10 büyükelçi, "Osman Kavala serbest bırakılsın" bildirisi yayınlamış ve konu büyük tartışma yaratmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da istenmeyen kişi ilan edilmeleri yönünde talimat verdiğini duyurdu. CNN TÜRK yayınına katılan uzmanlar, büyükelçi gündemini değerlendirdi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

"İstenmeyen adam ilan edilmeleri için Dışişleri Bakanı'na talimat verdim." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Osman Kavala bildirisi yayınlayan 10 büyükelçi için yaptığı bu değerlendirme gündemde. Peki bu açıklamanın anlamı ne, hukuken sorun içerir mi? CNN TÜRK yayına katılan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Özden Oktav ve Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın değerlendirdi. 

"İSTENMEYEN KİŞİ" İLANI DİPLOMASİYE NASIL YANSIR?

Prof. Dr. Zeynep Özden Oktav, "Ulus devletler birbirlerinin içişlerine karışmazlar. Büyükelçinin vazifesi de ilişkileri iyileştirmektir, krize taşımak değildir. 10 elçinin yaptığı gibi bir açıklama yapılırsa, bu tamamen o ülkenin içişlerine karışmak anlamına gelir. Bunu hiçbir ülke kabul etmez ve persona non grata ilan etme hakkı vardır" dedi.

Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın da "Başka devlet topluluğu, buna topluluk diyelim. Uluslararası teamülde gözükmeyecek, kabul edilemeyecek şekilde Türkiye'ye bir ilanatta bulunuyor. Tabii Sayın Cumhurbaşkanı da buna çok sert tepki gösterdi. Türkiye bir hukuk devleti, bunu değerlendirecektir" diye konuştu. 

KAVALA BİLDİRİSİ İLE AMAÇ NE?

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

"İstenmeyen adam ilanı" atılırsa ilişkilerin kopacağını söyleyen uzmanlar, 10 büyükelçinin Kavala bildirisini yorumladı.

Prof. Dr. Zeynep Özden Oktav, "Sistematik planlı bir yıpratma savaşına girişilmiş. Hükümetin düşmesini istediklerini düşünüyorum ve Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında böyle bir harekete giriştiklerini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın ise şu yorumda bulundu:

"Algı operasyonunda Ankara ile ters düşme, izole etmek ve Türkiye'yi yıpratma politikası ve sonunda da 2023'e gelmeden seçimlerin bir şekilde gelmesi. Ama bunu yaparken de ekonomik olarak dolar baskısı ile Türkiye'yi empoze etmek ve halkın ülkenin yönetilemediği yönünde bir şekilde formatlamak isteyen bir planlı hareket olduğunu düşünüyorum."