Zeki Müren: Ben değil Liberace beni taklit ediyor
7'den 70'e, genci yaşlısı, aşığı dertlisi… Her kesime hitap eden eserleriyle, pikapların, müzik çalarların, hatta akıllı telefonların hoparlörlerinde sesinin tüm duruluğuyla güzel tınılara imkan tanıyan Zeki Müren, bugün ölümünün 20. yılında anılıyor. İşte Zeki Müren’in hayatı ve BBC Türkçe Radyosu’na verdiği röportajı…
Haberin Devamı
/

Türk sanatmüziğinin unutulmaz ismi, Türkiye’nin sanat güneşi Zeki Müren’in 1976 yılında Londra’da BBC Türkçe Radyosu’nda spiker Sabih Aykoler ile yaptığı röportajında ilginç açıklamalarda bulunuyor. Elvis Presley ve Liberace’yi taklit etmediğini söyleyen Müren röportajda, kendisinden yıllar sonra aynı kıyafeti giyen Liberace’nin kendisini taklit ettiğini söylüyor. Kıyafetlerini kendi tasarladığını da belirten Müren, pop ile Türk sanat müziğinin ayrı olduğunu, asla oyun havası söylemeyeceğini de belirtiyor.
/

1956’DA GİYDİĞİMİ 60'LARDAN SONRA LIBERACE GİYDİS.A.: Giysileriniz üzerinde durmam gerekiyor. Sanatınızdan söz edildiği zaman öne sürülenlerden biri de giysileriniz çünkü... Z.M.: Ben 1955 yılında akademiyi birincilikle bitirdim. O zamandan bu zamana bütün giysilerimi, normal hayatımdakiler de dahil kendim çiziyorum. Modellerini kendim çiziyorum, renklerini kendim seçiyorum. Biraz yaradılış biraz da ona ilave edilen bir ekol meselesi oluyor. 1955’ten bu yana her sezon her şarkı için değişik anlam taşıyan kostümler çizdim ve giydim. Beğenildiğini gördükçe de devam ettim. Ben smokinle de fantezi kostümlerle de okuyorum. Eserine göre seçiyorum bunları. Dünyada bu benden daha sonraki yıllarda tatbik edildi. Bu da bana bahtiyarlık veriyor. Mesela Liberace’yi bana benzetirler, giysi bakımından. Ben şu noktada “Hayır” diyorum. Benim 1956’da giydiğimi 60’lardan sonra Liberace giydi. Ruh benzerliği olabilir. Ben onu gördüğümde onu taklit etmedim, Elvis Presley’i keza. Ben Türkiye’de Edirne-’den Ardahan’a naçizane kendi halkıma hitap etme çabasını gösterdim. Gün geldi, dünkü günü yaşadık beraber.
Haberin Devamı
/

S.A.: Edirne’den Ardahan’a konserler verdiniz. Bu giysileriniz onların üzerinde nasıl bir etki bırakıyor? Z.M.: Müs ettesir bırakıyor. Aksi zannediliyor fakat şöyle oluyor: Ben Anadolu’nun öz motiflerindende bazı pasajlar alıyorum ve tatbik ediyorum. Türk motifli kostümlerim de var. Yerine göre onları giyiyorum, yerine göre daha fantezi kostümler giyiyorum. Hatta konserde giymediğim bazı kostümlerim var ki, onları da içkili gazinolarda giyiyorum. Yani helvada diyoruz halvada diyoruz naçizane efendim.06 Aralık 1931 tarihinde Bursa'da dünyaya gelen Zeki Müren, doğduğu şehirde başladığı orta öğrenimini İstanbul Boğaziçi Lisesi'nde noktaladı. İstanbul'da eğitim hayatına devam ederek Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Yüksek Süsleme Bölümü Sabih Gözen atolyesinden mezun olan Müren, desen çalışmalarını öğrencilik yılları itibariyle pek çok kez sergilemiştir.
Hayatı:
/

Zeki Müren, tamburi İzzet Gerçeker'den aldığı solfej ve usul dersleriyle hayatına çok farklı bir yön verecek o adımı atmıştır. O artık öğrendiği bilgilerle Türk Sanat Müziği'nin en değerli sesi olma yolculuğuna çıkmıştır. 1949 yılında, henüz 18 yaşındayken gönül verdiği musiki dersleri, Boğaziçi Lisesi yıllarında sanata gönül vermiş Agopos Efendi ile udi kirkor eğitimi ile devam etmiştir. Bu eğitimlerin bir sonraki ayağı ise fasıl musikisinin piri Şerif İçli ile devam etmiştir. Bu eğitimler Müren'in repertuvarına birçok eser kazanmıştır.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

1950 yılında İstanbul Radyosu'nun açmış olduğu sınava giren Zeki Müren, radyonun canlı yayınlarından birisine katılmış ve orada ilk konserini vermiştir. Bu konser geniş kitleler tarafından beğenilince, radyo programlarındaki bu konserler 15 yıl boyunca sürmüştür.İstanbul Radyosu konserlerinin ardından kendisini plak çıkarma çalışmalarına adayan Müren, 600 civarında plak, kaset doldurmuştur. Plakta yer alan ilk şarkısı ise Şükrü Tunar'ın eseri olan "Bir Muhabbet Kuşu"dur. 1955'te çıkarmış olduğu "Manolyam" isimli eseriyle Türkiye'de ilk kez verilen Altın Plak Ödülü'nü kazanmıştır. Zeki Müren Türkiye'nin en çok konser veren ses sanatçısı olmuştur.
/

Bir yılda yüz civarı konser verdiği dönemler olan Müren, iki yüz civarında eser bestelemiştir.On yedi yaşındayken bestelediği "Zehretme hayatı bana cânânım" mısrasıyla başlayan acemkürdi şarkı bestelediği ilk şarkıdır. "Şimdi uzaklardasın gönül hicranla doldu" (suzinâk), "Manolyam" (kürdilihicazkâr), "Bir demet yasemen" (nihavend), "Gözlerinin içine başka hayal girmesin" (nihavend) güfteli şarkıları sık sık okunan, en sevilen şarkılarıdır.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Zeki Müren 1954'te Beklenen Şarkı adlı filmde sinema oyunculuğuna başladı. Büyük bir ticari başarı kazanan bu filmden sonra şarkılarının çoğunu kendisinin bestelediği on sekiz filmde daha oynadı. 1955'te de Arena Tiyatrosu'nca sahneye koyulan Çay ve Sempati adlı oyunda da baş roldeki oyuncuydu. Ayrıca 'Bıldırcın Yağmuru' isimli bir şiir kitabı da vardır.Zeki Müren kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı yüzünden 1980'den sonra sahne hayatından ve musikiden uzaklaştı. Bodrum'daki evine kapandı, münzevi bir hayat yaşadı.
/

24 Eylül 1996 Çarşamba günü, TRT İzmir Televizyonu'nda kendisi için düzenlenen tören sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Müren'in mezarı, doğum yeri olan Bursa'da, Emir Sultan Mezarlığındadır.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Zeki Müren'in albümleri
/

Senede Bir Gün (1970)Pırlanta 1 (1973)Pırlanta 2 (1973)Pırlanta 3 (1973)Pırlanta 4 (1973)Hatıra (1973)Anılarım (1974)Mücevher (1975)Güneşin Oğlu (1976)Nazar Boncuğu (1977)Sükse (1978)Kahır Mektubu (1981)Eskimeyen Dost (1982)Hayat Öpücüğü (1984)Masal (1985)Helal Olsun(1986)Aşk Kurbanı (1987)Gözlerin Doğuyor Gecelerime (1988)Ayrıldık İşte (1989)Karanlıklar Güneşi (1989)Zirvedeki Şarkılar (1989)Dilek Çeşmesi (1989)Bir Tatlı Tebessüm (1990)Doruktaki Nağmeler (1991)Sorma (1992)