hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Keçi Medeniyeti

    Keçi Medeniyeti
    expand

    Cemal Ün'ün, keçiler üzerine, bol görsel malzemeli, çok yönlü araştırması "Keçi Medeniyeti" ilgiyle okunuyor. Köpeklerden sonra evcilleştirilmiş keçileri birçok açıdan inceleyen bir kitap. Keçiler on iki bin yıl önce evcilleştirilmiş.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Rüzgâr Demirci'nin kitapla ilgili tanıtım metni şöyle:

    "Keçiler diğer çiftlik hayvanlarından farklı olarak, insana daha yakın dururlar, insanla yakınlık kurarlar" (s. 7)

    "… keçiler, bir insanın elinde yem ya da ot bulunmasa dahi ona yaklaşma davranışında bulunurlar. Küçük bir keçi yavrusu olan oğlak, kolaylıkla çocuklarla oyun oynayabilir, bu oyun genellikle birlikte koşmak şeklinde olur." (s. 8)

    "Keçiler, kıt yem kaynakları, kuraklık ve soğuk gibi olumsuz koşullara dayanıklıdırlar ve insanı tıpkı köpekler gibi takip edebilirler." (s. 15)

    "Din ve Keçi", "Keçi ve Mozaik", "Keçi Figürlü Sikkeler", "Keçi ve Edebiyat", "Günah Keçisi", "Keçi ve Sinema", "Keçiler ve Yer İsimleri", "Keçinin Şiir ve Tiyatroya Katkısı" bölümlerinde insan kültüründe keçinin tuttuğu önemli yer incelenmektedir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kitapta keçiyle ilginç bilgiler verilmektedir:

    "Güney Amerika ve Güneydoğu Asya'da bazı kadınların keçi yavrularını emzirmesi, keçi ile insanın birbirine yakınlığını başka bir açıdan ortaya koymaktadır. Anne keçinin bir nedenle ölmesi muhtemeldir ki kadınların annelik duygularıyla oğlaklara acımalarına ve onları emzirmelerine yol açmaktadır." (s. 33)

    Keza, bugün dünyanın çeşitli alanlarına yayılmış üç yüz civarındaki keçi türünün başlangıçtaki dört anne keçiden türediğini öğreniyoruz. Ege bölgesinin adının keçiden türediğini de.

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow