hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Davutoğlu'ndan 'eksen kayması' yorumu

    Davutoğlundan eksen kayması yorumu
    expand

    Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) Görüş Dergisinin ağustos sayısında, dış politikadaki "eksen kayması" tartışmaları ele alındı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Eksen kaymasından kast edilen, 'pozisyonu onlar belirlesin Türkiye de uyum sağlasın' ise, bu Türkiye'ye ve Türkiye'nin Kapasitesine yakışan bir davranış olmaz. O pozisyon da bizim pozisyonumuz olmaz" dedi.

    TÜSİAD'tan yapılan açıklamaya göre, "Sarkaç doğuya kayıyor: Türkiye sürüklüyor mu, sürükleniyor mu?" kapak sloganıyla çıkan Görüş Dergisinin yeni sayısında, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile gerçekleştirilen söyleşiye yer
    verildi.

    Türkiye'nin dış politikasının arkasındaki felsefeyi ve uygulama yaklaşımını ele alan Davutoğlu, eksen kayması tartışmalarına da değindi.

    Öncelikle eksen kelimesine bakmak gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, çok kutuplu olunabileceğini fakat çok eksenli olunamayacağını vurguladı.

    Soğuk savaş sırasında bir eksenden söz edilebileceğini ifade eden Davutoğlu, ancak şu anda dünya siyasetinin son derece dinamik ve sürekli hareket halinde olduğunu, bu kadar dinamik bir zeminde pozisyon sahibi olmak için bir
    duruşun olması gerektiğinin altını çizdi.

    Davutoğlu, konuya ilişkin şu görüşleri dile getirdi:

    "Eskiden duruşu yukarıdaki aktörler, süper güçler belirliyordu. Siz de o duruşa intibak ediyordunuz. İki kutuplu düzende bu anlaşılabilir bir şeydi. Büyük güçler vardı, küresel güçler vardı. Değişik kategoriler pozisyon belirliyor, siz de onlara intibak gösteriyordunuz. Ama şimdi her şey değişti. Orada sizin sözünüz olmalı ki pozisyonunuz olsun. Hareketli bir ortamda olan biteni anlayabilmek için bir yerde durmanız gerekir. Bu da sizin ekseninizdir. Ben, o ekseni bulduktan sonra oturur vizyonumu müttefiklerimle istişare ederim ve ortak bir pozisyon belirlerim.

    Eksen kaymasından kast edilen, 'pozisyonu onlar belirlesin Türkiye de uyum sağlasın' ise, bu Türkiye'ye ve Türkiye'nin kapasitesine yakışan bir davranış olmaz. O pozisyon da bizim pozisyonumuz olmaz. Çünkü şimdi Türkiye'nin bütün pozisyon belirlemesi gereken konular herkesten çok Türkiye'yi ilgilendiriyor. Eskiden tarih Doğu Avrupa'da akıyordu, Türkiye'nin pozisyon belirlemesini gerektiren şeyler kendisini çok doğrudan ilgilendirmeyebiliyordu."

    Şimdi her şeyin değiştiğini ifade eden Davutoğlu, "Eğer biz eksen değiştirilmesi korkusuyla Irak'taki siyasi uzlaşı sürecine 2005'te katılmasaydık, ki o zaman koalisyon güçlerinin tümü buna karşıydı, bugün Sünni Araplarla en yakın diyaloğa girebilen ülke niteliğini taşımazdık" dedi.

    Türkiye'yi anlamlı kılanın sahip olunan tarihi birikimle yaratılan müdahil olabilme kabiliyeti olduğunu anlatan Davutoğlu, "Biz müdahil olabilme kabiliyetimizi kullandığımız zaman bir pozisyon oluşturuyoruz. Eksen kayması tartışması da bu noktada başlıyor. 'Siz etken olmayın, müdahil olmayın, siz karışmayın, siz söylenileni yapın' deniyor" ifadesini kullandı.

    Türkiye'ye yapılabilecek en büyük hakaretin "Türkiye'yi kim, niye kaybetti" sorusu olduğunun altını çizen Davutoğlu, şunları kaydetti:

    "Bunu soranlar Türkiye'yi dışarıda edilgen bir aktör olarak görenlerdir. Biz diye kendini tanımlıyor, Türkiye'yi o 'biz'in dışında ve edilgen bir aktör olarak görüyor. Eğer biz hep beraber bir eksen oluşturuyorsak tüm sorunları birlikte tartışmamız gerekir. Ben bu tartışmayı bir psikolojik baskı unsuru olarak görüyorum."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow