hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Riskli Türkiye-ABD ilişkileri Bush'un eseri"

    Riskli Türkiye-ABD ilişkileri Bushun eseri
    expand

    ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris, Türkiye-ABD ilişkilerini "riskli" olarak tanımladı: "Son 8 yılda iki ülkenin ilişkileri böyle oldu. Ben genellikle Bush yönetimini suçluyorum. Çünkü Bush yönetimi, ilişkileri bulduğundan daha kötü bir durumda bıraktı" dedi.

    Mark Parris, "Fırsatlar Ülkesi Türkiye: Yatırımlar İçin Güvenli Bir Liman" konulu toplantının gala yemeğinde yaptığı konuşmada, yapacağı yorumların tamamıyla kişisel yorumlar olduğunu ve herhangi bir biçimde yeni ABD yönetimini temsilen toplantıda bulunmadığını söyledi.

    Türklerin, dünyanın dört bir yanındaki insanlar gibi Barack Obama'nın ABD başkanlığına seçilmesini umutla ve sevinçle karşıladıklarını düşündüğünü ifade eden Parris, konuşmasında ABD-Türkiye ilişkileri ve Barack Obama yönetiminin bunun üzerinde ne tür etkisi olacağına değineceğini bildirdi.

    Bu ilişkiyi tanımlamak için "riskli" sözcüğünü kullanacağını dile getiren Parris, "Son 8 yılda iki ülkenin ilişkileri böyle oldu. Ben genellikle Bush yönetimini suçluyorum. Çünkü Bush yönetimi, ilişkileri bulduğundan daha kötü bir durumda bıraktı. Elbette şu anda tazmin edilmesi gereken hasarlar var, birtakım şeylerin ödenmesi gerekiyor ve öğrenilecek dersler var" diye konuştu.

    Parris, yeni yönetimin Türkiye politikasını biçimlendirecek etmenleri, yapısal ve konjonktüre dayalı etmenler olarak sıraladı.

    Parris, "Bir ilişki sizin için her ne kadar önemli olsa da ani bir durum, olağanüstü bir durum sizin için önemli bir durum, sizin için önemli olan birşeyi bir anda gözden kaçırmanıza neden olabiliyor. O nedenle Türkiye on yıllardan beri ABD dış politikası için bir artı olmuşken, çok nadiren bir sorun olmuşken yine de bu olgudan Türkiye de mustarip. Başkan Obama ve ekibini böyle bir zorluk bekliyor. Diğer hükümetlerin yapamadığını onun yapması gerekiyor. Çünkü en iyi niyetleriyle Türkiye'ye en kıdemli ziyaretleri, en kıdemli ilgiyi göstermesi önemli" dedi.

    Yapısal etmenler arasında coğrafya konusuna değinen Parris, ABD yönetimi Gürcistan'a ulaşmak istiyorsa, Afganistan'a tedarik rotaları belirlemek istiyorsa, bunun Türkiye'siz olmayacağını kaydederek, "Dünyada başka hiçbir coğrafya yok ki ABD için bu kadar önemli olsun" diye konuştu.

    Parris, Ankara'nın son zamanda İsrail ile Suriye, Suriye ile Lübnan, Rusya ve Gürcistan arasında arabulucu rol üstlendiğini vurgulayarak, böyle bir durumda işleyebilen bir demokrasinin, ABD'nin çıkarlarıyla birebir örtüştüğünü söyledi.

    11 Eylül'ü yaşayan bir ABD'den sonra Türkiye gibi bir ülkenin varolmasının çok önemli olduğunu dile getiren Parris, "Çünkü Türkiye'nin varlığı İslam ile Batı arasında, İslam ile küreselleşme arasında, İslam ile parlamenter demokrasi arasında ve İslam ile serbest piyasa arasında illa bir çelişki olması gerekmediğini vurgulaması açısından önemlidir" dedi.

    "Türkiye'nin gözünden Bush yüzünden düştük"


    ABD ve Türkiye açısından son yıllarda iki tarafın görüntüsünün de "hasara uğradığını" söylemenin mümkün olduğunu ifade eden Parris, "Türkiye'nin gözünden düşmemizin nedeni Bush yönetimiydi ve özellikle de ne yazık ki söylemeye çekiniyorum, fakat Irak'taki PKK terörüne karşı ivedilikle bir yardım göndermediğimiz için, size destek vermediğimiz için onlarla savaşınızda, bu bir hataydı bizim için. Nihayetinde de Türk halkının ABD'ye verdiği destek oranları elbette çok düşük çıktı" diye konuştu.

    Parris, konuşmasında, ABD'deki Ermeni lobisinin çalışmalarına da değinerek, "Ermeni lobisi iyi bir biçimde seferber olmuş durumda. Yüksek motivasyonları var, gerçekten eşi benzeri görülmemiş üyeleri var. Yeni yönetimden birtakım kişiler 1915'te olup biteni soykırım olarak adlandırmak yönünde lobi yapmaktalar. İşte burada, 'acaba soykırım olayı gündemi gelecek mi' ya da 'Beyaz Saray'da mı gündeme gelecek', 'Temsilciler Meclisi'nde mi gündeme gelecek' bunu bilemiyoruz. Fakat bu aslında Türkiye ile yeni ABD yönetimi arasındaki ilişkilere biçim verici yönde etki edebilir" dedi.

    Parris, bir soru üzerine de, "Davos krizinin, Yahudi lobisinin Türkiye'ye bakışını derinden etkilemeyeceğini söylemek doğru olmaz" görüşünü dile getirdi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow