hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    17 yıl sonra çözülen cinayette yargılama başladı

    17 yıl sonra çözülen cinayette yargılama başladı
    expand

    17 yıl sonra çözülen cinayette yargılama başladı

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dinçer AKBİR/İZMİT(Kocaeli), (DHA)- KOCAELİ'de, tavuk firmasında çalışan Murat Özdemir'in(26) öldürülmesinden 17 yıl sonra gözaltına alınan 2 şüphelinin yargılanmasına başlanırken, sanıklar savunmalarında birbirlerini suçladı.

    Kartepe ilçesi Köseköy Tepecik Mahallesi'nde 10 Haziran 2004'te meydana gelen olayda, tavuk firmasına ait dağıtım kamyonetinin içinde Murat Özdemir'in cesedi bulundu. Firmanın dağıtım ve tahsilat işlerini yapan Özdemir'in bıçaklanarak öldürüldüğü ve araçtaki toplam değeri 24 bin 556 TL olan çek ve nakit paranın gasp edildiği belirlendi. Cinayetin işlendiği yıl soruşturmaya dair herhangi bir delile ulaşılamadığından dosya, 'faili meçhul' olarak kapatıldı. Zamanla yaşanan kentleşme ile olay yeri, polis bölgesine geçti ve dosya yeniden açıldı. Cinayeti araştıran polis, Mustafa Şeker (43) ve Hakan Fidan’ı (61) gözaltına aldı. 11 Ekim 2021'de mahkemeye çıkarılan şüpheliler, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olayla ilgili Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü. Duruşma salonunda tutuklu sanıklar Mustafa Şeker ve Hakan Fidan ile öldürülen Murat Özdemir'in ailesi ve avukatlar hazır bulundu.

    ‘KAFELERDE UYUŞTURUCU TRAFİĞİ HAKKINDA BİLGİ TOPLUYORDUM’
    2003 yılında tavuk firmasında işe başladığını belirten Mustafa Şeker, “Diğer sanık Hakan'la 2001'de tanıştım. Bir süre arkadaşlık ettik. İşe gittiğim için genelde telefonla görüşüyorduk. Ben o dönemde jandarma istihbarat için bilgi topluyordum. Gündüzleri işe gidiyor, akşamları da İzmit'te kafelerde uyuşturucu trafiği hakkında bilgi topluyordum. Bir süre sonra Hakan benim hareketlerimden şüphelenince istihbaratta çalıştığımı söyledim. Tavuk firmasında 7-8 ay çalıştıktan sonra, Ankara'daki bir davadan kazandığım 18 bin TL'yi avukatımın zimmetine geçirdiğini öğrendim. Onunla uğraşmak için işten ayrılıp, Ankara'ya gittim. Bir süre kaldıktan sonra geri dönüp başka bir yerde çalışmaya başladım. Kendi şirketimi kurdum. Covid olmuştum. Karantinanın bittiği gün polisler beni gözaltına aldı. 2 gün emniyette kaldıktan sonra suçumu öğrendim. Cinayetle ilgili bir bilgim olmadığını söyledim" dedi.

    ‘İFADEMDE SÖYLEDİM, ANCAK POLİSLER TUTANAĞA GEÇİRMEDİ’
    Polise verdiği ifadesinde söylediği her şeyin tutanağa geçirilmediğini söyleyen Mustafa Şeker, "Tavuk firmasında çalıştığım dönemde, akşamları paraları alıp dolmuşla bankaya gidip, yatırırdım. Gözaltındayken, Hakan'la çok sık telefon görüşmem olduğunu söylediler. O dönemde benim işim dolayısıyla genelde telefonla görüşüyorduk. Polisler, olayın benim mahallemde olduğunu ve aracın benim evimin karşısında bulunduğunu söylediler. Ancak o tarihte ben Uzunçiftlik Mahallesi'nde oturuyordum. Ayrıca o tarihte, benim şu anda oturduğum site yapılmamıştı. Bunu ifademde söyledim, ancak polisler tutanağa geçirmedi. Ben, çalıştığım yerlerde pozisyonum itibariyle kimseyle arkadaşlık etmezdim. Parayla uğraştığım için, insanların kendi menfaatlerini önlemek için böyle yapardım. Maktulle de iş yeri dışında bir görüşmem yoktur" diye konuştu.

    ‘ARACA BİNMİŞ OLSAYDIM, BENİM DE PARMAK İZİM OLURDU’
    Murat Özdemir'in kullandığı araca binmediğini de söyleyen Mustafa Şeker, "Araca bindiğim söyleniyor. Fakat ben o araca kesinlikle binmedim. Emniyet ifademde anlattığım olayın hangi gün olduğunu hatırlamıyorum. Ancak cinayet olayı akşam 22.30 sıralarında olmuş. Biz maktul Murat'la karşılaştığımızda hava aydınlıktı. Çok soğuk değildi. Hakan'la Köseköy askeriye sapağında tesadüfen karşılaştık. Biz konuşurken Murat korna çaldı. Biraz sohbet ettikten sonra Hakan, 'Beni çarşıya bırakabilir mi?' diye sordu. Murat beni tanıdığı için yardımcı olmak istedi. Hakan arabaya bindikten sonra gittiler. Bir araca binildiğinde hiçbir yere dokunmadan yolculuk yapılması hayatın olağan akışına aykırıdır. Aracın titreşimiyle, sarsıntısıyla mutlaka bir yere dokunulur. Ben o araca binmiş olsaydım, benim de parmak izim olurdu" ifadelerini kullandı.

    ‘SAVUNMASINDA SÖYLEDİĞİ HER ŞEY YALANDIR’
    Mustafa Şeker'in yalan söylediğini iddia eden Hakan Fidan ise, "Depremden önce İstanbul'da yaşıyordum. Sonrasında Kocaeli'ye geldim. Mustafa Şeker'in savunmasında söylediği her şey yalandır. Biz o gün Yahya Kaptan'a gidecektik. Benim hurdacı bir arkadaşım vardı. Onu görecektik. Hava karanlıktı. Biz Mustafa Şeker'i mahallede komutan olarak tanırdık. Gerçekten komutan olmadığını sonradan öğrendik. O gün, Yahya Kaptan'a gidecektik. Bana alacaklı olduğu bir arkadaşının geleceğini, onun bizi bırakacağını söyledi. Bir süre sonra beyaz bir kamyonet geldi. Araca binerken Mustafa elini cebine koyup geri çekildi. Kapıyı ben açıp, ben kapadım. Benim parmak izlerim bu yüzden çıktı. Arabada maktulle Mustafa, küfürleşerek tartıştılar. O sırada Yahya Kaptan'a geldik. Ben araçtan indim. O ikisi yola devam ettiler. Yarım saat kadar sonra taksiye binerek Köseköy'e geri döndüm. Dönerken yolda kamyoneti tekrar gördüm. Araç bir hızlanıp, bir yavaşlıyordu" dedi.

    ‘ELİNDE DERİ BİR EL ÇANTASI VARDI’
    Olay akşamı Mustafa Şeker'in kendisini ziyaret ettiğini belirten Fidan, "Mustafa'nın benimle uyuşturucu istihbaratı konusunda irtibat kurduğu da yalandır. Ben sadece istihbarata çalıştığını biliyorum. Biz kendisiyle devamlı görüşürdük. Neden böyle söylediğini bilmiyorum. Ben o akşam Mustafa'yı 2 kez aradım. 'Sonra görüşelim' deyince eve gittim. Bir süre sonra kapıdaki köpek havlamaya başladı. Ona bakmak için dışarı çıkınca Mustafa'nın geldiğini gördüm. Elinde deri bir el çantası vardı. Bana, 'Alacak karşılığı çek aldım. Bunu bozduracak arkadaşın var mı?' diye sordu. Ben de öyle bir arkadaşımın olmadığını söyledim. Eve geldiğinde üstünde eski kıyafetler vardı. Ertesi gün kahvede Mustafa'yla karşılaştım. Üzerinde yeni alınmış kıyafetler vardı. Sorduğumda, çeki bozdurduğunu söyledi" diye konuştu.

    DURUŞMA ERTELENDİ
    Duruşmada söz alan Murat Özdemir'in eşi N.Ö., olay tarihinde kimseye borçlarının olmadığını belirtti. Tanık A.O. ve avukatların savunmalarının ardından dosyayı değerlendiren mahkeme heyeti, dosyadaki eksik evrakların tamamlanması, duruşmaya gelmeyen diğer tanıkların dinlenilmesi ve Hakan Fidan'ın cezai ehliyetinin olup olmadığına dair araştırma yapılması amacıyla duruşmayı 16 Haziran tarihine erteledi.
    FOTOĞRAFLI

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow