hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    İsrail saldırısında ölenlerin sayısı 279'a çıktı

    İsrail saldırısında ölenlerin sayısı 279a çıktı
    expand

    İsrail'in, Hanuka Bayramı'nın (Işıklar Bayramı) son gününde düzenlediği ve adını da bayramdan esinlenerek "Dökme Kurşun" koyduğu saldırıda ölen Filistinlilerin sayısı 279'a çıktı. İsrail ordusu, muhtemel bir kara operasyonu için ise 4500 yedek askeri silah altına çağırdı.

    Bölgedeki yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, İsrail uçakları Hamas tarafından kullanılan "Saraya" adlı güvenlik karargahını bombaladı.

    En az 3 füze isabet eden karargahın yerle bir olduğu belirtildi. Bombardımanda ilk belirlemelere göre 10 kadar Filistinli'nin yaralandığı öğrenildi, ölü olup olmadığı henüz belirlenemedi.

    Saraya karargahı, Mısır tarafından inşa edilmişti. Karargah, 1967 yılından sonra İsrail tarafından da askeri yönetim binası ve cezaevi olarak kullanılmıştı. Cezaevi, Filistin yönetimi ve daha sonra Hamas tarafından da kullanılmaya devam ediliyordu.

    Bombardımanlardan bir diğeri de Gazze kentinin Zeytin mahallesinde bir askeri cipi hedef aldı. Cipte vurulanların tam sayısı bilinmemekle birlikte, olay yerinde biri çocuk iki kişinin öldüğü ilk gelen bilgiler arasında.

    Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun'da belediye binası vuruldu, bölgenin kuzeyinden güneyine Hamas'a ait idari ve askeri binalar vurulmaya devam ediliyor.

    Gazze'deki Sağlık Bakanlığına bağlı Acil Servis ve Ambulans Hizmetleri Başkanı Dr. Muaviye Hasaneyn, Arap ülkeleri hükümetlerinden Gazze'ye ilaç ve ameliyat gereçleri göndermelerini isterken, pek çok yaralının Gazze dışına gönderilmesi gerektiğini de ifade etti.

    Hasaneyn, hafif ve orta derecedeki yaralılara bakamadıklarını, bunları evlerine göndermek durumunda kaldıklarını söyledi.

    İsrail'den "silah altına" çağrısı

    Bu arada İsrail ordusu, muhtemel bir kara operasyonu için yedeklerini silah altına çağırıyor. İsrail radyosunun haberine göre, İsrail hükümeti, Savunma Bakanı Ehud Barak'ın talebi doğrultusunda, 4500 yedek askerinin silah altına çağrılmasına onay verdi.

    İsrail ordusu, "Dökme Kurşun" adlı operasyonunu genişletmeyi planlıyor.

    İsrail bakanlar kurulunun bugün Başbakan Ehud Olmert başkanlığında yapılan toplantısında, Savunma Bakanı Barak hükümetten yedeklerin silah altına çağrılmasına onay istedi. Kabine de Barak'ın istemine olumlu yanıt vererek 4500 yedek askerinin silah altına alınmasını kararlaştırdı.

    Ancak böyle bir onayın, Gazze Şeridi'nde kapsamlı bir kara operasyonuna girişileceği anlamına gelip gelmediği henüz bilinmiyor.

    Mısır, Refah Kapısı'nı açtı

    Öte yandan, Gazze'de yayın yapan, İslami Cihad'ın El Kuds radyosunun verdiği habere göre, Mısır Hükümeti Gazze ile sınırındaki Refah sınır geçişini açtı.

    İsrail ordusu da Kerem Şalom geçiş noktasının, insani yardımların geçişi için açıldığını duyurdu. Saat 11.00'den itibaren onlarca kamyon, insani yardımlarla dolu yüklerini Gazze bölgesine aktardı.

    Gazze'den İsrail'e ilk kez Aşdod'a kadar varan roket saldırısı


    İsrail'in Gazze'ye hava saldırıları sürerken, Gazze'deki Filistinli militanlarca ilk kez bölgenin kuzeyindeki Aşdod'a kadar varan roket saldırısı düzenlendi.

    Verilen bilgiye göre, liman kenti Aşdod'un banliyösüne iki roket saldırısında yaralanma ya da hasar olmadı. Ancak Gazze'den ilk kez bu kadar uzağa, 40 kilometre kadar menzile ulaşan roket saldırısı yapıldığına dikkat çekiliyor. Roketlerin türü konusunda ise henüz bilgi verilmedi.

    Gazze yakınındaki Yahudi yerleşimi Gan Yavne'ye düzenlenen roket saldırısında da bir İsrailli kadının yaralandığı bildirildi.

    İsrail kuvvetleri 30 farklı hedefi vurdu

    İsrail basınında yer alan haberlere göre, Hamas'ın halen güçlü bir cevap verme kapasitesine sahip olma olasılığını göz önünde bulundurduğu belirtilen İsrail kuvvetleri, dün geceden bu yana, roket saldırısı düzenlenebilecek birkaç bölgeyle birlikte 30 farklı hedefi vurdu.

    Sabah saatlerinde vurulan yerler arasında Gazze'de başbakanlık binasının yanındaki bir bina da bulunuyor.

    Uçaklar, Gazze Şeridi'nin güney kesimlerini bombalamayı da sürdürüyor. Han Yunus yakınlarındaki Al Karara bölgesinden güneydeki Refah'a kadar birçok yer vuruldu. Refah'a düzenlenen bombardımanda, akaryakıt taşıyan bir tanker ile bazı evler de isabet aldı.

    Bölgeden gelen haberlerden, bu bombardımanda en az 3 kişinin öldüğü, yaralılar da bulunduğu öğrenildi.

    İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik en kanlı operasyonlarından biri olarak değerlendirilen saldırılarda ölenler arasında 4 yaşında bir kız çocuğu ile bir kadının da bulunduğu ifade edilirken, yaşamını kaybedenlerden bazılarının, Hamas'ın El Rimal'de, El Meştel olarak bilinen vurulan polis merkezinde tutuklu bulunan El Fetihli tutuklulardan oluştuğu, ailelerin hastanelerde yakınlarını aramaya çalıştıkları da öğrenildi.

    Ölenler arasında, Hamas polislerinin komutanı Tevfik Cabir ile özel timler oluşturma görevi verilen iç güvenlik sorumlusu İsmail Caberi'nin de bulunduğu bildirildi.

    İsrail'in, saldırıların başlangıcından bu yana 210 hedefi vurduğu belirtiliyor. Vurulan hedefler arasında, Gazze'deki bir cami de bulunuyor. İsrail, vurulan caminin, terör faaliyetleri için kullanıldığını iddia ediyor.

    İsrail ordusu, operasyona "dökme kurşun" adını verdi. Bunun, Hanuka Bayramı'nda, çocukların çevirdiği ve eskiden kurşundan yapılan fırdöndülerden adını aldığı ifade edildi.

    Gazze kentindeki yerel kaynaklar, kentin mateme büründüğünü, sokakların tümüyle boşaldığını, Hamas'lı polislere ait araçların sokaklardan çekildiğini belirtirken, Hamas'ın, askeri karakolların, karargahların yanına yaklaşma yasağı getirdiğini belirtti.

    Halk ise operasyonların devam edeceği endişesiyle fırınlara koştu ve uzun ekmek kuyrukları oluşturdu.

    Mısır sınırındaki tüneller bombalanıyor

    İsrail'in Gazze-Mısır sınırındaki tünelleri bombaladığı bildirildi. Hamas ve Filistinli bölge sakinleri, Gazze Şeridi'ndekiler için hayat kapısı olan tünellere İsrail savaş uçaklarının 10 ila 15 kez bomba attığını söyledi.

    Hastane kaynakları ise saldırılarda bazı kişilerin yaralandığını kaydetti. İsrail ordusundan konuyla ilgili açıklama yapılmadı.

    Gazzeliler, Gazze Şeridi'ndekilerin dışarıya tek çıkış kapısı olan tünellerin Mısır'dan gıda getirilmesi için kullanıldığını bildirirken, İsrail, tünellerinin silah kaçakçılığı için kullanıldığını ileri sürüyor.

    İsrail ordusu, Gazze Şeridi ile Mısır'ın Sina çölünü bağlayan 40'tan fazla tüneli bombaladığını açıkladı.

    Ordu sözcüsü Avital Leibovitch gazetecilere, hava kuvvetlerinin, sınırın Gazze tarafında 40'tan fazla tüneli bombaladığını ve bu tünellerin silah, patlayıcı ve bölgedeki terör eylemleri için insan kaçırmak üzere kullanıldığının tahmin edildiğini söyledi.

    Sözcü, pilotların, hedeflere tam isabet kaydettiklerini bildirdiklerini belirtti. Bu arada tünellerin bombalanması sırasında 2 kişinin öldüğü, 25'inin yaralandığı bildirildi. Sağlık görevlileri, ölenlerin, bombalanan bölgede bulunan bir aracın içindekiler olduğunu kaydetti.

    Çatışma: En az 20 yaralı

    İsrail'in Gazze operasyonunun ikinci gününde Mısır'ın Refah sınırındaki tünellerin bombalanmasının ardından kaçmaya çalışan bazı Filistinliler ve Hamaslı militanların Refah sınır kapısını delmeye çalıştığı
    öğrenildi.

    Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre bir grup Filistinli buldozerlerle Refah sınırındaki duvarlara dayandı ve yıkmaya çalıştı. Ancak sınırın diğer tarafında bekleyen Mısırlı güvenlik güçlerinin Filistinlilere ateş açtığı ve en az 20 kişinin yaralandığı bildirildi. Refah sınır kapısı civarında karşılıklı çatışmaların devam ettiği kaydediliyor.

    Nasrallah'tan çağrı

    Lübnan'daki Şii Hizbullah örgütünün lideri Şeyh Hasan Nasrallah, Hizbullah'ın Lübnan'da her türlü İsrail saldırısına karşı hazır olduğunu söyledi.

    Şeyh Hasan Nasrallah, Beyrut'un güneyinde Şii partisine ait bir merkezde toplanan binlerce kişinin izlediği dev ekrandan yaptığı konuşmada, Hizbullah üyelerinden güneyde "direniş göstermelerini ve tetikte olmalarını" istediğini bildirdi.

    "Topraklarımıza yönelik her saldırıya hazırız" diyen Nasrallah, Hizbullah'ın İsrail'e yöneltilmiş füzeler yerleştirdiğini de dolaylı yoldan yalanladı.

    Nasrallah, Hizbullah'ın, her eylemin sorumluluğunu üstlenme cesaretine sahip olduğunu, saklanmadığını belirterek, bu olayın arkasında "İsrail ajanlarının" bulunduğunu savundu.

    Hizbullah lideri ayrıca, Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki sınır geçişi olan Refah kapısının açılması için milyonlarca Mısırlı'nın sokaklara dökülmesini istedi.

    Nasrallah, "Mısır polisi, milyonlarca Mısırlı'yı öldürebilir mi? Mısır halkı, beden gücüyle Refah sınır kapısını açmalısınız" diye konuştu.

    Lübnan ordusundan adını açıklamak istemeyen bir yetkili, perşembe günü, ülkenin güneyinde İsrail'e yöneltilmiş 7 füze bulduklarını söylemişti. Yetkili, füzelerin Hizbullah örgütünün merkezi konumunda olan ve İsrail sınırına yaklaşık 5 kilometre mesafede yer alan Nakura ve Tair Harfa arasındaki kıyı bölgesinde bulunduğunu açıklamıştı.

    Filistin'de tepki büyüyor

    Hamas'ın 2007 haziran ayında bölgede yönetimi ele almasından sonra hedefindeki isimlerden biri olan ve Gazze'den çıkmak durumunda kalan El Fetihli yöneticilerden Muhammed Dahlan, İsrail'in operasyonunu şiddetle kınadı. Dahlan, "Hepimiz, Hamaslısı da El Fetihlisi de biriz" dedi.

    Batı Şeria'daki Filistin Yönetimi Başbakanı Selam Feyyaz da bakanlar kurulunu olağanüstü topladı. İsrail'i kınayarak saldırıları derhal durdurmasını istedi. Birleşmiş Milletlere, Dörtler Grubu'na, Arap ülkelerine müdahale çağrısında bulunan Feyyaz, Filistin'de (El Fetih ve Hamas arasında) iç barışın bir an önce sağlanmasını da istedi.

    Batı Şeria'da Ramallah'ta, El Halil'de, Nablus'ta, Tubas'ta İsrail operasyonuna karşı gösteriler yapıldı. Bu gösterilere, uzun süredir ilk kez olmak üzere Hamas'ın da aralarında bulunduğu tüm Filistinli gruplar katıldı.

    Ramallah'ta Beyt El Yahudi yerleşimi yakınlarında bir grup Filistinli genç, İsrail askerlerine taşlarla saldırdı, askerlerle Filistinli gençler arasında çatışmalar yaşandı. İsrail askerleri, Filistinli gençlere plastik mermilerle karşılık verdi.

    Doğu kudüs'te de Arap gençleri operasyonu protesto etti. Çıkan olaylarda bazı gençlerin polis tarafından tutuklandığı ifade edildi.

    Beytüllahim'de Gazze operasyonunu protesto eden Filistinli yetkililer, Noel ışıklandırmalarını söndürdü.

    Filistin-İsrail barış görüşmelerinde, Filistin tarafına başkanlık eden Ahmed Kurey (Ebu Ala) ve bir grup El Fetihli yetkili, Gazze'ye göndermek üzere Filistin Kızılayı'na kan bağışında bulundu.

    BM Güvenlik Konseyi: "Şiddete son verin"


    İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından toplanan BM Güvenlik Konseyi, taraflara şiddete son vermeleri çağrısında bulundu ve Gazze'deki insani ve ekonomik ihtiyaçlara dikkati çekti.

    Konseyin 15 üyesinin katılımıyla yapılan ve kapalı kapılar ardında yaklaşık 4 saat süren toplantıdan sonra Konsey Başkanı, Hırvatistan Temsilcisi Neven Jiruca tarafından gazetecilere okunan bildiride, Gazze'de yükselen tansiyondan duyulan endişe dile getirildi ve taraflara, şiddete derhal son verilmesi çağrısında bulunuldu.

    Bildiride, Gazze halkına gıda, yakıt ve tıbbi yardım sağlanmasının gerekliliği vurgulandı, sınır geçişlerinin bu amaçla açılması istendi.

    Güvenlik Konseyi, tek Arap üyesi Libya'nın çağrısı üzerine toplanmıştı.

    15 üyeli konseyin, Rusya tarafından hazırlanan ve İsrail ile Hamas'a, şiddete son vermeleri çağrısında bulunulan bir bildiri üzerinde görüştükleri diplomatlar tarafından açıklanmıştı

    İKT'den çağrı

    İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, uluslararası toplumu, BM Güvenlik Konseyi'nin Gazze'deki şiddetin derhal sona ermesi ve ateşkesin sağlanması çağrısı çerçevesinde gereken her şeyi yapmaya davet etti.

    İKT'den yapılan açıklamada, "İhsanoğlu, Gazze'de benzeri görülmemiş insan kaybına yol açan İsrail'in insanlık dışı hava saldırılarına son verilmesi için BM Güvenlik Konseyi'ni bu konunun peşini bırakmamaya çağırdı" denildi.

    Gazze'de İsrail'in devam eden operasyonları sonucu Filistinlilere yönelik temel insan hakları ihlallerinin artması çerçevesinde, İhsanoğlu'nun Cenevre'deki BM İnsan Hakları Konseyindeki İKT grubuyla, İnsan Hakları Konseyini olağanüstü toplantıya çağırması yönünde istişarelerde bulunduğu bildirildi.

    Bu arada, İKT Genel Sekreterliği'nin, Cidde'de bakanlar düzeyinde bir toplantının hazırlıklarının yapılması için, büyükelçiler düzeyinde İKT İcra Komitesinin gelecek günlerde bir araya gelmesi için hazırlık yaptığı kaydedildi.

    Açıklamada, İhsanoğlu'nun, Filistinli grupları ulusal birlik için derhal ulusal diyaloğu sağlamaya çağırdığı da ifade edildi.

    Esad'dan BM'ye çağrı: "Katliamları durdurun"

    Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, BM'den, İsrail'in Gazze'deki "katliamlarının" sona erdirilmesini istedi.

    Suriye Haber Ajansı Sana'nın haberine göre BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Beşşar Esad'ı aradı.

    Ajans, Suriye Devlet Başkanı ve BM Genel Sekreteri'nin telefonda "Gazze'deki trajik durumu" ele aldıklarını duyurdu. Görüşmede Esad'ın BM'den, "İsrail'in, Filistin halkına yönelik katliamının hemen sona ermesini garanti ederek sorumluluklarını üstlenmesini" istediği belirtildi.

    Ali Babacan Livni'yi aradı

    Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın, Gazze Şeridi'ndeki olaylar hakkında bilgi vermek üzere kendisini arayan İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni ile bu akşam bir telefon görüşmesi yaptığı öğrenildi.

    Edinilen bilgiye göre, yaklaşık 20 dakika süren görüşmede Ali Babacan, İsrailli karşıtına Gazze'deki son gelişmelerin Türkiye'de derin endişe yarattığını ve çok sayıda sivilin yaşamlarını yitirmesinin kamuoyunda infiale yol açtığını söyledi. Babacan görüşmede, Gazze Şeridi'ne yönelik ablukanın sürmesinin yarattığı insani sorunlara da işaret etti.

    Haber ajanslarında yer alan görüntülerin uluslararası toplumda büyük üzüntü yarattığını da vurgulayan Babacan, son olayların tüm bölgenin güvenliğini olumsuz yönde etkilemesinden endişe duyulduğunu belirterek, İsrail'e saldırılara son verme çağrısında bulundu.

    Görüşmede ayrıca Babacan'ın, Hamas'ın da roket saldırılarını durdurması, bir an önce silahların susması ve diplomasiye fırsat tanınması gerektiğini vurguladığı öğrenildi.

    İSRAİL SALDIRI KARARINI SAVUNDU

    İsrail Başbakanı Ehud Olmert, saldırıların ardından düzenlediği basın toplantısında "İsrail'in Hamas'la ateşkesin sürdürülebilmesi için elinden gelen her şeyi yaptığını, ancak ülkesinin barış isteğine terörle karşılık verildiğini" ifade etti.

    "İsrail'in savaş arzulamadığını, ama gerekirse de kaçınmayacağını" belirten Olmert, ülkesinin güneyindeki İsraillileri yeniden huzurlu yaşamlarına döndürme sözü verdi ve onların kaderlerine terk edilmeyeceğini söyledi.

    Başbakan, İsrail Silahlı Kuvvetleri'nin Gazze'deki operasyonlarının uzun sürebileceğini de kaydederek sabırlı olunmasını istedi.

    İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres
    , Gazze'de 270'den fazla kişinin ölümüne neden olan hava saldırılarının haklılığını savundu.

    Peres, İsrail'in saldırı kararında haklı olduğunu ve saldırmaktan başka bir alternatifleri bulunmadığını belirtti.

    Halkının, saldırı kararının arkasında durduğunu kaydeden Peres, açıklamasında, "İsrail tarihinde, Hamas'ın bize karşı yürüttüğünden daha yararsız ve mantıksız bir savaş olduğunu hatırlamıyorum. Bu, hangi nedenle ateş ettiğini, ne için savaştığını açıklayamayan mantıksız insanların saçma savaşı" ifadesini kullandı.

    Öte yandan, BM Güvenlik Konseyi'nin bu sabah kabul ettiği bildiriye yer veren İsrail basını, diplomatik kaynaklara dayandırılan haberlerde, İsrail'in saldırmaktan başka çaresi olmadığının Güvenlik Konseyi'nce anlaşıldığını ileri sürdü.

    Ynetnews adlı internet sitesinde verilen haberde, Güvenlik Konseyi'nin, İsrail'in, roket saldırılarına farklı bir cevap alternatifi bulunmadığını anladığı belirtildi.

    Haberde, bildirinin, Güvenlik Konseyi'nin aldığı bir karardan ziyade basın açıklaması olduğu, beklenenden daha yumuşak ifadeler içerdiği kaydedildi.

    Güvenlik Konseyi, hem İsrail'e, hem de Filistinli militanlara Gazze'deki şiddete son vermeleri çağrısında bulunmuştu.

    İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak da, dün hava saldırılarıyla vurulan Gazze Şeridi'ne karadan girme ihtimalleri bulunduğunu söyledi.

    Barak, "Her şeye hazırız. Vatandaşlarımızı korumak için kara kuvvetlerini konuşlandırmak gerekirse bunu yaparız" ifadesini kullandı.

    Barak ayrıca Gazze'nin güneyindeki Kerem Şalom geçiş noktasının, konvoyun insani yardım ve ilaç sevkıyatına olanak sağlanması amacıyla açılacağını söyledi.

    İsrail'den Gazzelilere telefonla uyarı

    Öte yandan Gazzeli yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, gece geç saatlerde bir çok Gazzeli'nin cep telefonları aranarak ve "Önemli bir bildiri" ifadesiyle uyarılar yapıldı.

    Herhangi bir kaynak belirtilmeyen telefonlarda, Gazze sakinlerinden eğer evlerinde silah ve cephane bulunuyorsa evlerini terk etmeleri istendi ve "Silah varsa evlerinizi boşaltın, çünkü vurulacak" denildi.

    Gazzelileri panikleten telefon uyarılarının Arapça yapıldığı ve önceden kaydedilmiş olduğu öğrenildi.

    SALDIRIYA TEPKİLER SÜRÜYOR


    İran
    Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, Filistinli bazı yetkilileri arayarak olaydan duyduğu üzüntüyü bildirdi ve Filistin halkının yanında yer almaya devam edeceklerini iletti.

    Ahmedinecad, "İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarından son derece rahatsız olan İran halkı, mücadelenin sonuna kadar Filistin halkıyla beraber olacaktır" dedi.

    "İsrail'in belini kıran ve onların ümitlerini yok eden Filistin halkının direnişidir" diyen Ahmedinecad, Filistin direnişini desteklediklerini yineledi.

    İran Cumhurbaşkanı, "Son saldırılar, siyonist rejimin durumunu değiştirmeyecek, tam tersine İsrail'in suç dosyasını daha da kabartacak ve onların sonunu vahim hale getirecek" diye konuştu.

    İran Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada da saldırılar "soykırım" olarak nitelendirildi ve uluslararası topluluğa, Filistinlileri savunma çağrısında bulunuldu.

    İran Meclis Başkanı Ali Laricani ise Meclis'te yaptığı konuşmada, "İsrail katliamlarına maruz kalan Filistin halkı yalnız değil, Filistinlilerin direnişi hepimizin kalbinde yer alıyor" dedi.

    İsrail'in bu saldırılarla ulaşmak istediği hedeflere varamayacağını belirten Laricani, "İran halkı, devleti ve meclisi, Filistin halkının yanında yer almaya devam edecek" ifadesini kullandı.

    İran, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere yönelik abluka ve saldırıları karşısında BM'yi ve İslam Konferansı Teşkilatı'nı (İKT) göreve çağırmıştı.

    Ürdün'de İsrail'in dünkü kanlı saldırılarını protesto eden 30 milletvekili, imzaladıkları önergeyi Meclis'te imzaya sundu. Metinde, İsrail büyükelçisinin sınır dışı edilmesi, İsrail'deki Ürdün büyükelçisinin de çekilmesi talep ediliyor.

    Meclis'te 110 milletvekili bulunuyor. Önergeye imza atan milletvekillerinden biri, metnin bugün diğer milletvekilleri tarafından da imzalanmasını beklediklerini söyledi. Ürdün, 1994'te İsrail'le barış anlaşması imzalamıştı.

    İran Yahudi Cemiyeti
    , bugün yayımladığı bildiride, "İsrail'in Yahudilerce kutsal kabul edilen Hanuka Bayramı'nda (Işıklar Bayramı) savunmasız sivil Filistinlilere yönelik saldırılarını affedilemez" olarak niteledi.

    Bildiride, "İsrail, insan haklarına uymadığını bir kez daha göstermiştir. Siyonistlerin insanlık dışı davranışları Hz. Musa'nın öğretileriyle çelişiyor" ifadeleri kullanıldı.

    Tahran, Şiraz, İsfahan, Yezd ve Kermanşah'taki Yahudi toplumlarının imzasını taşıyan bildiride, "İran Yahudileri olarak, trajik saldırının kurbanı Filistinlilerle dayanışma içindeyiz" denildi.

    İran Yahudi Cemiyeti, "İsrail'in Filistinlilere karşı saldırıları karşısında uluslararası toplumun anlamlı sessizliği, zalim ve saldırganlara karşı mazlum ve savunmasız insanları korumada yeni bir duruş ve plana ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor" görüşünü dile getirdi.

    İsrail'in, Haziran 2007'den beri abluka altında tutuğu Gazze Şeridi'ne düzenlediği son hava saldırısında 60'tan fazla savaş uçağının görev aldığı belirtildi.

    Filistin İnsan Hakları Örgütleri
    adına yapılan açıklamadaysa saldırılarda Gazze'deki emniyet teşkilatı dairelerinin ve polis karakollarının tahrip edildiği belirtilerek, polis kuvvetlerinin kasten hedef alındığı vurgulandı.

    Açıklamalarda, sivillere yönelik saldırıların, savaşta uyulması gereken kurallarla ilgili 4. Cenevre Sözleşmesi'nin 147. maddesinin ağır ihlalini oluşturduğu, dolayısıyla savaş suçu olduğunun altı çizildi.

    Filistin İnsan Hakları örgütü El Hak, diğer örgütler adına da yaptığı açıklamada, ayrıca saldırıların zamanlaması ve hedeflerin niteliğinin, amacın mümkün olduğunca fazla sayıda insan öldürmek olduğunu ortaya koyduğuna işaret ederek, vurulan karakolların sivil yerleşimlerin ortasında olduğuna ve saldırıların okulların dağılma saatinde gerçekleştirildiğine dikkati çekti.

    Saldırılarda çok sayıda çocuğun öldüğü de kaydedildi. El Hak açıklamasında, İsrail'in uyguladığı abluka nedeniyle sağlık kuruluşlarının yaralı yüzlerce Filistinliye gerekli tedaviyi uygulayacak durumda bulunmadığını, dolayısıyla ölü sayısının artabileceği endişesini de dile getirildi.

    İsrail'in saldırıların başlangıç olduğu da savunulan açıklamada, "İsrail saldırılarını fütursuzca sürdürürken uluslararası toplumun olan bitene seyirci kalmaması" talep edildi.

    Açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'ne çağrıda bulunularak İsrail'e karşı, uluslararası insan hakları yasalarına uymasını sağlayacak somut önlemler ve yaptırım kararları alması istendi.

    Cenevre Sözleşmeleri'ne taraf olan ülkelerden de İsrail'in insan haklarına uymasını, sivillerin zarar görmesine yol açan eylemlerden kaçınmasını, ayrıca sözleşme hükümlerinin ağır ihlalinden sorumlu olanların yargılanmasını sağlayacak hükümlerin işletilmesi gerektiği de kaydedildi.

    GAZZE'DE NE OLDU?

    6 aylık ateşkes sona ermişti


    Gazze'deki 6 aylık ateşkes geçen hafta sona ermiş, Hamas ateşkes süresini uzatma niyeti olmadığını açıklamıştı.

    İsrail Başbakanı Ehud Olmert de Hamas tarafından düzenlenen saldırıların ardından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde yaşayan Filistinlilerden Hamas yönetimine karşı çıkmalarını istemiş, İsrail'e roket saldırıları düzenleyenlere karşı güç kullanmakta tereddüt etmeyeceklerini bildirmişti.

    İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni de önceki gün Mısır'da yaptığı temaslarda Gazze şeridi'nde Hamas yönetimine son verecekleri yönündeki açıklamalarını tekrarlamıştı.

    Gazze gerçeği


    İsrail, 2005 yılında Gazze'den çekilerek, 38 yıllık işgaline son vermişti. Ancak İsrail'in bu hamlesi, umulduğu gibi bölgedeki Filistinlilerle daha iyi ilişki yolunu açmadı.

    Akdeniz'in güneydoğu ucunda yer alan, 10 kilometrelik sahil şeridine sahip Gazze, İsrail ile Mısır'ın arasında bulunuyor.

    Yaklaşık 3 bin yıllık bir geçmişe sahip Gazze kenti, eski uygarlıkların geçiş noktası olarak biliniyor ve Hz. Muhammed'in büyük dedesinin bu kentte gömülü olduğuna inanılıyor. 400 yıl boyunca Osmanlıların himayesinde kalan kentte, kontrolün İngilizler tarafından Birinci Dünya Savaşı'nda ele geçirilmesine kadar Mısır'ın etkileri görüldü.

    Gazze Şeridi daha sonra 1948 yılındaki Arap-İsrail savaşına kadar Mısır'ın kontrolü altında kaldı. Bölgenin nüfusu, halen İsrail'in elindeki toprakları terk eden 250 bin kadar Filistinlinin bölgeye yerleşmesiyle 1948-49 yıllarında üç kat arttı.

    Gazze Şeridi, 1967'deki savaşın ardından Mısır'dan İsrail'in eline geçti.

    İsrail, buradaki İsrailli yerleşimcileri ve askerleri Eylül 2005'te geri çekti, ertesi yıl, İsrailli bir askerin kaçırılması üzerine büyük bir kara operasyonu düzenledi. Mısır ile Gazze arasında, silah sevkiyatına ve militanların geçişine olanak tanıyan tüneller hedef alındı,

    Gazze, 2007 yılında, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile ters düşen Hamas'ın yönetimine geçti. İsrail, saldırıların önüne geçme arzusunu gerekçe göstererek sınır güvenliğini artırdı, yakıt sevkiyatını kıstı, geçişlere sınırlama getirdi.

    Mısır'ın arabuluculuğunda yapılan anlaşma gereğince Hamas, kısıtlamaların yumuşatılması karşılığında ateşkesi kabul etti. Hamas, 19 Aralık'ta sona eren ateşkesin uzatılmayacağını açıkladı.

    Gazze'de yaklaşık 1.5 milyon Filistinli yaşıyor. Nüfusun büyük bölümünün günlük geliri 2 doların altında. Halkın yüzde 80'i hayatını gıda yardımına bağlı sürdürüyor.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow