hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Asansör faciasında tutuklu sanık kalmadı

    Asansör faciasında tutuklu sanık kalmadı
    expand

    Şişli'de 10 işçinin ölümüyle sonuçlanan "asansör faciası davası" nda mahkeme 3 tutuklu sanığın tahliyesine karar verdi. Davada tutuklu sanık kalmadı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    10 işçinin öldüğü asansör faciasına ilişkin görülen davada tahliye kararı verilmesi, ölen işçilerin aileleri ve avukatlarının tepkisine yol açtı. Duruşma sonrası İstanbul Adalet Sarayı'nın 'C' kapısı önünde toplanan ölen işçilerin ailelerinin de aralarında bulunduğu avukatlar basın açıklaması yaparak tahliye kararını eleştirdi.

    Avukat Yıldız İmrek,  "Mahkeme heyeti, ona olan güvensizliğimizi ve reddi hakim talebimizin haklılığını, bütünüyle ortaya koyar şekilde karar vermiştir. Henüz sekizden fazla sanığın savunması alınmamıştır. Sanıkların birbirleri aleyhine verecekleri beyanlar henüz tespit edilmemiştir. Suçun vasıf ve mahiyeti konusunda mahkemenin görüş oluşturacağı bir durum henüz ortaya çıkmamıştır. Henüz müdahil tarafın beyanları alınmamıştır. Henüz bu olayın tanıklarının beyanları alınmamıştır. Hiçbir delil toplanmamıştır" ifadesinde bulundu.

    "Yargılamanın saptırılacağı açıktır"

    Sanıkların hiyerarşik bir ilişki içerisinde olduklarını vurgulayan İmrek, "Dolaysıyla, tahliyeden sonra delillerin karartılacağı, birbirlerinin beyanlarına etki edeceği ve bu anlamda yargılamanın saptırılacağı açıktır" dedi.

    Avukat İmrek, "Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme yönünde iddianame var iken, asli kusurlu olarak ifade edilen bilirkişi raporunun aksi ispat edilmemişken, mahkemenin, 'ihsası rey teşkil edecek şekilde', 'suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu ve delil karartma durumu yoktur' diyerek tahliyeye karar verdiğini" belirtti. İmrek,"Güvensizliğimizde ne kadar haklı olduğumuzu bu karar açığa çıkardı" diye konuştu.

    "Mahkeme, ailelerin acılarını, toplumun adalet isteğini bir kalemde yok etmiştir"

    Duruşmada usul hükümlerinin ihlal edildiğini savunan Yıldız İmrek, "Sadece savcıya söz verildi. Müdahil taraf olarak bizlerin söz hakkı gasp edildi" diye konuştu. Verdiği kararla mahkemenin tarafsızlığını yitirdiğini savunan İmrek, "Mahkeme tarafsız olmadığını, bu konuda herhangi bir hukukla kendisini bağlı görmeyeceğini; bugün katledilen 10 işçinin ailelerinin acılarını, toplumun adalet isteğini görmezden gelerek, bunları hiçe sayarak bir kalemde yok etmiştir" diye konuştu. Ölümlü trafik kazalarında dahi bu kadar kısa sürede tahliyelerin olmadığını belirten İmrek, "Üstelik 10 ölüm bir katliam durumudur. 10 işçinin katledilmesini, ailelerin adalet arayışını hiçe sayan bir mahkeme pratiği söz konusudur. İş cinayetleri karşısında cezasızlık pratiğinin bir örneğini de burada gördük" diye konuştu.

    13 ve 14. Ağır Ceza Mahkemelerine "siyasi baskı" eleştirisi

    İstanbul 13. ve 14. Ağır Ceza Mahkemelerinin HSYK tarafından terör suçlarına bakmakla görevlendirilmesini eleştiren Avukat Yıldız İmrek, "13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin aynı zamanda Terörle Mücadele Kanunu 10. maddeyle yetkilendirilmesi, yine reddi hakim talebimizi inceleyen 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin de aynı kapsamda özel ihtisas mahkemesi olarak görevlendirilmesi, bu dosyanında bu mahkemelerde görülmesinin, siyasi iktidarın mahkemeleri kontrol etme, mahkemelere müdahale etmesindeki tutumunda tesadüf olmadığını düşünüyoruz. Adil yargılama yapılacağına dair hiçbir inancımız kalmadı. İtirazımız sonucunda umuyor ve diliyoruz ki adalete uygun bir karar verilecektir. Bağımsız mahkeme, tarafsız mahkeme var ise bu reddi hakim talebine yönelik itirazımızın kabul edilmesini bekliyoruz" ifadesinde bulundu.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow