Erdoğan: "Gerekeni yaparız"

Erdoğan: Gerekeni yaparız
expand

ABD temaslarını sürdüren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "PKK ile mücadelede eski denenmiş mekanizmalar önümüze konmasın. Anlık istihbarat paylaşımından bekleneni alamazsak, gerekeni yaparız" dedi.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Beyaz Saray'da ABD Başkanı George Bush ile yaptığı görüşmenin ardından Ulusal Basın Kulübü'nde düzenlenen toplantıda konuştu.
 
Erdoğan, "Altını çizerek ve seçerek şu kelimeyi kullanmak istiyorum. Biz bir savaşın eşiğinde değiliz, biz bir operasyon kararı aldık" dedi.
 
Başbakan, "Bunu özellikle vurgulamak istiyorum ve yapacağımız bir operasyondur. İşte bunun şeklini tamamen teknik kadrolarımız, başta Genelkurmay olmak üzere onlar en iyi şekliyle bilir ve Güneydoğu Anadolumuzda veya ülkemizde herhangi bir sıkıntının sebebi olacağına ihtimal dahi vermiyoruz" dedi.
 
Erdoğan, bir gazetecinin "Operasyon yapılacak yani?" şeklindeki sözleri üzerine, "Biz operasyon yapma iznini aldık sadece..." yanıtını verdi.
 
Başbakan Erdoğan, "Nereden aldınız?" sorusu üzerine "TBMM'den aldık, operasyon yapma iznini..." diye konuştu.
 
Erdoğan, "Başkan Bush'un basına yaptığı açıklamada da söylediği gibi, PKK Türkiye'nin düşmanıdır, Irak'ın düşmanıdır ve ABD'nin de düşmanıdır. Herhalde düşman kavramından ne anladığımızı açıklamama gerek yok" dedi.
 
Erdoğan, "İstihbarat paylaşımı konusunda gerek sesli, gerek görsel, bu istihbarat paylaşımının yapılması konusunu aramızda konuştuk ki istihbarat paylaşımı bizler için çok önemli. Anlık istihbarat paylaşımının yapılması ve herşeyden önce de ortak bir mücadele platformunun oluşturulması konusundaki hassasiyetlerini ve bu konuda bizim şu andaki kararlılığımızı kendileri de zaten basına yaptıkları açıklamada teyit ettiler ve görüşlerimizin örtüştüğünü de görerek ülkeme ayrılıyorum. Tabii ki herşeyi de A'dan Z'ye herhalde benden açıklamamı beklemeyeceksiniz" diye konuştu.
 
"Uluslararası destek gerek"
 
Erdoğan, "Gereken uluslararası desteğin ve işbirliğinin bulunmadığı bir ortamda Türkiye, kendisini ve halkını teröre karşı koruma hakkını tabiatıyla kullanacaktır. Zira, devletler, toprak bütünlüğünü ve kendi vatandaşlarını korumak yükümlülüğü altındadırlar" dedi.
 
Erdoğan, ABD Başkanı George W. Bush ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak da, "Birçok konuda da büyük ölçüde, büyük oranda düşüncelerimizin örtüştüğünü gördük. Birbirimizi iyi anladığımızı ve temel konular üzerinde mutabık kaldığımızı düşünüyorum" diye konuştu.
 
Erdoğan, "Özellikle bazı Avrupa ülkelerinin terörle mücadelede yanımızda yer almamalarını, -ki AB, PKK'yı bir terör örgütü olarak ilan etmiş olmasına rağmen-, AB üyesi ülkelerin içerisinde terör liderlerini yakalayıp, ondan sonra mahkeme edip, mahkemeden de tutuksuz olarak yargılanması sürecinin devamına deyip, ondan sonra da bir başka ülkeye geçmesine, oradan da Irak'a geçmesine imkan hazırlamayı ne ile izah edeceğiz? Ben bunu anlamakta zorlanıyorum. Bu tutumlarında ısrar etmelerini kabul etmemiz mümkün değildir" dedi.
 
Basın organlarının terörizme yaklaşımını da eleştiren Başbakan Erdoğan, "Teröriste işimize geldiği zaman asiler, işimize geldiği zaman direnişçiler, işimize geldiği zaman isyancılar demek gibi bir yanlış herhalde medya tarafından da üzerinde ısrarla durulması gereken bir konudur. PKK terör örgütünün mensuplarını bir terörist olarak değil de asiler, isyancılar, direnişçiler diye tanımlamak gerçekten bizi üzmektedir" diye konuştu.
 
"Bunu kabullenmek mümkün değildir" diyen Erdoğan, "El Kaide'den olduğu zaman terörist, ama PKK'dan olduğu zaman asi... Burada bir sınavın içinde olduğunu da dünya basını bilmelidir" dedi.
 
"Bu yetkiyi kullanacağız"
 
Başbakan Erdoğan, "Irak'ın kuzeyinde konuşlanarak ülkemizin toprak bütünlüğünü, kamu düzenini, güvenliğini ve huzurunu tehdit eden bölücü terör örgütüne karşı uluslararası hukuktan kaynaklanan hakkımızı kullanma noktasına gelmiş bulunuyoruz. Bu bir uluslararası hukukun vermiş olduğu yetkidir ve bu yetkiyi kullanacağız" dedi.
 
Erdoğan, "Ulusal çıkarlarımızı bölgedeki akıl dışı güç hesaplarına kurban etmemizi bizden hiç kimse beklememelidir. Türkiye'nin artık zamana yayılan ve daha önce denenmiş ancak sonuç vermemiş bir takım mekanizma ve önerilerle vakit kaybetmeye tahammülü kalmamıştır. Türkiye, ABD ve Merkezi Irak Hükümetinden Kuzey Irak kaynaklı PKK terörüne kesin bir son verecek somut ve acil adımlar atmasını beklemektedir" diye konuştu.
 
Türkiye'nin hedefinin sadece Kuzey Irak'ta konuşlanmış olan bölücü terör örgütü olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, bunun tüm uluslararası camia tarafından iyi anlaşılması gerektiğini söyledi.
 
"Faturasını ağır ödeyecekler"
 
Başbakan Erdoğan, konuşmasında, PKK faaliyetlerine göz yuman bazı ülkeler bulunduğuna dikkat çekerek, "İnanıyorum ki onlar er veya geç bunların faturasını ağır ödeyeceklerdir. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın anlayışı geçerli olmayacaktır, o yılan bir gün onları da sokacaktır" dedi.
 
Ermeni tasarısı

1915 olaylarına ilişkin tutumunu Başkan Bush'a da ilettiğini kaydeden Erdoğan, görüşlerini ayrıntılarıyla aktardığını ifade etti. Erdoğan,"Temennim odur ki inşallah ABD Kongresi böyle bir kararı 'Demokles'in kılıcı' gibi sürekli olarak gündemde tutmaktansa bunu gündemden kaldırmasıdır" diye konuştu.
 
Erdoğan, Türkiye'nin Fransa ile münasebetlerinde de zaman zaman 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarıyla ilgili sıkıntılar yaşadığını dile getirdi.
 
Bu dönemde bunları Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile birkaç kez görüştüklerini ve bu konuda ortak çalışma yapılacağını kaydeden Erdoğan, iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik, askeri ilişkilerin geliştirilmesine yönelik oluşumlar bulunduğunu, bunların sıkıntılı dönemi süratle aşma imkanı hazırlayacağına inandığını belirtti.
 
Erdoğan, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarıyla ilgili tasarının görüşmelerinin ABD Temsilciler Meclisi'nde ertelendiği ifade edilerek, o yıllarda ne olduğunun sorulması üzerine, "Kim hangi belgeyi inceledi onu bilmiyorum. Çünkü böyle bir inceleme yapılmış olsa bize bunun cevabı gelir. Bir defa ellerinde böyle bir belge yok. Ben size çok ilginç birşey söyleyeceğim. Burada bir soykırım asla söz konusu değildir. Burada tehcir söz konusudur. Savaşın olduğu sıkıntılı dönemde, 1915 döneminde içeride isyanların başlaması sebebiyle Ermeni vatandaşlarımız ki bunlar 'sadık toplum, sadık millet' ifadesiyle aslında takdir edilen bir toplum" dedi.
 
"Ama savaş başlayınca içerideki isyanıne yazık ki bazı ülkelerin teşvik ve tahrikiyle Ermeniler bu isyana girdiler" diyen Erdoğan, "Bu isyan neticesinde o zamanki yönetim, bütün güvencelerini sağlamak suretiyle, hatta harcırahlarını vermek suretiyle farklı bölgelere o zamanki Ermeni vatandaşlarını göç ettirmiştir. Bunların belgeleri vardır bizim arşivlerimizde" diye konuştu.
 
Erdoğan açıklamasının ardından bazı soruları da yanıtladı:
 
* Başkan Bush size PKK ile mücadelede somut bir taahhüt verdi mi? Görüşmeden memnun musunuz?
"Bu konuya ilgili Sayın Bush'la yaptıgımız görüşme çok anlamlı. PKK'yı bir terör örgütü olarak ABD'nin ilan etmesi çok önemli. PKK Türkiye, Irak ve ABD'nin düşmanıdır. İstihbarat paylaşımının yapılması konusunu aramızda konuştuk ama uzun süreye yayılacak bir istihbarat paylaşımı değil, anlık paylaşımların yapılması ve ortak bir mücdele platforumun oluşturulması konusundaki hassasiyetleri ve şu andaki kararlılığımızı teyit ettiler. Görüşlerimizin örtüştüğünü görerek ülkeme dönüyorum."
 
* Irak'taki Kürtlerin PKK'yı engelleyip engelleyemeyeceğine güvenir misiniz?
"Şu anda burada ABD ve Irak merkezi yönetimiyle dayanışma yapabileceğimizi teyit ettiler. Süreç içinde attığımız adımlarla göreceğiz. Şu anda güvenmek zorundayım."

* Türkiye'nin 100 bin askerini Irak sınırından çekmesi konusunda sizi ikna için ne yapmalılar?
"Sınırımızda ne kadar askerimizin nerede konuşlanacağı kararını sanırım Türkiye'den başkası veremez. Gerekli tedbirler alınmıştır. Bunlar TSK'nın hakkı olduğu kadar en tabii görevidir."

* Kürt sorunuyla ilglli ne yapmayı düşünüyorsunuz?
"75 tane Kürt kökenli millertvekili var benim partimde. PKK hiçbir zaman benim Kürt kökenli vatandaşlarımın temsilcisi olmamıştır. Burada çok ciddi bir istismar vardır. Güya Türkiye'de bir etnik ayrım yapılıyormuş havası yaratılmaya çalışıyor. Bunlar yalan ve istismar konusudur. Böyle bir sorun söz konusu değildir."
 
* 90'lı yıllarda Irak'taki KDP ve KYP PKK'ya karşı birlikte çalıştı. Peki neden şimdi ilişkilerde bu noktaya gelindi?
"Doğrusu bunu anlamakta bende zorlanıyorum. O zaman o dönem Saddam zulmünden kaçan 500 binin üzerinde peşmergeyi Türkiye olarak biz koruduk. O bölgeye TIRlarla giyecek, ilaç taşıdık. Şimdi böyle bir tabloyla karşılaşmak beni üzüyor, kanıma dokunuyor."
 
* Güneydoğu'daki Kürtler size artan derecede oy verdi. Kürtlere çok tepki var. DTP ofislerine çeşitli saldırılar oldu. Kürt nüfusu korumak için ne yapacaksınız?
"Kürt kökenli vatandaşlarımıza karşı yapılmış bişey söz konusu değil. Verilen tepki terör örgütüne ve örgüte açık destek verenlere karşıdır. Bu tür tahriklere zemin hazırlamamak gerekir."
 
* ABD'nin ya da Irak'lı Kürt liderlerin, Türk askerlerinin sınırdan çekilmesi konusunda ne yapması gerektiğini söyleyebilir misiniz?
"Şu anda Türkiye'nin sınırları içerisinde ne kadar askerimizin nerede konuşlanacağı kararını herhalde Türkiye'den başka kimse veremez. Bu konuda atılması gereken adımları, Türkiye'nin içindeki güvenliğini sağlama noktasında gerek güvenlik güçlerimizin askere ait olan bölgeleri, gerekse polisimize ait olan bölgeleri paylaşmış durumda ve oralarda gerekli olan tedbirleri almışlardır ve alacaklardır. O da onların en doğal, en tabii hakkı olmanın ötesinde görevidir. Bunlar bu şekilde yürüyecektir. Burada bir şeyi özellikle vurgulamak istiyorum; bizim Irak'ın kuzeyinde konuşlanmış olan PKK terör örgütüdür hedefimiz, asla siviller değildir. Böyle bir şey düşünemeyiz. Böyle bir şey yaşamak da istemeyiz, yaşatmak da istemeyiz. Çünkü bizim özellikle Kuzey Irak'ta Güneydoğu Anadolu bölgemizde akrabalık bağları var."
 
* 1990'lı yıllarda Türkiye ve Iraklı Kürt temsilciler, yetkililer, Kürdistan Demokrat Partisi'nden yetkililer ve Kürdistan Yurtsevenler Birliği'nden yetkililer Türkiye ile işbirliği yapmış ve PKK'ya karşı mücadele sergilemişlerdi. Peki bu ilişkiye ne oldu?
"Doğrusu bunu anlamakta ben de zorlanıyorum. "O dönemde Saddam zulmünden kaçıp da Türkiye'ye sığınan 500 bini aşkın, 600 bin civarındaki peşmergeyi Türkiye olarak bizler koruduk. Ben o zaman bir siyasi partinin il başkanıydım ve il başkanı olarak o bölgeye TIR'larla yiyecek, giyecek, ilaç taşıyorduk ve şimdi böyle bir tablo ile karşılaştığım için bu zaten beni üzüyor, kanıma dokunuyor. Devlet olarak o zamanlar bu peşmergeleri bizler topraklarımızda barındırdık. Bu denli ilişki içerisindeyken şimdi bunun tamamen tersine dönmüş olması hakikaten düşündürücüdür. Bunun şu anda sorumluluğunu taşıyanlar bu konuda terör örgütüne yaklaşım tarzlarını gözden geçirmek durumundadır."
 
* PKK'nın gerçekleştirdiği terör olayları ile ilgili Türkiye'de artan bir milliyetçilik olduğu, Kürt kökenli Türklere yönelik bir kızgınlık sergilendiği ve DTP'nin bürolarına yönelik tepkiler yaşanması hakkında ne düşünüyorsunuz?
"Herşeyden önce şunu söylemem lazım; Kürt kökenli vatandaşlarımıza karşı yapılmış herhangi bir şey söz konusu değildir. Halkımızın özellikle ortaya koyduğu tepki terör örgütüne ve terör örgütüne karşı destek verenlere yöneliktir. Açık destek verenler var. Bu tür tahrike zemin hazırlamamak gerekir. Tabii bunlar düşündürücü şeyler. 81 vilayette bir çok demokratik gösteriler olmuştur. Ama bu gösterilerde halkımız sadece demokratik çerçeve içerisinde teröre karşı, şehitlerimizi sahiplenme noktasında tavrını ortaya koymuştur. Bu da tabii demokratikleşme sürecinde bu hassasiyeti yakalamış olan Türk halkının gerçekten başarılı bir sınavıydı. Halkımla bundan dolayı da gurur duyuyorum."
 
* ABD'nin, Irak'ı işgalinin, PKK terörüyle ilgili etkileri nelerdir?
"Tabii Irak'taki gelişmeler 5 yılı aştı ve bu 5 yıllık süre içeresinde, başlandığından bu yana baktığımızda Irak her geçen gün maalesef altyapısıyla, üst yapısıyla çok ciddi bir yıkım yaşıyor. Tarihle bir teste girme durumunda kalacaklardır. Bu konuda yine yapılması gerekenler noktasında Türkiye olarak bizler özellikle müteahhit firmalarımızla, gerek altyapıda gerek üst yapıdaIrak'ta çok büyük hizmetler veriyoruz. Fakat şu anda son gelişmelerbizim gerekirse, eğer beklenen, arzulananlar olmazsa, yaptırımlarımızınarasında bu tür çalışmalar da vardır. Bu tür yaptırımlarımızı dauygulamaya koyabiliriz, koyacağız. Çünkü teröre karşı ortak mücadeledeyerini almak durumundadır. Eğer Kuzey'de bulunanlar yerini almazsa,merkezi yönetim bu konuda gerekli desteği veremezse bizler tabii ki bu yaptırımı uygulama durumundayız."
 
Erdoğan CSIS'te de konuştu
 
Başbakan Erdoğan'ın düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Etüdler Merkezi'ndeki (CSIS) konuşmasında da terör örgütü PKK ile mücadeleyi ele aldı.
 
Mekanizmalarla bir yere varılamayacağını belirten Erdoğan, 550 milletvekilinden 507'sinin Hükümete, sınır ötesi operasyon görevi verdiğini hatırlattı ve "Biz, bu adımı atacağız. Ancak gerekli zamanda, gerekli zeminde ve şartlarını oluşturarak ama tamamıyla teröristleri hedeflemek üzere atacağız" dedi.
 
"Terörün kaynaklarını kurutmalıyız. Onun için işbirliğine ihtiyacımız var" diyen Erdoğan, ABD ile buna benzer hassas konular ve stratejik ortaklık belgesinde yer alan diğer konular üzerinde durduklarını, farklı çözüm önerilerinin gelmesini beklediğini kaydetti.
 
Kendisinin, Kürt kökenli Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile de sürekli görüştüğünü hatırlatan Erdoğan, Iraklı Kürtler ve Irak yönetiminin terör örgütü PKK'ya karşı bir adım atmasını beklediklerini belirtti ve "Artık biz kendi tedbirimizi almak zorundayız. Çünkü sabır taşı çatladı" dedi.
 
PKK'yı sadece terör örgütü ilan etmenin, uygulamada sonuç alınmadığı takdirde bir anlamı olmadığını belirten Erdoğan, "Türkiye ne zaman yakaladığı teröristleri gerekli yere veriyorsa, aynı şekilde bunların da Türkiye'ye teslimi gerekmektedir. Terörle mücadeleyi tek başına başarmak mümkün değil" dedi.
 
Erdoğan, "Dökülen kan, toplumdaki infiali artırmakta, milletin sabrını zorlamaktır. Halkın güvenliğini sağlamak birincil öncelik taşır. Böyle bir terör örgütüne göz yumamayız" dedi.
 
"Türkiye, ne zaman yakaladığı teröristleri gerekli yere veriyorsa, aynı şekilde bunların da Türkiye'ye teslimi gerekmektedir" diyen Erdoğan, "Terörle mücadeleyi tek başına başarmak mümkün değil. Terörü yöntem olarak benimseyenler, yeni destek alanları oluşturmaktadırlar. Uluslararası toplumda anlamlı dayanışma olmazsa, çabaların etkisi olmadığını kabul etmek gerekiyor. Türkiye olarak beklentimiz bu noktada, ABD ve Irak makamlarının, PKK'nın bölgeden sökülüp atılmasında süratle somut adım atmaları ve Türkiye'ye alacağı önlemlerde destek olmaları gerekmektedir. Hamdolsun, Bush ile görüşmede bunun işaretlerini aldım" ifadesini kullandı.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow