hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Nilüfer Göle: "Yeni Türkiye'nin 'yeni' sözcüğü beni korkutuyor"

    Nilüfer Göle: Yeni Türkiyenin yeni sözcüğü beni korkutuyor
    expand
    KAYNAKArzu Çakır Morin / CNN TÜRK / Fransa

    Paris'te 1 Kasım sonrasında Türkiye'yi nasıl bir geleceğin beklediği konulu panelde konuşan sosyolog Nilüfer Göle, "AKP'nin Yeni Tükiye'sindeki 'yeni' sözcüğünün kendisini korkuttuğunu" söyledi. "1 Kasım son özgür seçimler mi olacak?" sorusunu yönelten ve "İslamcı bir partinin otoriter karakteri bu sorunu daha da derinleştirebilir" yorumunda bulunan Göle, AKP'lilerin "Atina demokrasisi değil, Medine demokrasisi" sözünü hatırlatarak, "Karşımızda yeni bir demokrasi ajandası var" dedi. Göle geçmişte AKP'yi desteklemiş olmasına ilişkin de "Biz laik/İslamcı kırılmasında aracı olmaya çalıştık. Ama AKP bugün geldiği noktada, bütün bu aracı sesleri yok etti" ifadesini kullandı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Paris'in önemli okullarından Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Okulu (EHESS), "Genel Seçimlerin ardından Türkiye'yi nasıl bir gelecek bekliyor?" konulu bir panele ev sahipliği yaptı. Panelin konuşmacıları arasında okulun öğretim üyelerinden Prof. Nilüfer Göle ve Kürt sorunu üzerine çalışmalarıyla tanınan Prof. Hamit Bozarslan da katıldı. Science-Po'dan Riva Kastoryano'nun yönettiği panelin bir diğer katılımcısı da araştırmacı Elise Masicard'dı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: "400'ü verin yeni Türkiye'yi kuralım"

    Panelde "AKP sonrası Türkiye olanaklı mı?" başlıklı bir konuşma yapan Nilüfer Göle, AKP'nin seçim başarısının gözardı edilemeyeceğini belirterek, 1 Kasım seçimlerinin sonuçlarını şöyle değerlendirdi:

    "AKP sonrası bir Türkiye bugün olanaklı değil. Çünkü öncelikle bütün seçimleri kazandı. Erken seçimler üzerine iddiaya girdi. Kazandı. Muhalifler koalisyon kurmayı başaramadılar. Haziran'daki eğilimi tümüyle tersine çevirdiler. Bu seçimlerin tek kazananı, pek çok kaybedeni var. Öncelikle milliyetçi partinin elenmesi. Gençliğimden beri var olan MHP'nin yok olmasının beni mutlu etmeyeceğini hiç tahmin edemezdim doğrusu. MHP'nin elenmesinin şokunu yaşıyoruz. CHP'deki tıkanma da üzücü. HDP'nin imajının kaybolması da bu seçimlerin kaybeden hanesindekiler" diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    AKP'nin seçim kampanyası boyunca "kutuplaştırma, kriz, milliyetçilik, kaosa karşı istikrar politikasını oynadığını" dile getiren Nilüfer Göle, "Bugün Türkiye, Suriye ya da Irak gibi ülkenin bölünmesinden korkuyor. Basına baskı ve Demirtaş'ın suçlanmasına oturtulan bir kampanya yürüttü. Her ne kadar adil bir seçim yapıldığı söylense de kampanya adil değildi" dedi.

    Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü'nden referandum sinyali

    "Yeni Türkiye" sözü beni korkutuyor"

    Türkiye'de iktidarın ve iktidara yakın çevrelerin sıklıkla vurguladığı "Yeni Türkiye" sözüne ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Göle, "Yeni Tükiye'deki 'yeni' sözcüğü beni korkutuyor. 'Yenilikçi' değil, 'yeni' Türkiye. Eski Türkiye ile bağları atan bir Türkiye anlamına geliyor. Nedir eski Türkiye? Eski elitlerin elenmesi, sol entellektüellerin saf dışı edilmesi, batı burjuzavisinin yok sayılması... Yerine Anadolu kaplanları ve İslami burjuvazisinin ve AKP medyasının elitlerinin gelmesi... Bugün AKP iktidarının güçlendirdiği yeni elitlerin sirkülasyonu/dolaşımı söz konusu. Bir yanıyla bu iktidarın demokratik olduğunu söyleyebiliriz. Ama toplumun geri kalan kısmıyla paylaşılmayacaksa o zaman korku duymamzı gerekir" diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Selahattin Demirtaş'tan başkanlık sistemi açıklaması

    "Biz sadece Kemalist/İslamist kırılmasında aracı olmaya çalıştık"

    Panelde Göle'ye, Türkiye'deki liberal çevrelerin AKP iktidarıyla ilişkisi de soruldu. "AKP'nin 'Yeni Türkiye' sözü beni korkutuyor' diyorsunuz. Başta AKP iktidarını destekliyordunuz, nasıl oldu da AKP'den korkar noktaya geldiniz?" sorusu yöneltilen Göle, "özeleştiride" bulunarak, şu yanıtı verdi:

    "1980 sonrası laik/müslüman kavgası başladı. Ben AKP'nin iktidara gelmesinden çok önce Modern Mahrem kitabını yazdım. AKP iktidara geldiğinde AB üyeliği, Türkiye'nin önemli sorunlarıyla yüzleşme gibi önemli adımlar atıldı. Kemalist/İslamist kırılması arasında, toplumun sorunlarının çözülebilmesi için medyatör/aracı olmaya çalıştık. Bugün olsa yine aynı şeyi yapardım. Ama AKP bugün geldiği noktada, bütün bu aracı sesleri yok etti. Entellektüel, seküler, Avrupa yanlısı bütün aracı sesleri ortadan kaldırmak istiyorlar. Türkiye için de tehlikeli olan budur."

    Nilüfer Göle: Yeni Türkiyenin yeni sözcüğü beni korkutuyor

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Bu son özgür seçim mi?"

    Göle, 1 Kasım seçimlerine yönelik de şunları söyledi:

    "Bugün artık hepimiz '1 Kasım son özgür seçimler mi olacak?' sorusunu soruyoruz. AKP sonrası demek, demokrasi sonrası demek. AKP sonrası alternatif sorununu da gündeme getiriyor. Bu önemli bir sorun. Şu ana kadar bu sorun yoktu. İslamist bir partinin otoriter karakteri bu sorunu daha da derinleştirebilir. Tunus'taki gibi AKP, iktidarını sınırlandırabilir mi? Uzlaşma kültürünü kabul eder mi diye koalisyon görüşmelerini izledik. Ama koalisyon görüşmelerinde böyle bir eğilim sergilenmedi. Uzlaşma kültürünü kabullenmek, demokrasiyi kabul emek demekti. Ama bugün AKP bu yolu seçecek mi bilmiyoruz. AKP içindeki politik aktörlere ve muhalefetin Meclis'te karşı bir güç olarak kendisini koymasına bağlı."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Seçim sonuçları iş dünyasında da yankı buldu

    "2015 öncesi ve sonrası AKP"

    "Seçimler AKP için de çok şeyi değiştirecek. 2015 öncesi ve sonrası AKP'den söz edebiliriz. AKP ciddi bir tranformasyon/dönüşüm içinde" diyen Göle, sözlerin şöyle sürdürdü:

    "Milli görüş-Cemaat kavgası nasıl devam edecek bu önemli. AKP'nin Atatürk'ü ve Cumhuriyet'i yeniden tanımlaması sözkonusu olacaktır. Erdoğan, Menderes ve Özal'ın mirasını yükleniyor. Ama en önemli soru, Türklerin babası kim olacak? Sanırım 2015'ten sonra en büyük tartışma bu olacak.

    Merkel'den Davutoğlu'na tebrik telefonu

    "Artık mağdur değil şatafatlı İslam var"

    Türkiye'de artık mağdur bir İslam değil, kazanan, gösterişli, şatafatlı bir İslam var. Özellikle padişahlık geleneklerinin ulus devlette yeniden keşfi var. Sultanlık sonrası Osmanlı hayalleri ve bunun zevksiz yansıması ile dalga geçiliyor. Ama burada bazı Osmanlı islami motiflerinin yeniden ele alınarak, örneğin, Eyüp Camiinde namaz kılmak gibi, geleneğin yeniden keşfi var. Bu çok önemli ve gelecekte bunun üzerinde durmak lazım. Yeni Türkiye'de devletin renkleri konusunda ipucu veriyor.

    "Alman istihbaratı diğerlerinden daha mı iyi?"

    Dünyaya karşı Türkiye kendisini nasıl konumlandıracak? Bu da önümüzdeki günlerin önemli bir sorusu olacak. Merkel'in seçimlerden bir hafta önce Türkiye'ye gitmesi çok önemli. Acaba, Alman İstihbaratı herkesten daha mı iyi çalışıyor? Seçim sonuçlarını tahmin mi ettiler? Erdoğan-Davutoğlu çifti Avrupalı diyemeyiz, daha çok ümmetçi. Davutoğlu, özellikle bu dış politikanın mimarı. Üstelik Erdoğan her geçen gün daha fazla küresel batı sisteminin hegamonyasıyla çatışma halinde.

    "Atina değil Medine demokrasisi"

    Anayasa değişikliği de AKP sonrası önemli konulardan birisi olacak. 'Yerli ve milli Anayasa' deniyor. Bu ne demek? Davutoğlu 'yerli, milli' diyor. Ömer Çelik başka bir şey diyor. Üstelik 'Atina demokrasisi değil, Medine demokrasisi' deniyor. Karşımızda yeni bir demokrasi ajandası var demek."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow