hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Obama üniversitelilerle Tophane'de buluştu

    Obama üniversitelilerle Tophanede buluştu
    expand

    ABD Başkanı Barack Obama, Tophane-i Amire'de üniversitelilerle buluştu. Gençlerin sorularını yanıtlayan ABD Başkanı, "değişim" mesajlarını sürdürdü ve cevaplarında diyalog vurgusu yaptı. Türkiye'nin AB üyeliğine "AB üyesi olmayabiliriz ama bu, konuya ilişkin görüş sahibi olmamıza engel değil" diye destek veren Obama, "Kürt devletine müsaade eder misiniz?" sorusuna ise, "Türkiye'nin toprak bütünlüğü konusundaki tavrımız net" yanıtını verdi.

    Ayasofya ve Sultanahmet Camii ziyaretlerini tamamlayan Obama, Tophane-i Amire'de Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinden gençlerle bir araya geldi. Gençler merak ettikleri soruları Başkan'a yöneltti.

    Obama soruları almadan önce kendisi bazı açıklamalarda bulundu.

    ABD Başkanı, "Buraya sadece güzel mekanları görmeye değil, iki ülkenin ortaklığını yinelemek için geldim. Türkiye bölgede ve dünyada çok kritik, önem taşıyan noktada olduğu için geldim. İlişkileri yeniden inşa etmek istediğim için geldim" dedi.

    "50 yıldan fazladır NATO'da müttefikiz" diyen ABD Başkanı, "Eğitim, bilim ve ticarette derin bağlarımız var. ABD'de Türk kökenli insanlar sayesinde ülkemiz daha dinamik. Türk-Amerikan ilişkilerinin güçlü bir temeli vardır" şeklinde konuştu.

    ABD Başkanı, "Zaman zaman ortak çıkarlarımız olduğunu unuttuk. Ancak dostluğumuza hizmet edecek ortak hayallerimiz olduğunu unutmamamız gerekiyor" dedi.

    Dün TBMM'yi ziyaret ettiğine işaret eden Barack Obama, "Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan'la olumlu görüşmelerim oldu. Ülkerimiz arasında diyaloglarımızn ilerlermesi arzusundayım. Açık, dürüst, canlı ve saygılı bir diyaloğumuz olacağına inanıyorum" diye konuştu.

    SORU - CEVAP


    TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ

    SORU: Türkiye'nin AB üyeliğine destek istediniz. Ama Sarkozy "sizin değil bu AB'nin kararı" dedi. Fikriniz nedir? Sizce Sarkozy Ermeni iddialarını tanımaya meyilli olduğunu için mi böyle söyledi?

    OBAMA:
    ABD, AB üyesi değildir. Dolayısıyla bu bizim kararımız da değildir. Ancak bu benim fikir sahibi olmamı engellemiyor. Avrupalıların da Amerika politikaları hakkındnaki önerileri var. Bende bunun karşılığını göstermekte yanlış görmüyorum.

    Ben Türkiye'nin AB'ye katılmasının doğru bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Türkiye askerlerini müttefiklerini korumak ve desteklemek için gönderebiliyorsa o zaman niye AB'ye üye olmasın? Veya seyahat ve dolaşım özgürtlüğü niye olmasın? Türkiye'nin üyeliğinin güçlü bir işaret göndereceğine inanıyorum. Türkiye'nin üyeliği Avrupa'nın çeşitli olduğunu gösteren bu bir güç kaynağı olacaktır.

    Başkan Sarkozy iyi bir dostum, iyi bir müttefikim.  Dostların da anlaşamadığı konular olabilir. Onun bu tutumuna dair uzun bir görüşmem olmalı kendisiyle. İnanıyorum ki zaman geçtikte bu sonuç da gerçekleşecektir. Onun bu konudaki muhalefetinin Ermeni konusuyla ilişkili olduğu kanısında değilim. Ben onun entegrasyon konusunda güvensizlk yaşadığını düşünüyorum.

    KYOTO PROTOKOLÜ


    SORU: Dün dediniz ki yurtta sulh, cihanda sulh. Kanımca barış tabiatta olmalı. Bu nedenle ABD ne zaman Kyotu'yu imzalayacak?

