hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Üçok: "Sahte çürük raporu düzenlenmedi"

    Üçok: Sahte çürük raporu düzenlenmedi
    expand

    "Sahte çürük raporu" davasının tutuklu sanığı hakim albay Ahmet Zeki Üçok, 'Ne ben ne de başkası tarafından düzenlenmiş sahte çürük raporu vardır" dedi.

    "Sahte çürük raporu" soruşturması kapsamında 8'i tutuklu 17 sanığın 413 yıla kadar değişen hapis cezalarına çarptırılması istemiyle açılan davanın ilk duruşması başladı. Mahkeme heyeti, yetki ve görev itirazlarına ilişkin talepleri reddetti.

    İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, cezaevinden yeni getirilen tutuklu sanık Murat Turgay Tepe'nin kimlik
    tespiti yapıldı.

    Mahkeme Heyeti Başkanı Şeref Akçay'ın iddianamenin özetini yapmasının ardından görüntü ve ses kaydı kullanılarak savunmaların alınmasına geçildi.

    Avukatlar tarafından daha iyi görülebileceği şekilde ön tarafa gelerek savunmasına başlayan sanık hakim albay Ahmet Zeki Üçok, kendisiyle ilgili olarak bazı basın-yayın organlarında çıkan haberlere değinerek, "Günlerce şehit aileleri istismar edilerek yapılan yayınların gerçekle ilgisi yoktur. Ne ben ne
    de başkası tarafından düzenlenmiş sahte çürük raporu vardır. Bunlar aşağılamak amacıyla yapılan uydurma, adi yalanlardır. Herkesin bilmesini istiyorum, tek
    sahte çürük raporu yoktur. Sahte çürük çetesi diye bir şey yoktur" diye konuştu.

    Türkiye Cumhuriyeti'nde hem savcı hem hakim hem de sanık olan tek kişi olduğunu belirten Üçok, aynı zamanda hava kuvvetlerinde hem elektronik mühendisliği hem de hukuk fakültesi lisans diplomasına ve hukuk yüksek lisans ile doktorasına sahip olan tek askeri hakim subay olduğunu ifade etti.

    Yaptığı soruşturmaları anlatan Üçok, şunları söyledi:

    "Nurettin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu bazı kişilere ilişkin sahte çürük raporu soruşturmasını yürüttüm. Soruşturma sonucunda DTP'nin genel başkanı değişti. Karargahevleri soruşturmasını yürüttüm. Karargahevleri soruşturmasına neden olan MİT belgesinin hiçbir hukuki delile dayanmadığını
    ortaya koydum. 82 yıllık MİT tarihinde ilk defa MİT Müsteşarı'nı ifadeye çağırdım. Kamuoyunda Heron ihaneti olarak adlandırılan soruşturmayı yürüttüm.

    MİT'in bazı umumi telefonları mahkeme kararı olmadan dinlediğini tespit ettim. Son olarak da dünyanın en büyük uluslararası silah şirketlerinden birisinin
    katıldığı ihaleye ilişkin soruşturma yürüttüm. Yürüttüğüm bu soruşturmalar nedeniyle önce DTP'nin hedefi oldum. Takip edilmeye, telefonlarım dinlenmeye
    başlandı. Telefon dökümlerim eşime ve Hava Kuvvetleri Komutanlığına gönderildi.

    Kaldığım otellerden ABD'de restoranda yediğim yemeğe kadar her şey haber yapıldı. Termal kameralarla resimlerim çekildi. Özel yazışmalarım deşifre edildi. Aldığım gömlek ve markasına, Genelkurmay Başkanına yazdığım mektuba kadar her şey gazetelerde yer aldı. AIDS olduğum, İlker Başbuğ tarafından karargahevleri
    soruşturmasını kapatmak için ABD'ye gönderildiğim haberleri yapıldı. Ergenekon'da en büyük engel olduğum şeklinde haberler yapıldı. Rüşvet aldığım, rüşvet
    verdiğim, icradaki malları ucuza kapattığım şeklinde hakkımda asılsız ve aşağılık haberler yapıldı. Toplam 32 bin e-posta gönderildi. Bana ve aileme yönelik ölüm
    tehdidi aldım. 13 yaşındaki kızımın böbreklerinin alınacağı tehdidi üzerine Ankara Valiliği bana ve kızıma koruma kararı aldı."

    -5 DİSİPLİN CEZASI ALDI-

    Bütün bu iddialar nedeniyle Milli Savunma Bakanlığınca hakkında 37 soruşturma açıldığını, 5 adet disiplin cezası verildiğini, birinci sınıf hakimliğinin de elinden alındığını belirten Üçok, kendisine birçok tehdit geldiğini, "Seni savcı Ferhat Sarıkaya'dan beter yapacağız" diye tehditlerde bulunulduğunu söyledi.

    Üçok, şu anda en son aşama olarak mahkemenin karşısına çıktığını belirterek, "ruh sağlığı şüpheli olan kişi" olarak belirttiği tutuklu sanık Murat Turgay Tepe'nin yaptığı, tamamen yalanlara dayalı telefon konuşmalarından dolayı 1 yıl 4 gündür tutuklu olduğunu kaydetti.

    Psikolojik sorunları bulunan ve profesyonel yalancı olarak ifade ettiği Tepe'nin 25 günde yaptığı 12 görüşmesinde psikolojik rahatsızlığı olduğunu kendisinin de belirttiğini ifade eden Üçok, Tepe'nin "Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne girdim. Cumhurbaşkanı ile görüştüm. Demirel'in başdanışmanını çok iyi tanırım. Emekli askerim. ABD'de eğitim gürdüm. Cüneyt Zapsu'yu tanırım" şeklindeki telefon konuşmalarını özetleyerek okudu.

    Ahmet Zeki Üçok, Tepe'nin bu şekilde yaptığı 52 görüşmenin palavra olduğunu, adı geçen kişilerin de mahkemeye getirilmesi gerektiğini belirterek,
    Tepe'nin ceza ehliyeti bulunmadığı yönünde iddiası olmadığını, bunları profesyonel yalancı olduğuna dikkati çekmek için söylediğini kaydetti.

    İddianamenin fezlekenin aynısı olduğunu, tek suç tarihi bulunmadığını ifade eden Üçok, örgütün geçen yıl kurulduğunun belirtildiği ancak iddianamede
    yer alan 36 eylemin daha önceki yıllara ait olduğunun görüldüğünü belirtti.

    Soruşturma aşamasında şüpheli olarak ifadesine başvurulan, çürük raporu almak isteyen kişilerin daha sonra iddianamede müşteki olarak yer aldığını
    söyleyen Üçok, bu kişilerin askerlikten kurtulmak için hile yapma suçunu oluşturduğunu bildirdi.

    DURUŞMADAN DETAYLAR

    Ahmet Zeki Üçok, askeri savcı olduğunu, 4 bin 500 TL aylık geliri bulunduğunu söyledi. Üçok'un avukatı Celal Ülgen, iddianamenin yazılı olarak taraflara dağıtıldığını ifade ederek, özetlenerek okunmasını istedi.

    Duruşma salonunda müvekkiliyle birbirlerini göremeden, yetersiz koşullarda savunma yapacaklarını belirten Ülgen, duruşmaların daha uygun bir salonda yapılması gerektiğini söyledi.

    İddianamenin de çok kapsamlı olduğunu ve özetlenerek tutanağa geçirilmesinin zaman alacağını belirten Ülgen, teknik araçlar kullanılarak kayda alınmasını talep etti.

    Ülgen, yetki ve görev itirazlarını içeren dilekçeyi de mahkemeye sunarak, mahkemenin bölge olarak yetkili olmadığını, yargılamanın da müvekkilinin konumu ve sıfatı yönünden askeri yargı yerinde yapılması gerektiğini söyledi.

    Albay Üçok, askeri savcı olduğunu, askeri savcıların görevleriyle ilgili suç işlediklerinde en yakın askeri mahkemede yargılanması gerektiğini belirterek, mahkemenin bu konuda görevsiz olduğunu düşündüğünü kaydetti.

    Üçok, iddianamede yer alan suçların dolandırıcılık kapsamına girdiğini, cebir ve tehdide yönelik bir suçun yer almadığını, davanın askeri ceza mahkemesinde görülmesi gerektiğini söyledi.

    İstanbul Cumhuriyet Savcısı Celal Kara ise yargılama yetkisinin mahkemelerine ait olduğunu belirterek, yetkisizlik ve görevsizlik taleplerinin reddedilmesini istedi.

    Mahkeme yapılan yetki ve görev itirazlarına ilişkin talepleri de reddetti.

    İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, emekli asker Erdem Kılıç, emekli astsubay Ömer Uçar, Fehmi Suna ve İsmail Es ile tutuksuz sanıklar iş kadını Sibel Fatma Çarmıklı ve oğlu Murat Can Çarmıklı, Hava Albay Ahmet Metin Kökenek ve D.B. katıldı.

    Tutuklu sanıklar Murat Tugay Tepe, Tahir Mete Turan ve Taylan Özgür Düşko ise duruşmaya katılmadı.

    İddianameden...

    İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklardan Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'un "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçundan 2 ila 6, "4 kez nitelikli yağma" suçundan 20 ila 30, "54 kez nitelikli dolandırıcılık" suçundan 102 ile 357 ve "kamu görevini kötüye kullanma" suçundan 5 ila 10 yıl olmak üzere toplam 129 ila 403 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

    İddianamede "suç örgütü kurduğu" iddia edilen tutuklu sanık Murat Tugay Tepe için de Albay Üçok ile aynı suçlardan ve "fuhuş için aracılık ve yer temin etme" suçundan da toplam 134 ila 413 yıl arasında değişen hapis cezası isteniyor.

    Tutuksuz sanıklardan iş kadını Sibel Fatma Çarmıklı ve oğlu Murat Can Çarmıklı hakkında da "suç örgütüne üyelik", "nitelikli yağma" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçlarından toplam 8 ila 17,5'ar yıl arasında değişen hapis cezası talep edilen iddianamede, tutuklu sanıklar Erdem Kılıç, Fehmi Suna, İsmail Es, Ömer Uçar, Tahir Mete Turan ve Taylan Özgür Düşko ile tutuksuz sanıklar Hava Albay Ahmet Metin Kökenek, Kahriman Cömert, Aydın Atay, D. B, Derya Aydoğan, Hayrullah Çelebi ve Mahmut Çelik'in de benzer suçlardan 1 ila 403 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması öngörülüyor.

    İddianamede, aralarında Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, dizi film oyuncusu Engin Akyürek ve film yapımcısı İsmail Kılıçarslan'ın da bulunduğu 61 müşteki yer alıyor. Sanıklar, 60 eylemden sorumlu tutuluyor.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow