hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Terör örgütü nasıl ortaya çıktı? Türkiye'ye ne kaybettirdi?

    PKK nasıl bir dönemde ortaya çıktı, Türkiye'nin başına nasıl bela oldu? Türkiye'ye ne kaybettirdi? Eğer terör örgütü olmasaydı Türkiye, özellikle Güneydoğu nasıl bir yer olacaktı? Detayları inceleme haberimizde...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Yaklaşık 40 yıl, 40 binden fazla bin can kaybı. Yüzmilyarlarca dolar kayıp ve bitmeyen acılar... Şehitler, kurşunlara, bombalara hedef olan canlar, Türkiye'nin insan gücünün yok oluşu. Öksüzler, yetimler. Bir ülkenin başına bela olan PKK terörü.

    Terör örgütünün temelleri 1973 yılında atıldı. 5 yıl boyunca Türkiye'nin o istikrarsız döneminde adım adım örgütlenme aşaması tamamlandı.

    1978 yılında Diyarbakır'ın Fis köyünde kurulan terör örgütü PKK, 12 Eylül 1980 darbesiyle kendine yeni alan buldu. Türk solu darbe sonrası yasaklarla siyasetten dışlanırken, teröre başvuran PKK'nın önü bir anda açıldı. Özellikle 12 Eylül sonrası Diyarbakır Cezaevindeki şiddet, işkenceler ve insanlık dışı uygulamaların hikayeleri, PKK'nın örgüte insan devşirmesi açısından önemli mihenk taşıydı.

    TERÖR ÖRGÜTÜ BÜYÜYORDU, AMA KÜRTLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ NASIL ARTTIRILACAKTI?

    Terör örgütünün aslında ilk saldırıları 1984 öncesindeydi. Öncelikli hedef sağduyulu Kürt dernek ve sivil toplum temsilcileriydi. 1984 yılına kadar 250’ye yakın şiddetten uzak Kürt kanaat önderi PKK'lı teröristlerce öldürüldü.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Aynı dönemde, PKK'nın faaliyetlerinin güvenlik güçleri tarafından deşifre edilmesiyle teröristler, Suriye üzerinden Lübnan'a geçerek Bekaa Vadisi'ne yerleşti. Kamplarda terör eğitimi veriliyordu.

    DEVLETE YÖNELİK SALDIRILAR İSE BİR YAZ GÜNÜ BAŞLADI.

    Teröristler 15 Ağustos 1984 akşamı Hakkâri’nin Şemdinli ile Siirt’in Eruh ilçelerinde eşzamanlı baskın yaptı. 2 askerin şehit olduğu, 9 asker ile 3 sivilin yaralandığı saldırının ardından terör örgütü saldırılarını neredeyse hiç durdurmadı.

    Terör örgütü, en büyük katliamlarını Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sivil halka yönelik gerçekleştirdi. Hedef, bölge halkının örgüte boyun eğmesini sağlamaktı.

    Terör örgütü 1990'a kadarki süreçte yerleşim yerlerine ve güvenlik noktalarına baskınlar düzenledi. Hedefte güvenlik güçlerinin yanısıra, çocuk ve kadınların da aralarında bulunduğu çok sayıda sivil vardı.

    Özellikle yaz ve sonbahar ayları terör saldırılarının doruğa eriştiği dönemlerdi.. Halk terör örgütünün kanlı saldırılarının hedefi oldu.

    Terör örgütü mensupları, 20 Haziran 1987’de Mardin’in Ömerli ilçesine bağlı Pınarcık köyünü bastı. 16’sı çocuk, 6’sı kadın, 8’i erkek toplam 30 kişiyi katletti.

    Yaklaşık 18 gün sonra hedef Mardin'in Midyat ilçesindeki iki köydü. 8 Temmuz 1987'deki saldırıda Yuvalı’da aynı aileden 7’si çocuk 2’si kadın 9 sivil öldürüldü. Peçenek köyünde ise 16 sivil teröristler tarafından kurşuna dizildi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Tarih 21 Eylül 1987'yi gösterdiğinde, Şırnak’ın Güneyce köyü Çiftekavak mezrasını teröristler bastı. 2’si hamile 5 kadın, 4’ü çocuk 11 sivil vatandaşı öldürüldü

    Takvimler 1988'i gösterdiğinde can kayıpları yüksek ve yine siviller hedefti. 9 Mayıs'ta Mardin Nusaybin'de Behmenin mezrasında aynı aileden 8’i çocuk, 2’si kadın, 1’i erkek 11 kişi teröristlerce öldürüldü.

    KANLI TERÖR SALDIRILARI TÜM GÜNEYDOĞUYU SARMIŞTI.

    24 Kasım 1989'da Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi İkiyaka köyünde 5’i çocuk 28 sivil teröristlerce katledildi.

    1990'lara gelindiğinde Güneydoğu'da şiddet durmadı. Teröristlerin sivillere saldırısı devam etti.

    10 Haziran 1990'da Şırnak’ın Güçlükonak ilçesine bağlı Çevrimli köyü yine saldırıların hedefiydi. 11’i çocuk, 7’si kadın, 9’u erkek 27 sivil öldürüldü. Terör genişlemeye çalışıyordu. Sadece Irak sınırı değil, Türkiye'nin iç bölgelerinde de etkili olma hedefindeydi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    14 Temmuz 1991'de ise terör kanlı yüzünü bir kez daha gösterdi. Kahramanmaraş’ta iki köyü basan pkk’lılar, 9 sivili yakarak vahşice öldürdü. 11 Haziran 1992'de ise, Bitlis’in Tatvan ilçesinde minibüsten indirilen 13 sivil kurşuna dizilerek öldürüldü. Sadece 11 gün sonra da Batman'ın Gercüş ilçesinde bağlı seki köyünde 8’i çocuk, 2’si kadın olmak üzere 10 sivil katledildi.

    Başbağlar katliamı ise PKK'nın kirli tarihinde en bilinen katliamlardan biri oldu. Koordineli, soğuk kanlı bir katliam yapıldı. Yüze yakın terörist oradaydı. PKK'lı teröristler, 5 Temmuz 1993'te Erzincan'ın Başbağlar köyüne baskın düzenledi. 33 kişi kurşuna dizildi, köy ateşe verildi.

    Özellikle, 21 Ekim 1993'teki Siirt'in Baykan ilçesine bağlı Derince köyündeki okul baskınında yaşananlar hafızalardan silinmedi. Okul bahçesinde siviller kurşuna dizildi. Öldürülen siviller arasında 13 çocuk da vardı. Onlardan biri 3 yaşındaki Serkan'dı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Gün gün terör katliamları yapılıyor. Türkiye karanlık dönemlerinden birini yaşıyordu. Karanlık 1990'lar böyle yaşanıyordu. 90'ların sonunda örgüte büyük bir darbe indirilecekti ama terörün sonu gelmeyecekti.

    Tarihler, 1998'i gösteriyordu. Türkiye o yıl, 20 yıldır PKK terör örgütü ile dağda mücadele ediyordu. Ancak terörün kökü dışarıda, terör örgütünün Lideri Suriye'deydi. Eylül 1998'de Milli Güvenlik Kurulu toplandı. Öcalan'ı yakalamak için kararlı adımlar atılmaya başlandı. Öcalan, Suriye'den istenecekti.

    16 Eylül'de Kara Kuvvetleri Komutanı Atilla Ateş'in Suriye sınırındaki açıklaması, ne pahasına olursa olsun, Türkiye'nin Öcalan'ı yakalayacağının habercisiydi. Bu çağrının ardından yaklaşık 3 ay süren insan avı sonuç verdi. 15 Şubat 1999'da yakalanan Öcalan İmralı adasına götürüldü..

    Terör örgütü lideri yakalandı ama terör bitecek miydi? Bitmedi. 2000'li yıllar başındaki kısa - durağan dönem sonrası terör saldırıları yine başgöstermeye başladı.

    3 Ocak 2008'de yine siviller hedefti. Teröristlerce askeri servis aracına yönelik bombalı saldırıda 6'sı dershane öğrencisi 7 kişinin yaşamını yitirmesi hafızalarda yer etti. 7 eve ateş düşüren hain saldırıda 73 kişi de yaralandı.

    PKK'lı teröristler, 20 Eylül 2011'de ise 6 genç kızı hedef aldı. Otomobille gezen gençlere teröristler ateş açtı. Genç kızlardan 4'ü hayatını kaybetti, 2'si yaralandı.

    26 Eylül 2011'de Batman'daki saldırı ise, bir aileye yönelikti. Kanlı saldırıda 4 çocuk annesi ve 8 aylık hamile kadın ile 4 yaşındaki kızı öldürüldü.

    30 Ağustos 2015'te Diyarbakır- Silvan'da ise, sebze almak için evden çıkan 13 yaşındaki ortaokul öğrencisi, yola döşenen bombanın patlatılması sonrası hayata gözlerini yumdu.

    Terörden medet uman PKK'lılar, devlet görevlilerini de hedef aldı. 10 Kasım 2016'da Derik kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk makam odasına konulan bombanın patlatılması sonrası şehit oldu.

    SİYASETÇİLER DE HEDEFTEYDİ

    9 Mart 2017'de Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde AK Parti Esendere belde başkanı Tayfun Ayhan ve ağabeyi Murat Ayhan, teröristlerin silahlı saldırısı sonucu yaralandı. Murat Ayhan, tedavi gördüğü hastanede müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

    Teröristler, 12 Mayıs 2017'de 15 ton patlayıcı yükledikleri kamyonu Diyarbakır'ın Dürümlü mezrasında infilak ettirdi. 16 kişi yaşamını yitirdi, 23 kişi yaralandı. Saldırı 36 çocuğun yetim, 8 kadının da dul kalmasına neden oldu.

    TERÖRİSTLERİN HEDEFİNDE ÖĞRETMENLER DE VARDI.

    9 Haziran 2017'de Batman Kozluk'ta, 22 yaşındaki Şenay Aybüke Yalçın teröristlerce öldürüldü. Şanlıurfa Siverek'te ise, tarihler 16 Haziran 2017'yi gösterdiğinde yeni bir öğretmen katliamı yaşandı. Sınıf öğretmeni Necmettin Yılmaz önce kaçırıldı, ardından şehit edildi. Şehit öğretmenin naaşına yaklaşık 1 ay sonra ulaşılabildi.

    Terör Suriye krizi sonrası Türkiye'nin güvenliğini daha da fazla tehdit etmeye başladı. DEAŞ da devredeydi. Ankara Gar Saldırısı, Kayseri'deki bombalı araçlı ve intihar saldırısı, Beşiktaş'taki terör eylemi, Reina baskını o dönemde yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.

    Terör dalgasının bir sonraki ayağı Güneydoğu'da PKK'nın giriştiği bölgesel hakimiyet çalışmaları sonrası oldu. Türkiye o saldırılara hendek operasyonuyla karşılık verdi. Suriye'deki krizle güçlenen teröristler, Türkiye içinde ilk kez alan hakimiyeti kurmak istedi.

    Güvenlik güçleri, özellikle Diyarbakır Sur, Şırnak Cizre ve Mardin Nusaybin'de teröristlere karşı göğüs göğüse çarpıştı. Yüzlerce şehit verildi. Sonucunda hendekler kapatıldı, barikatlar kaldırıldı ve bölgede güvenlik yeniden sağlandı.

    Türkiye hendek operasyonları sonrası 15 Temmuz darbe girişimiyle büyük bir sarsıntıya uğramış olsa da terörle mücadelede kararlılık gösterdi. 15 Temmuz 2016 sonrası başlayan operasyonlar devam etti. Suriye'deki terör koridoru yok edildi.

    FIRAT KALKANI, ZEYTİN DALI, BARIŞ PINARI VE BAHAR KALKANI

    Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye kaynaklı tehdide bu operasyonlarla karşılık verdi. Suriye kaynaklı terör Türkiye’de kanlı saldırılara neden oluyordu. Türkiye’nin güneyinde oluşturulmaya çalışılan terör kuşağı operasyonlarla yok edildi. Türkiye, Suriye’de hem teröre karşı hem de terör sonrası zorunlu göçle mücadele etti.

    Operasyonlarda binlerce terörist etkisiz hale getirildi. Yüzlerce şehit verildi. Ama Suriye'deki durum kısmi de olsa kontrol altına alındı. Şimdi artık, hem Irak hem de Suriye'deki operasyonlarla Türkiye terörü kendi sınırından uzaklaştırma aşamasında.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow