hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Adem Huduti'ye cezaevi girişinde 'Başaramadık' dedi mi?

    Adem Hudutiye cezaevi girişinde Başaramadık dedi mi
    expand

    Darbe girişimi sırasında Malatya'daki 2. Ordu'da yaşananlara ilişkin görülen davada savunma yapan eski 7. Ana Jet Üs Komutanı Emin Ayık, cezaevi girişinde Adem Huduti'ye, "Olmadı işte komutanım, başaramadık" dediği iddialarına yanıt verdi. Ayık, "Elle tutulur olmayan bir kişinin ifadesi söz konusu. Bununla bir sonuca varılamaz. 3 general tanımadıkları kişilerin yanında böyle bir konuşma yapmaz diye düşünüyorum. Böyle bir konuşma asla olmamıştır" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin 26'sı tutuklu 76 kişinin yargılandığı davanın ikinci duruşmasında ikinci oturumu başladı. Davada tutuklu sanık dönemin 7. Ana Jet Üs Komutanı Emin Ayık savunma yaptı. Ayık, cezaevi girişinde Adem Huduti'ye, "Olmadı işte komutanım, başaramadık" dediği iddialarına ilişkin, "Elle tutulur olmayan bir kişinin ifadesi söz konusu. Bununla bir sonuca varılamaz. 3 general tanımadıkları kişilerin yanında böyle bir konuşma yapmaz diye düşünüyorum. Böyle bir konuşma asla olmamıştır" dedi. Ayık, darbe girişimi sırasında da 2. Ordu'dan sadece Orgeneral Huduti ile görüştüğünü anlattı.

    2. Ordu Harekat Başkanı tel örgüden atlayarak kaçmış

    FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde 2. Ordu ile 7. Ana Jet Üs komutanlıklarındaki olaylara ilişkin haklarında Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılan ve aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti'nin de bulunduğu general, subay, astsubay ve erlerden oluşan 76 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması için Yakınca Spor Salonu çevresindeki yoğun güvenlik önlemleri sürüyor.

    Darbe sanığı yarbay, komutanı olduğu birliktekileri tanımıyormuş

    Cezaevi araçlarıyla spor salonuna kelepçeli getirilen dönemin 7. Ana Jet Üs Komutanı Emin Ayık'ın da aralarında bulunduğu 11 tutuklu sanık, jandarma ekiplerince içeri alındı. Diğer tutukluların ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katılacakları öğrenildi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Duruşmaya sanık Adem Huduti tutuklu bulunduğu Düzce T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan SEGBİS ile bağlandı.

    Spor salonunun girişinde kontrol noktası oluşturup çevrede güvenlik önlemi alan polis ve özel harekat ekipleri, avukatların yanı sıra tutuksuz sanıklar ve yakınları, müştekileri ve izleyicileri X-ray cihazından geçirerek üst araması yaptıktan sonra içeri aldı.

    Emin Ayık savunmasını yaptı

    Davada tutuklu sanık dönemin 7. Ana Jet Üs Komutanı Emin Ayık savunma yaptı. Ayık, görevde bulunduğu süre içerisinde yoğun ve önemli görevler icra ettiklerini, yaptıkları işlerde başarılı sonuçlar elde edildiğini, terör örgütünün belinin kırılmasında sorumlu olduğu üs komutanlığının önemli bir görev gerçekleştirdiğini söyledi. FETÖ/PDY ile eğitim ve meslek hayatı boyunca ilgili alakası olmadığını ileri süren Ayık, iddianamede üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.

    'İniş ve kalkışları engelledim'

    Ayık, sözde Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan mesaj formunda "görevine devam" yazılmasının kim ya da kimler tarafından yapıldığını bilmediğini savunarak, "Benim dışımda gerçekleşmiştir. Ben, 2016 yılında Ağustos ayı itibarıyla tuğgenerallikte 4 yılımı dolduruyordum. Görevlendirme bana avantaj sağlamayan bir durum değil, kariyerimde olumsuz bir durumdur" iddiasında bulundu. 15 Temmuz'da Korgeneral Mehmet Şanver'in kızının düğüne katılmayı planladığını belirten Ayık, savunmasına şöyle devam etti:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Annemin rahatsızlığından dolayı planımı değiştirdim. Annemin rahatsızlığı son zamanlarda artmıştı. Eşimle ayrıldıktan sonra annemle yaşadığım için onu Ankara'ya götürme kararı verdim. Sabah erkenden yola çıkmayı planlıyordum. Terörle mücadele kapsamında havalanan uçakların bombalarını atmadan Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi tarafından geri çağrıldığı söylendi. Hafta sonu görevlendirmelerine benzer bir görevlendirme olduğunu düşündüm. Saat 21.00'de Harekat Komutanı (Kurmay Albay) Tayfun Tuna'yı arayarak, üsse geçeceğimi söyledim ve üsse geçtim. Durumun netleşmesini beklerken, darbeye teşebbüs olaylarını televizyondan izledim. Garnizonu terk etmedim, birliğimin başında kontrolü sağlayıp, olası bir olumsuzluğa mahal vermedim. Gerekli temaslar sağlanarak, işbirliği içerisinde ortak hareket edilmiştir. Gerekli güvenlik tedbirleri alınıp uçuş sistemlerinin kapatılması sağlanmış, ana ve yedek piste iniş ve kalkışların engellenmesi için gerekli araçlar yerleştirilmiştir. Pistlerin hiçbir kalkışa izin vermeyecek şekilde kuledeki personel tarafından kapatılması sağlanmıştır."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    'Emirleri icra ettim'

    Ayık, üsse 7 kargo uçağının iniş yapmasına izin verdiği iddialarına ilişkin ise şunları kaydetti:

    "Saat 03.50'de uçuş kulesi beni arayarak, Eskişehir'deki Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'nden arandıkları, Kayseri üzerinden bekleyen uçakların bizim üssümüze indirebilecekleri söylendi. Söz konusu kargo uçaklarının üssümüze yönlendirildiğini, indirilmesi, tekrar kaldırılmaması ve personelin gözaltına alınması söylendi. Vali Beyle görüşüp durumu anlatmak istedim ama zaman kısıtlı olunca uçakları indirip sonra görüşmek istedim. DHMİ Müdürü ile görüştük, Vali Beyin uçakların indirilmemesi yönünde talimat verildiğini söyledi. Ben de uçaklar indikten sonra görüşeceğimi söyledim. Uçakların yedek piste park etmesiyle, pist kapatıldı. Bu işlemler yapıldıktan sonra Vali Beyi bilgilendirdim. Talimatlar doğrultusunda bağlı bulunduğum komutanlıklarla hareket ettim. Kuvvet Komutanlarının bilgisi dahilinde ve emriyle gerçekleştirildi. Uçakların her birinin maliyeti 100 milyon doların üzerindedir. Uçakların indirilmemesi, yakıtların olmaması nedeniyle ülkemiz için stratejik imkanlar kaybedilecekti. Emirleri uygun şekilde tam olarak icra ettim. Maddi değeri yüksek olan uçakları düşmekten kurtardım. Darbeye iştirak ettikleri iddia edilen personellerin emniyete teslim edilmesini sağladım. Uçakların inişlerine izin vermeseydim, Hava Kuvvetleri Komutanlığının emrine uymamış olacaktım. Uçakları kurtarıp, personelleri emniyete teslim ettim."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Üsten F4 uçaklarının kalkışına izin vermediğini iddia eden Ayık, "F4 uçaklarının kalkışına izin versem, çabam olsa kalkışlarını yaparlardı. Kargo uçaklarının inişi geciktirilip, bu uçaklar kaldırılabilir, kalkış için çok rahat pist başına ulaşabilirlerdi. F4 uçaklarının kalkışına izin verdiğim iddiası gerçek dışıdır" savunmasını yaptı.

    Huduti'ye söylediği iddia edilen sözler

    Cezaevi girişinde Huduti'ye, "Olmadı işte komutanım, başaramadık" dediği iddialarına ilişkin ise Ayık, "Elle tutulur olmayan bir kişinin ifadesi söz konusu. Bununla bir sonuca varılamaz. 3 general tanımadıkları kişilerin yanında böyle bir konuşma yapmaz diye düşünüyorum. Böyle bir konuşma asla olmamıştır" ifadelerini kullandı.

    Ayık, Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un "sözde mesaj formunda üs komutanlarından görevine hala devam yazmayan kişiler var mı?" sorusu üzerine, "Mesaj formunu hiç görmedim, inceleme imkanım olmadı" iddiasında bulundu.

    Kargo uçaklarının piste inişini ne zaman öğrendiği sorusuna ise Ayık, "04.00 gibi. İniş ise 04.30'da gerçekleşti" dedi.

    Ayık, Mahkeme Başkanı Koç'un "Adem Huduti'den o gece pistin uçuşlara kapatılması yönünde talimat var mıydı?" sorusuna, "Sayın ordu komutanı iniş kalkış olmamasıyla alakalı bana tavsiye niteliğinde emirlerini aktardı" cevabını verdi.

    "F4 uçaklarının hangardan çıkıp, ruleye başlaması hangardan çıkmaları emrini verdin mi?" sorusu üzerine Ayık, "Emrim olmadı." iddiasında bulundu.

    Ayık, Mahkeme Başkanı Koç'un "Size F4'lerle ilgili bilgilendirme yapıldı mı?" sorusuna, "Kule beni aradı ve 'efendim çıkan F4 var' dedi. Bulunduğum yerde telsizle alakalı bir sıkıntı vardı, konuşmaları tam duyamadım. Kargo uçaklarından beşincisi indiği sırada F4'leri gördüm. Hem elimle hem de telsizle 'uçaklar geriye dönsün' dedim" yanıtını verdi.

    "15 Temmuz'da 2. Ordu'dan kimle görüştün?" sorusuna Ayık, "Bir tek ordu komutanımızla görüştüm" dedi.

    Mahkeme Başkanı Koç'un "(Darbe girişimi olduğu gece Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nden izinsiz uçak kaldırarak Ankara'ya giden ve şehit Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen darbeci) Semih Terzi ile görüştün mü? Basına yansıdığı kadarıyla Terzi darbe gecesi Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nden kalkan nakliye uçağıyla Ankara'ya geçiyor. Malatya kuleyle bu uçağın teması olduğu ifade ediliyor. Bu yönde bilgin var mı?" sorusuna, "Ben bunu harekat komutanından öğrendim. Böyle bir kimseyi ben tanımıyordum. Etimesgut havaalanı ile ilgili birtakım bilgiler sormuş. Haraket komutanı söyledi, 'bilgi vermeyin' diye söyledim" iddialarında bulundu.

    7 Mart'tan bu yana 52 sanık savunma yaptı

    Davanın görülmeye başlandığı 7 Mart'tan bu yana aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti ve 2. Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun'un da bulunduğu 52 sanık savunma yaptı.

    Geçen ay görülen davanın ilk duruşmasında, tutuklu yargılanan dönemin 2. Ordu Kurmay Başkanı Avni Angun ile dönemin 2. Ordu Komutanı Huduti'nin Koruma Astsubayı Hacı Eyyüp Özcan, adli kontrol şartıyla tahliye edilmişti.

    Mahkeme heyeti, Huduti'nin darbe girişimi sırasında telefonla görüştüğünü iddia ettiği Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın tanık olarak dinlenilmesini kararlaştırılmıştı.

    İddianameden

    Malatya Cumhuriyet Başsavcısı Ergül Yılmaz ve Başsavcıvekili Mehmet Badem tarafından hazırlanan, Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 165 sayfalık iddianamede, dönemin 2. Ordu Komutanı Huduti "bir numaralı şüpheli" olarak yer alıyor.

    İddianamede, sanıkların, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek", "cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'yi görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve "FETÖ üyesi olmak" suçundan da on beşer yıl hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow