"İspanya'da sahada Kral'a bile hakaret ederler"

Milletvekillerinden oluşan TBMM Spor Kulüplerinin Sorunları ile Sporda Şiddet Araştırma Komisyonu İspanya'yı ziyaret etti. Komisyonun incelemeleri sırasında bilgi veren İspanyol diplomatlar statlarda siyasi liderlere hakaret edilmesinin ülkelerinde yasak olmadığını bunun ifade özgürlüğüne girdiğini ve bu yüzden serbest olduğunu söylemesi AK Partili komisyon üyeleri tarafından hoş karşılanmadı.

Haberin Devamı

İspanya'da incelemelerde bulunan, TBMM Spor Kulüplerinin Sorunları ile Sporda Şiddet Araştırma Komisyonu üyeleri İspanyol Meclis Eğitim ve Spor Komisyonu üyeleriyle görüştü. Görüşmede daha çok sporda şiddeti önlemeye yönelik İspanyol Meclisi'nde alınan kararlar gündeme geldi.

Görüşmeler sırasında komisyon üyesi olan CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, İspanyol milletvekillerine, "İspanya'da bir maçta taraftarlar stat içerisinde kulüp başkanına veya siyasi bir lidere hakaret eden tezahüratlar ederse, ne olur, bu ceza kapsamına giriyor mu?" sorusunu yöneltti.

İspanya Meclis Eğitim ve Spor Komisyonu Başkanı, iktidardaki Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) Milletvekili Maria Mercedes Coello Fernandez, "Bizde hiçbir şey olmaz. Bu tip şeyler anayasamızda ifade özgürlüğüne giriyor. Bizde statlarda Kral'a bile hakaret edildiği görüldü. Ama anayasamızdaki ifade özgürlüğüne göre tamamen serbesttir. Özel bir ceza yok. Ama doğal olarak hakarete uğrayan kişi kendi hakkını savunmak için isterse mahkemeye başvurabilir" cevabını verdi.

Sevigen'in sorusunun, komisyondaki AK Parti milletvekilleri tarafından hoş karşılanmadığı dikkat çekti.

Komisyon üyeleri, Türkiye'de sporda şiddetle ilgili yapılmış bir anketten bahsederek, Türkiye'de sporda şiddeti teşvik eden unsurların yüzde 34'ünün basın, yüzde 21'inin kulüp yöneticileri, yüzde 10'unun taraftar dernekleri, yüzde 7'sinin taraftar dernekleri başkanları ve yüzde 4'ünün de hakemler olarak sıralandığını bildirdi.

İspanyol milletvekilleri, "Bizde de böyle bir anket olsa aşağı yukarı aynı sonuç çıkardı" derken, endüstri haline dönüşen futbol ve futbol kulüplerinin tam bağımsızlık istediğini, gelirlerini başta televizyon ve marketingden sağladığını, FIFA ve UEFA gibi kurumların kendileri içinde büyük bir dünya olduklarını ve bu yüzden dışarıdan müdahale istemediklerini vurguladı.

Mourinho da gündeme geldi

Bir İspanyol milletvekili, "Mourinho (Real Madrid Teknik Direktörü) her gün agresif bir şekilde çıkıp konuşmalar yapıyor. Birçok kişi bunun izlenmesi gereken bir yol olduğunu düşünebilir. Ama ifade ve basın özgürlüğü var. Hiçbir şey yapılamıyor" dedi.

İspanyol Meclisi'ndeki Eğitim ve Spor Komisyonu'nun üyeleri ayrıca, sporda şiddet, doping, ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı 2010 Aralık ayından itibaren yürürlüğe giren kanunda yada alt komisyonda görüşülen kanun tasarılarında önceliklerinin "sıfır tolerans" olduğuna vurgu yaptı.

Özellikle bisiklet ve atletizm sporlarında doping skandalları yaşandığı belirtilirken, bunu önlemek için sporcuların neredeyse 365 gün 24 saat kontrol altında tutulmasına çalışıldığı kaydedildi. Ayrıca yeni çıkarılan yasalar neticesinde mevcut durumda İspanya'daki futbol kulüplerinin, aralarında Real Madrid ve Barcelona'nın da olduğu 4 kulüp hariç olmak üzere, hepsinin sosyal anonim şirketi haline dönüştürüldüğü, bu şekilde kulüplerin harcamalarının ve borçlanmalarının daha iyi kontrol altına alındığı belirtildi.