Bülent Arınç, Newsweek'e konuştu

Bülent Arınç, Newsweeke konuştu
expand

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Basın Müşavirliğinden yapılan açıklamaya göre, Bülent Arınç, Türkiye'nin G-20 dönem başkanlığı bağlamında Newsweek dergisine röportaj verdi. Bülent Arınç, röportajda, hükümetin siyasi kimliği, seçim, Cumhurbaşkanı'nın yetkileri, çözüm süreci ve başkanlık sistemi gibi konuları değerlendirdi.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

AK Parti'nin kimliğine ilişkin bir soru üzerine Arınç, kurulduğunda tüzükte partiyi "muhafazakar demokrat" olarak tanımladıklarını vurgulayarak, "Kendimizi ne solcu ne de sağcı olarak gördük. Bizce muhafazakarlık, toplumun değerlerini korumak ve bunlara saygı göstermek, demokratlık da herkesin arzuladığı şekilde demokratik kriterleri yerine getirmek ve demokrasinin devamını sağlamak anlamına geliyor" değerlendirmesinde bulundu.

Kimliklerini böyle dile getirmelerinin, Türk kamuoyunca da takdir edildiğine yönelik inancını dile getiren Arınç, bu tanımı herkesin uygun gördüğünü söyledi. Halkın büyük kısmının kültürel, dini, milli ve ailevi değerlere saygı gösterdiğini aktaran Arınç, ahlak ve onur gibi kavramların Türk toplumu için önemli olduğunu belirtti.

Arınç, muhafazakarlık kavramının bütün bunları kapsadığına işaret ederek, "Bu değerleri koruduğumuzu gören Türk kamuoyu bizi seçti. Demokrasi ortak zeminimizdir. Hem Türkiye hem de Batı'da bazıları bizi yanlış tanımlıyor. Biz dini yahut İslamcı bir parti değiliz. İnsanlar, partinin başındaki bazı dindar kişileri emsal göstererek bu tip iddialarda bulunuyor. Dindar kişilerin her partide siyasetle ilgilenebileceğine inanıyoruz" şeklindeki görüşlerini paylaştı.

"Bu çelişkiden biz sorumlu değiliz"

Başkanlık sistemine ilişkin "Böyle bir değişimi nasıl algılıyorsunuz" sorusunu Arınç, "Cumhurbaşkanımız o sistemi istiyor ve bunu her vesileyle dile getiriyor. Bu yüzden başka yorum yapmaya lüzum yok. Türk kamuoyu bizim için oy verirse ve partimiz daha fazla sandalye elde ederse sözümüzü yerine getireceğiz:  Yeni, çağdaş, sivil ve demokratik bir anayasa" şeklinde yanıtladı.

Arınç, yeni bir anayasa tasarlarken Türkiye için en iyi sistemi araştırdıklarını belirterek, "Anayasayı Meclis'te uzlaşmaya dayalı şekilde hazırlamak istiyoruz. Aslında Türkiye'de ilk kez bir cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçildi. Cumhurbaşkanı ilk turda halk tarafından seçildi ama Meclis tarafından seçilen önceki cumhurbaşkanlarıyla aynı hak ve yetkilere sahip. Bu çelişkiden biz sorumlu değiliz. Yeni anayasada bu konuyla ilgili düzenlemeler yapacağız" ifadelerini kullandı.

"Demirtaş'ın açıklamaları son derece yanlış"

Çözüm süreci ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "AK Parti'ye güvenmedikleri" yönündeki açıklamalarına ilişkin soru üzerine Arınç, şu görüşlerini dile getirdi:

"Demirtaş'ın açıklamaları son derece yanlış ve ben bunları eleştirmiştim. Uzlaşma sürecinde iş birliği yapacaksak birbirimize güvenmeliyiz. Hükümete güvenmediğini söylersen o zaman bu, bizi kandırıyorsun demektir. Ama ben HDP'ye inanmak zorundayım. Bu süreçte iş birliği yapacaksak başka bir seçeneğimiz yok.

İkinci olarak oyların yüzde 50'sini almış bir partiyiz. Bu, iki kişiden biri bize güveniyor demektir ve bize büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Türkiye için bu kronik sorunu yalnızca AK Parti çözebilir. 12 yıldır başarılarımız Türkiye için bir mucize gibi olduğundan hem Türk hem Kürt halkı buna inanıyor. Ayrıca terörün kökü kazınırsa Türkiye daha güçlü olacaktır, milli dayanışma ve kardeşlik kuvvetlenecektir."

Arınç, AK Parti'nin, Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgelerde ilk sırada yer aldığını anımsatarak, "AK Parti ve HDP dışında başka başarılı parti yok. CHP ve MHP oralarda oy alamıyor. Kürt halkı bize, HDP'ye güvendiğinden daha fazla güveniyor. Dahası Kürt nüfusun az olduğu bölgelerde de her zaman lider parti olduk. Bu yüzden halkımız, icraatlarımızın doğru olduğuna ve Türkiye'nin bu kronik sorununun bizim liderliğimizde çözüleceğine inanıyor" değerlendirmesine yer verdi.

Arınç, bu sürecin, HDP'ye bakılmaksızın olumlu şekilde sonuçlanacağını belirterek, buna inandıklarını bildirdi.

"Hükümetimiz Kürt halkını ve dilini tanıdı"

Kürt halkının kendilerine güvendiğinin altını çizen Arınç, şu ifadeleri kaydetti:

"Çünkü Hükümetimiz iktidara gelmeden önce Türkiye'de onların varlığı reddediliyordu. Kürtçe dil olarak kabul edilmiyordu. Kürtçe konuşmak veya kitap yazmak, Kürtçe şarkı söylemek veya albüm yapmak yasaktı. Hatta annelerin hapishanede çocuklarıyla Kürtçe konuşması bile yasaktı. Başka örnekler de verebiliriz... Hükümetimiz Kürt halkını ve dilini tanıdı. Bizim dönemimizde kendi dillerinde konuşmaları ve yazmalarına izin verildi. Kürt diline saygı duyuyoruz, televizyon kanalları, kurslar açtık ve Kürtçe eğitime imkan verdik. Anayasa'da belirtilen bütün hakların korunmasını sağladık. Bütün bunları insan hakları kapsamında görüyoruz."

Arınç, Anayasa'da değişiklik yaptıklarını ve yeni yasalar getirdiklerini anlatarak, hükümetin idari kararlarının, Kürt halkının gündelik hayatını geliştirdiğini ve huzuru sağladığını bildirdi. Bütün sözleri tuttuklarını ve 6 demokratikleşme paketi çıkardıklarını hatırlatan Arınç, bu yüzden Kürt halkının, AK Parti'nin, HDP'den daha samimi, içten ve sözlerine bağlı olduğunu bildiğini vurguladı.

Arınç: "Alaturka değil alafranga başkanlık olması lazım... "

"Hizmet vermediğim makam yok"

Siyasetçi olarak nasıl hatırlanmak istendiğine ilişkin soru üzerine Arınç, "Biz siyasetçiler, iyi bir itibarımız olursa ve arkamızda güzel anılar bırakırsak mutlu oluruz" görüşünü paylaştı. Arınç, 40 yıldan uzun bir süredir siyasetin içinde, 20 yıldır da TBMM'de yer aldığına işaret ederek, grup başkanı, grup başkanvekili, komisyon üyesi ve milletvekili olduğunu ifade eden Arınç, şu görüşleri açıkladı:

"Hizmet vermediğim makam yok. Beş yıl meclis başkanlığı yaptım ve 6 yıldır hükümet üyesiyim. Her zaman prensiplerime bağlı kaldım ve dürüst siyaset yapmaya çalıştım.

Her konuşmamın arkasındayım. Her zaman neye inandıysam veya güvendiysem onu söyledim ve yaptım. Ayrılırken insanların şöyle söylediğini duymaktan mutlu olurum. 'Dürüst, iyi bir insandı. Haksız kazanç sağlamadı veya haksız yere başkalarını kayırmadı'. Bu şekilde hatırlanmak isterim. Haksız kazancı veya siyasetten gelir sağlamayı asla hedeflemedim. Maaşımdan başka gelirim yok. En önemli mirasım büyük ihtimalle 'ilkeli, cesur, kararlı ve dürüst siyasetçi' namım olacaktır."

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow