Beytülmal Nedir, Gelirleri Ne Yapılır? Beytülmal Ne Zaman, Kim Tarafından Kurulmuştur?

Beytülmal kelimesi Arapça kökenli bir kelime olup mal evi anlamına gelmektedir. Hazreti Peygamberin döneminde gelen bağışların ve malların fakirlere ve yoksullara dağıtılmasıyla ortaya çıkmış beytülmal daha sonra ise bir kurum haline getirilerek devlet hazinesi olarak kullanılmıştır.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Beytülmal Nedir? 

Beytülmal kelime manasından da ortaya konulmakla beraber başlangıçta mal evi olarak adlandırılmıştır. Daha sonra gelişen ekonomi ve büyüyen taşır, taşınmaz malların artmasıyla devlet hazinesi şeklinde bir kurum olarak işleyiş göstermiştir. 

Beytülmal Gelirleri Ne Yapılır? 

Beytülmal ilk Hazreti Peygamberin kendisine verilen gelirlerin ve bağışların başka Müslümanlarca yardıma muhtaç insanlara dağıtmasıyla ortaya çıkmıştır. Gelirlerin artması ile de belirli düzen içerisinde işleyerek zekat kavramının insanlara benimsenmesini sağlamıştır. 

Beytülmal devlete ait her türlü gelirin toplanarak harcamaların yapıldığı haklarının ve borçlarının bağımsız bir kurum şeklinde işlediği bir devlet hazinesi olarak tabir edilmektedir. 

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Müslüman halkın tüm giderlerini karşılamak sosyal toplum düzenine fayda sağlamak için beytülmal içerisindeki gelirlerden faydalanılmıştır. 

Beytülmal Ne Zaman ve Kim Tarafından Kurulmuştur? 

Beytülmal ilk olarak Hazreti Peygamberin döneminde bağış amaçlı ortaya çıkmasının yanında teşkilat olarak ve devlet hazinesi şekilde işleyişine ise Hazreti Ömer zamanında geçilmiştir. İslam topraklarının genişlemesi ve gelirlerin artması bu dönemde beytülmal'in kurumlaşmasını gerektirmiştir. 

Hazreti Ömer zamanında devlet hazinesine giren ve çıkan malların kaydı yapılması sağlanarak başka eyaletlere de merkeze bağlı beytülmal kurumları açılmıştır. Hazreti Ömer'in eyaletlere tayin ettiği valilerin de devlet gelirlerini tahsil etmesi ve tahsil ettiği gelirlerin fazlasını da merkezde bulunan beytülmal'a vermesi görevini yüklemiştir.

Devlet hazinesinin mallarının şahsi olmadığı ve bu malların hiçbir halifeye ait olmadığı fikri Hazreti Ömer zamanında benimsediği için bu şekilde elde edilen tüm gelirlerin bir düzen içerisinde harcanarak tekrar tahsili de belirli ölçütler ve kurallar çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.