Beyin patlatan 10 film teorisi

Her film, her izleyiciyi tatmin etmez. Kimilerinin akıllarında soru işaretleri kalır. O soru işaretleri de cevaba ihtiyaç duyunca ortaya teoriler çıkar. İşte "hadi canım" dedirttiren 10 film teorisi... (Not: Adı geçen filmleri izlemediyseniz okumamanızı tavsiye ediyoruz)

Haberin Devamı

"Joker bir savaş gazisiydi"

/

Christopher Nolan'ın yönettiğ "The Dark Knight"ta, Joker karakterini Heath Ledger oynamıştı. Bu filmle ilgili en ilginç teori ise Joker'in Irak ve Afganistan'da savaşmış post-travmatik stres bozukluğu belirtileri gösteren bir savaş gazisi olduğu yönündeydi.

"James Bond, 007'nin gerçek ismi değil, kod ismi"

/

1962'den beri çekilen seride Bond karakterini 6 aktör çanlandırdı. Popüler teoriye göre James Bond'u oynayan 6 aktörün de birbirine benzememesinin nedeni, James Bond'un gerçek bir isim olmaması. Teoriye göre MI6 çeşitli ajanlarına James Bond takma ismini veriyor. Yani bu teoriye göre bir gün James Bond'u bir kadın ya da Pakistanlı da canlandırabilir.

Haberin Devamı

"Grease, Sandy Olsson'un boğulmadan önce gördüğü bir rüyadan ibarettir"

/

Müzikal film Grease de Danny Zuko'yu canlandıran John Travolta ile Sandy Olsson'u canlandıran Olivia Newton-John harika bir iş çıkarmışlardı. Filmin final sahnesinde ikilinin otomobili dansçıların arasından çıkarak uçmuştu. Teoriye göre Grease filminde olan her şey Sandy olsson'un boğulmak üzereyken gördüğü bir rüyadan ibaretti.

Kim bu şey?

/

John Carpenter'ın "The Thing" filminin finali Hollywood tarihinin en çok kafa karıştıran finallerinden biriydi. The Thing yani "Şey" kimdi? Teoriye göre "Şey", Keith David'in canlandırdığı Childs karakteriydi. Bu teoriye dayanak olarak Childs karakterinin benzin içtiğinde tepki vermemesi gösteriliyor. Alternatif bir teori ise The Thing'in MacReady olduğu yönünde. Carpenter özellikle izleyici soru işaretleriyle bıraktığından bu gizemin çözümü kişiden kişiye değişiyor.

Haberin Devamı

Jack aslında yoktu

/

Titanic'te Leonardo DiCaprio'nun canlandırdığı Jack Dawson ile Kate Winslet'ın canlandırdığı Rose karakterinin aşkını izliyoruz. Ya da biz öyle sanıyoruz. Teoriye göre Rose depresyonda ve Jack karakteri onun kafasında oluşturduğu hayali bir karakter. Dayanak olarak ise Jack'e dair hiçbir kayıda rastlanmamasına ve Rose'un Jack için "Yalnızca hafızamda" ifadesini kullanması yatıyor.Aslında Titanic'in batması zaten ilginç bir hikayeye dayandığından filmle ilgili daha bir çok teori ortaya atılıyor, tıpkı Jack'in zaman yolcusu olduğu iddiası gibi.

Robocop Hz. İsa mı?

/

Robocop filminde ana karakter Alex Murphy'nin hikayesinin Hz. İsa'nın yaşamöyküsüyle benzerlikler taşıdığı iddia ediliyordu. Filmin yönetmeni Paul Verhoeven de bu teoriyi destekleyen bir açıklama yapmış.. RoboCop'un bir nevi bir Hz. İsa hikayesi olduğunu söylemişti.

Haberin Devamı

Hayalet Avcıları çapraz ateşte öldü!

/

Hayalet Avcıları filminde dört kahramanımız proton paketlerini Gozer'e boşaltıp New York'u kurtarmaya çalışıyor ve bunda başarılı oluyordu. Ancak bir teoriye göre Hayalet Avcıları bu mücadeleleri sırasında ateşledikleri proton paketlerinin kurbanı oldular. Hayaletin etrafını dört yandan saran Avcıların ateş ettiklerinde birbirlerini vurduklarını savunan teoriye göre kutlama sahnesi de hayaliydi. Filmin ikincisi çekilince bu teori biraz havada kaldı.

Çantada ne var?

/

Teoriye göre Pulp Fiction'daki altın Bond çantasında Marsellus Wallace'ın ruhu var. İddiaya göre Wallace ruhunu şeytana satmıştı ve iddiaya göre Bond çantadaki ışık da onun ruhu.

Haberin Devamı

Stan Lee bir Uatu

/

Teoriye göre Stan Lee, The Watcher'dan bildiğimiz Uatu karakterinin ta kendisiAncak insan formunda. Normalde filmde Uatu, dünya dışı bir türden ve Dünyadaki diğer yaşam türlerinin aktivitelerini izlemek ve raporlamakla görevli. Dünya'dan Ay'a teleport olabilme yeteneğine de sahip.

İnsanlığın kurtarıcısı

/

Groundhog Day filminde bir televizyon kanalında hava durumu sunucusu olan Phil Connors'un (Bill Murray) gönderildiği Groundhog Day şenliklerinde her sabah uyandığında aynı günü tekrar yaşaması konu alınıyordu. Teoriye göre Harold Ramis'in çektiği filmde Phil Connors karakteri aslında Bodhisattva'nın bir yansımasıydı. Bodhisattva, Budist düşüncede kendini tüm duyarlı canlıların Budalığa ulaşmasına yardımcı olmaya adamış kişi anlamına geliyor. İnsanların iyiliği için bir ıstırap döngüsünün içinde kalmayı seçen bu kişiler diğer canlıları acılardan kurtarmak ve onları aydınlığa ulaştırmak için çabalarlar. Dünyayı gönderilme amacı insanları kurtarmaktır. Filmdeki Connors karakterinin aynı günde dönüp durması ve insanlara yardım etmesi bu teoriyi ortaya çıkarmıştır.