Cinsel isteksizlik
Konu cinsellik olduğunda söylenecek çok şey var. Cinsellik insana haz sağlayacak, özgür bir alan olmalıyken toplumsal varsayımlar, beklentiler ve etiketlerin altında başka bir şekil alabilir. Sadece bu kalıplara uymadığınız için bile, cinsellikle aranız açılabilir. Gelin işin doğrusuna beraber bakalım.
Cinsel isteksizlik, her türlü cinsel aktiviteye yönelik azalmış bir ilgi olarak tanımlanmaktadır. Ancak bu durum illa bir sorun teşkil etmek zorunda değildir. Zaman zaman cinselliğe ilginin azalması ya da tamamen yok olması yaygın olarak görülmektedir. Yaşam boyunca kişinin cinsel istek düzeyi değişkenlik gösterebilir. Ayrıca, cinsel istek düzeyi kişiden kişiye de değişir. Birinin yüksek cinsel istek olarak tanımladığı nokta, bir başkası için isteksizlik olarak deneyimlenebilir. Değerlendirme kişisel bazda yapılmalıdır.
Buradan yola çıkarak, zaman zaman partnerinizle cinsel istek düzeylerinizin eşleşmeme ihtimali de vardır. Rıza, güvenli iletişim ve özgür ifade ile hareket edilerek bu süreci birlikte atlatabilirsiniz. Birbirinize saygı ve güvenle yaklaştığınız, partnerinizle doğrudan iletişim kurarak ilerlediğiniz sürece çözebilirsiniz.
Cinsel isteksizliği bir sorun olarak tanımlamak için ısrarlı bir süre devam etmesi, sizde bir endişe/rahatsızlık uyandırması, ilişkinizi olumsuz etkilemeye başlaması gerekmektedir.
Bu noktada atılacak ilk adım; cinsel isteksizlik halinin altta yatan fiziksel bir sorunun belirtisi olmadığından emin olmaktır. Örneğin bazı hormonal düzensizlikler/değişiklikler cinsel istek sorunlarına yol açabilmektedir. Erkeklerde çeşitli sebeplere bağlı olarak testosteron seviyelerinin azalması; kadınlarda menopoz, gebelik, emzirme gibi değişiklikler bunlardan bazılarıdır.
Uyku sorunları yaşayan insanlarda cinsel isteksizlik görülme oranının daha yüksek olduğunu gösteren araştırmalar vardır. Ayrıca, yaş ile birlikte, cinsel istekle ilişkili hormonlarda bir düşüş gözlemlenebilir.
Elbette stresten söz etmezsek olmaz. İnsanlar baskı altında hissettiklerinde cinselliğe olan ilgileri azalır. Stresten kaçınmak mümkün değildir. Koronavirüs, ekonomik endişeler, ilişki problemleri, ağır iş koşulları ya da büyük yaşam değişiklikleri... Hepsi stres kaynağı olabilir. Stres yönetimi teknikleri, nefes egzersizleri gibi uygulamalarla bu sorunu çözebilirsiniz.
Düşük özsaygı, cinsel isteksizlik sorununa yol açan bir başka faktördür. Özsaygı, kişinin kendisi hakkında sahip olduğu genel fikirdir. Eğer kendinizi beğenmiyorsanız, çekici bulmuyorsanız, bu cinsel isteğinizi de etkiler. Düşük özsaygı, cinselliğe yönelik performans kaygısı duymanıza da sebep olabilir. Yeterince iyi olup olmadığınızdan endişelendiğiniz bir alana dahil olmak istemeyebilirsiniz.
Bazı insanlar cinsel çekim duyabilmek için duygusal yakınlık ihtiyacında olabilir. Dolayısıyla, partnerinizle yaşadığınız ilişki problemleri cinsel hayatınızı olumsuz etkiliyor olabilir. Çözülemeyen çatışma konuları, güven sorunları, iletişim eksikliği gibi konular cinsel isteğinizi azaltabilir. Diğer faktörler bir yana, ilişkinin uzun süredir devam ediyor olması da zamanla heyecanın azalmasına ve cinsel istek sorunlarına yol açabilir.
Sonuç olarak, cinsel isteksizlik sorununu çözmek, genellikle altta yatan sorunu çözmekle mümkündür. Örneğin eğer sorun kullandığınız ilaçlarsa doktorunuzla görüşüp ilaç/doz düzenlemesine gidebilirsiniz. Eğer kaygı, depresyon gibi psikolojik etkenler söz konusuysa bireysel veya çift olarak bir terapistle görüşebilirsiniz.
Kendi kendinize atabileceğiniz adımlar ise şöyle:
• Daha sağlıklı bir yaşam tarzına geçmek,
• Yeterli uyku almaya dikkat etmek ,
• Stres yönetimi,
• Sağlıklı beslenmek.
Konu ister cinsel isteksizlik ister başka bir sorun olsun; en önemlisi sorunun farkında olmak, kabul etmek ve iyileşmeye odaklanmaktır. Yeter ki isteyin, çözüm o zaman başlar.
Diğer Yazıları
Bilinçli farkındalıkla yemek
Bilinçli farkındalığı, en basit haliyle, anda kalabilme sanatı olarak tanımlayabiliriz. Zihnimizin geçmiş ya da gelecekle değil, içinde bulunduğumuz anda olması anlamına gelmektedir. “Keşke öyle yapmasaydım” ya da “istediğim gibi bir iş bulabilecek miyim” diye düşünürken, yaşadığımız an elimizden akıp gider; hakkını vererek yaşamayı unutmuş oluruz. Bu durumun bir sürü olumsuz sonucu vardır. Biz şu an için yemek yeme alışkanlığımıza odaklanalım. Ne yediğimizin, ne kadar yediğimizin farkına bile varmadığımız onca öğünü şöyle bir değerlendirelim.
Devamını Oku 15.05.2021Sevgiyi göstermek
İlişkiler, genellikle başlarda heyecanın, duygu yoğunluğunun ve romantik sürprizlerin en yüksek noktasından başlar, zamanla bu eğri aşağılara iner. Uzun süredir birlikte olan çiftler arasında “Seni seviyorum, dememe gerek yok. Zaten biliyorsun.” gibi ifadeleri duymak daha olası bir hal alır. Aynı kişilerin, ilişkide heyecan kalmamasından yakınması aslında bir tutarsızlıktır. Duygularımızı göstermek, karşımızdaki kişiye hissettirmek, iki tarafa da iyi gelen, ilişkiyi besleyen ve heyecanı arttıran şeylerdir. Sevgimizi göstermek için neler yapabiliriz? Uzun ilişkiler için umut yok mu? Gelin bakalım.
Devamını Oku 10.05.2021Kilo yönetiminde psikolojik etkenler
Obezite, çağımız için ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Obeziteye bağlı fiziksel ve ruhsal hastalıkların maliyeti günden güne artmaktadır. Çeşitli yeme programlarının, diyet uzmanlarının popülerliği de bu sebeple şaşırtıcı değildir. Diyet seçenekleri sonsuz gibi... Sonuç alma garantili! Ancak asıl önemli olan, sizin için doğru ve sağlıklı kiloyu hedeflemeniz ve o kiloya ulaştığınızda da bunu koruyabilmenizdir.
Devamını Oku 03.05.2021