hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    NotaBene Yayınları 3 kitabı yeniden bastı

    NotaBene Yayınları 3 kitabı yeniden bastı
    expand

    Petrol zengini Arap monarşileri, giderek iç içe geçtiğimiz Ortadoğu... Açlık ve yoksulluk gibi küresel sorunlar, iklim değişmeleri, doğal kaynakların kirlenmesi, gıda güvenliği sorunları, köylülerin yoksullaşması ve Türkiye'de tarımın 1980'lerden günümüze seyri... Bir süredir yaşanan hukuksal değişimin avukatlık mesleğinde yarattığı değişiklikler. NotaBene Yayınları 3 kitabını yeniden okurla buluşturdu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    NotaBene Yayınları, Adam Hanieh'in Ortadoğu'yu anlamanın anahtarı olan körfez ülkelerini incelediği eseri "Körfez Ülkelerinde Kapitalizm ve Sınıf" ile Kasım Akbaş'ın avukatlık mesleğinin nicelik ve niteliğindeki değişimi anlattığı "Avukatlık Mesleğinin Ekonomi Politiği" ve Necdet Oral'ın 1980'lerden bu yana emperyalist-kapitalist sistemin Türkiye tarımına etkilerini araştırdığı kitabı "Türkiye'de Tarımın Ekonomi Politiği"nin 2. baskılarını çıkardı.

    Körfez Ülkelerinde Kapitalizm ve Sınıf

    Ortadoğu hem çok yakın hem de politik etkileri açısından giderek iç içe geçtiğimiz bir coğrafya. Körfez Ülkeleri ise özellikle stratejik önemdeki petrol ve bu kaynaktan edindikleri devasa sermaye birikimleriyle Ortadoğu'da egemen politikalarının gelişmesinin en temel iç dinamiklerini oluşturuyor. Kısacası Ortadoğu'daki gelişmeleri anlamanın başlıca yolu Körfez ülkelerini anlamaktan geçiyor.

    Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri, petrol zengini altı Arap monarşisinin -Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri- bölgesel bir bloğu. Bu blok, elindeki sermaye birikimiyle önemli uluslararası roller edinmekte, sermayenin malileşme ve uluslararasılaşma süreçlerinin önemli aktörleri arasında yer almakta ve bölgenin politik gelişmelerine doğrudan müdahale etmektedir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    NotaBene Yayınları 3 kitabı yeniden bastı

    Adam Hanieh (yazar) Filistin'li göçmen bir babanın ve Avustralyalı bir annenin oğlu. Avustralya'da doğup, İngiltere'de eğitim görüp, Kanada'da doktora yapıp, uzun yıllarını ise Filistin ve Körfez ülkelerinde geçirmiş... Kısacası bu coğrafyanın hem çok içinde ama aynı zamanda dışarıdan bakabilme olanağına sahip bir akademisyen ve üstelik de Marksist. Bu özelliklerin tümü birleşince ortaya Körfez'in ve Ortadoğu'nun dinamiklerini gerçekten iyi analiz eden bir eser çıkmış.

    Eser uluslararası gelişmeleri derinden kavrayarak, bölge dinamiklerini sadece iktisadi açıdan değil politik açıdan da sağlıklı değerlendiren, sağlam veriler üzerinden sözlerini dikkatlice söyleyen titiz bir çalışma. Bölgenin anlaşılması açısından zengin verileri ve doyurucu çözümleri içeren temel bir kaynak...

    Türkiye'de Tarımın Ekonomi Politiği

    Tarım ürünlerinin insanların beslenme, giyim gibi temel gereksinimlerini karşılamaya yönelik olması, bu sektörü diğer üretim sektörlerinden ayırmaktadır. Halen dünya nüfusunun yarıdan fazlası kırsal alanlarda yaşamakta ve tarımla uğraşmaktadır. Açlık ve yoksulluk gibi küresel sorunlar, iklim değişmeleri, üretimde kullanılan doğal kaynakların (toprak, su) kirlenmesi, bozulması ve yok olması gibi sorunlar, gıda güvencesi/güvenliği gibi sorunların ön plana çıkması, öte yandan köylülüğün yoksullaşması ve tasfiyesi gibi sorunlar, tarıma ayrı bir önem kazandırmakta, önemi ekonomik boyutlarını aşmakta; bu önem gelecekte daha da artacağa benzemektedir.

    Türkiye, sahip olduğu doğal kaynaklar (toprak, su), coğrafi konumu, iklim koşulları gibi özelliklerinden dolayı tarım potansiyeli oldukça yüksek bir ülkedir. Ancak, 1980'li yıllardan bu yana ABD, AB gibi metropol ülkelerin ve IMF, Dünya Bankası gibi uluslararası mali kuruluşların dayatmalarıyla uygulanan neo-liberal politikalar sonucu tarımda da net ithalatçı konuma düşürülmüştür. Üretimdeki artış hızı, nüfus artış hızının gerisinde kalmış, gıda açığı giderek büyümüştür. Bir yandan bazı bölgelerde yarı-feodal üretim ilişkileri varlığını korurken, öte yandan ülke genelinde çokuluslu gıda tekellerine bağımlı sözleşmeli üreticilik hayata geçirilmiştir. Son yıllarda yerli ve yabancı tarım-hayvancılık şirketleri tarafından büyük çiftlikler kurulmuştur. Bu olgu mülkiyetin el değiştirmesine ve yabancılaşmaya yol açmakta, ülkenin gıda egemenliği yerli/yabancı tekellere bırakılmaktadır. AB'ye uyum adı altında kırsal nüfusun yüzde 5'lere çekilmesi çabaları da, kentlerin varoşlarına yeni göç dalgalarını ve yeni sorunları gündeme getirmektedir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    NotaBene Yayınları 3 kitabı yeniden bastı


    Türkiye'de Cumhuriyetin başlangıcından günümüze kadar tarımsal/kırsal yapıdaki ve tarım politikalarındaki değişimi ve gelişimi irdeleyen; bu olguları üretici güçlerin ve üretim ilişkilerinin gelişimi çerçevesinde içsel ve dışsal etkenlerle birlikte değerlendiren çalışmaların sayısı oldukça kısıtlıdır.TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi adına Dr. Necdet Oral'ın editörlüğünü yaptığı bu kitap ile 90 yıllık Cumhuriyet döneminde Türkiye'nin tarımsal değişim ve gelişiminin bir bilançosunun çıkarılması amaçlanıyor. Osmanlı'nın son döneminden başlayarak Cumhuriyet dönemindeki tarımsal/kırsal yapıda yaşanan dönüşüm, yaşanan kapitalistleşme süreci, üretim-mülkiyet ilişkileri, uygulanan tarım politikaları ve devlet-tarım ilişkilerini ele alınıyor.

    Öte yandan özellikle 1980'lerden bu yana tarıma uygulanan politikaların, tarımdan sanayiye kaynak aktarımı mekanizması olarak işlediği, bu süreçte küçük ölçekli işletmelerin mutlak yoksulluk koşullarına sürüklendiği ortaya konuluyor. Kitapta ayrıca emperyalist-kapitalist sistemin Türkiye tarımında yarattığı yıkımın nedeninin yalnızca dış dinamikler değil; mevcut sistemin üretim-mülkiyet ve bölüşüm ilişkilerinin de olduğunun altı çiziliyor.

    Kitapta, yazılarıyla Korkut Boratav, Oğuz Oyan, Mustafa Sönmez, Tayfun Özkaya, Necdet Oral, Orhan Sarıbal, Mehmet Tanju Akad, Haydar Şengül, Numan Akman, Ertuğrul Aksoy, Gökhan Özsoy, Ahmet Atalık, Hülya Hanoğlu yer almaktadır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Avukatlık Mesleğinin Ekonomi Politiği

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Toplumsal, siyasal ve iktisadi gelişmeler, orta sınıf mensubu olan avukatların konumlarını "dışarıdan" etkilerken, bir süredir yaşanmakta olan hukuksal değişim ya da dönüşüm de, avukatların yaptıkları işin niceliğini ve niteliğini "içeriden" etkilemektedir.

    Hukuksal çıktı, modern ticari işletmenin unsurları ile doğrudan ilişkilidir ve bu çıktının sağlanmasında işlev gören avukatın yeri eskisi gibi "sağlam" değildir. Hukuk alanı, giderek sermaye birikim rejiminin niteliklerinin belirlendiği bir alan olması nedeniyle kapitalizmin yasalarını içselleştirmekte, böylece hukuksal hizmet metalaşmaktadır.

    NotaBene Yayınları 3 kitabı yeniden bastı

    Artık mesele, avukatlık emek gücü piyasasında ve emek süreçlerinde benzeri bir değişimin yaşanıp yaşanmadığının saptanmasıdır. Bu alanda emek gücü arzının, yani avukat sayısının arttığı uzunca bir zamandır dile getirilmektedir. Bu artış, mesleğe yeni katılanlar açısından kendi bürolarında bir serbest meslek faaliyeti olarak yürütülememesini de giderek beraberinde getirmektedir. Bu da köylü ve zanaatkârların işçileşmesinin ön koşulunun avukatlar açısından da geçerli olmaya başladığını akla getirir. Bir diğer deyişle, ücretli avukatlık arızi bir olgu değildir; giderek esas hale gelmeye başlamıştır.

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow