hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    İngilizler, Anzaklar'ı nasıl kandırdı?

    İngilizler, Anzakları nasıl kandırdı
    expand

    İlkelerinden binlerce kilometre yol katederek geldikleri Gelibolu Yarımadası'nda, kafalarındaki olumsuz bir Türk imajıyla savaşan itilaf kuvvetlerinin askerleri, göğüs göğüse muharebelerde karşılaştıkları ve tanıdıkları Türk askerlerine her zaman hayranlık duydu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burhan Sayılır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çanakkale Savaşları'nda itilaf devletlerinin, özellikle sömürgelerinden getirdiği askerlere olumsuz bir Türk imajı vererek, bununla başarılı olacaklarına inandığını, ancak yaşanan olayların, durumun hiç de böyle olmadığını gösterdiğini söyledi.

    Çanakkale Savaşları'na katılmak üzere Mısır'da toplanan itilaf devletleri ordusunun, değişik etnik ve dinsel kökenden gelen askerlerle adeta "rengarenk" bir görüntü oluşturduğuna işaret eden Sayılır, bu askeri yapı içinde İngiliz, İskoç, İrlandalı askerlerin yanında, Fransız birliklerinin de yer aldığını, ayrıca yabancı lejyonerler, Hindistan'dan gelen Gurkhalar, Sikhler, Yahudi ve Rumlardan oluşan amele taburları, Kuzey Afrikalı piyadeler ile Avustralya ve Yeni Zelandalı askerlerin bulunduğunu söyledi.

    "Türklerden bu kadar iyi muamele göreceklerini bilselerdi..."

    Sayılır, Çanakkale Savaşları'nda, İtilaf kuvvetlerinin içinde Çanakkale'ye savaşa getirilen az da olsa Kuzey Afrikalı Müslüman askerlerinin bulunduğunu belirtti.

    İtilaf devletlerinin sömürgelerinden asker alma yöntemiyle ilgili en çarpıcı bilgiyi, Fransız ordusunda savaşan ve ağustos ayında esir alınan Senegalli bir Müslüman askerin verdiğini anımsatan Sayılır, söz konusu askerin şu ifadelerinin dikkat çekici olduğunu söyledi:

    "Ben Senegalliyim ve babamın adı Muhammed'dir. Bizi memleketimizden zorla toplayarak buraya getirdiler ve hemen savaşa sürdüler. Biz Müslümanlarla savaştığımızı bilmiyorduk. Ülkemizle ilgisi olmayan bu topraklarda savaşmak istemiyoruz. Bize Türklerin esirleri kestiklerini söylediler. Bundan dolayı teslim olmaktan kaçınıyorduk. Bizimkiler Türklerden bu kadar iyi muamele
    göreceklerini bilseler, hepsi Türklerin tarafına geçerdi."

    Düşman askerlerinin sahip olduğu Türk imajı

    Yrd. Doç. Dr. Burhan Sayılır, Gelibolu Yarımadası'na Türklerle savaşmaya gelen itilaf devletleri ordusundaki askerlerin çoğunun, Türkler hakkında gerçek anlamda hiçbir bilgisi olmadığını kaydetti.

    Askerlerin Türkleri, İngiliz ve Fransız askeri makamlarının çizdikleri resimlerden tanıdığını anlatan Sayılır, İngiliz ve Fransızların, bu resimlerin, Türklere karşı düşmanlık duygularını körükleyen unsurlar içermesine özellikle özen gösterdiğini vurguladı.

    Burhan Sayılır, yoğun propagandayla desteklenerek oluşturulan Türk imajının sonucunda sömürge ülkeler ile Avustralya ve Yeni Zelanda'dan getirilen askerlerde bir Türk düşmanlığı oluştuğuna işaret eden Sayılır, ancak düşman askerlerinin ilerleyen zamanda, siperlerin 2 metreye düştüğü, göğüs göğüse muharebelerin yaşandığı savaşta mert, cesur, inançlı ve kalbi vatan sevgisiyle dolu Türk askerini tanıdığını belirtti.



    Yrd. Doç. Dr. Sayılır, Gelibolu Yarımadası'nda savaşmış bazı Avustralyalı ve İngiliz askerlerin, savaş sonunda gerçek anlamda tanıdıkları Türk askerleriyle ilgili düşüncelerinin değişmesine şu örnekleri verdi:

    Avustralyalı Allan Jack Mauriceton: "O sırada bize verilen bilgiler, Türk askerlerinin barbar oldukları, esirlere çok fena muamele yaptıklarıydı. Gelibolu'ya çıkıp, savaşa girdikten sonra, tanığı olduğumuz gerçeklerle, bütün bunların ne kadar yalan olduğunu anlamakta gecikmedik."

    Avustralyalı asker J.L. McKinley: "Gelibolu'nun kan ve duman içindeki savaş alanında tanıdığımız Türk askerine hiçbir zaman kin ve nefret beslemedik. Gelibolu'ya giderken, onların ne türlü kötü muameleler yapabilecekleri konusunda verilen bilgilere, yapılan tüm olumsuz telkinlere karşın, Türk askerinin mert bir savaşçı olduğunu, olaylar içindeki tecrübelerimizle anladık."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow