hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Avrupa Türkiye'yi İstanbul ve Galatasaray'dan tanıyor

    Avrupa Türkiyeyi İstanbul ve Galatasaraydan tanıyor
    expand

    Boğaziçi Üniversitesi Avrupa Çalışmaları Merkezi ve Madrid Üniversitesi'nin 5 Avrupa ülkesinde yaptığı araştırmaya göre, Türkiye denilince Avrupalının aklına İstanbul ve Galatasaray geliyor. Araştırmaya göre, Avrupalı gençler Türkiye'nin üyeliğine yaşlılardan çok daha fazla destek verirken; fikirlerin oluşmasında popüler kültür, futbol ve turizm etkili oluyor.

    Almanya , Fransa, İngiltere, İspanya ve Polonya'da gerçekleştirilen kamuoyu yoklamasında "Avrupa Birliği'nin yeni üye kabulünde en önemli kriter nedir?" sorusuna verilen cevap, "Demokrasi" oldu.

    Bu ülkelerde yaşayanların yüzde 60,6'sı insan hakları ve demokrasinin birliğe girişte en önemli kriter olduğu görüşünde. Yüzde 59,1'lik kesim ise, yeni katılacak ülkenin Avrupa'nın zenginliğine katkı sağlamasını istiyor.

    İddia edilenin tersine, göçmenlerden korktuğunu ifade edenlerin oranı ise yüzde 20, 5 ile sınırlı.

    Türkiye = İstanbul ve Galatasaray


    "Türkiye'yi hangi sembollerle tanıyorsunuz?" sorusuna yüzde 91,1 "İstanbul" olarak yanıt verirken, "Galatasaray" diyenlerin oranı yüzde 70 oldu.

    Atatürk'ü bilen yüzde 40'lık kesim

    Bu 5 ülkede Atatürk ise sadece yüzde 40 oranında biliniyor; Antalya Atatürk'ten daha fazla tanınıyor.

    Nobel ödüllü Orhan Pamuk yüzde 11,5 oranında tanınırken, Hadise ve Fatih Terim, Yaşar Kemal'den de Orhan Pamuk'tan da daha çok biliniyor.

    Sarkozy'nin açıklamaları etkiliyor

    Araştırmanın sonucu Türkiye ile ilgili bilgi kaynağının büyük ölçüde siyasi liderler olduğunu gösteriyor. Özellikle Fransızların en çok siyasi liderlerin açıklamalarından aldıkları bilgiyle Türkiye'yi değerlendirdikleri ortaya çıktı.

    Türklere bakış?

    Avrupalıların Türkler hakkındaki görüşleri sorulduğunda katılımcılar yüzde 68,5'i "Olumlu" görüşünü bildirdi. "Olumsuz" düşünenlerin oranı ise yüzde 25 çıktı.

    AB üyeliğine en büyük destek gençlerden


    18-24 yaş grubu, yani internet ve teknoloji çağı gençleri, Türkiye'nin AB adaylığına sıcak bakıyor; "Türkiye'nin adaylığını destekliyorum" diyenlerin oranı yüzde 57.

    25-39 yaş arasında bu oran yine yüksek: Yüzde 51,8. Ancak II. Dünya Savaşı'nı görmüş ve sonrasında soğuk savaş dönemini yaşamış nesle, yani 65 ve üstüne aynı soru sorulduğunda, "Destekliyorum" diyenlerin oranı yüzde 35,2'ye düşüyor.

    Yani Türkiye açısından Avrupa'da kazanılması gereken ve pozitif desteği olan genç nüfus var.

    Türkiye'ye karşı tutumlar nelerden besleniyor?


    "Türkiye'ye karşı tutumları etkileyen temel faktörler nelerdir?" sorusuna; Fransızlar yüzde 47, 4 oranında "kültürel etkenler" cevabını verdi. Almanlar ise, kültürel etkenler kadar "ekonomik performans"a da önem veriyor.

    5 ülkede "siyasi etkenler" ekonomi ve kültürel farklılıklara göre daha az etkili.

    "Türkiye'nin tam üyeliğine karşı savlardan hangisine ikna oldunuz?" sorusuna da, "Türkiye Müslüman bir ülkedir. Avrupa'nın Hıristiyan kökleriyle uyuşmamaktadır" savına inanların oranı yüzde 38,9.

    Araştırma, Avrupalıların kültürel farklar konusunda ikna olmuş ve bu konuda da hassas olduğunu ortaya koyuyor. Ancak hukuk temelinde Türkiye'nin geliştirebileceği önemli startejiler var. Çünkü Avrupalılar ahde vefaya önem veriyor.

    "Türkiye'ye verilen sözler tutulmalı mı?"

    "Türkiye'ye verilen sözler tutulmalı mı? Anlaşmadan caymak haksızlık olur mu?" sorusuna, "Tutulmalı haksızlık olur" yanıtını verenlerin oranı yüzde 57,8; "Sözler tutulmamalı" diyenlerin oranı ise yüzde 37, 6. "Sözümüzü tutmazsak haksızlık olur" diyenlerin oranı ise yüzde 81,5.

    Yani Türkiye, kazanılmış haklar argümanı üzerinden tam üyeliğini savunduğu takdirde AB vatandaşları nezdinde puan toplayabiliyor.

    Yoklamanın bir çarpıcı sonucu da referandum. Eğer, "Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği" hakkında bir referandum yapılırsa, Avrupa'nın yüzde 51,8 "Hayır" diyecek.

    Ve sonuç...


    Araştırmanın özeti ise şöyle: "Türkiye, Müslüman kimliğini, çok kültürlülüğünü ve doğu batı sentezi ile zenginlik sağlayacağı konusunda AB ülkelerini ikna etmeye çalışmak yerine 'Bana verdiğiniz sözleri tutun' tezini işlemelidir."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow