hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ermenek’te ilk duruşma gergin başladı

    Ermenek’te ilk duruşma gergin başladı
    expand

    Karaman'ın Ermenek İlçesi'nde geçen 28 Ekim'de meydana gelen 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan 3'ü tutuklu 16 sanıklı davanın ilk duruşması, bugün başladı. Duruşmayı izlemek için mahkeme salonuna bekleyen aileler, 3 tutuklu sanık salona alınınca "Katiller utanmadan karşımıza çıkıyorsunuz" diyerek tepki gösterip saldırmak istedi. Bunun üzerine 3 tutuklu sanık, salon dışına çıkartıldı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ermenek'in Pamuklu Köyü'nde Has Şekerler Madencilik Şirketi'ne ait linyit ocağını geçen 28 Ekim günü, eski ocakta biriken suyun basması sonucu 18 işçi mahsur kaldı. Facia ardından başlayan arama- kurtarma çalışmaları 38 gün sürdü. Bu çalışmalar kapsamında 18 işçinin cesetleri farklı zamanlarda ulaşılarak ocaktan çıkartıldı.

    Soruşturmayı yürüten Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı 168 sayfalık iddianameyle Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

    16 sanıklı ilk davanın ilk duruşması bugün başladı. İddianamede yer alan tutuklu sanıklar Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar, Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey ve aynı şirketin teknik nezaretçisi Ali Kurt ile tutuksuz sanıklar Ermenek Cenne Linyit Madencilik şirketi işletme müdürü Mehmet Zeybek ve Has Şekerler Madencilik şirketinin daimi nezaretçisi maden mühendisi Yavuz Özsoy'un da bulunduğu 14 sanık 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma' suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.  Diğer sanıklar barut biriminde görevli işçi N.Ö. 'yetkisi olmadığı halde belgelere imza atmak', puantör M.A. da faciayı 'bildirme yükümlülüğünü ihlal' suçlamasıyla hakim önüne çıktı.

    Duruşma nedeniyle adliye binası çevresinde geniş güvenlik önlemi alındı. Polis, bariyerlerde binanın etrafını çevirdi. Duruşmayı izlemek isteyen madenci aileleri, güvenlik kontrolünden geçirildikten sonra adliye bahçesine alınıp, içeri girebildi.

    Duruşma yaklaşık 80 kişilik salonda yapılan duruşmaya aralarında ölen madencilerden Tezcan Gökçe'nin eşi Ayşe Gökçe, Mehmet Tokat'ın eşi Zeynep Tokat, Uğur İlhan'ın eşi Ayşe İlhan, Osman Çoksöyler'in eşi Sadiye Çok Kerim ve Ali Haznadar'ın babası Şükrü Haznadar ve annesi Saadet Haznadar, Uğur İlhan'ın eşi Ayşe İlhan'ın da aralarında bulunduğu 27 kişi, ölen madencilerin ve sanıkların avukatları ile tutuksuz sanık Mehmet Zeybek katıldı.

    Ailelerden bazıları gözyaşlarını tutamadı. Avukatlar salona orta büyüklükte yazı tahtası getirdi. 16 kişinin yargılanacağı davada tutuksuz 5 sanığın ifadesinin daha önce alındığı öğrenildi. Mahkeme başlamadan önce tutuklu sanıklar Saffet Uyar, Abdullah Özbey ve Ali Kurt, salona alındıktan sonra, aileler, 'Katilller, utanmadan karşımıza çıkarıyorsun', 'Kömür uğruna bizim evlatlarımızı yediniz' diyerek saldırmak istedi. Ölen madencilerden bazılarının eşleri, sanıklara çantalarını fırlattı. Bunun üzerine sanıklar salon dışına alındı. Bazı ailelerde sakinleştirilmek için dışarı alındı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sanığa baston ve yumrukla saldırı

    Ölen madencilerin ailelerinin, tutuklu sanıkları tepki göstermesiyle gergin başlayan duruşmada, aileler sakinleştirildikten sonra iddianame okundu.  

    İddianamede, Has Şekerler Maden ocağının bulunduğu yerde 1994-1997 yılları arasında çalışmış olan Numune adlı ocak ile Has Şekerler Ocağının çakıştırılmış haritası MİGEM'den temin edilip, incelendiği belirtildi. Çakıştırılmış imalat haritasına göre 3'üncü başyukarının Numune Ocaktan kalan imalata çok yakın olduğunun anlaşıldığı, 4'üncü başyukarının giriş ve tepe noktalarında baskından kaçmaya çalışan işçilerin bir kısmının cenazelerinin bulunması ve 3'üncü başyukarının ise tamamen göçükle dolu olması, büyük taş ve kaya parçalarının bulunması, az miktarda su gelirinin devam sonucunda facianın 3'üncü başyukarından başladığı vurgulandı.

    İddianamede 3'üncü başyukarıda daha önce kömür göçmesi ve devamlı kömür kaymasına rağmen, mühendislerin tahkimat yapılıp, çalışmaya devam ettirdiği, sondaj ile kontrol yapmadıkları, kaza günü işçiler öğle yemeği yemek için madenin çeşitli bölgelerinde bulundukları sırada 3'üncü başyukarıdan suyun patladığı, işçilerden bazılarının kaçmaya başardığı ancak kaçamayan işçilerinde mahsur kalıp hayatlarını kaybettiği belirtildi.

    Alarm sistemi olmadığı için facia geç fark edilmiş

    İddianamede, sabit gaz ölçüm istasyonunda Hidrojen Sülfür ölçen cihaz olmadığı vurgulandı. Ayrıca, Has Şekerler Maden Ocağında, yasal zorunluluk bulunmasına ve hayati öneme haiz olmasına rağmen, acil durumlarda ocağın derhal boşaltılmasını sağlayacak bir alarm tertibatının ocak içerisinde kurulu bulunmadığına dikkat çekildi.

    Alarm sistemi olmadığı içinde cak içerisinde suyun patladığı noktaya uzak mesafedeki bazı işçilerin kazanın ilk aşamasında olayın vehametini anlayamadıkları ve madenden hemen kaçmak yerine yerdeki yemek kaplarını toplama, olayı algılamaya çalışma ya da diğer arkadaşlarına haber verme endişesiyle vakit kaybettikleri, su patlamasının olduğu yere uzak mesafedeki işçilerden doğrudan çıkışa yönelenlerin kurtuldukları, tereddüt eden işçilerden bir kısmının ise, suların galerileri hızlıca ve büyük ölçüde doldurması nedeniyle ocak içerisinde mahsur kalarak öldükleri anlaşıldığı yer aldı.

    "Suyan tadına bakılıp analiz yapılır mı ? Ne kadar aptalca"

    Sanıkların iddianamedeki ifadeleri de tek tek okundu. Yaklaşık 3 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye olan Has Şekerler Madencilik şirketinin daimi nezaretçi ve fiilen işletme müdürü Yavuz Özsoy'un, ifadesi de okundu. Özsoy'un "Yaptığım incelemelerde ocağın birçok yerinden damlayarak su geldiğini gördüm. Bu doğal suydu, içilebiliyordu, kokmuyordu. Bu nedenle herhangi bir sorun olduğunu düşünmedim." şeklindeki ifadesi okunduğu sırada bir madenci yakını, "Suyun tadına bakılıp analiz yapılır mı? Ne kadar aptalca."diye tepkisini gösterdi.

    Sanığa baston ve yumrukla saldırı

    Diğer sanıkların iddianamedeki ifadesi okunduğu sırada 1990-2010 yılları arasında Ermenek Cenne Kömür İşletmeleri'nde teknik nezaretçi olarak çalışan ve tutuksuz yargılanan Ahmet Dağdeviren, tuvalete gitmek için mahkeme başkanından izin istedi. Dağdeviren, salondan çıkmak isterken karşısında duran bir madenci yakını bastonla başına vurdu. Ardından da diğer madenci yakınları da tepki gösterip saldırdı. Arbede sırasında başına yumruk darbesi alan Dağdeviren, güvenlik güçlerinin müdahalesiyle salondan çıkartıldı. Bir madenci eşide fenalaşınca salon dışına alındı ve sağlık görevliler müdahale etti.

    Salondan gerginliğin artması üzerine, sanıklar yeniden salon dışına çıkartıldı. Güvenlik güçleri de madenci yakınlarını sakinleştirmeye çalıştı. Mahkeme heyeti duruşmaya 15 dakika ara verdi.

    Saldırı yapanlar hakkında tahkikat

    Aranın ardından mahkeme tekrar başladı. Mahkeme Başkanı Mustafa Başer, sanığa saldıranların kimliklerinin tespit edilip, haklarında tutanak tutulup, tahkikat başlatılmasını istedi. Salondaki diğer madenci yakınlarını da uyaran Başer, aynı durum yaşandığı takdirde, duruşma salonundan çıkartılıp bir daha alınmayacaklarını söyledi.

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow