A’dan Z’ye migren hakkında her şey
Dünya nüfusunun yüzde 14’ünün migren hastası olduğu biliniyor. Her 5 kişiden biri baş ağrıları ve bu ağrılara eşlik eden sıkıntılarla mücadele ediyor. Toplumumuzda özellikle 30-50 yaş arasındaki kişileri etkileyen migren ile ilgili bilinmesi gerekenler... Didem Seymen'in haberi...


Migren ataklarının yaklaşık üçte biri iş günlerinde meydana gelir ve bu atakların üçte ikisi önemli bir üretkenlik kaybına neden olur. Kronik migreni olan kişiler (ayda > 15 baş ağrısı günü), daha az sıklıkta migren atağı geçirenlere kıyasla dört kat daha fazla üretken zaman kaybı yaşarlar. Ülkemizde migrene bağlı iş gücü kaybının yılda 5,4 gün olduğu bulunmuştur. Bu konuda yapılmış olan çalışmalar; atak esnasında migren hastalarının dörtte üçünde fonksiyon kaybı olduğunu, yarıdan fazlasında da yatak istirahati gerektirecek derecede ağrı geliştiğini göstermektedir. Migreni olan kişiler işyerinde yaşadıkları ataklar nedeniyle bilişsel işlevlerde (konsantrasyon ve hafıza) kayıp yaşayabildikleri için işlerini yapmakta ve sürdürmekte zorluk çekmektedirler. Bu yüzden işverenlerinin anlayış eksikliği nedeniyle durumları daha da kötüleşebilir.
Sosyal izolasyon kaçınılmaz oluyor
Aile ve özel hayatlarında da baş ağrısı atakları nedeniyle migren hastaları ciddi sorunlar yaşıyor. Migrenli kişiler ilişki kurmada ve sürdürmede zorluk yaşarlar. Atakların tekrarlaması nedeniyle arkadaşları veya eşleriyle/partnerleriyle birlikte sosyalleşmeleri etkilenebilir. Migren baş ağrıları sırasında ışığa ve sese hassasiyet olduğu için kişi kalabalık, gürültülü ve aydınlık, aşırı ışık değişimleri olan ortamlarda duramaz. Karanlık ve sessiz bir yerde istirahat etme ihtiyacı duymaktadır. Haliyle böyle bir atağı yaşadığında çevresindeki kişiler de dolaylı olarak durumdan etkilenir. Bu tarz deneyimlerden dolayı migrenli kişiler kendilerini sosyal ortamlardan izole edebilir. Ayrıca migren ataklarının ağrısı cinsel uyarılma üzerindeki olumsuz sonuçları nedeniyle cinsel hayatı da etkileyebilir.

