Bucakların başında Paris'ten bir yazar

Türkçe ve Fransızca yazan ender edebiyatçılarımızdan Osman Necmi Gürmen'in yaşamını anlatan 'Bir Ömür Birkaç Hayat', yazarın çarpıcı hayat hikâyesiyle sürükleyici bir roman gibi okunuyor.
Türkçe, Kürtçe, Fransızca… İstanbul, Bodrum, Siverek, Paris… Bir kalem, iki ülke, üç dil, dört şehir, yedi kitap…
Ağalık beş parasızlık, kalem ve silah, konaklar ve ucuz öğrenci odaları, kavruk topraklar ve yelkenliyle aşılan denizler… İmparatorlukla Cumhuriyet, Anadolu'yla Avrupa, Siverek'le Paris, kurşunla kalem, her an ölmek ve hiç ölmeyecek eserler bırakmak…
Eserlerini Türkçe ve Fransızca kaleme alan, Le Nouvel Observateur'un 30.yıl özel sayısına Türkiye'den Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk ile birlikte yazı istediği Yazar Osman Necmi Gürmen'in hayatı, bir biyografiden de öte yaşanmış hikâyelerle bir roman tadında okunuyor.
Gazeteci-Yazar Ömer Sercan, Osman Necmi Gürmen'in Paris'in aydın çevrelerinden Bucak aşiretine uzanan çarpıcı yaşam hikayesini, dönemin Türkiyesi ve dünyada yaşanan gelişmeler sarmalında işleyerek usta işi bir kurgu ve yalın bir gerçeklikle anlatıyor. "Bir Ömür Birkaç Hayat", Osman Necmi Gürmen'in roman gibi yaşamını okura aktarırken arka fonda Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne Türkiye'nin son yüzyılının da dökümünü yapıyor.
Kurşunla kalem arasında…
Padişah Sultan Abdülhamid'in emriyle Siverek'ten İstanbul'a getirilen Bucaklara mensup bir ailenin çocuğu olarak 1927'de doğan Osman Necmi Gürmen, Bucak reisi Osman Ağa'nın torunlarından. 1946'da St. Joseph'den mezun olan Gürmen öğrenimine devam etmesi için 1946 yılında Paris'e gönderilir. II.Dünya Savaşı'ndan yeni çıkmış bir ülkenin başkentinde, açlık ve yokluk dolu günler yaşar, kamyon şoförlüğünden caz bateristliğine, kağıt toplayıcılığından inşaatçılığa kadar çeşitli işlerde çalışır. Paris'teki yıllarında Yaşar Kemal, Fikret Mualla, Mübin Orhon, Sabahattin Eyüboğlu, Avni Arbaş, Can Yücel, Ahmet Kutsi Tecer gibi Türk edebiyat ve sanat dünyasından birçok isimle tanışıp dost olur.
Paris'te yaşayan Gürmen, aşiretin başındaki babasının acil notlu telgrafıyla Siverek'e gitmek zorunda kalır. Hayatının akışına isteği dışında yön veren olayları "Hadisat iradeyi aştı" ifadesiyle anlatan Gürmen, çocukluğundan beri içinde beslediği yazar olma hevesiyle geleceğe dair planlar yaparken kendisini bir anda Bucak aşiretinin içinde, bölgede süren şiddetli kan davalarının ortasında bulur. Siverek'te aşiret kavgaları, kan davaları, iktidar mücadeleleriyle dolu 14 yıl geçirir. Kalemin peşinde ama namlunun ucunda bir adam olarak bu gerilim dolu hayata daha fazla dayanamaz ve soluğu Bodrum'da alır. Halikarnas Oteli (bugünkü disko) kurar ve Mavi Yolculukların ilk düzenleyicisi olur. Türk-Yunan dostluğunu ele aldığı "Ah Vre Sevda" adlı romanını burada yazar. Bodrum'un gelişmeye başladığı o yıllarda arazi mafyasını karşısında bulan Gürmen, hem yine karşısına çıkan silahlardan uzaklaşmak hem de yazdığı romanlarını yayınlatmak için yıllar sonra yeniden Fransa'ya gider.
Ömer Sercan'ın kaleminden Bir Ömür Birkaç Hayat; sonu gelmeyen türlü olaylardan sonra kalem-kağıdın başına oturmak için 40 yılın geçtiği bir yazarın, neredeyse bir asırlık renkli hayat hikâyesini anlatıyor…