hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    123'le caz

    123le caz
    expand

    Dandadadan ve Tamburada gruplarından tanıdığımız Berke Can Özcan, Feryin Kaya ve Burak Irmak, vokale Dilara Sakpınar'ın da katılmasıyla 123 grubunda müzik yapmaya devam ediyorlar. Geçtiğimiz hafta Nublu Caz Festivali'nde izleme fırsatı yakaladığımız grup, önümüzdeki aylarda senfoni orkestrasıyla bir konser verecek ve iki yeni albüm çıkaracak. Biz de onları yakalamışken merak ettiğimiz her şeyi sorma fırsatı yakaladık!

    -Nublu Jazz Festivali'nde çaldınız. Nasıl bir deneyim oldu?

    Dilara Sakpınar: Nublu'ya İlhan Erşahin dayım olduğu için uzak değilim. Dolayısıyla benim için çok rahat bir ortamdı.

    Berke Can Özcan: Dilara'nın dayısı olması haricinde bizim tanıdığımız birisiydi. Kendi getirdiği müzisyen arkadaşlarıyla bir festival yapması çok iyiydi. Biz de hemen hemen her gece oradaydık ve çok güzel geçti.

    -Kimleri dinleme şansı yakaladınız?

    B. C. Ö.: Hemen hemen hepsini dinledik; Eddie Henderson'ı, Love Trio'yu, I Led 3 Lives'ı, Taylor McFerrin'i...

    -123'ün hikâyesini anlatabilir misiniz?

    B. C. Ö.: 123'ün ilk albümü Aksel'i 3 Kasım 2009'da çıkardık ama öncesinde Feryin, Burak ve ben çalıyorduk. 123'ün temelleri 2005'te atılmıştı ama halihazırda başka gruplarımız vardı. Tamburada ve sonrasında Dandadadan vardı. 123, Dandadadan'dan biraz önce başladı ama Dandadadan'a albüm yaptık. 123'ün albümüyse biraz geç oldu, çünkü diğer gruplarımıza albüm yaptık. Dilara Haziran'da bize katıldı. Dört kişi birçok kayıt yaptık. Gelecekte çıkaracağımız albümleri de hazırlamış olduk. Mayısta çıkarmayı düşündüğümüz Stereo Love albümü var, ondan sonra Aksel'in ikinci bölümü olan Arve 2010'un Eylül'ü gibi piyasada olacak. Bütün bunları kendi kurduğumuz plak şirketinden çıkarıyoruz.

    -123 yan proje olarak mı başladı?

    B. C. Ö.: 2005'te yaptığımız şeyler düşünüldüğünde yan proje gibi başladı. 123'ün başlangıçtan bu yana verdiği konserler websitemizde yazıyor ve baktığınızda çok fazla çalmadığımızı görebilirsiniz. Bu albümü yapana kadar başka şeylerle de ilgilendik. Şimdi, 123 ile daha çok çalmaya başlıyoruz. Ancak hepimizin çaldığı başka gruplar ve insanlar var ve hep de olacak.

    -Gruba nasıl katıldınız?

    D. S.: Berke ile tanıştık, bana parçalarını dinletti. Hiç hesapta olmayan bir şeydi, zamanla gerçekleşti.

    B. C. Ö.: Biz aynı okulda, müzik bölümünde birlikteydik.

    D. S.: Kararlaştırılmış bir şey değildi. Bizimle söyler misin ya da sizi duydum sizinle söyleyebilir miyim gibi cümleler geçmedi aramızda. Herşey uyuştu ve katıldım.

    -Daha önce başka gruplarda çalmış mıydınız?

    D. S.: Dayımla birkaç parça yapmıştık, onun farklı albümlerinde. Onun dışında başka bir grubum olmadı.

    -Yeni çıkacak albümünüzü öteki albümünüz Aksel ile karşılaştırdığınızda ne gibi farklılıklar bizi bekleyecek?

    B. C. Ö.: Bizim için herşey değişip duruyor. Mesela ilk albümümüz Aksel'in büyük bölümü enstrümantal, film müziklerine benzeyen, oldukça akustik, biraz sakin bir albümdü. İleride çıkaracağımız Arve ve Anja diye kitaplı olacak iki albümümüzü hikâyeyle ilişkilendirdik. Mayısta çıkaracağımız Stereo Love, çok önceden kaydettiğimiz elektronik parçaların Dilara'nın vokalleri eklenmiş en son halleri olacak. Çok eski olmalarına rağmen bize göre çok yeni sesler ama ondan sonra çıkacak Arve albümü daha akustik ve vokalli bir albüm olacak. Ondan sonrası için tasarladığımız albümse daha sert.

    D. S.: Biraz değişkeniz.

    B. C. Ö.: Bir sürü aletimiz var ve çalacak yerimiz var. O yüzden canımız ne isterse onu yapıyoruz.

    -İnternet sitelerinizi İngilizce yapmışsınız. Bunun nedeni yurt dışı piyasasına ağırlık vermeniz mi?

    B. C. Ö.: Sadece yurt dışı piyasasına açılmak için değil. Sonuçta internet sadece Türklerle ilgili bir şey değil. Dünyanın neresinden kim girerse girsin İngilizce ortak dil olduğu için websitemiz İngilizce. Web denilen şey dünyanın, sadece biz Türklerin değil. Yoksa İngilizce manyağı değiliz.

    -Müziğinizin yelpazesi çok geniş. Bir parçanızın içinde elektronik rock, caz, chillout öğeleri bulunabiliyor. Bu dinlediğiniz müziklerden mi kaynaklı?

    D. S.: Etkilendiğimiz şeylerden dolayı.

    Burak Irmak: Berke ile 1998'de tanıştık. Piyano ve davul olarak çalıyorduk, sonra Berke başka bir grupla çalarken Feryin ile tanıştı. Tamburada'da Feryin ile de çalmaya başladık.

    B. C. Ö.: Feryin önceleri bass çalıyordu ama artık daha çok gitar çalmaya başladı. Yani her şey değişip duruyor; dinlediğimiz müzikler de değişiyor. Chagall'ın yeni bir albümü çıktı, biz üç ay onu dinleriz ama bu sabah 98'den kalma bir Pearl Jam albümüyle uyandık.

    -Sizinle ilk karşılaştığımda 123'ü yabancı bir grup sanmıştım.

    Feryin Kaya: Yabancı, Türk diye ayırmak acayip. Sonuçta sınırlar inanılmaz şekilde küçüldü ve internetten istediğimiz parçaya ulaşıyoruz. Onlardan etkilendiğimiz için onlar gibi duyuluyoruz. 10-15 yıl öncesine kadar böyle bir şey yoktu, insanlar kötü Türk örneklerden etkilenerek yaptığı için bu ülkede yapılan şeyin sound'u farklı duyuluyor olabilir. Vakit ilerledikçe, insanlar birbirlerini dinledikçe bu sınırlar ortadan kalkıyor. Türk gibi duyulmamayı iltifat gibi hissetmiyoruz.

    D. S.: Açık kafalı insanlar olduğumuz için olabilir. Belki de İngilizce sözlü parçalardaki telaffuzumuz biraz daha düzgün olduğu için olabilir.
    -Güçlü bir bateri ve onunla birlikte çok rahat giden bir grup izlenimi yaratıyorsunuz. Bunun nedeni nedir?

    B. C. Ö.: Birbirimizle çok uzun süredir çaldığımız içindir. Ayrıca Dilara'nın vokal yapmasının dışında bir şeyler çalarak bize eklenmesi yeni bir renk oldu. Uzun melodileri ve onların etrafında sallanmayı seviyoruz. Çok basit bir fikirden başlayıp çığ gibi büyüyerek çıkardığımız bir ses var. Sanıyorum sahnede de o oluyor.

    D. S.: Onlarda hayran olduğum şey: birbirlerini çok iyi dinliyorlar ve hissediyorlar. Dolayısıyla ortaya güzel şeyler çıkıyor. Kimse, 'Ben kendimi göstereyim, ben daha iyi çalayım,' düşüncesinde olmadığı için güzel bir müzik ortaya çıkıyor.

    -Bu yakınlarda vereceğiniz bir konser var mı?

    B. C. Ö.: 19 Mayıs'ta Eskişehir'de senfoni orkestrayla bir konser vereceğiz.
    D. S.: Benim babam orkestra şefi ve bir gün biz Berke ile 'Orkestra da olsa ne güzel olur,' derken babam Ender Sakpınar bize destek oldu. Çağlayan Yıldız parçalarımızın aranjmanını yapıyor. Çok güzel bir şey çıkacak, biz de çok heyecanlıyız.

    -Sizi daha yakından tanımak isteyenler için internet adreslerinizi verebilir misiniz?

    B. C. Ö.: www.123theband.com, www.myspace.com/123fromistanbul, www.facebook.com/123theband

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow