"Gitmek attan inip eşeğe binmek gibi"

Piyanist ve besteci Tuluyhan Uğurlu, piyanist Fazıl Say'ın bir Alman gazetesine yaptığı açıklamalarla ilgili olarak, "Mezopotamya toprakları, özellikle bu topraklar, dünyanın en zengin uygarlıklarının topraklarıdır. Dolayısıyla buradan giden kaybeder. Buradan Avrupa'ya gitmek, tabiri caizse attan inip eşeğe binmek gibidir, hatta eşek bile değildir" dedi.

Haberin Devamı

Uğurlu, konser vermek üzere geldiği Bursa'da gazetecilere yaptığı açıklamada, piyanist Fazıl Say'ın bir Alman gazetesine yaptığı açıklamalarla ilgili soru üzerine, "O fikirlerin hiçbirisine katılmadığını" söyledi.

Yılda 90 - 95 konser verdiğini ifade eden Uğurlu, şöyle devam etti:

"Zaten Türkiye'de bulunduğumuz zamanlar belli, kısıtlı. Dolayısıyla bir yere gitmek, bir yerden gelmek diye bir şey yok. Zaten tüm dünya sanatçının avuçları içinde ve dünyanın her tarafında Tuluyhan Uğurlu'yu ya da sanatçıları seven, takip eden, izleyen, hatta yakın dostumdan daha iyi takip eden insanlar var.

Bu insanlar, dünyanın çeşitli milletlerinden. Dolayısıyla dünyanın bir çatı altında olduğunu düşünürsek, kalkıp bir yere gitmek, ne demek oluyor? Gidenlerin halini
de görüyoruz."

"Avrupa'nın neresinde bu kadar zenginlik var?"

Sanatkarların, yaşadığı toplumdaki insanların bakışlarından, gözbebeklerinden, ruhlarından etkilenerek eserler yazdığını vurgulayan Uğurlu, şöyle konuştu:

"Ben Sultan Ahmet Meydanı'nda veya Bursa Çekirge'de dolaşırken, bir hanımefendinin, yaşlı bir beyin bakışından mana çıkararak, eserler yazıyorum. Dolayısıyla biz bu toprağın eserlerini dünyaya tanıtıyoruz, bu toprağın bilincine vakıf olmaya çalışıyoruz.

Bu toprak sadece Osmanlı, sadece Cumhuriyet değildir; bu topraklar, Selçukludur, Hitittir, Frigdir, Sümerdir, Asurdur. Avrupa'nın neresinde bu kadar zenginlik var? Var da biz mi acaba yıllardır Avrupa'da konserler verdik de farkına varamadık? Mezopotamya toprakları, özellikle bu topraklar, dünyanın en zengin uygarlıklarının topraklarıdır.

Dolayısıyla buradan giden kaybeder. Buradan Avrupa'ya gitmek, tabiri caizse attan inip eşeğe binmek gibidir, hatta eşek bile değildir."