hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Dursun Çiçek davasında yeni belge

    Dursun Çiçek davasında yeni belge
    expand

    THY'den "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" davasının görüldüğü mahkemeye gönderilen yazıda 2 Mart 2009'da Erzurum-Ankara bileti alan Dursun Çiçek'in kimlik numarasının davanın sanığı olan Dursun Çiçek'in numarasından farklı olduğu bildirildi. Dursun Çiçek'in çocukları İrem ve Deniz Çiçek ise davayla ilgili bilgi ve belge sunanlara 100 bin lira ödül verileceğini açıkladı.

    İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmada söz alan tutuklu sanık Mehmet Deniz Yıldırım, dava dosyasında bulunan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince görevlendirilen bilirkişi heyetinin raporuna göre, Aydınlık Dergisi'ne ait diz üstü bilgisayarda hem de İşçi Partisi ile dergiye ulaşan flaş diskte yapılan incelemede, suçlamaya esas olduğu değerlendirilen herhangi bir kayda rastlanmadığının tespit edildiğini söyledi.

    Yıldırım, iddianamede kendisiyle ilgili asıl suçlamanın ses kayıtları üzerinden yapıldığını ifade ederek, tutuklama ve bunun devamı kararlarının bu delilsiz suçlamalar üzerinden verildiğini savundu.

    Bilirkişi raporuna göre hakkındaki iddiaların geçerliliğini yitirdiğini belirten Yıldırım, bir yıldır süren tutukluluk halinin bitirilmesini, hakkında tahliye kararı verilmesini talep etti.

    Tutuklu sanık Serdar Öztürk de mahkemenin kendisine ait olduğu için dökümlerini istediği telefon numarasının başka bir Serdar Öztürk'e ait olduğunu söyledi.

    Öztürk, kendisine ait olduğu iddia edilen İstanbul Anadolu yakasına kayıtlı telefonun abone kimlik bilgilerinin mahkemenin yazısı üzerine gönderildiğini belirterek, buna göre, kendisine ait olduğu iddia edilen telefonun Üsküdar Bağlarbaşı'nda ikamet eden ve tabelacılık yapan Serdar Öztürk'e ait olduğunu ifade etti.

    Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de ara kararlar doğrultusunda dosyaya konulan evrakı okudu.

    THY'den gelen yazı

    Buna göre, THY'den gelen yazıda, 2 Mart 2009'da Dursun Çiçek adlı kişinin internetten Erzurum-Ankara uçak bileti aldığı ve seyahat ettiği belirtildi.

    Yazıda, bu kişinin TC kimlik numarasının davanın sanığı olan Dursun Çiçek'in kimlik numarasından farklı olduğu ifade edildi.

    Devlet Hava Meydanları İşletmesinden gelen yazıda da Erzurum'daki havalimanının kamera kayıtlarının 30 gün sonra otomatik olarak silindiği ve yeni kayıt yapıldığı bildirildi.

    Mahkeme heyeti, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.

    Davanın bugünkü duruşmasında, İrtica ile mücadele eylem planı diye adlandırılan belgede ıslak imzası olduğu iddia edilen Kurmay Albay Dursun Çiçek hazır bulundu.

    7 aydır tutuklu bulunduğunu belirten Çiçek, bu süreçte 170 talepte bulunduklarını bunların sadece 12 tanesinin kabul edildiğine de dikkat çekti.   

    Çiçek, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan "Ergenekon terör örgütüne üye olma" suçuna ilişkin dava ile İlhan Cihaner'in Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ndeki dosyasının Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından birleştirildiğini hatırlattı.

    Çiçek, mahkemenin de Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki "Ergenekon terör örgütüne üye olma" suçu kapsamında görülen dava ile bu davanın bağlantılı olduğunu söylediğini ifade ederek, "(Dursun Çiçek belgeyi Ankara'da yazdı, Erzincan'da uygulamaya konuldu) deniliyor. Erzincan dosyasındakileri Yargıtay 6 ay önce tahliye etti. Ben niye içerideyim? Nerede kaldı Anayasa'nın eşitlik hakkı? Onlar icra etti, ben yazdım. Yazanın suçu icra edenlerden daha mı ağır? Bu eşitlik mi? Vicdana sığar mı?" diye konuştu.

    Mahkemenin dosyaları birleştirme kararı alarak Yargıtaya göndermesini isteyen Çiçek, "İddia makamı istiyor. 2 üye de istiyor. Niye bu kararı almıyorsunuz? Oyalama celseleri yapıyorsunuz. Ankara, hem yetki, hem de görev açısından uygun" dedi.

    Tutuklanmasına ilişkin kuvvetli suç şüphesinin ne olduğunu bulamadığını dile getiren Çiçek, "Hakkımda verilecek tutukluluğa devam kararı, bu işlenen hukuk cinayetine ortak olmaktır. Bu kadar işkencenin, bu kadar mağdur edilmenin yeterli olduğunu düşünüyorum. 35 yıllık mesleğimin son 8 ayını görevimin başında geçirerek tamamlamak istiyorum. Tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.

    "Başbuğ ve Iğsız tanık olarak dinlensin"

    Çiçek'in avukatı olan kızı İrem Çiçek de "savcılık ve emniyetin ülkedeki tüm Dursun Çiçekleri birbirine karıştırıp harmanladığını" ifade ederek, 28 Mart 2009'da Erzincan Mazlum Otel'in 202 numaralı odasında kaldığını belirtilen Dursun Çiçek'in, 33 yaşında inşaat şirketi sahibi olduğunu söyledi.

    Erzincan dosyasının ek klasörlerinde bu kişinin kimlik numarasına yer verildiğini, bu somut bilgilere rağmen mahkemenin Mazlum Otel'in 2009 yılı kamera kayıtlarını istediğini söyleyen Çiçek, Ankara'da inşaatçı olarak çalışan başka bir Dursun Çiçek'in de 6 ay dinlenildiğini hatırlattı.

    Mahkemenin Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığına müzekkere yazarak 18 Mart 2009 tarihinde bilet alan bir başka Dursun Çiçek'in peşine düştüğünü ifade eden İrem Çiçek, "Komplonun bu kadar açık olduğu bir dosyada müvekkilimin tahliyesi için daha kaç tane Dursun Çiçek bulunacaktır?" dedi.

    Mahkemenin ara kararınca istenen bilgi ve belgelerin tamamının müvekkilinin lehine olduğunu ifade eden Çiçek, dosyanın Yargıtaya gönderilmesini talep etti.

    Çiçek, "Karargah Subayı Planı İtiraf Etti" şeklideki haberlerde yeralan Albay Ünal Atabay'a ait olduğu iddia edilen ses kaydıyla ilgili olarak da ses analizinin yaptırılmasını talep ederek, Atabay'ın duruşmaya çağrılarak derhal dinlenilmesini istedi.

    Söz konusu habere konu iddialar ve dava konusu belgeye ilişkin haberin bir gazetede yer aldığı 12 Haziran 2009'dan sonraki dönemde yaşanan gelişmeler hakkında o dönemde Genelkurmay Başkanlığı İç Güvenlik Harekatı Daire Başkanı olan ve Bilgi Destek Daire Başkanlığına da vekalet eden Tümgeneral Mustafa Bakıcı'nın da tanık olarak dinlenilmesini isteyen Çiçek, yine söz konusu haberle ilgili olarak dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ile emekli Orgeneral Hasan Iğsız'ın da tanık olarak duruşmada dinlenilmesini talep etti.

    Mahkeme heyeti, Dursun Çiçek, Serdar Öztürk ve Mehmet Deniz Yıldırım'ın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı 12 Ocak 2011'e erteledi.

    Bu arada Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün bu sanıkların tahliye edilmesi yönünde oy kullandığı görüldü.

    Belge ve bilgi sunana 100 bin lira ödül

    Bu arada, Dursun Çiçek'in çocukları İrem ve Deniz Çiçek tarafından hazırlanan "dursuncicek.wordpress.com" adlı internet sitesinde yayımlanan duyuruda da dava konusu belgenin hazırlanması, adliyeye gönderilmesi hakkında belge ve bilgi sunan kişilere 100 bin lira ödül verileceği belirtildi.

    İrem ve Deniz Çiçek tarafından hazırlanan yazıda, şu ifadelere yer verildi: "Babamız Dursun Çiçek'e atılan iftiranın ve hukuk cinayetinin faillerinin ortaya çıkarılmasına yönelik olarak, bu sahte planın hazırlanması, fotokopinin avukatın bürosuna konulması ve Beşiktaş Adliyesine gönderilmesi hakkında insanlık ve dürüstlük adına bilgi ve belge sunan şahıslara 100 bin TL ödül verilecektir. Bilgi ve belgeyi veren kişilerin kimliklerinin korunması birincil önceliğimiz olacaktır. Yaratılan korku imparatorluğunda masum insanların kafalarında oluşabilecek kaygıların giderilmesi için elimizden geleni yapacağımıza kimsenin şüphesi olmasın."


    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow