hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Org. Başbuğ sert konuştu

    Org. Başbuğ sert konuştu
    expand

    Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, terörle mücadeleye yönelikte her türlü eleştiriyi saygıyla karşıladıklarını belirterek, "Ancak bugün maalesef Türkiye'de basının bir bölümü, çok açık söylüyorum, İstiklal Savaşındaki mütareke basınını dahi aratacak seviyede" dedi.

    Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, Kara Harp Okulundaki 1962 yılı mezunlarıyla birlikte Anıtkabir'e yaptığı ziyaretin ardından açıklama yaptı.

    Terörle mücadelenin zor ve acılı bir süreç olduğunu belirten Başbuğ, "Bu kadar kapsamlı harekatta bazı eksiklikler olabilir. Biz her zaman söylüyoruz elbette olabilir objektif verilere dayanan gerçekçi, bilgiye dayanan, terörle mücadeleye yönelikte her türlü eleştiriyi saygıyla karşılıyoruz. Ancak bugün maalesef Türkiye'de basının bir bölümü, çok açık söylüyorum, İstiklal Savaşındaki mütareke basınını dahi aratacak seviyede. Ben inanıyorum ki mütareke basını dahi bu kadar hain bu kadar önyargılı değildi" diye konuştu.

    Org. Başbuğ, "Elbette şehitler yüreğimizi yakıyor. Ama bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürmekten başka da hiçbir alternatifimiz yok... Bugün bir olay oluyor, daha olayla ilgili elinizde en ufak bir bilgi yok, en ufak bir şey yok, hemen olayla ilgili olarak komplo senaryoları ortaya atmak ve her şeyde Türk Silahlı Kuvvetleri'ni eksik ve hatalı olarak göstermek hainliktir" dedi.

    Başbuğ, "Bir kere her şeyden evvel, bu şehitlere haksızlık yapıyorsunuz. Hakkınız yok. Orada kahramanca çarpışan, hayatını feda etmekten çekinmeyen 70 tane astsubayım, uzmanım, erbaş, erim var. Onlara bu haksızlığı yapamazsınız. Bu kadar hainlik olmaz. Ben size ifade ettim, biz bin noktada da yeterli kuvvetle, güçlü bulunmak zorundayız. Hava şartlarını biliyoruz, bölgeyi takviye edemeyiz. Her şeyi biliyoruz. Dünkü olayda sağlanamayan bir tek silahlı helikopterdir. Silahlı helikopter de hava şartları müsait değil, nasıl göndereceksiniz? Onun dışında her şey yeterlidir. Kahramanca mücadele edilmiştir. Ancak bunun altında hala nedenler aramak, komplolar sürmek... Utansınlar. Mütareke basını bile böyle değildi" dedi.

    "Hatamız varsa düzeltmek görevimiz"

    Anıtkabir defterine ne yazdı?"Ordularımızın şerefli Başkomutanı Yüce Atatürk. Mazisi şan ve şerefle dolu, yüzyıllardır orduya can veren, kartal yuvası Kara Harp Okuluna bundan 50 yıl önce birlikte ilk adımımızı attığımızda huzurunuzda bulunmanın heyecanını yaşıyorduk. Hedef olarak gösterdiğin yolda ilerleyebilmek için bilim ve akıl üzerine kurduğun Atatürkçü düşünce ilkelerinden güç ve ilham alıyor, insanlığa ışık ve hayat kaynağı olmaya devam eden düşüncelerinle aydınlattığın bu yolda kararlılıkla ilerlemeyi şeref sayıyoruz. Gücünün kaynağını halkın kendisine duyduğu sevgi, saygı ve güvenden alan Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları olarak, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti'nin her türlü zorluğu ve güçlüğü yenebilecek güçte olduğuna inanıyoruz. Askerlik mesleğine adım attığımız ilk günkü coşku ve başarma azmiyle ulusumuza hizmet etmek için bundan sonra da çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Minnet ve şükran duyguları içerisinde huzurunda saygıyla eğiliyoruz. Ruhun Şad olsun."
    Orgeneral Başbuğ, "Elbette hatamız varsa yerine getirmek bizim görevimiz, karşı tedbirleri almak. Ama haksızlıklara hayır. Kötü niyetlilere hayır. Her vesileyle Silahlı Kuvvetler'e saldırmayı kendine görev addeden başka bir görevi yok bu basının, bu medyanın. Yok. Ayıptır. Ben gerçekten İstiklal Savaşı'ndaki mütareke basınının bile bunlardan daha düzgün, daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Bakın, uzmanımız şehit oluyor, deniliyor ki 'Niye uzmanlar yalnızca şehit oluyor?' Bu ne kadar ayıptır? Bu ne biçim insanlıktır?" dedi.

    "Ben erimle, erbaşımla, uzmanımla, astsubayımla, subayımla, generalimle nasıl ayırım yaparız?" diyen Başbuğ, "Bizim için her can önemlidir, değerlidir. Yani subayın canı daha fazla değerli, astsubayın az... Bu ne kadar hainliktir. Bunu açıkça ifade ediyorlar, 'Niye uzmanlar şehit oluyor?' Sanki bunu söyleyenler uzmanları çok seviyor, onların çok hakkını koruyor. Hayır arkadaşlar, bu değil. Bu tamamen Silahlı Kuvvetler personeli arasına nifak sokmak. Bu adiliktir. 'Niçin uzmanlar yalnızca şehit oluyor?'. Ertesi gün çıkıyorsunuz, 'Niye subay şehit olmuyor?'. Utansınlar. Bugün 6 tane şehidimiz var, iki günde. Bir subay, bir astsubay, bir uzman çavuş, üç tane Mehmetçiğimiz. Bunlar omuz omuza görev yapıyor" ifadesini kullandı.

    Başbuğ, "Bana göstersinler hangi orduda tugayının başında 20, 30 gün harekata katılan general var? Hangi orduda? Terbiyesizliktir artık bu. Çıksınlar bana desinler ki, şu orduda başındaki tugay komutanı, tugayıyla birlikte 30 gün, Mehmetçiğiyle beraber yürüyerek harekata gider. Göstersinler bir örneğini. Özellikle ön yargılı olmayan, olaylara objektif bakan, elbette doğru olduğu zaman eleştiri yapan basına saygılıyım, tüm basına saygılıyım. Onları bir kenara bırakıyorum ama sadece ve sadece haksız yere, yalanlara dayalı olarak Silahlı Kuvvetlere saldırı için her vesileyi kullanan basını lanetliyorum. Zannetmesinler ki onlar böyle yaparak Türk Silahlı Kuvvetlerinin kararlılığını, moral ve azmi zarara uğratıyorlar. Hayır. Bilakis onların bu saldırıları bizi daha çok bütünleştiriyor, bizi daha çok kararlı hale getiriyor" dedi.

    "Ayakta durmak mecburiyetindeyiz"

    Terörle bir yere varılamayacağını yineleyen Orgeneral Başbuğ, "Terörle bir yere varılacağına dair başarı ümitleri taşıyanlara söylüyorum ki, ümitleriniz dün olduğu gibi yarın da boşa çıkar" dedi.

    Türk Silahlı Kuvvetlerinin, güvenlik kuvvetlerinin ve Türk milletinin terör karşısında, terör eylemleri karşısında bütünüyle dimdik ayakta durmak mecburiyetinde olduğunu söyleyen Orgeneral Başbuğ, şehitlerin acısının büyük olduğunu, bu acının yüreklere gömüleceğini ve mücadelenin kararlılıkla, aynı azim ve iradeyle sürdürüleceğini vurguladı.

    "Bu aylarda eylemlerde artış var"


    Başbuğ, Tunceli'de karakola yönelik düzenlenen eylemin bir "saldırı" olduğunu belirterek, "Bu saldırı yaklaşık 3 saat sürmüştür. Bu 3 saat saldırı esnasında karakol personelimiz, başta karakol komutanı ve onun emrindeki astsubay ve uzmanlar erbaş ve erler omuz omuza çarpışmış, mücadele etmişlerdir" dedi.

    Terör örgütünün son dönemlerde kendi içinde yaptığı değerlendirme ve talimatlara bakarak Nisan ve Mayıs ayında terör eylemlerinde bir artış olabileceğini beklediklerini anlatan Orgeneral Başbuğ, son iki günde gerçekleşen saldırılarla ilgili, "Defalarca söyledik, bizim özellikle 3. ve 2. Ordu bölgesinde, sınır hattı da dahil olmak üzere yurt içinde binden fazla karakol ve bağımsız görev yapan birliğimiz var. Bini aşkın karakol ve üst bölgesinde görev yapacak birliklerimiz her halükarda kendi kendine yeterli olmak durumundadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bizim bağımsız karakol ve üst bölgelerinde görev yapan birliklerimiz kendi kendine yeterli, herhangi bir saldırı anında bu saldırıyla mücadele edebilecek güçte ve yetenektedir. Bunu sağlamak mecburiyetindeyiz" dedi.

    Orgeneral Başbuğ, "Tüm karakol ve üs bölgelerinde görev yapan birliklerimiz kendi kendine yeterli, herhangi bir saldırı anında bu saldırı ile mücadele edebilecek güçte ve yetenektedir" dedi.

    Başbuğ, "Terörle bir yere varamazsınız. Bu ülkede neyi paylaşamıyoruz? Bu ülkenin huzurunu, güvenliğini bozarak nereye ulaşacağınızı zannediyorsunuz? Bu olayların Silahlı Kuvvetler'in, Türkiye Cumhuriyeti'nin terörle mücadeledeki azim ve kararlılığına darbe vuracağını mı zannediyorsunuz? Büyük bir yanılgı içindesiniz" dedi.

    Org. Başbuğ'un konuşmasından öne çıkanlar:

    - Karakollar kendini koruyacak güçte ama hava koşulları kötüydü. Bir tek silahlı helikopter sağlanamadı.

    - Böyle saldırılar TSK'nın terörle mücadele kararlılığını ve azmini artırır. Kararlılığımıza darbe vurmak istiyorlar, ama başaramayacaklar.

    - Bu olaylar Tunceli'deki eşkiyaların başında bulunanların yönettiği olaylardır.

    - TSK'yı yalanları kullanarak eleştiren basını lanetliyorum. Basının bir bölümü mütareke dönemini aratıyor.

    - Uzman çavuş ve general arasında fark yoktur. Hepsi omuz omuza mücadele eder.

    - Eleştiriler bizi daha da birleştirir, güçlü kılar.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow