Haklarını ödemeyen patronun lüks lokantası önünde iftar

Ramazan orucu toplumsal sorunların da ifade edilmesine sahne oluyor. Lüks yaşam ve aşırı zenginleşmeyi protesto amacıyla otel önlerinde başlayan iftar eylemlerinin ardından hak arayan işçiler de bu yola başvurdu. 8 Mart'ta çalıştıkları tekstil firmasında hakları ödenmeden işten çıkartılan 382 işçi, firma sahibinin Levent'teki lüks lokantası önünde eylem başlattı. İşçiler haftasonları simit ve suyla iftarlarını burada yapıyor.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde çalıştıkları Roseteks firmasındaki işlerinden çıkartılan ve maaşları ödenmeyen çoğunluğunu kadınların oluşturduğu 382 işçi, ilginç bir eylem başlattı. Firma sahiplerinin sahibi olduğu Levent'teki Köşebaşı restoran önünde nöbete başlayan ve iftar sofrası kuran işçiler, tazminatlarını ve alacaklarını istiyor.

Çalıştıkları Roseteks firmasından 8 Mart'ta tazminatları ve maaşları ödenmeden çıkartılan 382 işçi, firma sahiplerinin Levent'teki lüks lokantası önünde eylem başlattı. Levent'teki Köşebaşı restoran önünde her hafta sonu toplanacak işçiler, menüsü simit ve peynirden oluşan iftarlarıyla oruçlarını da burada açtılar. "Köşebaşı Restaurant sahipleri Nedim Aşkın, Bülent Timuroğlu çaldığın haklarımızı istiyoruz, alacağız" yazılı pankart açan işçiler, "Tazminatlarımızı istiyoruz alacağız", "İşçiyiz haklıyız kazanacağız" diye de slogan attı.

Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu ve hayatlarında ilk kez bir protesto ve hak arama eylemine katıldıklarını ifade eden işçiler, yaptıkları basın açıklamasında da "İşten çıkarıldığımızdan bu yana hiçbir hakkımız ödenmiş değil. Bizleri haksız yere, tazminatlarımızı ödemeden işten çıkaranlar, bizleri açlığa mahkum edenler işte bu lüks lokantanın patronlarıdır. Köşebaşı isimli lüks lokantanın patronları bizim tazminatlarımızı ödemedikleri için lüks lokantalar açabiliyor, fabrikalar kurabiliyorlar. Bizler yaşam mücadelesi verirken, aç kalmama mücadelesi verirken onlar bizim alınterimiz üzerinden lüks içinde yaşıyorlar" dedi.

Her geçen gün biraz daha açlığa ve işsizliğe maruz bırakıldıklarını ifade eden işçiler, yeni yasal düzenlemelerle de haklarına göz dikilmesine işaret ederek, THY'de işten çıkarılan işçiler ile kendi durumlarındaki diğer emekçilere de dayanışma mesajı verdiler. Açıklamada, şöyle denildi:

"Daha çok çalışıyoruz ama daha az ücret alıyor, daha fazla sömürülüyoruz. Sendikalarda örgütlenmemizi olanaksız hale getiren patronlarımız son olarak, çıkardıkları bir yasayla havayollarında çalışan işçi ve emekçi kardeşlerimizin grev haklarını ellerinden aldı. Şimdi de kıdem tazminatımıza göz dikmişler. Kıdem tazminatlarımızı ödemek patronlarımız için bir yükmüş. Onun için kıdem tazminatı hakkımızı çıkaracakları yasalarla kaldıracaklarmış. İktidara geldiği günden bu yana işçi ve emekçilerin haklarını ellerinden alan AKP hükümeti grev yasağından sonra şimdi de kıdem tazminatı hakkımızı yok etme hazırlığı içinde. İşte bu haksızlığı, sömürü düzenini meşrulaştırmak için yasa çıkarıyorlar. Ama tekrarlıyoruz: ne yasalarınız ne hukukunuz bu sömürü düzenini gizleyebilir. Siz o yasalarınızla ancak gaspa, hırsızlığa, sömürüye dayalı ahlakınızı meşrulaştırabilirsiniz. Bizleri açlığa ve sefalete mahkum eden sizler bu lüks lokantalarda iftar açsanız da sömürüye, gaspa dayalı ahlakınız değişmeyecek. Bizler ise tazminatlarımızı, haklarımızı alıncaya kadar direneceğimizi duyuruyoruz."