"İtiraf et: Siyasi simge mi değil mi?"

İtiraf et: Siyasi simge mi değil mi
expand

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Türban, siyasi simge" diyerek yeni bir noktaya geldiğini söyledi.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri, "Başbakan'ın kafası karışık. Türkiye'yi çok tehlikeli istikamete sürükleyecek kavram kargaşası içinde" yorumunda bulundu.
 
Baykal, konuşmasına başlarken 15 Ocak'ın şair Nazım Hikmet'in doğum günü olduğunu anımsatarak, bugün Nazım Hikmet'i ve o kuşağın içinden geçtiği büyük dönüşümleri, ülkenin bu dönüşüm sürecinde nereden nereye geldiğini düşünmenin, değerlendirmenin ve sorgulamanın gerektiğini belirtti.

Türban ve yüzde 47:
Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'ın, üniversiteye türbanlı girmek isteyenlere, "Başınıza peruk takın" tavsiyesinde bulunurken, şimdi "Siyasi simge olsa, dini simge olsa ne çıkar" dediğini belirtti.
 
Baykal, "Yüzde 47'nin verdiği güçle mi bunu söylüyorsun? Yoksa yüzde 47'nin pek çok çevreyi pıstırdığını, teslim aldığını düşünerek mi bunu söylüyorsun? Dayatmalarını, 'Yanlış yapıyorsun' diyecek bir babayiğidin artık Türkiye'de kalmadığını düşünerek mi yapıyorsun? Yüzde 47 ile pek çok çevreyi etki altına çekmeyi başarmış olabilirsin, yer yer başardığını görüyorum. Bunu başarmış olman, Türkiye'yi soktuğun yanlış istikamette, hiçbir demokratik tepki görmeden yoluna devam edeceğin anlamına gelmez. Sizin karşınıza, elbette demokratik güçler çıkacak veyanlışlığını anlatmaya devam edecektir" ifadesini kullandı.
 
Türkiye'deki sorunun "başörtüsü" sorunu olmadığını söyleyen Baykal, "Her kim, Türkiye'deki soruna, başörtüsü sorunu diyorsa, o birşeyi gizlemek için söylüyor" dedi.
 
Kadınların doğal, geleneksel, tarihi ve Türkiye'ye özgü kılık kıyafetiyle hiç kimsenin sorunu olmadığını kaydeden Baykal, "Problem; türban problemidir, başörtüsü problemi diye konuşmasınlar, maskelemesinler, türban desinler. 30-40 yıl önce Türkiye'de türban mı vardı, Türkiye'nin, Anadolu'nun tarihinde türban mı var? Karadeniz'den, Akdeniz'den, Ege'den, Orta Anadolu'dan mı gelmiş bu? Var mı böyle bir şey?" dedi.
 
Buna, herkesin, "siyasi simge" dediğine dikkati çeken Baykal, Başbakan Erdoğan'ın daha düne kadar "Bu bir siyasi simge değildir" söylemini, tebessümle izlediklerini söyledi.
 
Başbakan Erdoğan'ın, artık yeni bir noktaya geldiğini, yeni bir forma taşıdığını ileri süren Baykal, "Şimdi çıkıp, dünyaya meydan okuyor: 'Siyasi simge olsa ne çıkar' diyor. İtiraf et. Kararını al siyasi simge mi değil mi? Siyasi mi dini simge mi? Dini simge olduğu tartışma götürmüyor da... 'Siyasi simge değildir, dini anlayışın gereğidir' diyordu. Şimdi 'Dini ve siyasi simge, bu da sorun çıkarmaz' diyor. Türkiye, senin yönetiminde bugün böyle bir aşamaya geldi" diye konuştu.
 
Baykal, Başbakan'ın kafasının karışık olduğunu ve Türkiye'yi çok tehlikeli istikametlere sürükleyecek, çok temel kavram kargaşaları içinde bulunduğunu kaydetti.
 
Sosyal Güvenlik Reformu protestoları:
 
Türkiye'nin içinde bulunduğu güncel sorunlardan söz ederken, su sabah protesto edilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı'na da değinen Baykal, bu düzenlemenin çalışanları daha da sıkıntılı bir geleceğe götüreceğini söyledi.
 
Çalışanların eylem kararlarının bir "zorunluluk" olarak ortaya çıktığını belirten Baykal, yeni düzenlemenin kazanılmış hakları törpüleyeceğini, emekliliğin olağanüstü güçleşeceğini, emekli aylığı bağlama oranlarının düşürüleceğini aktardı.
 
Asgari ücret ve enflasyon:
Türkiye'de ücretlilerinin ezici çoğunluğunun asgari ücret aldığını kaydeden CHP lideri, enflasyon oranını yüzde 8.5 olarak açıklayan devletin resmi kurumu TÜİK'in kiralardaki yıllık artış oranını yüzde 20 olarak açıkladığına dikkati çekti.
 
Elektrik, ısınma ve ulaşımda da aynı şekilde artış gerçekleştiğini belirten Baykal, TÜİK'in rakamlarına göre asgari ücretin yüzde 16'sının bir kişinin ulaşımına, yüzde 20'sinin kiraya, yüzde 10'unun ise ısınmaya harcandığını söyledi.
 
Öngörülen enflasyon oranının ise yüzde 4 düzeyinde bulunduğunu, ücret artışlarının da bu rakama göre belirleneceğini ifade eden Baykal, "Bu bir aldatmaca... Buna karşı çok ciddi bir toplumsal tepki haklı olarak birikiyor. Bu meseleler artık avutulabilir olmaktan çıkmıştır" dedi.
 
Merkez Bankası'nın taşınması:
Deniz Baykal, Merkez Bankası'nın İstanbul'a taşınmasının maliyetinin 100 milyon dolardan aşağı olmayacağını ifade ederek, "Sayın Başbakan, 100 milyon doları harcayacak yer mi bulamıyorsunuz?" diye sordu.
 
Baykal, Merkez Bankası'nın 1930'dan beri Ankara'da görev yapan temel bir kuruluş olduğunu, bu süre içinde bankanın yerinden kaynaklanan şikayet olmadığını söyledi.
 
CHP Genel Başkanı, Merkez Bankası'nın özel bankalarla ilgili sorumluluğunun büyük ölçüde elinden alındığını, bankacılarla ilgili denetleme işlevinin BDDK'ya verildiğini belirterek, "O nedenle özel bankalarla daha yakın ve doğrudan ilişki içinde bulunması gerektiği iddiası anlamını kaybetmiştir" dedi.
 
"Sen bir yandan, 'İstanbul'a vize koyacağım, kimseyisokmayacağım' diyorsun, bir yandan da alıyorsun Ankara'dan binlerce insanı İstanbul'a taşıyorsun" diyen Baykal, Merkez Bankası'nın İstanbul'a taşınmasının bankanın özerkliğini zedeleyeceğini savundu.
 
Faiz oranlarının yüksekliği:
Türkiye'nin, dünyanın en yüksek borç faizini ödeyen ülkesi olduğunu ileri süren Baykal, borçlarına karşılık devletin de vatandaşın da yüksek faiz ödediğini söyledi.
 
Deniz Baykal, "Faiz, hani haramdı? Dinimizin en önemli, en yararlı, en uyarıcı olması gereken noktalarından dört nala ters istikamette gitmekte hiçbir sakınca görmüyorsunuz. Bunun sizi rahatsız eden bir tarafı yok mu? Türkiye ekonomisini faize batırdınız" diye konuştu.
 
Enerji sıkıntısı:
Doğalgazda yaşanan sorunun, hükümetin enerji politikalarındaki yanlışlığını ortaya koyduğunu savunan Baykal, AK Parti'nin, kamunun enerji sektörüne yatırım yapmasını engellediğini iddia etti.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow