Bu kuşlar ormanları bilerek yakıyor
Avustralya yerlilerinin geleneksel ekoloji bilgisinin de dahil edildiği yeni bir çalışmada, sözde ‘yırtıcı ateş şahinleri’ olarak adlandırılan bu kuşların pek bilinmeyen bir davranışı anlatılıyor. Bu kuşlar, yanan çubukları pençeleriyle ve gagalarıyla kullanarak yangınları kasıtlı olarak yayıyorlar.
Haberin Devamı
/

Bu uçan kundakçılar, bilinen en az üç türe yayılmışlar; bu türler Kara Çaylak (Milvus migrans), Islıkçı Çaylak (Haliastur sphenurus) ve Kahverengi Doğan (Falco berigora). Fakat bunların baş belası davranışları, yerli halkın elindeki bilgilerde görülebilse de, başka yerlerde durum böyle değil.
/

Popular Science Türkiye'nin haberine göre, Penn State Üniversitesinden takım üyesi ve coğrafyacı Mark Bonta, National Geographic dergisine şöyle söylüyor: “Yeni bir şey keşfetmiyoruz. Çalışma yaptığımız verilerin çoğu, yerli halktan insanlarla ortak işbirliğine dayanıyor… Onlar bu durumu muhtemelen 40.000 veya daha fazla yıl boyunca biliyorlarmış.”
Haberin Devamı
/

Araştırmacılara göre, yangın cepheleri boyunca yüzlerce yırtıcı ateş şahini toplanıyor, daha sonra faal yangınlara gidip, için için yanan dal parçaları topluyorlar ve bunları bir kilometreye kadar uzakta bulunan, henüz yangın görmemiş bölgelere taşıyorlar.
/

Araştırmacılar şöyle yazıyorlar: “Avcı kuşlara atfedilen kasıt, alevleri yanmamış yerlere yaymak (örneğin, bir derenin, yolun veya itfaiyecilerin oluşturduğu yapay bir engelin uzak kısmına) ve bu sayede ateş ile duman aracılığıyla avları saklandıkları yerden çıkarmak.”
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Ekip ile yapılan görüşmelerde belgelenen ve bazı araştırmacıların ilk elden gözlemlediği bu davranış, avları bir alev duvarıyla yırtıcı kuşlara doğru yönlendiriyor ve kuşlar, kaçan veya yanan kara hayvanlarıyla avlanıyorlar.
/

Çalışmaya ilham veren şey, yerli doktor ve eylemci Phillip Waipuldanya Roberts’in 1964 tarihli özgeçmişinde geçen bir paragraftı. Kendisi şöyle diyordu: “Bir şahinin, içten içe yanan bir dal parçasını pençeleriyle yerden aldığını ve onu, bir mil ötede kuru otlardan oluşan bir bölgeye bıraktığını görmüştüm.”