Yetkililer gururlu

Yetkililer gururlu
expand

Münevver Karabulut cinayetinin firari katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun yakalanmasının ardından, İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın kameraların karşısına geçti ve süreci anlattı.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü'nde açıklama yapan İstanbul Valisi Muammer Güler, Garipoğlu'nun Bahçelievler'de avukatı tarafından emniyet güçleriyle kurulan koordinasyon neticesinde teslim edilerek gözaltına alındığını belirtti. Güler, "Bundan sonraki süreç adliye boyutudur. Bağımsız Türk yargısı değerlendirecek ve gerekli kararı verecektir" dedi.

"Firari şüpheli C.G, 17 Eylül tarihinde saat 00.45'te İstanbul Emniyet Müdürlüğünde gözetim altına alınmıştır. Ailesi tarafından avukatına teslim ettirilmiştir" diyen Güler, "Tabii ki, burada yapılan sıkı bir takibin, yoğun bir izlemenin, çemberi daraltmanın getirdiği yoğun bir bekleme zorlama süreci de açıkça söz konusudur" şeklinde konuştu.

Estetik geçirmiş mi?
Güler, "Yakalanmamak için herhangi bir estetik operasyon geçirmiş mi?" sorusunu "Hayır" diye yanıtladı.

Yurtdışına çıkmış mı?
 Bir gazetecinin, "Yurtdışına çıkma ihtimali üzerinde de duruldu, ama İstanbul'da yakalandı. Bu, yurt dışına çıkmadığı anlamına gelir mi?" sorusu üzerine de Vali Güler, "Gelebilir de gelmeyebilir de. Çünkü, bizim yakaladığımız, teslim aldığımız yer İstanbul. Bu konu da arkadaşlarımız tarafından ayrıca incelenecek" dedi.

Amcası mı teslim etti?
"Amcası tarafından mı teslim edildi?" şeklindeki soruya da Vali Güler, "Bu konu şu anda bizim bilgimizde yok. Sadece avukatı tarafından arkadaşlarımıza teslim edilmiştir" yanıtını verdi.

Basın mensuplarının, "Aileye sık sık çağrıda bulundunuz. Bu açıdan değerlendirebilir misiniz?" şeklindeki sorusu üzerine de Vali Güler, bunun hem hukuki hem de manevi sorumluluğu içeren bir davet olduğunu belirterek, aileye TCK gereğince de manevi sorumluluklarının hatırlatıldığını bildirdi.

Bazıları için hukuki sorumluluğun da hatırlatıldığını belirten Güler, "Elbette ki bu, çemberi daraltan önemli bir konudur. Ama bu konudaki asıl baskı, toplumun duyarlılığıdır. Türk toplumu bu konuda birlik içerisinde bu olaya karşı duyduğu öfkeyi, tepkiyi, şüphelinin bir an önce yakalanması konusunda emniyet teşkilatımızın üzerinde olumlu bir etki mekanizması gelişti. Basının bunda da çok önemli bir etkisi var. Ailesinin bu konuda yaşadığı acıları zaman zaman değişik şekillerde yansıttığını gördük. Bunu, bir babanın duyduğu acı şeklinde değerlendirerek her zaman anlayışla karşıladık. Ailesine de sabır tavsiye etmiştik. Sabrın sonucunda böyle bir neticeye ulaşılmış olması bakımından da bu sabır telkininin yerine ulaştığını söylemek istiyorum" dedi.

"Sayın Başbakan başta olmak üzere, bu olayın takibi için çok özel talimatlar verildi. Takibi yapıldı. Sayın İçişleri Bakanımızın, Emniyet Genel Müdürümüzün ve İstanbul Valiliği , İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünün tüm birimleri önemli bir çalışma içinde bulunmuşlardır. Daha önceki İl Emniyet Müdürümüz döneminde yoğun bir çalışma içinde bulundular" diyen Güler, "Şimdiki Emniyet Müdürümüz Hüseyin Çapkın zamanında da tarafından bu çalışma devam etti ve firari şüpheli gözetim altına alındı. Bundan sonraki süreç adliye boyutudur. Bağımsız Türk yargısı, elde edilen delilleri değerlendirecek ve gerekli kararı verecektir. Bizim açımızdan firari şüphelinin yakalanmış olması işin önemli bir boyuttur. Şimdi gıyabi tevkifi vicahiye çevrilmek üzere ilgili Cumhuriyet Savcılığına teslim edilecek" dedi.

Vali Güler, "İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve çalışma arkadaşlarına teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Devletin sözünü yerine getirmek için gayretle çalışmışlardır" diyerek sözlerini tamamladı.

Emniyet Müdürü: "Teslim etmek zorunda kaldılar"

 

İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, "Her gün daralan çember, aileyi, şüpheliyi teslim etmeye mecbur bıraktı" dedi.

"En küçük çocuğundan, ferdinden, en büyüğüne kadar her kademede çok ilgilenildi. Basınımız tabii ki, olayın çok üstünde durdu. Çünkü, çok dehşetli ve değişik bir cinayetti" diyen Çapkın, bu ilginin bir kısmının polisin çalışmasına destek sağladığını ve polis açısından da bu olaya bakışın kapanmayacak bir dosya, bir maraton koşusu, bir uzun yürüyüş olduğunu vurguladı.

Çapkın, "Böyleydi, böyle devam edildi. Bizden önceki arkadaşlar da öyle bakmışlar. Bizim zamanımızda da öyleydi. Ve bu her gün daralan çember, aileyi, şüpheliyi teslim etmeye mecbur bıraktı. Avukatı teslim etti" diye konuştu.

Çapkın, bir gazetecinin, "İstanbul'da yeni göreve başlayan sizin ve ekibinizin ekstra bir yöntemi oldu mu?" sorusuna, "Bizim çalışma sistemimizde ben yok, biz varız. Herkesin konuya katkısı var. Şüphelinin yakalanmasında, çalışma arkadaşlarımızın bunu bir kriz gibi algılaması, konuya kriz yönetimi şeklinde bilimsel ve uzun yürüyüş şeklinde bakması tabii ki, bu sonucu getirmiştir. Bu sonucu getireceğini tabii ki biliyorduk biz. Özeti bu. Bu tüm polis teşkilatının başarısıdır öncelikle. Yani benim şahsi başarım değildir" yanıtını verdi.

Çapkın, "Garipoğlu'nu kendi çocuğumuzu arar gibi aradık" dedi.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow