hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    TBMM kürsüsünden birleştirici mesajlar

    TBMM kürsüsünden birleştirici mesajlar
    expand

    TBMM Genel Kurulu'na hitap eden ABD Başkanı Barack Obama, Doğu ve Batı dünyası arasında önemli "birleştirici" mesajlar verdi. Obama konuşmasında siyasi mesajların yanı sıra "Atatürk, NBA'de oynayan Türk basketbolcular, kendisinin Müslüman bir aileye sahip olması" gibi, Türk kamuoyuna hitap edecek nitelikte ifadelere de yer verdi.

    TBMM Başkanı Köksal Toptan ile birlikte Genel Kurul Salonuna giren Obama, milletvekilleri tarafından ayakta alkışlandı. Ziyaretçi locasında bulunan bir grup da alkışlar eşliğinde çığlık atarak bağırdı. Genel Kurul'u selamlayan Obama, kürsüden konuşmasına başladı. Obama'nın konuşması 26 dakika sürdü.

    Obama kürsünün karşısına kurulan promter cihazlarını da kullanarak konuşmasına başladı.

    Obama'nın, "Atatürk ve laiklik", "İslam" ve NBA'deki Türk basketbolcularla ilgili bölümleri alkış topladı.

    Obama'nın, PKK'nın terör örgütü olduğunu ilişkin tespitleri ile "ABD hiç bir zaman İslam ile savaşta değildir, olmayacaktır ve olmamıştır" sözleri de alkışlarla karşılandı.

    ABD Başkanı'nın, "Müslüman bir aileden geldiğini" söylemesi ve "Burası Doğu ile Batının birleştiği yer. Gücünüz de buradan geliyor. AB üyeliğinizi güçlü bir şekilde destekliyoruz" sözleri de alkış topladı.

    Konuşmasını bitirdikten sonra Genel Kurul'daki stenograflarla ayrı ayrı tokalaşan Obama, Başkanlık Divanı'nı da selamladı ve bakanlarla tokalaşıp Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile tokalaştı. Başbakan Erdoğan, Obama'nın Genel Kurul'dan çıkışına refakat etti.

    Obama'nın mesajları şöyle:

    "EVET, MESAJ VERECEĞİM"
    Meclis'te konuşmaktan onur duyduğunu ifade eden Obama, kendisine ziyaretini Ankara ve İstanbul'da devam ettirmeyi bir mesaj vermek için yapıp yapmadığını soranların olduğunu ifade ederek, "Buna cevabım çok kolay; evet..." dedi.

    Obama, Türkiye'nin, ABD'nin önemli bir müttefiki olduğuna dikkati çekerek, "Türkiye, Avrupa'nın önemli bir parçasıdır. Türkiye ve ABD, birlikte çalışarak, zamanımızın güçlüklerini çözümlemelidirler" diye konuştu.

    ATATÜRK
    Atatürk'ün kabrini bu sabah ziyaret ettiğini ve Anıtkabir'den çok etkilendiğini vurgulayan Obama, "Çünkü, kendisi tarihin şeklini değiştiren bir liderdir. Ama Atatürk'ün yaşamına ait en büyük anıt, hiçbir şekilde taştan ya da mermerden inşa edilemez. Kendisinin bıraktığı en büyük miras, Türkiye'nin canlı, laik demokrasisidir. Ve bu Meclis de bunun devamını sağlamaktadır bugün" dedi.

    "Tabii ki bugünlere kolay ulaşılmadı. Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda, Türkiye rahatlıkla yabancı güçlere teslim olabilirdi. Bunun yanı sıra, bir imparatorluğu devam ettirmeyi de tercih edebilirdi. Ama Türkiye, farklı bir gelecek benimsedi. Kendisini yabancı kontrolden uzaklaştırdı, bir Cumhuriyet kurdu" diyer ABD Başkanı, "Bu Cumhuriyet, hem ABD'nin hem de diğer dünya ülkelerinin saygısını kazandı. Tabii ki bu öykünün ardında basit bir gerçek var; Türkiye'nin demokrasisi, sizin kendi başarınızdır. Bu, size hiçbir şekilde bir dış güç tarafından diretilmedi. Türkiye, hem geçmişinin başarılarından güç aldı hem de her nesil Türklerin çabalarıyla güçlendi, ileriye doğru yol aldı" ifadesini kullandı.

    Obama konuşmasında, ABD demokrasisinin, kendi öyküsü olduğunu vurgulayarak, ABD'nin ilk başkanı, kurucusu George Washington için Ankara'daki gibi büyük bir anıt yaptıklarını anlattı.

    Washington anıtını, Beyaz Saray'ın penceresinden her gün gördüğünü belirten Obama, bunu inşa etmenin on yıllar aldığını, gecikmeler yaşandığını, zaman içerisinde bu sürece katkı gösterenler olduğunu söyledi. Obama, yardıma koşanlar arasında dünya genelinden dostların olduğunu, herkesin, Washington'a ve onun kurduğu ülkeye saygılarını göstermek için çabada bulunduğunu vurguladı.

    Obama, bunlardan birinin de İstanbul'dan geldiğini dile getirerek, Sultan Abdülmecit'in, kendilerine bir mermer plaka gönderdiğini anlattı. Obama, "Burada basit cümlelerle yazılı bir şiir vardı. 'Arkadaşlığımızı, dostluğumuzu, ülkelerimiz arasındaki dostluğu güçlendirmek için' yazıyordu" diye konuştu.

    HİDAYET VE MEHMET'E ATIF
    Bunun üzerinden 150 yıl geçtiğini, iki ülkenin pek çok anlamda farklılaştığını vurgulayan Obama, "Ama dostluğumuz daha da güçlendi ve müttefikliğimiz devam ediyor. Bu dostluk, İkinci Dünya Savaşı'nın sonrasındaki günlerden başladı. Başkan Truman, bu anlamda Türkiye'nin egemenliğini ve özgürlüğünü koruma anlamında taahhütte bulundu. NATO'da, Türkiye'nin girdiği önemli gruplardan biri oldu. Türkiye ile ABD, Kore'den Kosova'ya, Kosova'dan Kabil'e bir arada savaştılar. Soğuk savaş dönemine birlikte karşı geldiler. Ayrıca ülkelerimiz arasındaki ticaret, iş birliği, bilim ve araştırma alanındaki çalışmalar da ilerledi.
    Haklarımız arasındaki bağlar da derinleşti. Giderek daha fazla Türk kökenli ABD'li, Amerika'da yaşıyor ve başarılar kazanıyor. Bir basketbol sever olarak ben de Hidayet Türkoğlu ve Mehmet Okur'un başarılarını keyifle seyrediyorum" dedi.

    Obama Meclis'e hitap etti

    TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER
    Barack Obama, ABD ve Türkiye'nin, her zaman, her konuda aynı fikirde olmadığını, bunun zaten beklenemeyeceğini, hiçbir ulus arasında da bunun görülmediğini vurguladı.

    Pek çok zorlukları, son 60 yıl içinde birlikte ele aldıklarına dikkati çeken Obama, "Müttefikliğimizin gücü nedeniyle hem ABD hem de Türkiye, daha güçlendi, dünyada daha güvenli bir yer oldu" dedi.

    Obama, artık iki demokrasinin önünde, daha önceden görülmeyen bir takım güçlüklerin bulunduğuna işaret ederek, bunlar içerisinde, sınır tanımayan ekonomik krizlerin olduğunu kaydetti.

    Aşırı uçların, kadınları, çocukları hiç acımadan öldürdüğünü, enerji arzının önünde güçlüklerin bulunduğunu, iklim değişikliği sorunlarının olduğunu belirten Obama, "Dünyanın en öldürücü silahlarının artması ve beraberinde süre giden çatışmalar var. Bu bahsedilenler, bizim daha yeni yaşamaya başladığımız yüzyılımızın önemli sorunları. Bunlara nasıl cevap vereceğimiz, geleceğin özgürlükle mi yoksa korkuyla mı, yoksullukla mı yoksa refahla mı şekilleneceğini belirleyecek. Güçle mi yoksa adil ve devam eden bir barışla mı? Şu kadarından emin olduğumu söyleyebilirim; hiçbir ulus bahsettiğim zorluklara tek başına karşı gelemez. Bu kapsamda, bunun başarılabilmesi için tüm ulusların birlikte çalışması gerekiyor. O nedenle birbirimizi dinlemeli ve ortak hedeflere yönelik çalışmalıyız. Bu nedenle müşterek menfaatlerimiz üzerinde çalışmalıyız ve farklılıklarımızın ötesine geçebilmeliyiz. Bizler bunu yaptığımızda, bir arada çalıştığımızda daha da güçleniriz" dedi.

    EKONOMİK KRİZ
    Ziyaret boyunca Avrupa'dan bu mesajı beraberinde getirdiğini dile getiren Obama, bu mesajı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile de konuşma fırsatı bulduğunu söyledi.

    "ABD'nin ileriye giden yaklaşımı bu olacak" görüşünü dile getiren Obama, ABD ve Türkiye'nin, bu kapsamda G-20'de görülmemiş ekonomik krize verdikleri, görülmemiş cevapta birlikte çalıştıklarını vurguladı.

    Obama, "Birlikte çalışarak, dünyanın en güçlü ekonomilerinin, eşgüdümlü olarak çalışmalarını istiyoruz, bu sayede nakit akışının hızlanmasını istiyoruz. Koruyuculuğun önüne geçerek, gelişmekte olan ülkelere el uzatmak istiyoruz, bu krizden en fazla etkilenen uluslara yardımcı olmak istiyoruz. Düzenleyici sistemlerin yerinde olmasını istiyoruz ki, dünya bir daha böyle bir kriz deneyimlemesin. ABD ve Türkiye, bu kapsamda dünya refahı, halklarımızın refahı için birlikte pek çok çalışma alanları bulabilir" dedi.

    ENERJİ YATIRIMLARI
    ABD Başkanı Obama, Cumhurbaşkanı Gül ile ticarete yönelik iş birliğini ele aldıklarını dile getirerek, enerjide, istihdam yaratmak adına yapabileceklerinin de bulunduğunu söyledi.

    "Yeni kaynaklar geliştirebiliriz. Sadece enerji bağımlılığı açısından, kendimizi kurtarmak için değil, beraberinde iklim değişikliğiyle mücadele için de bunu yapmalıyız" diyen Obama, daha temiz teknolojilere yönelerek, yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanarak yatırımlar yapmaları gerektiğini belirtti.

    Obama, ABD'nin, bu kapsamdaki yatırımları destekleyeceğini bildirdi.

    Türkiye'nin, doğu-batı koridoru olarak, doğalgaz anlamında son derece önemli bir rolü bulunduğuna işaret eden Obama, "Bu ekonomik iş birliği, sadece ortak güvenliği iyileştirmeye yarar. NATO müttefiki olarak, ABD ve Türkiye'nin böyle bir görevi var. Zaten demokrasi anlamında da paylaştığımız ortak değerler var. 21. yüzyılın güçlükleriyle başa çıkabilmek için tamamen birleşmiş, özgür ve barışçıl bir Avrupa'yı hedefliyoruz. ABD, Türkiye'nin AB üyeliğini şiddetle desteklemektedir" diye konuştu.

    HEYBELİADA RUHBAN OKULU

    Obama, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, hem Türkiye'nin hem Avrupa'nın dostu olarak konuştuğunu söyledi.

    Türkiye'nin, ABD'nin önemli bir müttefiki ve aynı zamanda Transatlantik kurumlarında da önemli bir ortağı olduğunu kaydeden Obama, "Türkiye, Avrupa'ya sadece bu hat üzerindeki köprülerle bağlı değil. Bunun çok ötesinde bir bağlılık var. Bu ülkeleri birbirine bağlayan paylaşılmış bir kültür, tarih, ticaret var. Avrupa, etnik, gelenek ve inanç farklılığından güç alıyor" diye konuştu.

    Obama, Türkiye'nin de kendi sorumlulukları olduğunu ifade ederek, "Sizler bu anlamda, üyelik yolunda önemli ilerlemeler kaydettiniz" dedi. Barack Obama, Türkiye'nin çok zor siyasi reformları gerçekleştirdiğini bildiklerini belirterek, bu reformların AB adına yapılmadığını, Türkiye'ye gerektiği için yapıldığını söyledi.

    Barack Obama, "Son bir kaç yıl içerisinde Devlet Güvenlik Mahkemelerini kapattınız, ceza yasası reformları yaptınız. Basın özgürlüğü adına gelişmeler sağladınız. Kürtçe yayınlara başladınız. Bu gelişmeleri dünya, saygı ile izlemektedir. Yapılan bu yeni yasaların, bu ivmenin devam ettirilebilmesi için uygulamaya geçmesi lazımdır. Çünkü, demokrasiler durağan olamazlar, ileriye hareket etmelidirler. İnanç özgürlüğü sayesinde, sivil toplum canlanarak devleti güçlendirir. İşte biz de bu nedenle Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması gibi eylemlerin son derece güçlü sinyaller vereceğini düşünüyoruz" dedi.

    Obama, "Ayrıca hukukun üstünlüğüne olan taahhüt, adaletin insanlara ulaştırılması anlamında atılabilecek en önemli bir adımdır. Azınlık hakları sayesinde halk, her tür katkıdan, her bireyiyle yararlanma fırsatı bulacaktır. Bunu, ben geldiğim ülkenin başkanı sıfatıyla söylüyorum. Benim gibi, benim ten rengime sahip birinin oy hakkına bile sahip olmadığı ülkeden bahsediyorum. Nerede kalmıştı başkan olması? Ama bu kapasiteyi özellikle vurguluyorum ki değişim hepimizin yapabileceği bir şey. Önümüzdeki her zorluk bizim açımızdan, eğer demokrasiye sadık kalırsak daha kolay aşılabilir. Bu iş tabii ki kolay değil. ABD'de bu amaçla Guantanamo cezaevlerinin kapanmasını istedik. İşkencenin önüne geçtik. Hepimizin değişmesi gerekiyor. Bazen değişmek hiç de kolay değil" dedi.

    1915 OLAYLARI

    Barack Obama, demokrasilerin önünde güçlük olarak ortaya çıkan, "geçmişle nasıl başa çıkılacağının" bilinmesi gerektiğine işaret etti.

    "ABD halen, kendi bazı karanlık dönemlerini ele alma sonucuyla yüz yüze" diyen Obama, Washington Anıtının karşısında, Abraham Lincoln Anıtının da bulunduğunu söyledi.

    Obama, "Kendisi, Washington'un başkanlığı sonrasında, köleleri kurtaran kişidir. Ülkemizde kölelik ve ayrımcılık geçmişi var. Tarih, her zaman psikolojik gerçeklerle dolu. Ama geçmiş, eğer çözümlenemezse omuzumuzda büyük bir ağırlık oluşturur. Her ülkenin bu anlamda geçmişiyle barışması ve daha iyi bir geleceğe yönelmesi gerekmektedir" dedi.

    Barack Obama, "Bu Mecliste konuşurken, tabii ki 1915 yılında yaşanan kötü olayları da gündeme getirmek lazım. Bunlar, benim değil, Ermenilerin ve Türklerin birlikte çözeceği sorunlardır. Türk ve Ermeni halkları, dürüst, açık ve yapıcı bir şekilde bu süreci ele almalıdırlar. Zaten bu anlamda Ermeni ve Türk liderlerinin attıkları cesur adımları gördük. Açılan sınırlar, Türk ve Ermeni halklarının, daha barışçıl ve refah içerisinde bir geleceğe adım atmalarını sağlayacaktır. ABD, bu anlamda iki ülke adına da ilişkilerin normalleşmesini desteklemektedir. Bu amaca yönelik çalışmaların yapılması gerektiğini düşünmektedir" diye konuştu.

    ABD Başkanı Barack Obama, Türkiye'nin bölgede normal ve barışçıl ilişkilere sahip, Güney Kafkasya bölgesinde barışçıl ilişkiler sürdüren tek ülke olduğunu kaydetti.

    KIBRIS

    Obama, Kıbrıs'lı liderlerin müzakerelere girme yönünde çabalarda bulunduğunu ifade ederek, BM ve ABD'nin, her iki tarafa da barış getiren ve birleşmiş, iki taraflı, iki toplumlu bir federasyonu destekleyeceğini bildirdi.

    ORTADOĞU

    Ortadoğu'da da İsrail ile komşuları arasında barışı hedeflediklerini belirten Obama, "ABD; iki devleti, İsrail ve Filistin devleti hedefini desteklemektedir, yan yana ve barış içerisinde. Bu, Filistinlilerin de hedefidir, İsraillilerin de hedefidir, dünya genelindeki diğer ulusların da hedefidir. Bu hedef, herkesin üzerinde uyum sağladığı hedeftir. Ben, bunu ABD Başkanı sıfatıyla yakın bir şekilde izleyeceğim. Hem İsrailliler hem de Filistinliler, ileri adımlar atmalı ve güveni sağlayacak adımlardan çekinmemelidirler. Her ikisi de taahhütlerine uymalıdırlar" dedi.

    "Her iki taraf da uzun dönemdir süren sorunları çözmelidirler ve daha çok, devam eden barışa yönelik çabalar göstermelidirler" diylyen Obama,  ABD ve Türkiye'nin Filistinlilere ve İsraillilere, bu yolculukta yardımcı olabileceğini kaydetti.

    İRAN

    Obama, bölge barışının, İran'ın nükleer silah heveslerinden vazgeçmesiyle de sağlanabileceğini söyledi.

    Hiç kimsenin nükleer silahlanma yarışından yarar görmeyeceğine işaret eden Barack Obama, "Siz, zor bir bölgede yaşıyorsunuz. Nükleer silahlar bölgenin güvenliği için yarar sağlamaz. Dünyanın bu bölgesi, şiddetten ve kinden yeterince payını aldı. Daha fazla tahrip araçlarına ihtiyaç yok. Ayrıca, İran İslam Cumhuriyetinin liderine de gayet net bir şekilde söyledim ki; müşterek menfaatlerimize dayanarak ABD'nin bu süreçte oynayacağı bir rol vardır. İran'ın da uluslar birliğinde yapmak zorunda olduğu sorumlulukları vardır" şeklinde konuştu.

    İran'ın çok büyük bir medeniyet olduğunu belirten Obama, onların ekonomik ve politik birleşme sürecine girmelerini, refaha ve güvenliğe yönelmelerini istediklerini söyledi.

    Barack Obama, "Ama İran seçimini yapacak tabi. Acaba halkları için daha iyi bir gelecek mi oluşturmak istiyorlar, yoksa silahlara mı yönelmek istiyorlar? Hem Türkiye hem de ABD, 'Irak, teröristler için güvenli bir bölge olmayı sürdürmesin' diye birleşmiş Irak hedefine yönelik çalışıyorlar" dedi.

    IRAK

    "Burada savaşa girme konusunda, sizin tarafınızda da benim ülkemde de farklı görüşler mevcuttu. Ama artık bu savaşı, sorumlu bir şekilde sonlandırma görevine sahibiz" diyen Obama, "Çünkü, Irak'ın güvenliği, bölgenin güvenliği açısından da önemli. ABD, gelecek ağustos ayı itibariyle oradaki güçlerini çekecek. Irak hükümeti de güvenlik adına alması gereken sorumlulukları alacak" diye konuştu.

    Obama, ABD'nin Irak'la birlikte çalışacağını, Türkiye ve Irak'ın, komşularıyla birlikte yeni bir diyalog ve uzlaşmacı bir tutumla ortak güvenlik için gayret göstereceğini kaydetti.

    Irak, Türkiye ve ABD'nin ortak bir terörizm tehdidiyle karşı karşıya kalmasının söz konusu olduğunu ifade eden Obama, "El Kaide, Irak'ı bölüp ülkeyi tahrip etmeye çalıştı. Bu kapsamda PKK da var. Hiç bir ülkeye karşı yapılan teröre, bir mazeret bulmak mümkün değildir" dedi.

    PKK

    Obama, yaptığı konuşmada, terör örgütleri ve terörizmle mücadeleye da değindi.

    "ABD Başkanı ve bir NATO müttefiki sıfatıyla ne PKK'yı ne de başka bir terör örgütünü desteklediğini" ifade eden Obama, terörle mücadele için işbirliği kurulması, bunun Irak Hükümeti, Irak'ın Kürt liderleri ve Türkiye arasında sağlanması gerektiğini söyledi.

    Obama, terör örgütü El-Kaide'nin, Pakistan ya da Afganistan'da var olma adına, orayı kendileri için güvenli bölge olarak görmelerini kabul edemeyeceklerini ifade eTTİ.

    Obama, "Bizlerin hedefi El-Kaide'yi yenmek olmalıdır. Bu nedenle, Afganistan'a yaptığımız yardımları güvenlik anlamında artırıyoruz ve uzlaşmayı sağlamaya çalışıyoruz. Afgan halkına, Pakistan halkına yaptığımız yardımları artırıyoruz. Sadece güvenlik anlamında değil, daha iyi bir yaşam kalitesi adına da... Türkiye bu anlamda güçlü bir ortağımız. Uluslararası destek gücü çerçevesinde bölgeye giden ilk güçlerden biri. Bu görevde büyük sorumluluk aldınız, fedakarlıkta bulundunuz. Artık hedeflerimize birlikte ulaşmalıyız. Bize bu anlamda, eğitim ve destek için verdiğiniz yardımı çok takdir ediyorum. Birlikte daha önceden yaptığımız gibi, bu zorlukları da birlikte yenebileceğimizi düşünüyorum" dedi.

    İSLAM

    Son yıllarda bazı zorluklar yaşandığını belirten Obama, "Birbirimizi bir araya getiren güvenin zorlandığını biliyorum. Bu zorluğun tabii ki pek çok alanda yaşandığını da biliyorum. Özellikle Müslüman inancın gündemde olduğu ülkelerde yaşandığını biliyorum" dedi. Konuşmasında "ABD hiçbir zaman İslam ile savaşta değildir, olmamıştır, olmayacaktır" ifadelerine yer verdi.

    Yüzyıllar boyunca İslam dünyasının, dünyanın şekillenmesine katkıda bulunduğunu kaydeden Obama, bu çabaların kendi ülkesinde de yansımasını gösterdiğini vurguladı. ABD'nin de Müslüman Amerikalılarla birlikte zenginleştiğini kaydeden Obama, "Birçok Amerikan ailesinde Müslüman üyeler var. Bunu çok iyi biliyorum. Çünkü ben de bunlardan biriyim" dedi.

    ABD olarak yaptıkları çalışmaların geleceğe yönelik taahhütleri yerine getirmeyi hedeflediğini belirten Obama, daha fazla çocuğun eğitim alması, sağlık hizmetlerinin insanların mağdur olduğu bölgelere yerleştirilmesi, ticaret ve yatırımların da artırılarak herkese refah sağlanmasının bu amaçlar içinde yer aldığını söyledi.

    Birkaç ay önce bu hedeflere yönelik teknik programlardan bahsettiğini hatırlatan Obama, "Özellikle Müslüman dünyasında ortak hedeflere ve ortak duyarlılıklara yönelik neler yapılabileceğini ele aldım. Biz ABD olarak dostluk elini herkese uzattık. Eski bir Türk atasözü var; 'Yangına körükle gidemezsiniz'... ABD de bunu gayet iyi biliyor. Türkiye de bunu gayet iyi biliyor. Tabii ki bazılarına güçle karşılık verilmesi lazım. Ama güç tek başına sorunları çözemez ve aşırı uçlara karşı tek başına alternatif teşkil etmez. Gelecek, güç kullananların değil, tahrip edenlerin değil, yaratanların elinde olmalıdır. Biz de bu geleceğe yönelik birlikte çalışmalıyız" dedi.



    Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Beril Dedeoğlu CNN TÜRK'e yaptığı açıklamada, Barack Obama'nın TBMM'deki konuşmasını değerlendirdi.

    Obama'nın konuşması için, "ABD'nin kötü imajını silmeye yenecek adım" ifadesini kullanan Dedeoğlu, Obamı'nın konuşmasında AB'ye de mesaj verdiğini söyledi.

    Obama'nın "Biz Türkiye ile ortağız" mesajını verdiğini ifade eden Beril Dedeoğlu, Türkiye-ABD ilişkilerinin karşılıklı olduğu mesajını verdiğini kaydetti.

    Dedeoğlu, Obama, "İlişkilerimiz küresel anlama hizmet edecek, Bunu anlamayarlar var" demek istediğini söyledi.

    Dedeoğlu, "Bu ziyaretin kendisi antipatik durumu sempatik duruma çekmek. Ortaklık konusunda mesajlar verdi. Bu bir yatırım konuşması. Kendi niyetlerini açık seçik belli ettti. Bizim tavrımız budur siz hangi konularda ikna oldunuz demek istedi. Türkiye'nin tavrını bekleyecek. İyi niyet bir çerçeve" dedi.

    Obama'nın Türkiye ile olan ikili ilişki ya da ikili sorunlarda hür türlü sorunun takipçisi olacağını belirten Dedeoğlu, ABD'nin bu sürece olumlu katkı yapmak istediğini kaydetti.

    Dedeoğlu, bu konuların ise özellikle Ermeni ve Kıbrıs sorunu olarak gösterildiğini kaydetti.

    Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin
    ise Obama'nın konuşması için, "Dünya sorunlarının çözümü için işbirliği yapmak isteyen bir ABD Başkanı var. Atatürk'e çok kuvetli bir övgü var. Ben de Atatürkçü dış politika izleyeceğim anlamına gelen cümleler kullanıyor. Atatürkçü kesimlerle yeniden köprüleri kurmak istiyor" dedi.

    Obama'nın "Seküler demokrasi" ifadesini kullandığını belirten Ergin, "Obama laiklik olmadan demokrasi olmaz demek istedi. En çok kullandığı sözcük demokrasi oldu. Şu mesajı verdi: 'Demokraki ise bütün sorunları aşarsınız' diye konuştu.

    TBMM'deki konuşmasında AB ile ilgili mesaj da verdiğini belirten Sedat Ergin, Obama'nın Türkiye ile AB arasındaki sürecin kopmasını istediğini söylediğini aktardı.

    Ergin, "Daha önceden stratejik işbirliği deniliyordu. Şimdi model ilişki kelimesini kullandı. Yani Türkiye'yi bütün ülkelerle olan ilişkilerine emsal oluşturacak bir ilişki kurmak istiyor" dedi.

    Ergin, "Onun gözündeki AB, Türkiye'yi de içine alan süreç" ifadesini kullandı.

    Ergin, Obama'nın açık bir şekilde PKK'yı kınadığını belirten Ergin, PKK ile mücadenin artacağı mesajını aldıklarını söyledi.

    Ergin, Obama'nın "PKK sorununu çözmek için ise biraz daha imkan tanı anlamına gelen cümle kurdu. Ankara'nın da Türkiye Kürtlerine daha açık imkan sağlamak için hareket geçmesi gerektiğini söyledi. Bu bir sadece güvenlik sorunu değil görüşünü savundu" şeklinde konuştu.



    CUMHURBAŞKANI GÜL'ÜN GELİŞİ

    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Genel Kurulundaki locasına Obama'dan yaklaşık 2 dakika önce geldi. Gül'e TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil eşlik ederken, milletvekilleri Cumhurbaşkanı Gül'ü alkışlarla karşıladı. Gül, yerini aldıktan sonra birleşimi yöneten TBMM Başkanvekili Eyyüp Cenap Gülpınar'ın anonsundan sonra milletvekilleri tekrar ayağa kalkarak Cumhurbaşkanı Gül'ü alkışladı. Gül de Genel Kurulu selamladı.

    Abdullah Gül, locadaki yerini alınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya ve yüksek yargı organlarının temsilcileri de ayağa kalktı.

    Genel Kurula ilk giren Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen olurken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da iktidar kulisinden saat 15.28'de Genel Kurula girdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve Kuvvet Komutanları da saat 15.27'de Genel Kurula girerek kendilerine ayrılan locada yerlerini aldı.

    KONUŞMA SÜRESİ VE KUTLAMALAR

    ABD Başkanı Barack Obama'nın TBMM Genel Kurulundaki tarihi konuşması 25 dakika 38 saniye sürdü. Konuşmasını tamamladıktan sonra stenograflara  yönelerek hepsiyle tek tek el sıkışan Obama, Başkanlık Divanı üyelerini de selamladı. ABD Başkanı Obama, daha sonra Bakanlar Kurulu sıralarına yöneldi ve kendisini ayakta karşılayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile öpüştü ve kendisini alkışlayan milletvekillerine el sallayarak selam verdi.

    Obama, Genel Kurula girdiği iktidar kulisinden çıkarken, bazı AK Parti milletvekilleriyle el sıkıştı ve sohbet etti.

    OBAMA'NIN TÜRKÇE KELİMESİ

    ABD Başkanı Obama, konuşmasının ilk bölümünde, Türkiye'den önce gittiği ülkeleri sıralayarak, herkesin kendisine "Ankara ve İstanbul'u, dünyaya özel bir
    mesaj vermek için mi tercih ettiğini" sorduğunu hatırlattı ve yanıtının çok basit olduğunu söyledi. Obama, bu soruya önce Türkçe "evet" karşılığını verdi, hemen ardından da İngilizce olarak da soruya "yes (evet)" dedi. Obama'nın bu Türkçe jesti, Meclisten ilk alkış alan sözleri oldu.

    GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

    Obama'nın TBMM'ye gelişinden önce ve kaldığı süre içinde bir helikopter, Meclis üzerinde uçuş yaptı. Keskin nişancılar, binaların üzerinde yerlerini aldı.
    TBMM'ye milletvekillerinin dışında araç girişi yasaklandı. ABD Başkanı Obama'nın TBMM'ye gelişi, çok sayıda basın mensubu tarafından izlendi. ABD'li güvenlik görevlileri ile Türk basın mensupları arasında, çalışma yeri konusunda zaman zaman tartışma yaşandı. Yağmur altında Obama'nın Meclise gelişini izleyen basın mensupları, şemsiyelerini kapatmaları konusunda da uyarıldı.

    GENEL KURUL'DA İZLEYENLER

    Obama'nın konuşmasında Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun dışındaki tüm bakanlar hazır bulundu. TBMM'de grubu bulunan partilerin genel başkanları, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve DTP Genel Başkanı Ahmet Türk de Obama'nın konuşmasını, Genel Kuruldaki yerlerinden izledi.

    Obama'nın konuşmasını, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Sayıştay Başkanı Mehmet Damar, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Ankara Valisi Kemal Önal, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, eski Meclis Başkanları İsmet Sezgin, Mustafa Kalemli ve Hikmet Çetin, eski başbakanlardan Yıldırım Akbulut, eski milletvekilleri, bürokratlar, aralarında TESK, Türk-İş, Hak-İş ve Kamu Sen'in de bulunduğu çeşitli sivil toplum örgütü temsilcileri de dinledi.

    TBMM'DE BUGÜNE KADAR KONUŞAN DEVLET ADAMLARI

    TBMM Genel Kurulu'nda, Obama ile birlikte bugüne kadar 29 ülkenin devlet ve hükümet başkanları ya da parlamento başkanları konuştu. Meclis'te en fazla konuşan lider, KKTC'nin eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş oldu. Denktaş 7 kez, hayatını kaybeden Azerbaycan'ın eski Devlet Başkanı Haydar Aliyev ise 3 kez
    milletvekillerine seslendi.

    Milletvekillerine hitap eden yabancı devlet adamları şunlar:

    -Federal Almanya Meclis Başkanı Gerstenmaier (1964)
    -SSCB Parlamento Kurulu Başkanı Nikolay Podgorni (1965)
    -Tunus Cumhurbaşkanı Habib Burgiba (1965)
    -Kazakistan Yüksek Şurası Başkanı Serikbolsun Abdildin (1992)
    -Bosna-Hersek Başbakan Yardımcısı Muhammet Cengiç (1992)
    -Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ebulfeyz Elçibey (1992)
    -KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş (1993, 1997, 1998, 1999, 2001, 2003,
    2004)
    -Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev (1994, 1997 ve 2001)
    -Kırgızistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Askar Akayev (1994)
    -Gürcistan Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze (1996)
    -Romanya Cumhurbaşkanı Emil Constanstinescu (1997)
    -Bulgaristan Cumhurbaşkanı Petar Stoyanov (1997)
    -Arnavutluk Cumhurbaşkanı Recep Meydani (1998)
    -Hindistan Meclis Başkanı G.M.C Balayogi (1998)
    -ABD Başkanı Bill Clinton (1999)
    -Ürdün Kralı Abdullah Bin Al Huseyin (2000)
    -Polonya Cumhurbaşkanı Aleksandr Kwasniewski (2000)
    -Türkmenistan Meclis Başkanı Sahad Muradov (2000)
    -Ukrayna Cumhurbaşkanı Leonid Kuchma (2000)
    -AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi (2004)
    -Pakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref (2004)
    -Avrupa Parlamentosu Başkanı Pat Cox (2004)
    -Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (2004, 2008)
    -Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borell (2004)
    -AB Komisyonu Parlamenterler Meclisi Başkanı Bene Uanderlinden (2005)
    -İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres (2007)
    -Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas (2007)
    -AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso (2008)
    -ABD Başkanı Barack Obama (2009)
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow