İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Emniyet, İstiklal Caddesi'ndeki saldırının talimatının Kobani yani Ayn El-Erap'tan geldiğini belirtti. Terörist, sorgusunda PKK/PYD bağlantısını da itiraf etti. Peki, bu saldırı Suriye'ye özellikle de Kobani'ye yeni bir sınır ötesi operasyonu şart mı kılıyor? Terör örgütü Kobani'de şu anda ne durumda? CNN TÜRK canlı yayınına konuk olan Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Kobani'ye yakın bir zamanda operasyon ihtimalini değerlendirdi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

İşte Abdullah Ağar'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Şimdi sadece bu eylem Kobani türevli olduğu için Kobani'ye bir operasyon yapma fikri, devletimizin böyle bir fikri olduğunu zannetmiyorum. Çünkü sonuçta bizim temeldeki ortaya koymuş olduğumuz öngörü, sınırımıza yaslı alanlar birincil planda olmak üzere Kürt sosyolojisinin istismar edildiği alanların YPG, PKK terör örgütü tasavvufundan kurtarılması. Bu neden? Bu Kürt sosyolojisi üzerinden güç tutan, etki üreten, Kürt etnik kimliğini istismar eden, Kürt etnik kimliğini Türk etnik kimliğini karşı karşıya getiren terör örgütü, kullanmış olduğu bu silahları elinden almak. Neyle beraber? Coğrafi, topoğrafi ve demografiyle beraber elinden almak.

Bunun yapılacağı yerler çok net. Çok zor bir soru değil. En başta sembol bir alana dönüşmüş. Ayn El-Arap var. Ama sadece Ayn El-Arap mı? Hayır. Sonuçta asıl önemli olan yer Kamışlı. Çünkü en büyük yer. Kürt sosyolojisinin en güçlü olduğu yer Suriye'de. Kimin kontrolü? YPG, PKK'nın kontrolünde. hendek teröründe Nusaybin'e bitişik olan bu alanın başımıza nasıl büyük bir bela olduğunu bu işi takip eden hiç kimse unutamaz. Sadece bu iki yer mi? Hayır. Arada küçük yerler de var. Aslında neyi söylüyorum? Sayın Erdoğan'ın 2019 yılına kurduğu en doğru cümlenin gereğini söylüyorum. 43230. Yani Türkiye sınırı Ayn El-Arap'ı, Kamışlı'yı, Amudi'yi, Darbesi'yi ve Maliki'yi içine alacak şekilde YPG/PKK'dan temizlenmediği sürece biz hem burada hem güneydoğumuzda hem de sınırın ötesindeki temas noktalarındaki Mehmetçiklerimizin sürekli bir tehditle, sürekli bir saldırganlıkla, sürekli bir eylem aritmatiğiyle karşı karşıya kalması gibi mukadder bir fotoğrafla karşı karşıyayız. Bir diğer tarafıyla da jeopolitik oyun eklemlendi. Bölgeyi istikrarsızlaştırıyor. Enerji o politika eklemlendi. Enerji apolitikle ilgili kurguları bozuyor. Ve bir diğer tarafın en büyük tehdidi. Yani bugün belki Güneydoğu'muzda korkunç bir mücadeleyle birlikte çok iyi bir noktaya getirdik. Ama ya yarın?