hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Erdoğan: "Dönemin Başbakanı' diyenler dönemin haşhaşi örgütü oldu"

    Erdoğan: Dönemin Başbakanı diyenler dönemin haşhaşi örgütü oldu
    expand

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) toplantısında 14 Aralık operasyonuyla ilgili açıklama yaptı. Erdoğan, "Dönemin Başbakanı diyenler, şimdi dönemin haşhaşi örgütü oldular" dedi. Erdoğan, operasyonun basın özgürlüğünü hedef aldığı eleştirilerine de ''Neymiş? Gözaltına alınan gazeteciymiş. Gazeteci suç işlemez mi?'' diye tepki gösterdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Erdoğan, Wyndham Hotel'de düzenlenen DEİK Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, 2002 sonundan bugüne gelen sürecin "dikensiz bir gül bahçesi" olmadığını dile getirerek, neler yaşandığını, ülkenin ve milletin hangi badireleri atlattığını herkesin gördüğünü ifade etti.

    İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:

    "Dönemin Başbakanı diyenler, şimdi dönemin haşhaşi örgütü oldular. Merhum Menderes'e, devran aynı, 'Sabık Başbakan' diyenleri hiç kimse hatırlamıyor. Aynı. Hatırlayanlar da hayırla yad etmiyor. Bizim için 'Dönemin Başbakanı' diyen, dönemin haşhaşi örgütünü de inşallah kısa süre zarfında hiç kimse hatırlamayacak, hatırlayan da hayırla yad etmeyecek.

    Düne kadar birbirlerini hasım görenler, bugün artık ortak hareket ediyorlar. Niye? Çünkü patron öyle istiyor. Üst akla, patrona da itiraz edemezler, itaatsizlik edemezler çünkü aldıkları sözlerin diyetini ödemek zorundalar. Bunların tabuları o. Şimdi tabular yıkılıyor.

    Hamdolsun Allah'a, bizim ödenecek bir diyetimiz yok, onun için bu kadar cesaretle bu kadar bu noktada kavi hareket ediyoruz. Biz yetkiyi, emaneti birilerinden almadık, biz yetkiyi milletten aldık, hesabı da sadece millete veririz.

    Ancak bu süreç (14 Aralık) başladığı andan itibaren malum çevreler, 'Basın susturuyor' diye bir kampanya başlattılar ve dünyaya da bunun bu şekilde servisini sağladılar. Çok enteresan AB, tatil gününde bununla ilgili açıklama yapıyor ya. Bunlar ne zamandan beri tatil günlerinde bu tür açıklamalar yapmaya başladılar? Ne kadar da hassaslar, ne kadar da bu ülkede olanları, bitenleri seviyor, sayıyor hemen açıklamalarını yapıyorlar. 50 yıldır kapılarında bizi bekletenler acaba bu hassasiyeti nereden elde ettiler?

    Bunlara ben şunu söylüyorum, 'Umutlarınızı bir defa adalet üzerine tesis edin, umut bağladığınız maşaların maskesi düşüyor olabilir. Hoşunuza gitse de gitmese de Türkiye'deki yargının tasarruflarına ve kararlarına saygı duyacaksınız, hukukun üstünlüğüne saygı göstereceksiniz.' Neymiş? Gözaltına alınanlar, gazeteciymiş. Ya gazeteci suç işlemez mi, işlemiyor mu?

    Türkiye'de polis katiline, bekçi katiline, insanların hürriyetlerine kasteden örgüt üyelerine gazeteci diyerek sahip çıkacaksın, ama AB içinde olanı başka ülkelerde olanı görmeyeceksin. Hiç kimse kusura bakmasın.

    Asıl önemli olan orada Halep. Kobani'nin stratejik önemi yok. Birileri için var. Ben şimdi düşünüyorum. Arkadaşlarıma da diyorum ki; yoksa burada, Kuzey Suriye'de yeni bir yapılanma mı oluşturuluyor? Yeni bir eyalet mi oluşturuluyor? Çünkü Esed'in böyle bir derdi yok. Üç kantonu birleştirmek suretiyle burada yeni bir yapılanmanın içerisine girebilirler.

    Türkiye, AB'nin önünde kapıkulu değildir. Türkiye, bırakın boynunu eğmeyi, bırakın geri adım atmayı asla ve asla azarlanacak, tedip edilecek, kendisine gündem belirlenecek, istikamet çizilecek bir ülke hiç değildir. Biz ne itibarımızdan ne gücümüzden ne de büyümemizden bir şey kaybederiz. Hiç merak etmeyin.

    Sahte rapor hazırlayanlar, bırakın onlar sahte rapor hazırlamaya devam etsinler. İftiralarla yalanlarla yanlı
    açıklamalarla tarafgir kredi notlarıyla üzerimize gelenler, itibarlarından kaybettiler ve daha da kaybedecekler. İşte bunun için dikkatli olacağız. 2023'e kadar dikkatle haysiyetle sabırla ve dirayetle yürüyeceğiz. Onlardaki yıkma, bozma yıpratma azmini görecek biz onlardan çok daha azimli, kararlı, çok daha cesur olacağız.

    Hiçbir zafer, hiçbir başarı kendiliğinden gelmez. Meseleye bir dava olarak bakmadıkça, o davanın uğruna fedakarca ve kahramanca mücadele vermedikçe, Allah'a zaferi müyesser etmez, mukadder etmez.

    2023'e giden yol bir gülistan olmayacaktır, bir gül bahçesi olmayacaktır. Bu sürecin zorlukları, sıkıntıları olacak. Zaman zaman bizim gayretimizi, aşkımızı, şevkimizi kırmaya yönelik saldırılar da olacak. Vazgeçersek, yılgınlığa kapılırsak, yeise teslim olursak biz de kaybederiz, millet de kaybeder ülke de kaybeder.

    TİKA daha çok çalışacak, daha fazla mazluma ulaşacak. Kızılay, çok daha aktif olacak. AFAD daha çok yara saracak, TRT bütün dünyaya seslenecek. Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı aynı şekilde Yunus Emre Enstitüleri aynı şekilde THY aynı şekilde dünyayı adeta kuşatacak.

    Unutmayın maşalar her zaman olacak, tuzaklar her zaman olacak. Dün din alimi maskesiyle vatanına ihanet edenler, yarın başka bir maskeyle ülkelerinin karşısına çıkacaklar.

    Unutmayın Hasan Sabbahlar hiç bir zaman bitmez, bunlar her zaman olacaktır. Onların bir tuzağı varsa Allah'ın da bir tuzağı var. Onların bir hesabı varsa milletin de bir hesabı var. İşte gün geldi, hesap döndü, ihanet hesabı yapanlar millete hesap vermeye başladı.

    Büyük ülke inşaat sektörünü de düşünecek, ileri teknolojiyi, sanayiyi de düşünecek. Bunları beraber yürüteceğiz. Finans sektörünü de özellikle burada uyarmak istiyorum. Kredi noktasında lütfen gözlüklerinizi
    şöyle biraz daha dikkatli seçin. Yakın, uzak burada bir sıkıntı olmasın.

    Lütfen yüksek faizlerle kredi olayını şöyle bir gözden geçirin. Faizlerini düşürmek durumundayız ki, girişimcilerimiz cesaretlensin, yatırımcımız cesaretlensin. Onlar yatırım yaptıkça inanıyorum ki üretim
    artacaktır, istihdam artacaktır, ihracat artacak, ihracatçımızın rekabet gücü artacaktır."

    Davutoğlu: "Şişli'yi bile idare edemiyorsunuz"

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow