Nuh'un Gemisi'nin izinde 181 yıl

Nuhun Gemisinin izinde 181 yıl
expand

Ağrı Dağı'nda bulunduğuna inanılan Nuh'un Gemisi'ni arama çalışmaları, 181 yıl öncesine dayanıyor.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Ağrı Dağının zirvesine ulaşan ilk araştırmacı olan Alman bilim adamı Frederic Parrot'ın 1829 yılında 7 arkadaşıyla yaptığı arama tırmanışlarının sonunda gemiyi bulamadığını belirtmesinin ardından çok sayıda bilim adamı gemiyi aramak için Ağrı Dağı'na çıktı.

AA muhabirinin yaptığı derlemeye göre, Nuh'un Gemisi'nin Ağrı Dağı'nda olduğuna inanarak gemiyi arayanlar, neredeyse 200 yıldır bunu sürdürüyor.

Her ne kadar 1600'lü yıllarda bir keşişin gemiyi arayarak bir parçayı da yanına aldığı iddiası yer alsa da resmi kayıtlara göre Nuh'un Gemisi'ni aramak üzere 20 Ağustos 1829'da Ağrı Dağı'nın zirvesine ulaşan ilk araştırmacı Alman bilim adamı Frederic Parrot oldu. Parrot, Nuh'un Gemisi'nin Ağrı Dağı'nda bulunduğunu öne sürerek biri Rus, 6'sı Alman 7 arkadaşı ile zirveye ulaştıktan sonra dönüşte, gemiyi bulamadığını ama izlerine rastladığını iddia etmişti. Ağrı Dağı'na daha sonra da arama tırmanışları gerçekleştirildi.

1916 yılında Vladimir Roskovski adlı bir Rus pilot, Ağrı üzerinden uçarken bir gemi kalıntısı gördüğünü iddia ederek konuyu yeniden gündeme getirdi.



İster inan ister inanma

"İster İnan, İster İnanma-Believe it or not" programının ünlü yazar ve çizeri Robert Ripley'nin de aralarında bulunduğu bir grup Nuh'un gemisi keşif seferine çıktı.

Bu seferin amacı, Ferdinand Parrot'nun Ağrı dolaylarındaki küçük Ermeni manastırında gördüğünü ileri sürdüğü, Nuh'un gemisinin tahtasından yapılan haç iddiasıyla ilgili gerçeği öğrenmekti. Bu seferden sonra, bu kez 1950'de haçın gerçekten görüldüğü savı ortaya atıldı.

İkinci Dünya Savaşı'nda Amerikan pilotları Ağrı Dağı üstünden sayısız uçuşlar yaptı. Müttefikleri olan Rus Kızıl Ordusu'na malzeme ve yiyecek taşıdılar. Yine o yıllarda pek çok raporda Nuh'un gemisinin görüldüğü bildirildi.

Bu raporlardan biri, 1943 yılında ABD ordusunun yayın organı olan "Stars and Strip" adlı dergide yayımlandı. Rus pilotları da gemiyi karlar buzlar arasında gördüklerini belirtiyorlardı.

Savaşın ardından barış imzalanmasından sonra Rus pilotları tekrar tekrar Ağrı üzerinden uçtu. Nuh'un gemisiyle ilgili çalışmalarını sürdüren Errol Cummings, bu konuda Doktor Donald Liedmann'la konuştu. Doktor Liedmann'ın önde gelen özelliği, Rusların bu uçuşları üzerinde ilk elden bilgi sahibi olması idi.

1952'de, Orta DOğu'da çalışan Amerikalı bir mühendis de Ağrı Dağı'nda Nuh'un gemisini gördüğünü söyledi. George Jefferson Green adlı bu mühendis, helikopterle keşif uçuşu yaptığı bir sırada gemiye rastladığını belirtti.

Green çok geçmeden Orta Doğu'daki görevinden alınıp İngiliz Guyanası'na yeni bir görevle atandı. Maden işinde çalışırken bilinmeyen kişilerce öldürüldü. Bu arada kaybolan eşyaları arasında Nuh'un Gemisi'ne ait olduğunu söylediği fotoğraflar da kayboldu.



Ara Güler röportajı

11 Eylül 1959'da Milli Müdafaa Vekaletine bağlı Harita Müdürlüğünde görevli binbaşı İlhami Durupınar da Ağrı Dağı'nın 4000-4500 metre yükseklikten çekilmiş fotoğraflarını incelerken Nuh'un Gemisi'ne çok benzeyen bir oluşum var olduğunu ileri sürdü.

Tanınmış fotoğraf sanatçısı Ara Güler'in Nuh'un gemisiyle ilgili başından geçenler de tam o dönemde yankı buldu. Çizilen bu haritayla ilgili olan röportajı Güler, anılarında şöyle aktardı:

"Ben gazetecilik hayatım boyunca çok önemli üç iş yaptığıma inanıyorum. Bunlarla insanlık tarihine hizmet ettiğimi sanıyorum. Birincisi Nuh'un Gemisi röportajıdır, 1960 yılında yapmışımdır. Harita Genel Müdürlüğü'nde bir harita çizilirken Ağrı Dağı'nda çekilmiş bir fotoğrafta bir iz tespit ediliyor, 'bu olsa olsa 'Nuh'un Gemisi'dir' deniyor.

Türk Ordusu bu fotoğrafı basılmak üzere Hayat mecmuasına hediye ediyor, ama bunun dışında hiçbir bilgi yok. Bunun üzerine ben röportaj için gidiyorum. Ordu, askeri bir uçak veriyor. Karadan da çok sayıda asker arama faaliyetlerine katılıyor. Havadan toplam dokuz dalış yaptıktan sonra bir ize rastlıyoruz, ben ve yanımdaki pilot. Gördüğüm, fotoğraflarını çektiğim şey eğer Nuh'un Gemisi ise, bunu dünyada ilk gören Ara Güler'dir. Bu röportaj tüm dünyada 100'ün üstünde sattı, röportajı Magnum dağıttı."

Nuh'un Gemisi'ni bulmak amacıyla dağa çıkanlardan biri de Ay'a ilk ayak basan astronotlardan James Irwin. Irwin ve arkadaşları da Nuh'un Gemisi'nin Ağrı Dağı'nda olduğunu ileri sürerek araştırma yaptı. Ancak, Irwin de Nuh'un Gemisi ile ilgili somut bir bulgu elde edemedi.



Nuh'un Gemisi'nin yeri hakkında

Nuh Tufanı ve Nuh'un Gemisi ile ilgili, antik kaynaklardan bugüne kadar gelen pek çok görüş de bulunuyor.

Buna göre, MÖ 5. yüzyıldan kalan el yazması Sarmatian Belgeleri'nde Nuh'un Gemisi'nin Asur'un kuzeyindeki dağlarda yer aldığı bildiriliyor.

MÖ 5. yüzyıldan kalan Babil'deki işgalden dönen Yahudiler için yazılan Aramice Söylenceleri'nde Nuh'un Gemisi'nin Urartu Bölgesi olduğu ifade ediliyor.

MÖ 275'de Kildanilerin en büyük rahibi ve tarihçisi olan Berossus'un diğer yazarlar tarafından aktarılan bilgilerinde, Nuh'un Gemisi'nin Anadolu'nun kuzeyinde yer aldığı söyleniyor.

MS 75 Roma egemenliği altında yaşamış bir Yahudi olan Josephus ise Nuh'un Gemisi'nin yeri olarak Anadolu'nun kuzeyini gösteriyor.

180'li yıllarda Nuh'un Gemisi ile ilgili bilgi veren Theophilus, geminin Arap Dağları'nda olduğunu belirtti.

3. yüzyılda Nuh tufanı hakkında kısa bilgiler veren Eusebios, geminin yerinin Van Gölü'nün güneyi olduğunu belirtirken, tarihçi, Faustus, Suriye İncili'nden hareketle gemi kalıntısının Anadolu'da Mardin'in Nusaybin ilçesi yakınındaki Cudi Dağı'nda olduğunu bildiriyor. Aynı zamanda, 10. yüzyılda Nuh tufanı hakkında bilgi veren El-Mesudi de Nuh'un Gemisi'nin Cudi Dağı'nda olduğunu belirtiyor.

12. yüzyılda Benjamin Tudela, Ağrı bölgesine yapmış olduğu 2 günlük gezi notlarında Nuh'un Gemisi'nin burada olduğunu kaydetti.

1254 yılında William Rubruck de Ağrı bölgesine yaptığı gezi notlarında, Nuh'un Gemisi ile ilgili iki dağdan ve bunların birinin büyük diğerinin küçük olduğundan söz etmektedir.

13. yüzyılda Müslüman tarihçisi olan İbni-El-Mid, Roma İmparatoru Heraklius'un Nuh'un Gemisi'ni ve şehrini görmek için MS 7. yüzyılda Cudi Dağı'na tırmanmak istediğini aktardı.

Ünlü seyyah Marco Polo, Ağrı Dağı'nın yakınlarına yapmış olduğu geziden bahsederken, Nuh'un Gemisi'nin, Ağrı Dağı'nda olduğunu ifade ettiği biliniyor.

1647'de Adam Olearius "The Voyagers and Travels of the Ambassador" adlı eserinde, Nuh'un Gemisi'nin Ağrı Dağı'nın zirvesinde bulunduğunu söylemekte.

1722'de Pierre Daniel Huet "Territorial Paradise" adlı hatıra kitabında, Nuh'un Gemisi'nin Ağrı Dağı'nın zirvesinde olduğunu belirtirken, dağın İran'da olduğu kaydedildi.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow