Paros Adası'na gitmek isteyenler için tatil rehberi

CNN TÜRK Haber Spikeri Büşra Sanay, Yunanistan'a gitti, Paros Adası'nı gezdi. Adayı merak edenler için bir de tatil rehberi hazırladı. İşte Sanay'ın anlatımıyla Paros Adası...

Haberin Devamı

/

Aslında pek duyulmamış olabilir ama bundan sonra adını pek sıkça duyabileceğiniz bir ada. Burası Paros Ada’sı. Cyclades takımadalarından bir tanesi. Gittiğim adalar ayrı ayrı çok güzel, temiz, çok yaşanası. Ancak, burası diğerleriyle kıyasladığımda çok daha yerleşim yeri gibi olan bir ada. Burada hayat, şehirdeymişsiniz gibi akıyor. Yani suyun üstünde güzel bir kara parçasında kendine yeten ve misafirlerine yetebilecek düzeyde her şey var. Ada da her şey çok muntazam.

/

Bankalar, cafeler, mağazalar, mücevherciler, restoranlar, hastane… Adanın kıyı kısmında pek çok şeyi rahatlıkla bulabilirsiniz. Bunu neden söyledim? Çünkü bazı adaların merkezi tepelerde, daha yukarı kısımlarda.

Haberin Devamı

/

Hemen söylemeliyim ki burayı aslında tarihinden dolayı çok görmek istedim. Çünkü temiz denizi, ve deniz mahsullerini neredeyse tüm adalarda bulabiliyorsunuz ama o hikayesi olan, tarihi, yaşanmışlıkları tüm adalarda ya da mekanlarda bulmak mümkün olmuyor. Gitmeden önce biraz araştırırsanız burayı, diğer adalardan neler ayırıyor rahatlıkla göreceksiniz.

/

Deniz tatilinin yanı sıra burada kültür gezisi de yapabilirsiniz. Lafı uzatmadan anlatayım burayı neler cazip hale getirdi benim için. Paros önemli bir arkeolojik sit alanı. Klasik Dönem ve öncesi önemli sanat olaylarını anlatan, mermer üzerine kazılmış Paros Vakayinamesi 17. yüzyıl başlarında ortaya çıkmış örneğin.

Haberin Devamı

/

Yine mesela tarihi kişilik Napolyon’un mezar taşları da bu adadan götürülmüş. Burası çünkü aynı zamanda mermeriyle de ünlü. Antik çağda Paros’un gelir kaynağı mermermiş… Giderseniz göreceksiniz koca koca mermerleri, nasıl çıkardıklarını, gözünüzün değdiği yerlerde beyaz mermerin o kadar tozun toprağın arasında yıldız tozu gibi nasıl parladığını. Açıkçası ben birkaç parça getirdim kendi magnetimi yapmak ve kolye olarak kullanmak için. Güzel de bir anı oldu benim için.

/

Adaya iner inmez yüzünüze çarpan rüzgardan, “hayatta her şeyin bir oluru vardır şimdi anı kıymetlendirme vakti” hissini alıyorsunuz bir kere. Size kendini açmış kocaman 196 km. üzerinde yemekten, güler yüze, tarihten sizi bolca anıyla uğurlayacak bir kara parçasından bahsediyorum.

Haberin Devamı

/

Adaya ulaşım çok kolay, ya Pire Limanı’ndan geçeceksiniz, ya da başka bir adadaysanız oradan gemiyle geçiş sağlayabilirsiniz. Seferlere ve saatlerine internet üzerinden ulaşabilirsiniz. Çünkü bazen fiyat ve saatlerde değişiklik olabiliyor. Sezona göre elbette.

/

Burada tam anlamıyla dolu dolu 2 gün geçirdim. Adaya indiğimizde zaten akşamüstüydü ve yemekte güneşi batırdık. Yani Paros’a çok güzel bir giriş yapmıştık. Sofraya ardı ardına gelen deniz ürünleri, tanıştığımızda Türk olduğumuzu öğrenen mekân sahipleri hemen Türk mutfağından yemeklerini de sıralamaya başladı. Lahmacuna kadar yapıyorlar, siz düşünün.

Haberin Devamı

/

Ancak bu, o adaya çok fazla Türk gittiğini göstermiyor söylediklerine göre. Bu kültürü Türklere olan sempatilerinden, mutfağımıza olan ilgiden geliyor. Zaten şöyle bir durum da var. Mutfağımız çok ortak. Evimdeki yemekleri orada da yedim. Yani demem o ki yabancılık çekmedim. Bu arada deniz ürünü dışında en sevdiğim yemekleri de musakka oldu. Onlar biraz daha farklı yapıyorlar. Hatta bizdekinin de fotoğraflarını gösterdim, merak etmişlerdi. Çoğu ülkede ayran bilinmiyorken, orada cacık var. Bunların hepsi yakınlığımızdan kaynaklanıyor.

/

Tanışırken tokalaştığınız insanlar nereli olduğumu öğrenince sarıldılar. Sanki yıllardır bize hasretlermiş gibi. Çoğunun Türkiye ile ilgisi alakası var. İstanbul ve İzmir en bildikleri. Gezmeye ve alışveriş yapmaya geliyorlar. Dedelerinin dedeleri, çok eskiden akrabalarının buralarda yaşadıklarını söylüyorlar.

Haberin Devamı

/

Ve Trabzon. Mesela son gece otelinde yemek yediğimiz Marco ve Anna çiftinin dedesinin dedeleri Trabzonlu imiş. Pontus Rum’dan… Oradaki 1900 yılının başında yaptırılmış otellerini gösterdi, fotoğrafı var. Ama çok eskiden gemi şirketi sahiplerine satılmış ancak hala duruyor o otel.

/

O kadar çok ortak yanımız var ki. Baklava sizin mi bizim mi muhabbeti yapıp çok güldük bu adada. Giderseniz mutlaka karidesli börek ve musakka yiyin. Ahtapot, midye, karidesi hiç saymıyorum çünkü onları zaten yiyeceksiniz. Karidesi ızgara yapıyorlar ve soslamak yok. Nefisti. Midyenin içi olduğu gibi kocaman et. Başka madde yok. Ki hayatımda ilk yediğim midye olur kendileri. Mükemmel. Hala tadı damağımda… Mantı da tadın derim. Olur mu demeyin ve özellikle tütsülenmiş balık ve yoğurt karışımını da deneyin mükemmeldi. Dedim ya yazıya başlarken Yunanistan’a sadece yemek için bile gidilir. Güler yüzlü çalışanlar severek servis yapıyor. Bu bile iştahınızı açabilir.

Haberin Devamı

/

Adaya ayak bastığınızda araba kiralamayı sakın unutmayın, hatta gitmeden kiralayın ve indiğinizde sizi bekliyor olsun. Çünkü kocaman bir ada ve her tarafından suya giriliyor. Çok yeri daha kolay keşfetmek için ve kısıtlı zamanınız varsa dolaşmak için mutlaka dört tekerlek lazım. Eski Bizans yolunu da göreceksiniz gezerken ve etrafındaki eski güzel ve bozulmamış evleri de. İngiliz Üssü’nü de. İçerde haritalarla anlatılıyor zamanında kimler nerelerden gelmiş, kimler izin vermemiş ve hangi geçiş yolları kullanılmış… Dalga sesinde geçmiş yüzyıllara yolculuk yapıyorsunuz dört duvar arasında.

/

Ada ekonomisi çoğu adada olduğu gibi büyük ölçüde tarım ve turizme dayanıyor. El yapımı şarapları var. Çok ünlü. Şarap fabrikası var mesela 4 kuşaktır babadan oğula geçen. Gittim, gördüm ve tattım.

Haberin Devamı

/

İlk zamanlarda kullandıkları makineler sergileniyor ve mahzene kadar içerde güzel bir yolculuk yapabiliyorsunuz. Çok baş döndürücü ambiyansı vardı, deneyimlemenizi isterim açıkçası. Satın da alabilirsiniz.

/

Ünlülerin de sevdiği bir ada burası. Yunanistan’ın ünlü yazarlarının da evleri var, oyuncularının da. Bilen bilir Haris Alexiou’yu. Yunanların Harula’sıdır o. Onun da bu adada evi var. Ve çoğu kişiyle de direkt ilişkisi var, herkes herkesle arkadaş adalarda. 40 yıldır hepsi birbirini tanıyormuş gibi. Oysa o an tanışıyorlardı. Nereden tanışıyorsunuz dediğimde şuan tanıştık cevabını alıyordum. Zaten güzel olan da bu değil mi?

Haberin Devamı

/

Milos’ta yelkenlimizin kaptanının annesinin süt kardeşiydi Harula (Yunanlar o’na böyle hitap ediyor) ve Paros’a geldiğimizde de Harula’nın buradaki insanlarla iletişiminin ne denli kuvvetli olduğunu gördüm. Hoşuma gitti. Oysa Yunanistan’ın Sezen Aksu’suydu ve diğer taraftan şöhretine en büyük referans kendini kaybetmemiş olmasıydı. Ve bir kez daha sevmiştim Harula’yı… Aynı onların sevdiği gibi.

/

Paros Adası yavaş yavaş keşfediliyor, bilin istedim. Pek çok insan, jet sosyete buradan ev alıyor. Bir süre sonra az insanlı halini göremeyebilirsiniz. O yüzden fırsatını bulursanız atlayın gidin.

Haberin Devamı

/

Yakında İstanbul-Paros arası uçuşlar da başlayacak. Hali hazırda havaalanı yapılıyor. Yarısı bitmiş durumda. Ancak önce Yunanistan’ın belini doğrultması lazım ki havaalanı inşaatını bitirebilsin.

/

Bu arada söylemeden edemeyeceğim. Adanın Nausa tarafında güzel bir bey amca tarihe ilgisinden dolayı açık arttırmalardan aldığı, dedelerinden akrabalarından kalan ve araştırarak peşine düşüp bulduğu o kadar çok tarih şahidi eşyayı yaptığı özel müzesinde sergiliyor ki, gördüğünüzde şaşıracaksınız.

Haberin Devamı

/

Osmanlı’nın paralarından, yine Osmanlı döneminde kilden yapılmış pipolar… Denizden kendi çıkarmış onları da. Çok fazla sayamayacağım parça var, tencereden Çanakkale seramiğine, İngiliz çeyiz sandıklarına kadar dünya malzeme. Uğramadan gelmeyin derim.

/

Okuduğunuz gibi, çok yönlü bir lokasyon burası. Her ada farklı macera ve hikaye. Yolu Paros’a düşenler anlattıklarımı tüm ayrıntılarıyla yaşayacak eminim ki. Ve daha fazlasını. Yola çıkın, varmak önemli değil…

Haberin Devamı

/