hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Dink davasında tahliye talepleri reddedildi

    Dink davasında tahliye talepleri reddedildi
    expand

    Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink suikastına ilişkin 5'i tutuklu 20 sanık hakkında açılan davada, Dink ailesinin avukatları Celalettin Cerrah, Ramazan Akyürek, Reşat Altay'ın da aralarında bulunduğu 5 kamu görevlisinin tanık olarak dinlenmesini istedi. Savcı bu talebin reddini istedi. 2 sanık avukatının "tahliye" talepleri ise reddedildi.

    İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklardan Ogün Samast, Ahmet İskender ve Ersin Yolcu ile tutuksuz sanık Mustafa Öztürk katıldı.

    Diğer tutuklu sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal, önceki duruşmada kavga ettikleri için haklarında verilen "duruşmaya katılmama" kararı gereği, duruşmaya getirilmedi.

    Duruşmayı izlemek üzere Hrant Dink'in eşi Rakel Dink ve ailesinin yanı sıra ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, Paris Barosu'ndan Fransız Avukatlar Birliği (AFAJA) üyesi 5 avukat da Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne geldi.

    Duruşmada Ahmet İskender ile Ersin Yolcu'nun tahliyesi istendi. Ancak bu talep reddedildi.

    Dink davasında savcı, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Ramazan Akyürek, Reşat Altay'ın da aralarında bulunduğu 5 kamu görevlisinin tanık olarak dinlenmesinin reddini istedi.

    Bu arada  eski İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı'nın oğlu Ertuğrul Balcı'nın tanık olarak dinlenilmesine karar verildi.

    Bir sonraki duruşma 6 Temmuz'da yapılacağı açıklandı.

    Cüppesiz avukatlara fırça: "Cüppesiz almam"

    Duruşma avukat cüppesi kriziyle başladı. Bazı avukatlar duruşmaya “barodaki cüppeler bittiği için" cüppesiz katılmak isteyince, Mahkeme Başkanı Erkan Canak “Cüppesiz almam" dedi.

    Avukatlar, “Adliyede çok duruşma varmış. Baroda cüppe kalmamış" deyince Mahkeme Başkanı duruşmaya gözlemci olarak katılan Paris Barosu’ndan avukatları kastederek, “Fransa’dan avukat gelmiş cüppeli, sizin cüppeniz yok" diye tepki gösterdi.

    Bunun üzerine söz alan müdahil avukatlarından Bahri Belen “Arkadaşlarımız cüppesiz otursun. Ancak söz alırken biz cüppelerimizi onlara verelim" diye öneri sundu. Mahkeme Başkanı’nın Belen’e yönelik “Olmaz, burası gardırop mu?" sözleri ise salonda gülüşmelere neden oldu.

    Mahkeme Başkanı cüppe krizinin ardından dosyaya gelen evrakları okudu. Daha sonra Başkan Erkan Canak, Ogün Samast’a seslenerek “Bıyık da bırakmışsın" dedi. Başkan Canak daha sonra, “İki duruşmadır yoksun. Sana o tutanakları okusam çok uzun sürer. O yüzden sana tutanakları göndereceğiz" diye konuştu.

    "Samast: "Bana laf sokmayın yoksa..."


    Samast ise, hasta hasta geldiğini söyleyerek “Hastaneye gidecektim, buraya geldim" dedi. Mahkeme Başkanı’nın “İyi, aferin" dediği sırada, müdahil avukatlarından Arzu Becerik “Hastaya benzemiyor" diye tepki gösterdi.

    Samast da, “Bana laf sokmayın, çok fena sokarım" diye bağırdı. Mahkeme Başkanı ise “Birbirinize laf atmayın" dedi.

    5 tutuklu "tanık" sıfatıyla ifade verdi

    Duruşmada, daha sonra Silivri Cezaevi’nde başka suçlardan tutuklu olan ve mahkemeye gönderdikleri dilekçede “Hrant Dink suikasti ile ilgili önemli bilgi vermek istiyoruz" diyen Volkan Eryeli, Şinasi Şentürk, Veli Halis Çelik, Orçun Cürek ve Adil Orhan tanık olarak dinlendi.

    Silivri Cezaevi’nde adam öldürmek suçundan tutuklu olduğunu belirten Volkan Eryeli, sanıklardan kimseyi tanımadığını kaydetti. Cezaevindeki koğuşlarına 6 önce Ertuğrul Balcı adli bir kişinin geldiğini ifade eden Eryeli, bu kişinin Emniyet Müdürü Şükrü Balcı’nın oğlu olduğunu söylediğini anlattı.

    Ertuğrul Balcı’nın kendilerine “Bu cinayeti Ogün Samast’ın işlemediğini ve kendisinin bildiğini" söylediğini belirten Eryeli, “Bizim koğuşun sorumlusu bu durumu mahkemeye bildirmemizi söyledi. Biz de mahkemeye dilekçe gönderdikö dedi. Müdahil avukatlarından Bahri Belen’in “Ogün’ün suçu işlemediğini nereden anlamış?" sorusuna Eryeli, “Kendisi Başbakan’ın danışmanıymış. Şükrü Balcı’nın oğluymuş. Kendisi cinayetten yargılanıyordu. Daha önceden tanımıyordum" diye cevap verdi.

    Dinlenen tanıklardan Şinasi Şentürk, Ertuğrul Balcı’nın koğuşlarına geldiğini ifade ederek, “Ben onun bilgilerini size anlatacağım. Davayla ilgili duruşmaların haberlerin yayınlandığı sırada, Dink suikastinde tetikçinin başka biri olduğunu, kendisinin vakıf olduğunu söylemişti. Aslında itibar edilmezdi. Ama üst düzey insanlarla irtibatı vardı. Daha sonra bu dilekçeyi veren arkadaşların tamamı o koğuştan alındı" dedi.

    “Cinayetten Cerrah'ın haberi vardı"


    Tanık Veli Halis Çelik de, "Eski İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı’nın oğlu Ertuğrul Balcı ile beraber kalıyorduk. Televizyondan bu olayı izlediğimizde ‘Ben bu olayı biliyorum. Bu olayı Ogün Samast yapmadı’ dedi. Suikastten Celalettin Cerrah’ın haberi olduğunu, Cerrah’ın aile dostu olduğunu kendisi bize söyledi" diye konuştu.

    Çelik, müdahil avukat Bahri Belen’in soruları üzerine “Ertuğrul Balcı, olaydan Celalettin Cerrah’ın haberi olduğunu, kendisinin hemşerisi ve aile dostlukları olduğunu, Ogün Samast’ın cinayeti işlemediğini, tetiği başkasının çektiğini ve kendisinin bildiğini söylediö diye tekrarladı. Müdahil avukatlarından Arzu Becerik ise Çelik’e, “Diğer tanık bu olaydan sonra koğuşlarınızın değiştirildiğini söyledi. Bu doğru mu?" diye sordu. Çelik ise, “Bu dilekçeyi verdikten sonra koğuşlarımız değiştirildi. Bu normal bir uygulama değil. Sorgu sual yapılmadan ayırdılar bizi" diye cevap verdi.

    Tanık Orçun Cürek, koğuşlarına gelen Ertuğrul Balcı’nın Başbakan’ın mali danışmanı olduğunu söylediğini anlatarak, “Bizim aramızda itibar edilen bir insandı" dedi. Mahkeme Başkanı’nın “Neden itibar ediyordunuz?" sorusuna Cürek, “Okumuş bir insandı" diye yanıt verdi.

    Cürek daha sonra, “Ertuğrul Balcı, cinayeti ikinci bir kişinin yaptığını, Ogün Samast’ın piyon olarak kullanıldığını söyledi" diye konuştu. Mahkeme Başkanı’nın “Dilekçenize neden sadece bilgi vereceğinizi yazdınız. Neden Ertuğrul Balcı ismini vermediniz?" sorusunu Cürek şöyle yanıtladı:

    “Biz yazdığımız dilekçede Ertuğrul Balcı’nın ismini verdik. Cezaevi dilekçemizi geri gönderdi. Bizde sadece ifade vermek istiyoruz şeklinde bir dilekçe gönderdik. İkinci dilekçeyi verdikten sonra da koğuşumuz dağıtıldı."

    Sanıklardan Ersin Yolcu ve Ahmet İskender’in avukatı Feyzullah Şama’nın, ifadelerinin detaylarıyla ilgili soru sorduğu tanık Cürek, “Sen sataşmaya mı çalışıyorsun?" diye tepki gösterdi.

    Dinlenen son tanık Adil Orhan, “Koğuşumuza Ertuğrul Balcı diye bir arkadaş geldi. Haberlerde Hrant Dink olayını izlerken Ogün Samast’ın bu olayı yapmadığını, başkasının yaptığını, kendisinin bildiğini söyledi. Emniyet Müdürü’nün oğlu olduğunu söyledi. Üst düzey insanlarla görüştüğünü, mektuplaştığını söylüyordu. O, görüştüğü isimleri verdi ama ben söylemek istemiyorum" dedi.

    Mahkeme Başkanı, “Ben sizi o isimleri söyleyesiniz diye çağırdım" deyince Orhan, “Tayyip Erdoğan’ın danışmanı, Koç Holding’in baş danışmanı ve Adalet Bakanlığı" dedi. Mahkeme Başkanı ise, “Kendisi mektup mu yazıyor yoksa mektuplaşıyor mu? Herkes, istediği yere mektup yazar. Bak sizde bize mektup yazdınız. Biz de üst düzey sayılırız" diye cevap verdi.

    Samast'a sorular

    Bunun üzerine "Ertuğrul Balcı"nın duruşmada dinlenmesi talebinde bulunan Dink ailesinin avukatları, Ogün Samast'ın bir süredir duruşmalara katılmadığını, ancak Samast'a soru yöneltmek istediklerini belirtti.

    "Başbakanlık Teftiş Kurulu'nda Dink cinayetiyle ilgili ifade verip vermediği" sorusuna cevap vermek istemediğini belirten Ogün Samast, ilk defa geldiği İstanbul'da Agos gazetesinin yerini nasıl bulduğu, kendisine bunun için yardım eden bir kişi olup olmadığı sorusu üzerine de gazeteyi sora sora bulduğunu söyledi.

    Samast, daha önceki ifadesinde Yasin Hayal'den korktuğunu belirttiği hatırlatılarak, ailesine Hayal ya da onunla bağlantılı kişilerden tehdit gelip gelmediğinin sorulması üzerine de "Tehdit olmasına gerek yok. Avukatı Fuat Turgut ailemin evine gelmiş 5-6 ay önce. Ancak ne konuştuklarını bilmiyorum. Ailem moralim bozulmasın diye söylemiyor" dedi.

    Ogün Samast, avukatların sorularına sık sık tepki göstererek, cevap vermek istemediğini belirtti.

    "Cinayeti aydınlatın" çağrısı

    Bu arada kendilerini "Hrant'ın Arkadaşları" olarak tanımlayan bir grup, Hrant Dink cinayetin aydınlatılmasını istedi. Beşiktaş Barbaros Meydanı'nda toplanan grup, "Hrant için adalet için" ve "Hala nasıl sessiz olabiliyoruz?" yazılı pankartlar açarak, çeşitli sloganlar attı.

    Grup adına sanatçı Derya Alabora ile birlikte bir açıklama yapan sanatçı Mahir Günşiray, Hrant Dink'in öldürülmesinin üzerinden 2 yıl 3 ay geçtiğini ve sanıkların kısa sürede yakalandığını belirterek, "Bunların baştan gözden çıkarılmış emir kulları olduğundan şüphe duyan var mı aranızda? Peki cinayete karar verenler nerede? Suçlulara destek ve sempatilerini ilan etme yarışına giren görevliler nerede? Neredeyse hiç biri yargılanmıyor" diye konuştu.

    Cinayetin işleneceğini bildikleri ortaya çıkan resmi görevlilerin hertürlü soruşturmadan korunduğunu ve bu kişilerle ilgili cinayet davasıyla ilgileriyokmuş gibi davranıldığını öne süren Günşiray, kapsamlı bir soruşturmanın yürütülmesi halinde her şeyin açığa çıkacağının görülebildiğini ve böylece Hrant Dink'i kimlerin öldürttüğünün de saptanacağını savundu.

    "Hrant Dink cinayetinin gerçekten aydınlatılmasını istemeyen birileri var ve bunların gücü adaletin yolunu tıkamaya bugüne kadar yetti" ifadesini kullanan Günşiray, hafızalarının güçlü olması nedeniyle kaygılı olduklarını veyargılananları örgütleyenlerin, onlara "öldür" emri verenlerin yakasınıbırakmayacaklarını söyledi.

    Günşiray, "Şu içerideki katillere 'Hrant'ı öldür' diyenler cezalandırılmadan bu ülkede alnı açık yaşayamayız. Kimse kendini kandırmasın" dedi. Grup, açıklamanın ardından dağıldı.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow