Yazarlar köşelerinde Arda Turan'ı yazdı
Arda Turan'ın uçakta gazeteci Bilal Meşe'ye yaptığı saldırı ve sonrasında kadrodan çıkarılmasıyla milli takımı bırakması gündemin bir numaralı maddesi oldu. Köşe yazarları da bugünkü yazılarında Arda Turan'ı konu edindi. İşte o yazılardan bazıları:
Haberin Devamı
/

FATİH ALTAYLI (HABER TÜRK): “Yakıştı mı sana bu yaptığın” diyeceğim ama yanlış olacak. Sen kendine yakıştırdıktan sonra ben “Yakıştı mı sana” desem ne fark eder. Babandan bile yaşlı Bilal’e saldırmak uydu mu senin “Bayrampaşalı raconuna”. Sen de ben de biliyoruz ki, Bilal’in seni kızdıran yazısını Bilal bir tarafından uydurmadı. Birileri ona söyledi, o da yazdı. Sen de o birilerine Bilal üzerinden mesaj verdin. Bu mudur adamlık? Bu mudur Bayrampaşalı Arda’lık! Çok kızdıysan, “Bir daha milli formayı giymeyeceğim” dersin. Daha da kızdıysan, Bilal’e o dedikoduları fısıldayanların yüzüne küfreder çeker gidersin. Ama 68 yaşında adama saldırmazsın. Olmadı Arda, hiç olmadı.
/

MEHMET DEMİRKOL (FANATİK): Arda Turan’ın hedefi Bilal Meşe ya da başka bir gazeteci değil. Bizzat Terim ve Demirören. Terim’in, Kosova maçı sonrası söylediği, “Çağırdım ama içime sinerek çağırmadım” açıklamasının cevabı. O günden beri muhtemelen bunun sıkıntısını yaşıyordu. Arda tek başına da değil. Arkasında sağında solunda başka futbolcular var. Bu muhtemelen planlı bir eylem. Bu futbolcular Euro 2016’da milli takım kampında teknik ve idari heyet tarafından yürütülen kampanyaya zamanında cevap verip kendi bakış açılarını anlatmadılar. Şimdi gazetecilere saldırarak bu kampanyaya cevap veriyorlar. Hedefleri de Arda’yı içine sinmeden milli takıma çağıran Terim ve Demirören. İletişimi beceremediler ve şimdi delilik derecesine varan bir tepki gösteriyorlar.
Haberin Devamı
/

ATİLLA GÖKÇE (MİLLİYET): Arda’nın koruyucuları, destekçileri ve abileri var. Ne yapsa alkışlamaya hazırlar. Hem de bunu caf caflı buluşmalarla yaparlar. Arda da abileri de ellerinden geleni ardına koymasın. Biz de yalnız değiliz Arda... Arkamızda milyonların vicdanı var. Çok yetenekli futbolcu, çok büyük piyanist, çok zengin işadamı, ödül kazanmış sinema yönetmeni ya da Nobel kazanmış edebiyatçı-bilim insanı olabilirsiniz. Onlar uygarlık ve tarih sayfalarında toplumlar tarafından baş tacı edilirler. Ama yine de unutma Arda... Herkesin onuru eşittir. Kimsenin onuruyla oynama, topunla oyna! Saygılı ol, küstürme kardeşi kardeşe.. İlaveten... Benim adım Bilal Meşe!
/

GÜNTEKİN ONAY (VATAN): Milli takım uçağında nasıl böyle bir şey yaptı, anlam veremedim. Kendisini genç milli takımdan beri tanıyorum. Gerçekten de her zaman saygılı, yüreği sevgi dolu, samimi ve sıcak bir çocuktu. Neden bu kadar doldu, nasıl böyle bir ruh haline girdi, yaptıklarını nasıl izah edecek bunu anlayamıyorum. Keşke hiç olmasaydı. Gazetecilerin de mesleki anlamda ‘Herkese’ karşı bir duruşlarının olması gerekiyor. Bu kulüp başkanları için geçerli.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

MEHMET AYAN (VATAN): Ayet ve özlü söz paylaşımıyla iyi insan, düzgün sporcu olunmuyor. Bilal Meşe’nin yaptığına karşı -ki yaptığı gazeteciliktir, yorumculuktur- hukuki haklarını kullanmak yerine kaba kuvvete başvuran bir adamdan değil Milli Takım kaptanı, iyi bir birey olması beklenemez. Fatih Terim ve ötesinde başka bir teknik direktör Arda’yı asla Milli Takım formasıyla buluşturmamalı. Çünkü Arda, meseleleri kaba kuvvetle çözme eğiliminde bir adam!
/

ZEKİ UZUNDURUKAN (FOTOMAÇ): Kabul edilmiş bir yanlışlık, kazanılmış bir zaferdir... Ama Arda Turan, hatalı olmadığına inanıyor; "Pişman değilim" dedi. Milli Takım kariyerini sonlandırdığını açıkladı. Bomboş salona konuştu... Sen, sana 'dünya yıldızı' sıfatını yakıştıran gazetecilere yumruk atmaya kalkarsan; küfürler yağdırırsan; basın toplantında da işte böyle bomboş salona konuşursun! Bu da sana meslektaşlarımın tokadıdır Arda! Ne demişler; mezarlıklar vazgeçilmez insanlarla doludur. Biz Dünya Üçüncüsü olurken Arda Turan yoktu....
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

ERMAN ÖZGÜR(FANATİK): Mesele aslında Bilal Meşe abimizin yazdıkları falan değil. Sadece yeni bir güç gösterisi, geçmişte yaşananların sindirilememiş olması. Normal şartlarda Arda’nın yaptığı işin sonucu belli. Ama bizim sistemimizde güçlü olan diğerini ezmek için bazen Bilal Meşe gibi gazeteci abilerimizi kurban ediyor hepsi bu. Bir insanı test etmek istiyorsan en güçlü olduğunda yaptıklarına bakacaksın. Arda da bu sınavı yaşayanlardan sadece biri. Geçti mi dersiniz? Hayır. Bence ülkemizdeki futbolcu profili de Arda ile birlikte sınıfta kaldı. Çünkü sebebi ne olursa olsun binlerce küçük çocuğun idolu iken, insanlar yeni doğan çocuklarına Arda ismini koyarken, sen her şeyden evvel kendinden yaşça büyük bir insana küfür veya hakeret edemezsin.
/

SONER YALÇIN (SÖZCÜ): Kuşkusuz, Arda'nın yaptığı yanlıştır. Peki arkadaş! “Materazzi”nin hiç mi suçu yok? Arda'nın yaşadığı onlarca yalana karşı öfke patlaması değil mi? Arda'nın sinirlerini bu derece kimler yıprattı? Prim nedeniyle stadyumlarda yuhalanmasına kimler sebep oldu? Unutuldu mu; bu çocuğa “vatan haini” damgası vuruldu. Yine “nedene” değil, “sonuca” bakılacak; ve denilecek ki, “Arda hiç yakıştı mı?” “Arda'nın sözlerinde gerçek payı yok mu” diye kimse soracak mı? Ne gezer! İflah olmaz kimi “medya görevlileri” Arda'yı yine kalemle linç edecek. Peki, bilmiyor muyuz; futbolcu olamamış kimi spor muhabirlerinin, başarılı futbolculara karşı duyduğu kompleksi? Burası Türkiye! Başarılı insanları yok etmek için sinsi ittifakların kurulduğu ülke. Futbolcuların ruhlarından sakatlandığı büyük arena! Arda'nın “günahı”; Edirne'nin öte yakasına geçip dünya devi Barcelona'da futbol oynamasıdır. Ah! Başarısız olup dönse ne mutlu olacak kalitesizler lobisi!
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

TURGAY DEMİR(FOTOMAÇ): Eskiler edep, aklın dış görünüşüdür der; Arda'nın aklını gördük... Bayrampaşa, Altıntepsi'de sunmuştu onu Türk futboluna... Emekçi bir babanın oğlu olarak Allah vergisi yeteneğini kullanırken efendiliği ile de dikkatimizi çekmiş, sürekli yanında olmaya çalışmıştık...Barça'ya gidişi milletçe gururumuz olmuştu, şimdi ise utancımız! Yazık. Çok yazık. Anlık bir öfkeyle bir şey yaşanmış olsa anlarım ama olay kesinlikle öyle değil. Aylar önce prim meselesi yaşanmış ve "Milli meseledir uzatmayalım, memleketin de Milli Takım'ın da huzura ihtiyacı var" diyerek kapatmışız... Sen kalk o gün kafana tak bir gazeteciyi ve hesap sormak için onun Milli Takım uçağına bineceği günü bekle… Yuh!.
/

SERKAN AKCAN (FANATİK): Arda bugüne kadar kazandığı sempatiyi yerle bir etti. Kusuru işleyenin özür dilemek şöyle dursun üstüne efelendigi bir dünyada Arda’nın yaptığını alkışlayacak hasta ruhlu insanlar olabilir. Bu nasıl bir kinmiş, ne kalın bir ajandası varmış Ardanın. Üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen hesabı şimdi kesebiliyor. Üstüne de mafya ağzı açıklamasıyla tüy dikiyor. Atletico Madrid ve Barcelona onun futboluna çok şey kattı şüphesiz ve ama içindeki öfkeyi yenmeyi öğretememiş. Yazık kendine büyük kötülük yaptı Arda. Bilal Meşe’ye yumruk attı, tartakladı. Belki saldırdığı insanın burnunu ya da kolunu kıramadı ama kendini rol model alan binlerce çocuğun kalbini orta yerinden kırdı. Arda’nın Ay-Yıldızlı formayı giymeye devam etmesi düşünülemezdi. Kendisini göndermek için fırsat kollayan Barcelona yönetiminin de işini kolaylaştırdığının farkındadır umarım. Yaptığı tam bir kariyer intiharı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

NEZİH ALKIŞ (FANATİK): Bilal Meşe ile yıllarca Milliyet’te birlikte çalıştık. Şakacı, sakin, efendi ve iyi gazeteciliğinin yanı sıra dürüstlüğü ile de herkesin saygı duyduğu bir isimdi. Arda’nın milll takım uçağında bir haber nedeniyle O’na yaptığı ‘sinkaflı’ hakaretler... Ve arkasından yumruk atmaya kalkışması inanılacak gibi değil. Yıldız olmak kolaydır. Ama onun ağırlığını taşımak zordur. Uçakta Türkiye Futbol Direktörü var. Yardımcıları da orada ve Arda kimseyi takmadan ortalığı birbirine katıyor... Arda’ya nasıl bir yaptırım uygulanacağı merak ediliyordu. Milli takım kampından ayrıldı ve sonunda Ay-Yıldızlı formayı bırakmak zorunda kaldı.