hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Uğur Hakan Hacıoğlu Uğur Hakan Hacıoğlu

    Afrodit’in Çocuğunun İdealleri – Vangelis 

    03.06.2022 Cuma | 14:59Son Güncelleme:

    Bahar’ın sonu müzik için de kıymetli bir yaşamın sonuyla birlikte geldi. Sadece kendi ülkesinde değil, dünya çapında müzikal çalışmalarıyla adından söz ettiren Vangelis’in yaşamının sona ermesi müzik adına son derece büyük bir kayıp… Mitoloji, astronomi, sinema gibi disiplinlerin izlerinin bulunduğu çalışmalarını ilgililerle buluşturmuş olan Vangelis geride kıymetli bir müzikal miras bırakıp gökyüzündeki parıltılı yıldızların arasına karıştı. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    29 Mart 1943’te Volos kenti yakınlarındaki Agria’da doğan ve yıllar sonra Vangelis olarak tanınan Evangelos Odysseas Papathanassiou’nun babası bir ressam, annesi şarkıcı, teyzesi de piyanistti. Küçük yaşta Vangelis ve ailesinin Atina’ya taşınmış olması ufkunun gelişmesi bakımından onun için son derece önemli bir gelişme olmuştu.

    Atina’ya taşınmaları sonrası evdeki piyanoda çıkarabileceği her sesi çıkarmaya çalışıp denemeler yapmaya başlayan Vangelis kısa sürede müzikle arasındaki bağları kuvvetlendirdi. 1949 yılında ilk konserini iki bin seyircinin önünde verdi. Ailesinin tüm ısrarlarına rağmen müzik dersi almak yerine kendi kendine denemelerle belirli bir yaşa kadar müzikte kendi çizgisiyle ilerlemeye çalıştı.  

    1963 yılında Güzel Sanatlar’da okumaya başladığında Tassos Papastamatis, Vangelis Papathanassiou, Sotiris Arnis, Vasilis Bakopoulos ve Kostas Skokos ile birlikte The Forminx'i kurdu. Okul arkadaşı olan topluluk üyeleri bir yıl içerisinde ülkenin en önemli topluluk müziği temsilcilerinden biri oldular. Bu başarılarını takiben plak şirketi Pan Vox, topluluğun bilinirliğini uluslararası bir noktaya taşımak için şarkı sözlerini İngilizce kaydetmelerini teklif etti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu teklifin de devamında ABD, İngiltere ve Avustralya'da The Forminx’in bilinirliği artmaya başladı. Bu ülkelerde yayınlanan single çalışmaları karşılığını kısa sürede vererek topluluğun ününe ün kattı. Topluluğun kendi hikayesini anlatacağı Troubles isimli film projesi başlanmış olsa da sonuçlanamamış bir projeye olarak topluluk tarihi içerisindeki yerini aldı.  

    The Forminx ile birlikte Vangelis dokuz single ve bir EP yayınladı. O yıllarda Hammond orgu ile kendine has bir stil yakalayarak topluluğuyla birlikte Yunanistan’ın en popüler topluluklarından biri olmalarına büyük katkı sağlamıştı. Özellikle ilk zirve şarkıları sayılan “Jeronimo Yanka” ile dönem listelerinin zirvesine yerleşerek Yunanistan’da topluluk müziğinin artmasına olanak sağladılar.  

    Başarılı giden rotanın altüst olmasını sağlayan gelişme 21 Nisan 1967 tarihinde gerçekleşti. General Yeoryos Papadopulos’un Yunanistan’da iktidarı ele geçirmesi sanatı ve müziği derinden etkilemişti. Birçok ressam, müzisyen, heykeltıraş ve diğer sanatçılar yeni bir hayat kurmak için ülkelerini terk etmek zorunda kaldılar. The Forminx’in dağılışının ana nedeni olmasa da bu durumun başarılarının zirvesindeki bir topluluğun irtifa kaybetmesinin önemli sebeplerinden biri olarak gözükmekte.  

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu siyasal karmaşa içerisinde Vangelis, birçok sanatçıyla ortak çalışmalar yapmaya başladı. Vilma Lado, Aleka Kanelidou, Maria, Zoitsa Kouroukli, The Minis, George Romanos, Ricardo Credi ve Vilma Ladopoulos gibi… Vangelis bu dönemde George Romanos ile birlikte beş şarkı kaydetti, bunlardan dördü Romanos'un LP'i “In Concert & In The Studio” içerisinde yayınlandı. Eksik olan şarkı ise yeni bir sürecin ilk basamağında yer alacaktı. 

    Kaydedilip albüm içerisinde yer almayan “The Clock” çalışması “Vangelis Papathanassiou And His Group” adıyla arka yüzünde de “Our Love Sleeps On The Water” parçasının da olduğu bir single ile yayınlandı. Topluluğun önemi ise Aphrodite's Child topluluğunun bir arada gerçekleştirdikleri ilk çalışma olmasıydı. Vangelis ile birlikte Loukas Sideras ve Anarchyros Koulouris bu çalışmada birlikte yer almışlardı.  

    Vangelis, Demis Roussos'tan onlara katılmasını istedi. Ama başarılı bir kariyere sahip olmak istiyorlarsa Yunanistan'da kalamayacakları ortadaydı. Böylece ülkeden ayrılarak Londra’ya gitmeye karar verdiler. Topluluk müziğinin ana merkezi olması sebebiyle burada kendilerini ispat edip yükselme şansları çok yüksekti. Yıllar sonra Vangelis bu ayrılığın çeşitli nedenlerle gerekli olduğunu, siyasi sebeplerin olsa da en güçlü nedenin teknolojik gelişme ve imkanlar olduğunu duygusal manada Yunanistan’dan hiç ayrılmadığını açıklamıştı.  

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Yunanistan’dan ayrıldıktan sonra amaçları Fransa üzerinden Londra’ya gitmekti. Fakat Dover limanında Loukas ve Demis’in çalışma izinleriyle ilgili sorunlar nedeniyle İngiltere’ye girişleri reddedildi. Bu olayların akabinde Fransa’da gerçekleşen 1968 eylemlerini yerinde görme ve gözlemleme fırsatını yakaladılar. Huzursuz bekleyiş, eylem ve hak arayışları arasında gördüklerini ve hissettiklerini Vangelis, 1971 yılında kaydedip “Fais Que Ton Rêve Soit Plus Long Que La Nuit” adlı albümüyle dinleyiciye sundu.  

    Fransa’da gösteri ve eylemleri gözlemleme fırsatı bulmuş olsalar da paraları giderek azalıyordu. Üstelik Fransızcayı düzgün konuşamıyor, mevcut siyasi huzursuzluk sebebiyle de konser vermeleri imkansızlaşıyordu. Bu zorlu şartların içinde Philips Records France'ın yöneticilerinden Pierre Seberro ile tanışmaları sonrası rüzgar tersine esmeye başlamıştı. Nana Mouskouri ve Dalida gibi isimlere şarkı sözleri yazmasıyla bilinen Boris Bergman, bu genç topluluk için “Rain and Tears” çalışmasını hazırladı. Aranjör Lou Reinser’in de topluluğun ismini Aphrodite's Child olmasını önermesiyle birlikte Vangelis ve arkadaşlarının kariyer basamaklarındaki yükseliş adımlarının atılma zamanı gelmişti.  

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Demis Roussos yıllar sonra “Rain and Tears” albümünün çok büyük ses getirerek Avrupa dışında Brezilya ve Şili, ABD, Lübnan, Singapur, İsrail, Japonya, Avustralya, Güney Kore, Kanada, Venezuela, Angola, İran, Arjantin ve Peru'da ilgi gördüğünü anlattı. Müzikal bağlamda istedikleri fırsatı Fransa’da yakalamış, seslerini duyurmuş ve dünya çapında ilgi görmeye başlamışlardı.  

    1969 yılında müzikal anlamda topluluk içinde bazı fikir ayrılıkları çıkmaya başlamıştı. Vangelis çocukluğundan beri içinde barındırdığı yenilik ve deneme arzularıyla daha özgün bir müzik yapmak istiyordu. Bu isteği hem topluluk hem de plak şirketi tarafından iyi karşılanmıyordu. Özellikle plak şirketi bir sonraki albümleri olan “666” çalışmasını çıkarmak istemedi çünkü çalışma çok deneysel ve barındırdığı isim sebebiyle de inançlara bir küfür olarak algılanabilirdi.

    Üstelik Vangelis, müzikleri daha da geliştirmek için konser ve tur organizasyonlarını azaltmak istiyordu. Demis ise tek geliri konser ve tur organizasyonları olduğu için bu riski göze alamazdı. Topluluğun diğer üyeleri de Demis ile aynı durumdaydı. “666” albümü biterken topluluk ise dağılıyordu. Zirvede yer alacak son albüm çalışmaları Amerika, Japonya, Yunanistan ve Almanya’da ses getirirken topluluk üyeleri kendi çizgilerinde ilerlemeye başlamışlardı.  

    Vangelis müzikal kariyerinin ilk yıllarından beri tabuları olmayan caz, pop, rock ve klasik müzik altyapılarını kendi müziği içerisinde bir araya getiren bir müzisyendi. Üstelik müziğe başladığı ilk andan itibaren kendi çizgisinde üretimler yapmak istiyordu. Aphrodite's Child döneminde ilk yıllarda aklında birçok fikir olmasına rağmen zaman içerisinde plak şirketi ve dinleyici kitlesinin taleplerine yönelik hareket etmeleri onun içindeki yenilikçi unsurlara bir müdahaleydi. Bu durum Vangelis ile topluluk üyelerinin yollarının ayrılmasında önemli bir etkendi. 

    Aphrodite's Child sonrasındaki dönemde film müziği üretimleri Vangelis’in dünya çapında bilinen bir isim olmasına katkı sağladı. İlk olarak “Epiheirisis Apollon” filmi ile başladığı film müziği kariyerinde Alfred Hitchcock tarafından filme alınan ünlü hikaye Frenzy’de dahil birçok üretimle sinema ve müziğin birleştiği bir kompozisyonun ortaya çıkmasını sağladı.  

    Denemekten vazgeçmeyip sinema, astronomi, mitoloji de dahil birçok konuyla ilgili müzikal üretimleri bulunan Vangelis, dünya çapında üne kavuşmasında önemli yeri olan Fransa’da yaşamını yitirdi.  

    Hayatı boyunca idealleri uğruna mücadele etti. Afrodit’in çocukları Fransa’da doğmuştu, Vangelis de Fransa’da veda etti. Fakat melodileri insanlığa miras kaldı.  

    Deneyen ve vazgeçmeyenlere…