hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Türban dışarıdan dayatılan bir kıyafet"

    Türban dışarıdan dayatılan bir kıyafet
    expand

    CHP Genel Başkanı Deniz Baykal türbanın siyasi amaçlarla dışarıdan Türkiye'ye dayatılan "ithal" bir kıyafet, yabancı bir üniforma olduğunu söyledi. Baykal düzenlemeyle türbanın devlet sisteminin içine doğru genişlemesinin önünün açıldığını öne sürdü.

    Baykal, AK Parti ve MHP'nin, üniversitelerdeki türban sorunu çözümüne yönelik Anayasa değişikliği üzerinde anlaşmalarını değerlendirdi.
     
    CHP lideri, "Bu getirilen düzenleme, sadece üniversitelerde değil, tüm resmi eğitim sistemi içinde türban denilen, milletimizin, kültürümüzün bir parçası olmayan, dışardan Türkiye'ye belli siyasi amaçlarla dayatılmış olan ithal bir kıyafetin, Türkiye'de devlet sisteminin içine doğru gelişmesinin önünü açmıştır" dedi.
     
    Türban konusunun önce "başörtüsü" diye takdim edildiğini anlatan Baykal, başörtüsü konusunda kimsenin en küçük itirazı bulunmadığını kaydetti.

    Baykal, başörtüsünün arkasına saklanarak türbanın, Türkiye'de kökleştirmek, yaygınlaştırmak, meşrulaştırmak, hukuklaştırmak ve anayasallaştırmak istendiğini söyledi.
     
    "50 yıl önce insanlar Müslüman değil miydi?
     
    Baykal, "Nedir bu türban? 50 yıl önce türban var mıydı? 50 yıl önce insanlar Müslüman değil miydi? Yani İslamiyet'in ayrılmaz parçası olarak sanki şimdi takdim edilmek istenen türban, gerçekten İslamiyet'in ayrılmaz parçasıysa, 40-50 yıl önce Müslüman olanlar, bunun farkında değil miydi? İslamiyet yeniden mi yorumlandı? Yeni bir peygamber mi geldi?" diye konuştu.

    Türbanın son dönemin işi olduğunu belirten Baykal, "İslamiyet'in özünün bir parçası olarak türban kavramının takdim edilmesi bir büyük aldatmacadır" dedi.

    Türbanın yaygınlaştırılmak istendiğine, doğru kıyafet biçimi haline dönüştürülmek istendiğine tanık olduklarını belirten Baykal, "Bu, Türkiye'nin içinden değil. dışından kaynaklanan bir olaydır. Elbette içinden de destekler gelmiştir" açıklamasında bulundu.

    "Anayasa'nın kapısını açarak hoşgeldin diyoruz"

    "Şimdi önümüze böyle bir olay, tablo dayatılmıştır. Bu tablo, dinin Türkiye'de yeniden yükselmesi anlamına mı geliyor, dinin başka amaçlarla kullanılması anlamına mı geliyor?" diyen Baykal, Türkiye'nin işini, gücünü bıraktığını ve türban için Anayasa değişikliği yapmaya çalıştığını söyledi.
     
    CHP lideri Baykal, "Dokunulmazlık için Anayasayı değiştiremiyoruz, Türkiye'nin temel sorunlarının çözümüne yardımcı olmak üzere Anayasa'yı değiştirmeye yönelmiyoruz. Ama Türkiye'ye dışardan dayatılmış olan, siyasal içerikli bir yaşam biçimi zorlamasına, Türkiye'nin Anayasası'nın kapısını açarak hoşgeldin diyoruz" diye konuştu.

    "Önüne geçmek mümkün mü?"

    Deniz Baykal, "Türbana, sadece üniversitede izin vereceğiz, lisede izin vermeyeceğiz" denildiğini hatırlatarak, "Dini inancının gereği yüksekokulda örtüyor da 16-17 yaşındaki genç kız lisede dini inancının gereğiniye örtmüyor? Bunun önüne geçmen mümkün mü?" diye sordu.

    Düzenlemeden sonra liselerde de türbanın önüne geçilemeyeceğini öne süren Baykal, "Hiçbir hukuki atraksiyon, AKP'yi bu istikamette destekleyen hiçbir büyük hukukçu arkadaşımız zekasıyla, teknik beceresiyle başlatılan işin çok daha geniş kapsama ulaşmasını engelleyecek formülü bulmaya muktedir değildir. Şimdi ağlaşmanın da hiçbir anlamı yoktur. O formül, bu işi engeller mi, bu formül engeller mi? Seni kullanırlar. O formül, bu formül derler, sonra istedikleri formülü getirirler, koyarlar ve sen de buna alet olursun" ifadesini kullandı.

    Baykal, "Bu getirilen düzenleme sadece üniversitelerde değil, tüm resmi eğitim sistemi içinde türban denilen, milletimizin, tarihimizin,geleneklerimizin, kültürümüzün bir parçası olmayan, dışardan Türkiye'ye belli siyasi amaçlarla dayatılmış olan ithal bir kıyafetin, Türkiye'de devlet sisteminin içine doğru gelişmesinin önünü açmıştır. Bunu açık şekilde bilelim. Gelen, Anadolu'daki kadınlarımızın yaşmağı, başörtüsü değildir. Gelen, Arap-Vahabi, Abbasi-Emevi İslam yorumunun, Türkiye'ye yönelik projelerinin bir simgesi olarak, Türkiye'deki işbirlikçileriyle birlikte Anadolu halkına dayatmaya başladığı bir yabancı üniformadır" şeklinde konuştu.
     
    "İşbirlikçileri mi hesap soracak?"
     
    Başörtüsü serbestliğinin üniversiteler ile sınırlı kalacağının söylendiğini ancak bunun mümkün olmadığını, hiçbir haklı gerekçenin bulunmadığını belirten Baykal, "Anayasa'ya bir vatandaşlık hakkı olarak koymuşsun, herkes vatandaş, lisedeki de vatandaş. 'Sınırlanabilir' demişsin. YÖK yasasında sınırlamışsın, liselerle ilgili sınırlama getirdin mi? Sınırlamayı şimdisen getiriyorsun, yarın başka birisi... Artık Türkiye Cumhuriyeti'nin güvencesi Anayasa olmaktan çıkıyor, herhangi bir iktidarın siyasi ihtiyaçlarına göre oluşacak olan parlamentonun basit çoğunluğu oluyor" dedi.
     
    Baykal, "Türkiye'nin gelecekteki kaderi ona teslim oluyor, Anayasa'dan çıkıyor. Sınıfta bütün öğrenciler türbanlı, tek öğretmenin başı açık olacak, böylece laiklik kurtulacak, bu mümkün mü? Anayasa değişmeden Türkiye'deki gerçeğe bakın. Bu Anayasa'ya girdikten sonra kim önleyecek, bunlar mı önleyecek, bunların işbirlikçileri mi tutup hesap soracak. Hedef laiklik ilkesidir" şeklinde konuştu.
     
    "Mahkeme usul ihlali yapıldığını görebilecektir"
     
    Baykal, konunun Anayasa'ya aykırı bir düzenleme olduğunu, bunu AK Parti hukukçularının, akıl hocalarının da bildiğini ancak "Anayasa'ya aykırı ama Anayasa Mahkemesi bunun hükmünü veremez" dediklerini savundu.
     
    Getirilen anayasa değişikliğinin, Anayasa'nın 2'nci maddesindeki laiklik ilkesine aykırı olduğunu, bu maddenin değiştirilmesinin dahi teklif edilemeyeceğini belirten Baykal, "Teklif edilmesi halinde Anayasa Mahkemesi'nin 'Ben esasa bakamam, usule bakarım' demesi beklenir mi?" diye sordu.
     
    Baykal, mahkemenin, teklif edilmesi yasaklanan bir maddenin teklif edilmesiyle, usul ihlali yapıldığını görebileceğini ifade ederek, "Bakalım görecekler mi göremeyecekler mi?" dedi.

    "Doğrultuyu tehdit eden zihniyet..."
     
    CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhuriyet tarihinde ilk kez Türkiye'nin içine girdiği doğrultuyu tehdit eden bir anlayışın, zihniyetin yaşama geçirilmek istendiğini de savundu.
     
    Baykal, "Bu süreç işletilirken çok masum talepler, iyi niyetli istekler, çok doğal, haklı, kimsenin itiraz edemeyeceği durumlar gerekçe olarak kullanılmakta" dedi.
     
    Türkiye'nin tarihi bir dönemden geçtiğini belirten Baykal, "24 Ocak mutabakatı öyle anlaşılıyor ki meyvesini verecek. Öyle anlaşılıyor ki bu mutabakatla Türkiye'nin anayasal çizgisi, doğrultusu bizi yeni bir döneme sürükleyecek. Cumhuriyet tarihimizde ilk kez, Türkiye'nin içine girdiği doğrultuyu tehdit eden, o doğrultuya ters düşen bir anlayış, zihniyet, değerler sistemi, çeşitli gerekçelerle, bahanelerle, çeşitli fırsatlar kullanılarak yaşama geçirilmek isteniyor" diye konuştu.
     
    Deniz Baykal, "Sanmayın ki konu sıradan bir kılık kıyafet konusundan ibaret. Sanmayın ki konu, sade insanlarımızın kendi bireysel özgürlükleriyle, kişisel değerler sistemiyle kendilerini huzurlu rahat hissettikleri bir yaşam ortamı arayışı, özlemiyle ilgilidir. Bunu çok aşan bunun ötesinde sonuçlar doğuracak bir yeni süreç işletilmeye başlamıştır" dedi.
     
    "Din devleti değil laik cumhuriyet"
     
    Baykal, Anadolu'da yaşayan insanların bin yılı aşkın bir süreden beri Müslüman olduklarını, Türklerin Avrupa'ya İslamiyeti taşıdıklarını anlatarak, "İslamiyet'in Anadolu'da nasıl bir yaşam biçimi ortayakoyduğuna hepimiz tanık olduk. Bizim İslamiyetimizde kadın, daima Ortadoğu ülkelerinde görülen İslamiyet'ten çok daha saygın, ağırlıklı, eşiklikçi bir konum elde etmiştir. Bizim İslamiyetimizde kadın-erkek ilişkisi daha çağdaş bir ilişki olarak gelişmiştir" ifadesini kullandı.
     
    Bu İslamiyet anlayışının Türkiye'yi aşan gelişmelerin etkisiyle bir yeni anlayışa doğru çekilmek istendiğini savunan Baykal, 1979'da İran'da yaşanan Humeyni hareketinin İslamiyetin bölgedeki konumunu, anlayışını ciddi şekilde etkilediğini söyledi.
     
    Dinin siyasallaşmasının olağanüstü bir hızla geliştirildiğini kaydeden Baykal, Türkiye'de yaşanan bazı gelişmelerin uluslararası gelişmelerle desteklenerek yeni bir tablo ortaya çıkardığını belirti.
     
    Baykal, Türkiye'de cumhuriyetle birlikten aynı bölgede bulunan diğer bütün İslami ülkelerden farklı olarak, "Din insanların, dinidir devletin dini olmaz" tercihinin ortaya konulduğuna işaret etti.
     
    Baykal, bu tercihin insanların inançlarını yaşamasına engel olmadığını da kaydetti. Alınan bu tarihi kararla Türkiye Cumhuriyeti'nin bir din devleti değil, laik cumhuriyet olarak tanımlandığına dikkat çeken Baykal, laik cumhuriyet içinde yaşayan herkesin inanç ve ibadet özgürlüğünün de güvence altına alındığını vurguladı.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow