrenmek istedi. Ancak Erdoğan, "Özel. Özele girmeyin, genelde kalın" yanıtını verdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğandan Lavrova Afrin yanıtı: Kime teslim edeceğimizi biz biliriz

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow