hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Erdoğan: "CHP ile BDP platonik aşk yaşıyor"

    Erdoğan: CHP ile BDP platonik aşk yaşıyor
    expand

    CHP ile BDP'nin seçim ittifakı yapacağı iddiaları Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gündemindeydi. Erdoğan, "BDP ve CHP nin platonik aşkı referandum oylamasında ortaya çıkmıştır. Seçim öncesinde birdenbire külleniveren bu aşkın, CHP’yi de BDP’yi de hangi hülyalara sevk edeceğini göreceğiz. Merak ediyorum. BDP mi statükoculuktan medet umuyor? CHP mi etnik milliyetçilikten medet umuyor?" dedi.

    Erdoğan'ın partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:

    İkna odaları:

    - İkna odalarını bu ülkenin odaları yaşamıştır görmüştür. Sıkılmadan yok yapmadık diyorlar. Yavrularımız çıktı şimdi yargıya gidiyorlar. Bunu yaşayanlara da tavsiye ediyorum. Sizlerde gidin hakkınızı arayın diyorum.

    "CHP ile BDP platonik aşk yaşıyor"

    - CHP, her zaman söylüyorum. Önce kendi geçmişiyle, bugünüyle yüzleşmelidir. Daha 6-7 ay öncesine kadar CHP üst yönetiminin Kürt meselesine nasıl baktıkları gayet iyi biliyor. Eski genel başkanında, şimdi genel başkanında, parti sözcülerinin de, Milli birlik ve kardeşlik projesi karşısında nasıl bir uzlaşmaz tutum izledikleri Meclis’in kayıtlarında yer alıyor. Bizim BDP’yle yaptığımız görüşmelerden sonra bizi neyle suçladıklarını gördük. Öte yandan BDP’nin tutumunu da çok iyi biliyoruz.

     -Biri statükonun en büyük savunucusu, diğeri statükodan en çok dert yanan partilerden biri. Bu iki ucun aslında platonik bir aşk yaşadıkları bayram ziyaretlerinde ortaya çıkmıştır. Seçim öncesinde birdenbire külleniveren bu aşkın, CHP’yi de BDP’yi de hangi hülyalara sevk edeceğini göreceğiz. Merak ediyorum. BDP mi statükoculuktan medet umuyor? CHP’mi etnik milliyetçilikten medet umuyor?

    - Biz şunu da merak ediyoruz. Acaba CHP, BDP’nin Paris’te terör örgütünü meşrulaştırma girişimlerine nasıl bakıyor? Acaba BDP, CHP’nin Ergenekon avukatlığı hakkında ne düşünüyor? İşte AK Parti’nin farkı budur arkadaşlar. AK Parti Doğu ve Güneydoğu meselesine oy kaygısıyla değil, samimiyetle insanı vicdanı öne çıkaran, demokrasiyi yücelten bir anlayışla yükseltiyor. AK Parti Diyarbakır’da farkı İzmir’de farklı konuşmuyor. AK Parti her zaman milletin diliyle konuştu, konuşuyor.

    "AK Parti’yi taklit etmeleri bizi memnun ediyor"

    - AK Parti’yi taklit etmelerinden memnuniyet duyuyoruz. Milletin sesine kulak vermeye başladılar. Bunu görüyoruz. Ülkenin meselelerini dert etmeye başladılar. Ama asıl olan şekil değil, ruhtur özdür. Taklit her zaman asıl olanı orijinal olanı yaşatır. Mesele millete yüzünü çevirmek, millete kulağını çevirmek değil. Asıl olan millete gönlünü açmaktır. Halkçı olmakla, popülist olmak ayrı şeydir. Siyaset milletin duygusunu düşüncesini derdini arzusunu yansıtmak için sorunlara çözümler üretmek için yapılır. Bunu yapmazsanız, halkçı olamazsınız. Milletin dertleriyle dertlenmezseniz milliyetçi olamazsınız. Bu teşkilatın bu grubun nasıl oluştuğu, hangi ilkeler üzerine inşa edildiği, son derece önemli. Biz kadınlı erkekli, genç yaşlı sokak sokak gezerken insanları oy vermeye değil, gönül birliğine davet ettik. Pazara kadar dostluğun, seçim gününe kadar kardeşliğin değil, edebi bir uhuvvetin temellerini attık.

    "Geçmişimizde zikzak yok"

    - Bizim geçmişimizde zikzaklar yok. Türkiye’ye yaşatılmış acılar yok. Milletimiz bize sorumluluk yüklediğinde, onu omuzladık ve İstanbul’da, Türkiye genelinde yetki aldığımız her yerde emanetin hakkını verdik. 2011 genel seçimlerine de biz bu hissiyatla giriyoruz. Hizmetlerimizi görücüye çıkarmak için milletimizin huzuruna çıkıyoruz. Biz hem milletimiz karşısında muhasebemizi yapacak, hem de yeniden yetki isteyeceğiz.

    Füze kalkanı:
    - Mavi Marmara olayında, bütün millet katillerin karşısına dikilirken, muhalefet partisinin lideri gidip orada ülkesini eleştiriyor. İşte aynı yaklaşımı NATO’nun Lizbon zirvesinde gördük. Füze savunma sistemiyle ilgili yazılıp çizilenlere bakınca ciddi bir bilgi eksikliği olduğunu görüyorum.

    - Bakınız, bu ülkenin başında AK Parti iktidarı var ve bu iktidar kimseyi de bu ülkenin değerleriyle oynattırmaz. Bu ülkenin onuru, haysiyeti iktidarımıza kadar çok lekelenmiştir. Bunları biz hep yaşadık gördük. Ama 8 yıllık iktidarımız bir izzetin onurun şerefin ortaya çıkmasıdır.

    - Lizbon’da füze savunma sistemi, NATO-AB işbirliği ve Afganistan konuları konuşuldu. Bu zirveye Türkiye damgasını vurmuştur. Alınan kararlar Türkiye açısından tatminkar olmuştur. Bu konudaki çetin müzakereler sonucunda ülkemizin beklentileri, kesinlikle bundan sonraki 10-15 yılı kapsayacak şekilde burada yer almıştır.

    "NATO’nun amacı saldırı değil savunma"

    - Şu hususu da ifade etmek istiyorum. NATO bir saldırı değil, savunma sistemidir. NATO’nun füze savunması mimarisinin kurulmasındaki amaç, balistik füze yayılmasının beraberinde getirdiği risk, her bir müttefikin güvenliğinin ve savunmasının sağlanmasıdır. Şu an yaklaşık 30 ülkede balistik füze bulunuyor.

    - Amacı füze saldırısına maruz kalabilecek ülkelerin güvenliğini sağlamaktır. Israrımız üzerine güvenliğin bölünmezliği ve ittifak dayanışmasına uygun olarak, füze savunma sisteminin tüm müttefiklere tam koruma sağlaması, sağlanmıştır. Risk ve külfetlerin hakça paylaşımı kararı alınmıştır. Zirvede hiçbir ülkenin tehdit kaynağı olarak hedef alınmaması kararlaştırılmıştır.

    İran hedef mi?

    - "İran burada hedef olarak gösterilmiştir" gibi yaklaşımlar ortaya koymaları zihinleri bulandırma girişimidir. Fransa’nın burada ısrarla, İran'ın ismini koymak isteme gayreti doğmuştur. Ama Türkiye’nin ısrarları neticesinde, böyle bir isim koyamazsınız demesi üzerine, bunun konulmaması için Türkiye’yle beraber hareket edilmiştir. Sarkozy’nin biz kediye kedi deriz yaklaşımı var.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow