

Bir antikacı dükkanından aralanan bir kapı ile dizelerini yerini arayan bir boşluğa bırakan Edip Cansever’in bizlerle buluşturduğu önemli şiirlerinden biri de “Mavi Huydur Bende” şiirdir. Koskoca labirentin arasından insanlığa bıraktığı kıymetli şiir mirasları arasında Edip Cansever günümüzde hala okunmakta, hala tekrar edilmekle birlikte onu sevenleri de huylu huyundan vazgeçmeyip ara ara mısralarına dönmektedir.
Müzikal kariyerlerinde Edip Cansever’in şiirinden ilhamla hareket eden Mavi Huydur Bende topluluğu Kapalıçarşı’dan Bodrum’a uzanan Edip Cansever’in düş yolculuğu gibi kendi düş yolculuğunu yazmaya gayret eden bir topluluk… Bu gayretleriyle unutulmuş sokakların, kederi görülmeyen insanların hislerini modern müziğin gereklilikleriyle hissettirmeye çalışıyorlar. Bu uğraş içinde en büyük hediye ise çalışmalarının dinleyiciden gerekli dönüşü almasıdır.
Topluluğun geçtiğimiz günlerde dinleyici ile buluşturduğu “Zor” çalışması onsuzluğun, adı silinen bir ismin bıraktığı izlerin ve izlerle çıkılan bir yolculuğun bir yansımasını taşıyor. Bu yansımanın içinde her kaybın bir parçasını hissetmek mümkün… Zamanın akmadığı, tükenmenin dinmediği, kaybın mutlak olduğu bir ortamda adı unutulmuş bir sokağa yazılmış bir şiir gibi “Zor” parçası da kayıplara, yitirilenlere ve tükenmeyen dönüş arzusuna hitap ediyor.
Günümüz müziğinin gerekliliklerini yerine getirmedeki titizliklerinin yanında topluluk şu günlerde yeni albümlerinin hazırlık aşamasında. “Zor” çalışmaları da bu albümde yer alacak şarkılardan biri olarak dinleyiciyle buluştu. Klasik bir rock topluluğu olmalarının yanında şarkıda soft pop - rock ritimlerini de yakalıyoruz. Bu bağlamda sadece bizim kuşağa değil yeni kuşağa da topluluk tarafından his dünyasında yetişme amacı güdülmüş.
Sözlerini Serkan Atay’ın, müziğini ise Serkan Atay ile Okan Acarbaş’ın meydana getirdiği “Zor”, ilerleyen süreçte dinleyici tarafından fark edilirse doğru noktada özlenen duyguları hissettirecek bir çalışma olmuş. Çalışmanın içeriği itibarıyla da devamında dinleyici ile buluşacak albüme karşı gerekli merak temelini oluşturduğu görmek bir dinleyici olarak beni de mutlu eden gelişmelerden biri olduğunu ifade etmeliyim.
Umudun sadece sokak isimlerinde kalmadığı, şiirin ve müziğin gökyüzündeki maviliklerle buluştuğu günlere…
Bir antikacı dükkanından aralanan bir kapı ile dizelerini yerini arayan bir boşluğa bırakan Edip Cansever’in bizlerle buluşturduğu önemli şiirlerinden biri de “Mavi Huydur Bende” şiirdir. Koskoca labirentin arasından insanlığa bıraktığı kıymetli şiir mirasları arasında Edip Cansever günümüzde hala okunmakta, hala tekrar edilmekle birlikte onu sevenleri de huylu huyundan vazgeçmeyip ara ara mısralarına dönmektedir.
Müzikal kariyerlerinde Edip Cansever’in şiirinden ilhamla hareket eden Mavi Huydur Bende topluluğu Kapalıçarşı’dan Bodrum’a uzanan Edip Cansever’in düş yolculuğu gibi kendi düş yolculuğunu yazmaya gayret eden bir topluluk… Bu gayretleriyle unutulmuş sokakların, kederi görülmeyen insanların hislerini modern müziğin gereklilikleriyle hissettirmeye çalışıyorlar. Bu uğraş içinde en büyük hediye ise çalışmalarının dinleyiciden gerekli dönüşü almasıdır.
Topluluğun geçtiğimiz günlerde dinleyici ile buluşturduğu “Zor” çalışması onsuzluğun, adı silinen bir ismin bıraktığı izlerin ve izlerle çıkılan bir yolculuğun bir yansımasını taşıyor. Bu yansımanın içinde her kaybın bir parçasını hissetmek mümkün… Zamanın akmadığı, tükenmenin dinmediği, kaybın mutlak olduğu bir ortamda adı unutulmuş bir sokağa yazılmış bir şiir gibi “Zor” parçası da kayıplara, yitirilenlere ve tükenmeyen dönüş arzusuna hitap ediyor.
Günümüz müziğinin gerekliliklerini yerine getirmedeki titizliklerinin yanında topluluk şu günlerde yeni albümlerinin hazırlık aşamasında. “Zor” çalışmaları da bu albümde yer alacak şarkılardan biri olarak dinleyiciyle buluştu. Klasik bir rock topluluğu olmalarının yanında şarkıda soft pop - rock ritimlerini de yakalıyoruz. Bu bağlamda sadece bizim kuşağa değil yeni kuşağa da topluluk tarafından his dünyasında yetişme amacı güdülmüş.
Sözlerini Serkan Atay’ın, müziğini ise Serkan Atay ile Okan Acarbaş’ın meydana getirdiği “Zor”, ilerleyen süreçte dinleyici tarafından fark edilirse doğru noktada özlenen duyguları hissettirecek bir çalışma olmuş. Çalışmanın içeriği itibarıyla da devamında dinleyici ile buluşacak albüme karşı gerekli merak temelini oluşturduğu görmek bir dinleyici olarak beni de mutlu eden gelişmelerden biri olduğunu ifade etmeliyim.
Umudun sadece sokak isimlerinde kalmadığı, şiirin ve müziğin gökyüzündeki maviliklerle buluştuğu günlere…