    OBAMA: Kyoto ortaya çıktığında ABD ve Çin bunu imzalamadı. Ben buna karşıyım. ABD en büyük karbon üretcisi  Çin bu sıfata çok yaklaştı. Çok yakın gelecekte bir uluslararası anlaşmayı bir araya getirmemiz lazım. Ancak ABD'nin Kyoto'yu imzalaması mantıklı değil çünkü biz yakında yapılacak Kopenhag Anlalması'na hazırlanıyoruz.

    SORU:
    Yurtta sulh cihanda sulh ifadesini kullandıktan sonra ne gibi Hareketlerde bulunacaksınız? Ve genç Türk bayan ve bayları olarak biz bu amacınızda size nasıl yardımcı olabiliriz?

    OBAMA: Bazıları çok idealist olduğumu söylerler. Bazıları 'Niye İranlılarla temas kurmaya çalışıyorsunuz. Nasılsa anlaşamayacaksınız' diyor. Bana göre bütün bunlar zor şeyler. Ben saf değilim. Eğer kolay olsaydı başkası bunu başarırdı zaten. Ama eğer yüksekleri hedeflemezsek ilerleme kaydedemeyeceğiz En önemli nokta diyalogtur. Farklı ülkelerden gelen insanları dinlediğiniz zaman farklı dili konuşsanız da farklı dini paylaşsanız da paylaşılan ortak değerleer oluyor. Dolayısıyla bu, başlangıç için önemli bir nokta. Bu noktada gençlerin çok yardımcı olabileceğini düşünüyorum. Gençler biraz daha az şüpheci olabiliyorlar yaşılara oranla.

    Rus Başkanı Medvedev'le çok iyi bir diyaloğumuz oldu. İkimizde Soğuk Savaş döneminde doğmuş olmamıza rağmen yetişkinik çağlarımız Soğuk Savaş'ın inişe geçtiği döneme denk geldi. Bizim tutumuz ABD ya da Rusya'yı düşman olarak gören liderlerden farklı olmak. Gençler eski şüphelerden arınabilir. Tabii bunun için çalışmak da gerekiyor.

    Biz İran'a 'siz nükleer silah üretmeyin çünkü siz başlarsanız birçok ülke daha silahlanmak isteyecek. Biz de nükleer silahlarımızı azaltacağız' sözünü vermemiz gerekiyor. Kelimeler güzeldir, anlaşmak güzeldir. Ama bunların somut harekete dönüştürülmeleri gerekiyor. Ama bu da zaman alıyor.

    KÜRT SORUNU


    SORU: 1- Bush'tan farkınız ne olacak? Ortadoğu ve İran konusundaki polikanız nasıl şekillenecek? 2- Kürt devletine izin verir misiniz?

    OBAMA: 
    "İkinci sorudan başlamak istiyorum. Biz Kürt devleti konusunda çok netiz, çok açığız. Türkiye'nin toprak bütünlüğü ile ilgili müttefikiz, NATO'nun bir parçasıyız. NATO'da esas olana müttefiğin toprak bütünlüğünü korumaktır. Türkiye'nin parçalara bölünmesine her zaman karşıyız ve karşı olmaya devam edeceğiz. Buna karşılık devlet politikası olarak Kürt azınlığının topluma kazandırılması ve toplumun bütününün bir parçası haline gelmesi sağlanmalı. Eşit haklara, eşit hayat şartlarına sahip olmaları Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bağlı biraz da.

    Kişilik olarak eski ABD Başkanı George Bush'tan farklı olsam da, ABD'nin politikaları değişmez. Devlet mekanizmasını ilerletmek zordur. Zamanla çok farklı sonuçlar alınabilir ama zaman ihtiyaç vardır. Örneğin, ben Irak'ta savaşa karşı çıktım, çünkü kötü bir fikir olduğunu düşünüyorum. Şu an orada olduğumuz için de bunu dikkatlice yapmak ve şiddete dönüşen bir çöküntü yaratmamalıyız. Sorumsuz davranmamıza izin veremeyiz.

    İklim değişikliğine Bush'tan daha fazla önem veriyorum. Ama bui görve geldikten sonra artık ışıkları yakmayacağız, arabalara binmeyeceğiz demek anlamına gelmiyor. Politikar zamanla farklı sonuçlar verecek. Ben bu devlet mekanizmasını hareketlendirmeye çalışıyorum.
     
    Ortadoğu'ya gelince, ABD'deki muhalefetle fikirbirliğimiz var. El Kaide'nin sadece ABD'yi değil, tüm dünyayı tehdit ettiğini düşünüyorum. Masum insanları havaya uçurmayı doğru bulmuyorum. Dünyanın da El Kaide'yi yok etmeye destek vermesini istiyorum. Politikalar farklı olabilir ama bu çabayı devam ettirmek, masum insanların hayatlarını almalarının önlenmesine çalışıyoruz.

    ABD'NİN BOZULAN İMAJI


    SORU:
    1- Türkiye AB üyesi olursa, ABD ile ilişkiler bundan nasıl etkilenir? 2- ABD'nin bozulan imajı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    OBAMA:
    ABD'nin dostluğu AB'ye bağlı değildir. Türkiye Ab üyesi olamasa da ilkili ilişkiller ve NATO ilişikileri devam edecek. Gül ve Erdoğan ile ilişkileri geliştirebileceğimiz görüşmeler oldu. İnsanların iyi hissettiği şeyler benim seçilmemin ABD'nin fırsatlar ülkesi olduğunun göstergesidir. Ben etnik azınlıktan geldim. ABD için ismin bile çok farklı. Mükemmel olmasak da toplumumuz şunu gösterdi: Eğitim fırsatları ve eşitlik hala var. ABD'de ırk ayrımcılığı azaldı.

    Yurtdışında yaşamış ve Müslüman bireylere sahip bir aileye mensup bir insan olarak kendimi köprü gibi hissediyorum. ABD halkı umut dolu ve iyimserdir. Aklımıza koyduğumuzun imkanı olduğunu düşünen bir toplumuz. Yeterince gerçekçi olmadığımız konusunda eleştiriliyoruz. Ya da tarihe bakmadan yeni dünya kurmaya çalıştığımızla... Ama dünyanın değişime açık olduğunu düşünmek iyi bir şey. Avrupa'da yüz yıllık, bin yıllık tartışmalar gördüm. İnsanlar hala kızgın, ülkeler hala kırgın. ABD'nin sunacağı şeylerden biri ileriye bakmak. Eski sorunları aşmalıyız.

    ERDOĞAN'IN DAVOS TAVRI

    SORU: Başbakan Erdoğan'ın Davos'taki tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz de aynısını yapar mıydınız?

    OBAMA:
    Sayın Erdoğan'a çok büyük saygı duyuyorum. Kendisiyle ilk olarak yüz yüze görüşme imkanı bulduk G-20'de. İyi bir insan olduğunu ve barışın ilerlemesini isteyen, bu yönde çaba sarfeden biri olduğunu düşünüyorum. Taraflar arasında çaba sarfediyor olmaktan da gurur duyuyor. Türkiye bölgede özel bir konuma sahip. Özel katkısı olabilir.

    Ben Davos'ta değildim. Tepkiye neden olan şeyleri ele almam mümkün değil. Barışın temini için iki tarafın da uzlaşması gerekir. ABD'nin rolü ne yapmalarını söylemek değil, tarafları cesaretlenmektir. Buna inanmak zorundayım. Filistin ve İsrail anneleri çocukları için aynı şeyi istiyorlar. Anneler, çocukları otobüse bindiğinde, kimlikleri yüzünden otobüsün patlayacağına dair kuşku duymamalılar. Aslına bakarsanız bir süre annelere yer açmalıyız. Böylelikle her şey çözümlenebilir.

    Müsümanların her şeyin sorumlusunu İsrail olarak görmelerini yanlış buluyorum. Her şey iki taraflıdır. Bir sorunun iki boyutu vardır. Yahudi arkadaşlarımı da bu konuda uyarıyorum. Onların da Filistin'i suçlamalarını yanlış buluyorum.

    Ortadoğu'daki durum böyle devam edemez. Bölgede güven sorunu çözülmeli. Yeni bir yöne gidilmeli. Güvensizlik, öfke ve nefret olmuştur geçmişte. Bunlar dünyada herhangi bir mezhep çatışmasından daha şiddetliydi. Ama liderlerin çabasıyla barış antlaşması yapıldı. Çaba göstermeyi isterseniz her şey mümkündür.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow